Türkiye’nin En Kapsamlı Şehir Rehberi: Ankara Gibisi Yok | HORECA Trend
Takip edin!

Dosya

Türkiye’nin En Kapsamlı Şehir Rehberi: Ankara Gibisi Yok

Türkiye’de de şehir rehberlerinin sayısı ve etkisi hızla artıyor. HORECA Trend okurları için Türkiye’nin en kapsamlı şehir rehberlerinden birisi olan “Ankara Gibisi Yok”un ODTÜ Teknokent’teki ofisini ziyaret ettik ve “Ankara Gibisi Yok” ekibi ile projelerini konuştuk.

Yayınlandı

on

New York, Londra ve Berlin’de yeni açılan restoran, cafe ve barları tanıtan; şehirdeki etkinlikleri takip eden şehir rehberi ve web portallarının sayısı oldukça fazla. Bu rehberler milyonlarca kişi tarafından takip ediliyor ve önerdikleri mekanların rezervasyonları iki üç ay sonrasına kadar dolabiliyor.

Türkiye’de de şehir rehberlerinin sayısı ve etkisi hızla artıyor. HORECA Trend okurları için Türkiye’nin en kapsamlı şehir rehberlerinden birisi olan “Ankara Gibisi Yok”un ODTÜ Teknokent’teki ofisini ziyaret ettik ve “Ankara Gibisi Yok” ekibi ile projelerini konuştuk.

Önce merak edilen soruyla başlayalım: Gerçekten sizin için “Ankara gibisi yok” mu?

Kısa ve net bir cevap olacak ama gerçekten de Ankara gibisi yok! Ankara’ya samimi olarak bağlıyız ve bu şehirde yemeyi, içmeyi, gezmeyi; iyi bir konsere, tiyatro oyununa gitmeyi seviyoruz. Ankara tüm ekibimizin geçmişinin olduğu, yaşanmışlıkları olan bir şehir.

Türkiye’de örnekleri az olan bir şehir rehberi oluşturuyorsunuz. Bir şehir rehberi ne işe yarar? Ankara Gibisi Yok’ta neler yapıyorsunuz?

Aslında Ankara’da yenilecek, içilecek ve gezilecek mekanları derliyor, etkinlikleri takip ediyoruz. Hiçbir işletmeden para almıyor ve objektif görüşlerimizi paylaşıyoruz. Şu an için ana iletişim kanalımız @ankaragibisiyok kullanıcı adlı Instagram hesabımız ve www.ankaragibisiyok.com adresli web portalımız.

Instagram’da 6 ay gibi kısa bir sürede 21 bin takipçiye ulaştık. Takipçilerimizin %98’i Ankara’dan ve bu çok homojen bir kitle. Paylaştığımız bir içerik organik olarak 16 binin üzerinde erişim alıyor ve çoğu zaman önerdiğimiz mekanlar dolup, taşıyor.

Ankara Gibisi Yok, şu anda Instagram’da öne çıksa da aslında bir web portalı. Web portalımız her gün binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Portalımızda Ankara’daki mekanları, mekanlar hakkında bilgi ve yorumları bulabiliyorsunuz. Ayrıca her ay güncellenen kapsamlı bir etkinlik takvimimiz var. Ankara’da ne olup bitiyorsa ve olup bitecekse Ankara Gibisi Yok’tan ulaşabilirsiniz.

Takip ettiğim kadarıyla değerlendirdiğiniz mekanlara, etkinliklere çoğu zaman eleştirel yaklaşıyorsunuz. Örneğin paylaştığınız mekanların büyük bir bölümünü beğenmediğinizi açıkça yazıyorsunuz. Bu, Türkiye’de alışık olduğumuz bir durum değil. Bu duruma takipçilerinizin, ziyaretçilerinizin tepkisi ne oldu?

Hoşlarına gitti. Doğal olarak bizi daha samimi buldular. Takipçilerimizin hemen hepsi gittiğimiz mekanlardan para almadığımızı, üstüne üstlük hesabı da ödeyip çıktığımızı biliyor. Bu bize büyük bir özgürlük alanı tanıyor. Beğenmediğimiz bir yemek için “beğenmedik”, kötü bir konser için “kötü” yazabiliyoruz. Beğenmediğimiz bir yemek için “beğendik” demek bize göre kabul edilemez, ahlaksızca bir durum. Bunu asla yapmadık, yapmayacağız. Açıkçası yapanları da ayıplıyoruz.

Ankara Gibisi Yok’un gelecek planlarında neler var? Rehberi nasıl geliştireceksiniz?

İnternetin hemen her alanında varız. Mobil uygulamamızı da geliştiriyoruz ve 2023’ün ilk yarısında Ankaralılarla buluşturmayı planlıyoruz. Şu an için web portalımız ve sosyal medya hesaplarımızla her ay iki yüz bin Ankaralıya ulaşıyoruz. Hedefimiz 2 yıl içinde Ankara nüfusunun %25’inin her gün başvurduğu bir rehber olmak. Açıkçası bunun için çalışıyoruz. 

 

Kaynak: HORECA Trend

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dosya

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı ve HORECA Sektörü

”Benim en büyük eserim Cumhuriyettir” diyen Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman Türk milletinin bizlere armağan ettiği Cumhuriyetimizin 100. yılını büyük bir onurla kutluyoruz. Cumhuriyet, 100 yılda her alanda olduğu gibi HORECA sektöründe de önemli değişimlerin, gelişmelerin önünü açtı. Cumhuriyet’le birlikte Türk HORECA sektörü de büyüdü, güçlendi ve müreffeh yarınlar inşa etti.

Yayınlandı

on

Cumhuriyet dönemi Türk HORECA sektörü, 1923’ten günümüze Türkiye’ye güç katıyor. HORECA sektörü, Cumhuriyetin ilk yüz yılında Türkiye’ye sosyal, kültürel ve ekonomik katkısı en fazla olan sektörler arasında yer alıyor.

Tarım alanında yaşanan devrimler, Türkiye’de gıda sanayinin kurulması, modern otel, restoran ve cafe gibi işletmelerin hayatlarımıza girmesi, yüzlerce yıllık geçmişten miras geleneksel yemeklerin İstanbul mutfağı ve batılılaşma etkisi ile çeşitlenmesi son yüz yılda HORECA sektöründe tanık olduklarımızın sadece bir bölümü.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte, HORECA sektörünün gelişimi, geçirdiği değişim ve dönüşümü yani aslında koca bir yüzyılı sizlere bu makalede özetlemek istiyoruz.

Cumhuriyetin 100 Yılında Türk Mutfağı

Osmanlı mutfak kültürünün bir mirasçısı olarak gelenekleri yaşatmaya devam eden Cumhuriyet dönemi Türk mutfağı, 100 yılda önemli gelişmeler ve dönüşümlere de sahne oldu.

Geleneksel (alaturka) ve modern (alafranga) mutfak ikilemi Cumhuriyet döneminde kent merkezli Türk mutfağında iyice kendini göstermeye başladı. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Bursa gibi kentlerde Türk mutfak kültürü modern sofra adabı ve alışkanlıkları sergilenirken; kırsal bölgelerde geleneksel sofra düzeni alışkanlıkları ve mutfak uygulamaları esas olarak devam etti.

Medya ve iletişim araçlarının gelişimi kültürel olarak ayrımı ortadan kaldırırken; modern tarım uygulamaları ve sanayileşme ile üretimin artması, ekonominin gelişimi ile zenginliğin artması, merkez/çevre ayrımını zaman içerisinde azalttı.

Cumhuriyet döneminde özellikle kız ve olgunlaşma enstitüleri gibi eğitim kurumları aracılığıyla modern sofra adabı ve dünyadan farklı lezzetler toplumun tüm kesimleri tarafından ulaşılabilir olmaya başladı.

Merkezden taşraya modern mutfak kültürü yayılırken; 1950’lerden itibaren hızlanan “köyden kente göç” ise büyük şehirlerdeki mutfak kültürüne yenilikler getirdi. 1950’lerden itibaren İstanbul kebap, lahmacun, içli köfte gibi yöresel lezzetlerle tanıştı.

Cumhuriyet ile Restoranların Hayatımıza Girmesi

Cumhuriyetle birlikte İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Bursa başta olmak üzere pek çok şehirde dışarıda yemek yeme alışkanlığı da gelişme gösterdi.  19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren İstanbul’da açılmaya başlanan Batı tarzındaki restoranlar Cumhuriyet döneminde tüm ülkeye yayıldı. Böylelikle esnaf lokantaları, aşevleri ve seyyar yiyecek satıcıları dışında modern restoran kültürü de Cumhuriyet ile gelişti.

Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet’in kurucu kadroları ile Ankara’da özdeşleşen otel, restoran ve cafeler oldukça önem arz etmektedir. Ankara Palas bir konuk evi ve sosyal tesis olarak modern HORECA sektörü için iyi bir örnek oldu. Mustafa Kemal Atatürk’ün de sıklıkla ziyaret ettiği Karpiç Lokantası (Ankara Şehir Lokantası) adeta gastronomi okulu vazifesi gördü ve bu restoranda çalışan pek çok kişi daha sonra kendi restoranlarını açarak Cumhuriyet döneminin önemli işletmelerinin kuruluşuna öncülük ettiler.

Ankara ve İstanbul dışında Anadolu’nun başka şehirlerinde de Cumhuriyet döneminde açılan restoranlar oldu. Afyonkarahisar’daki ünlü İkbal lokantası, Bursa’da Çelik Palas Oteli’nin lokantası, İzmir’de balık lokantaları diğer şehirler için verilebilecek örnekler arasında. İstanbul’da Cumhuriyet döneminde, Sirkeci’de 1927 yılında açılan Borsa Lokantası; ayrıca Batı tarzı, modern yemekler sunan Hilton, Park Otel ve Divan Otel gibi oteller, Moda Deniz Kulübü ve Büyük Kulüp gibi kulüp restoranları da alanlarında birer öncü olarak kabul edilebilir.

Cumhuriyet Döneminde Cafe ve Pastaneler

İstanbul’da Cumhuriyet’ten hemen önce tanınmaya başlanan Batılı pastane kültürü gayrimüslim Osmanlı tebaası ve Bolşevik devriminden kaçarak İstanbul’a sığınan Beyaz Ruslarla güç kazandı. Cumhuriyet döneminde, Balkanlardan göç eden Yugoslav ve Arnavutlar pastane kültürünü devraldı ve geliştirdiler. Geçmişin damak tadını günümüzde halen devam ettiren eski İstanbul pastanelerinden biri olan Baylan, Arnavutluk’tan göç eden Filip Lenas tarafından kuruldu. Mullatier’in yanında çalışmaya başlayan Lenas, ilk dükkânını 1923 yılında Loryan adıyla Beyoğlu’nda açmıştı.

I. Dünya Savaşı’nın başlarında iş bulma amacıyla Rusya ve Polonya’ya Doğu Karadeniz bölgesinden giden göçmenler de Cumhuriyet’in cafe ve pastane kültürüne önemli katkılar sundular. Cumhuriyet’in kuruluşuyla Türkiye’ye geri döndüklerinde orada edindikleri pastacılık ve pastane alanındaki mesleki bilgilerini cafe ve pastaneler açarak göstermişlerdir. Ankara, İstanbul, İzmir ve Anadolu’nun diğer kentlerde cafe ve pastane kültürünün gelişimine büyük katkıları olmuştur. Kadıköy’de açılan Kars pastanesi, Ankara’daki Milka ve Flamingo pastaneleri, İzmir Reyhan pastanesi, Isparta’da Asya pastanesi, Bodrum’da 1968’te Çamlıhemşinli Yakup Hoştan tarafından Girit muhacirinden devralınan fırının yerine açılan Yunuslar, Karadeniz Hemşinli pasta ustalarının açtıkları cafe ve pastanelere örnek olarak verilebilir.

Tarım Gelişti, Gıda ve Tadarik Sektörü Büyüdü

Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetin kurucu ekibi kalkınma ve sanayiye büyük önem verdi. Türkiye’nin dört bir yanında yeni fabrikalar açılırken, gıda sanayiinde de önemli atılımlar yapıldı. Gıda, Cumhuriyet döneminde gelişen önemli sektörlerden birisi haline geldi.

Türkiye’de turizmin ekonomik bir güç halini almasıyla birlikte, HORECA tedarik sektörü de önemli atılımlar yaptı. HORECA tedarik alanında Dünyada adından söz ettiren onlarca Türk markası doğdu.

Günümüzde Türk HORECA tedarik sektörü, alanında dünyanın en iyileri arasında yer alıyor. Türkiye’nin HORECA alanında ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, ihracat alanında rekorlar kırarak Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına önemli katkılarda bulunuyor.

Turizm ve Otelcilik; Cumhuriyet’e Ekonomik Güç Kattı

Cumhuriyetle birlikte dünyanın en önemli turizm destinasyonları arasına giren Türkiye; turizm ve otelcilik alanında yaptığı atılımlarla dikkatleri üzerine çekti.

Son 60 yılda en hızlı gelişim gösteren sektörlerin başında gelen, neredeyse her yıl kesintisiz büyümeye devam eden, makroekonomik verilerde önemli bir paya sahip olan turizm sektörü, Cumhuriyet döneminde ekonomik büyümenin itici güçlerinden birisi olarak görülüyor.

Türk HORECA Sektörü, Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman Türk milletinin bizlere armağan ettiği Cumhuriyetimizin 100. yılını büyük bir onurla kutlarken; Türkiye’nin yarınları için çalışmaya devam ediyor. Hep birlikte, Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe, emin adımlarla yürümeye devam ediyoruz, edeceğiz…

 

Kaynak: HORECA TREND

Devamını Oku

Dosya

MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir, Bodrum 2024 Seçkisi Açıklandı

Michelin müfettişleri, 15’i İzmir’de ve 19’u Bodrum’da olmak üzere toplamda 111 restoranı rehberin yeni seçkisine dahil etti. İzmir’den 3, Bodrum’dan 2 restoran birer MICHELIN Yıldızı alırken, Bodrum’dan 2, İzmir’de 6 olmak üzere toplamda 8 restoran Bib Gourmand ödülüne layık görüldü. İstanbul seçkisine yeni eklenen 25 restorandan 2’si birer MICHELIN Yıldızı alırken, 8 restoran Bib Gourmand ödülüne layık görüldü. Böylece İstanbul’da listeye restoran listesi 77’ye yükseldi.

Yayınlandı

on

Michelin, MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir, Bodrum’un yeni restoran seçkisini duyurmanın mutluluğunu yaşıyor. Michelin müfettişleri, 15’i İzmir’de ve 19’u Bodrum’da olmak üzere toplamda 111 restoranı rehberin yeni seçkisine dahil etti. İzmir’den 3, Bodrum’dan 2 restoran birer MICHELIN Yıldızı alırken, Bodrum’dan 2, İzmir’de 6 olmak üzere toplamda 8 restoran Bib Gourmand ödülüne layık görüldü.

İstanbul seçkisine yeni eklenen 25 restorandan 2’si birer MICHELIN Yıldızı alırken, 8 restoran Bib Gourmand ödülüne layık görüldü. Böylece İstanbul’da listeye restoran listesi 77’ye yükseldi.

Michelin Rehberi İstanbul, İzmir ve Bodrum Seçkisi’ne liste olarak ulaşmak için tıklayın: Michelin Rehberi İstanbul, İzmir ve Bodrum Listesi (2024)

Ödül töreninde yaptığı konuşmada seçkiye dair bilgiler paylaşan MICHELIN Rehberi Uluslararası Direktörü Gwendal Poullennec, “Müfettişlerimiz bu yıl bir kez daha İstanbul mutfak seçkisinin cazibesine kapıldı. Karma kültüre sahip bir dünya şehri olan İstanbul, klasik Türk meyhanelerinden, son moda veya uluslararası restoranlara, aynı zamanda tam anlamıyla bir mutfak deneyimi sunan rahat restoranlara kadar oldukça zengin bir gastronomik panoramaya sahip. İkinci seçkiye bu yıl eklenen 2 yeni MICHELIN Yıldızı da dahil olmak üzere şehrin dört bir yanına yayılmış 24 yeni restoranın yer aldığı 2024 Seçkisi, aynı zamanda gelenekleriyle de gurur duyan cesur şefler neslinin yönlendirdiği gastronomi standartlarındaki yükselişi de gözler önüne seriyor” dedi.

Poullennec, İzmir ve Bodrum ile ilgili olaraksa, “MICHELIN Rehberi ailesine kayda değer derecede etkili bir şekilde giriş yapan İzmir ve Bodrum’da ekiplerimiz, bu iki bölgeyi birbirinden ayıran farklılıklardan özellikle çok etkilendi. Yerel kökler, bölgeye olan bağlılık ve yerel üreticilerle kurulan güçlü bağların, İzmir ve çevresinde seçkiye giren restoranların çoğunun paylaştığı ortak özellikler olduğunu söyleyebiliriz. MICHELIN Yeşil Yıldızı’nın bölgedeki üç restorana verilmesi, bu güçlü bağlılığı kanıtlıyor. Bodrum ise gastronomik açıdan bütünleyici bir konsept sunuyor: Sahilde lüks ve uluslararası mekanlar yer alırken, Bodrum’un merkezi özellikle pitoresk, erişmesi kolay, küçük ve bağımsız restoranlara ev sahipliği yapıyor” diye konuştu.

7 yeni restoran Birer MICHELIN Yıldızı ile ödüllendirildi

İzmir’de üç restoran birer MICHELIN Yıldızı’na layık görüldü:

Şef Osman Sezener yönetimindeki OD Urla, köklü ve özgün mutfak anlayışıyla öne çıkıyor. Üzüm bağları ve zeytinliklerle çevrili olan ve aile tarafından işletilen bu restoranda şef ve ekibi, yarısı doğrudan tesiste üretilen, geri kalanı ise restoranın yakınındaki üreticiler ve zanaatkarlar tarafından üretilen en kaliteli yerel malzemeleri kullanıyor. Özellikle de restoranın açık odun ateşinde pişirilenler olmak üzere tüm tabaklar sade, doğal, bazen rustik ama her zaman mükemmel bir şekilde hazırlanıyor.

Teruar Urla’da şef Osman Serdaroğlu ve ekibi, yerel ürünlerin zenginliğini öne çıkaran, İtalyan ve Akdeniz esintili tabaklar hazırlıyor. Kuzu saltimbocca’dan kızarmış kabaklara, taze keçi peynirinden kurutulmuş yoğurda kadar yemekler şaşırtıcı derecede zengin ve minimalist. Şarap listesi de aynı derecede etkileyici ve Türkiye’nin farklı bölgelerine saygı duruşunda bulunuyor.

Ozan ve Seray Kumbasar, Vino Locale’de eşsiz bir mekan yaratmışlar. Bu tutkulu çiftin müşterilerini bölgelerinin mükemmelliğini keşfetmeye davet etmekten başka arzusu yok. Ozan Kumbasar, mutfağında yalnızca en iyi ürünleri kullanıyor ve bu ürünleri restorana yakın yerlerden temin etmeye özen gösteriyor. Mevsimlere olabildiğince uygun tasarlanan menü, 6 haftada bir değişerek konukları duygusal ve sofistike bir mutfağı keşfetmeye davet ediyor. Yemek salonunda Seray Kumbasar, gurmelere yöresel şaraplardan oluşan dikkat çekici bir seçki sunarak rehberlik ediyor. Bunun yanında dijestif içki seçkisi de oldukça etkileyici.

Bodrum’da ise 2 restoran birer MICHELIN Yıldızı ile ödüllendirildi:

Şef Osman Sezener tarafından işletilen Kitchen, leziz uluslararası dokunuşlarla modern bir Türk mutfağı sunuyor. Burada bölgesel ve taze ürünler, kömürde pişirilen ve bahçeden toplanan bitkilerden yapılan salsa verde ile zenginleştirilen ızgara ahtapotta olduğu gibi, her zaman taze hazırlanan, lezzet açısından zengin ama aynı zamanda sade ve güçlü tada sahip tabakların merkezinde yer alıyor.

Ege mutfağı tutkunları, sahil boyunca dar ve kıvrımlı yoldan ilerledikten sonra, Michelin’in tavsiye edilen oteller listesinde de yer alan ve otelle aynı adı taşıyan Maçakızı’nın keyfini sürecekler. Şef Aret Sahakyan’ın yaratıcı teknikleri, yerel mutfak gelenekleri ile dans ediyor. Birinci sınıf Türk ve Avrupa şaraplarından oluşan şarap listesinin yanı sıra restoranda etkileyici bir şampanya seçkisi de mevcut.

Son olarak, İstanbul’da yer alan 2 yeni restoran birer MICHELIN Yıldızı’na layık görüldü:

Uluslararası bir geçmişe sahip İstanbullu şef Cenk Debensason, Arkestra’da uzmanlığını ve mutfak konusundaki becerilerini ortaya koyuyor. Mutfağı, marine edilmiş ton balıklı sashimi ve suşi pirinçli dondurma ile mükemmel pişmiş ördek göğsüne eşlik eden hafif şuruplu “apicius” sosundan oluşan yemekleriyle farklı ufukları birleştiriyor.

Sankai by Nagaya’da şef Yoshizumi Nagaya, iki adet yüksek kaliteli omakase menüsü oluşturdu. Bunlardan ilki, suşi ustası Hiroko Shibata tarafından mümkün olduğu ölçüde yerel balıklar kullanılarak titizlikle hazırlanmış suşi oldu. İkincisi ise çok düşük sıcaklıkta 48 saat boyunca pişirilen, avrupai dokunuşlarla zenginleştirilen ve ardından fasulye, ponzu mayonezi, toz sirke ve susam ile servis edilerek kaiseki mutfağını onurlandıran dana yanağı idi.

Bu birer MICHELIN Yıldızı ile ödüllendirilen 2 yeni restoran, İstanbul’daki Bir MICHELIN Yıldızlı restoran sayısını toplamda 6’ya yükseltiyor ve Araka, Nicole, Mikla ve Neolokal bu yıl da unvanlarını koruyor. Yerel mutfak sahnesinin zirvesinde yer alan Turk Fatih Tutak ise hazırladığı mükemmel ve rota değiştirmeye değer tabaklar sayesinde, iki MICHELIN Yıldızı ile MICHELIN Rehberi’nin 2024 seçkisinde yer almaya devam ediyor.

Duyarlı dört yeni restoran MICHELIN Yeşil Yıldız ile ödüllendirildi

MICHELIN Rehberi’nin 2024 seçkisinde 3’ü İzmir’de, 1’i de İstanbul’da olmak üzere 4 yeni MICHELIN Yeşil Yıldızlı restoran yer alıyor. MICHELIN Yeşil Yıldız, gastronomi alanındaki çevreye duyarlı olma konusunda öncü restoranları onurlandırıyor ve aynı zamanda bu konuda gerçekten tutkulu ve ilham verici mutfakları keşfetmeye çalışan gurmeler için güvenilir bir kaynak görevi üstleniyor.

İzmir’den OD Urla, Vino Locale ve Hiç Lokanta, İstanbul’dan ise Circle by Vertical MICHELIN Yeşil Yıldız ile ödüllendirilen restoranlar arasına girdi. Geçen yılın seçkisinde yer alan Neolokal’in MICHELIN Yeşil Yıldızı’nı korumasıyla, MICHELIN Rehberi’nin 2024 seçkisinde MICHELIN Yeşil Yıldız ile ödüllendirilen restoran sayısı 5’e yükseldi.

Seçkiye 16 yeni Bib Gourmand restoran eklendi

MICHELIN Rehberi’nin Bib Gourmand kategorisine 2’si Bodrum’dan, 6’sı İzmir’den ve 8’i İstanbul’dan olmak üzere 16 yeni restoran eklendi.

Müfettişler Bodrum’daki İki Sandal meyhanesinde sunulan mezelerin çeşitlilik ve lezzetinden özellikle etkilenirken, Otantik Ocakbaşı’nda servis edilen ızgara etlerin tadını çıkarmayı da ihmal etmediler.

İzmir’de geleneksel Türk mutfağı, seçkin adreslerde büyük beğeni topluyor. Adil Müftüoğlu, Ayşa Boşnak Börekçisi, Beğendik Abi ve Tavacı Recep Usta’da mezeler, haşlamalar, sebze çorbaları ve şerbetli baklavalar lezzet yarışında. Sürdürülebilir girişimleri nedeniyle MICHELIN Yeşil Yıldız’a da layık görülen Hiç Lokanta, eski şehirde daha modern ve sebze ağırlıklı bir mutfak sunuyor. Lucien Arkas bağında yer alan LA Mahzen, lezzeti ve kalitesiyle Akdeniz mutfağını yaşatırken, en kaliteli yerel şarapları da ön plana çıkarıyor.

Bib Gourmand kategorisinde yer alan İstanbul’daki 8 yeni restoran, Aida – vino e cucina veya Fauna’nın İtalyan lezzetlerinden Inari Omakase Kuruçeşme’nin Japon lezzetlerine veya Red Balon’un Akdeniz mutfağına kadar daha eklektik bir mutfak panoraması sunuyor. Modern veya geleneksel olması fark etmeksizin Türk mutfağı da unutulmadı; Circle by Vertical, Efendy, Tavacı Recep Usta Bostancı ve Foxy Nişantaşı da Bib Gourmand kategorisindeki restoranlar arasında yerini aldı.

Bu kategoriye yeni eklenenlerin yanı sıra, daha önce MICHELIN Rehberi 2023 seçkisinde Bib Gourmand kategorisinde yer alan İstanbul’daki 10 restoran, rütbesini korumaya devam ediyor. Bu sayede Bib Gourmand kategorisindeki 18 restoran, Türkiye’nin en büyük şehrinde parlıyor.

Seçkiye 36 yeni tavsiye edilen restoran dahil oldu

MICHELIN Yıldızı veya Bib Gourmand ile ödüllendirilen restoranların yanı sıra müfettişler mutfaklarının kalitesiyle öne çıkan ve 6’sı İzmir, 15’i Bodrum ve 15’i İstanbul’da yer alan 36 yeni restoranı da tavsiye edilenler listesine ekledi. Tüm bu yeni restoranlar arasında, ister İstanbul’un Eyüpsultan semtindeki Lokanta Göktürk’te Anadolu spesiyalitelerinin tadına varmak, ister Bodrum’da Bağarası’nda mezelerin keyfini sürmek, ister İzmir’de Kasap Fuat’ta mükemmel etlerin tadına bakmak olsun, çeşitlilik ön planda. Asya mutfağını sevenler, Akira Back İstanbul ve Zuma Bodrum’un Japon spesiyalitelerini veya Hakkasan İstanbul’un Kanton lezzetlerini kaçırmak istemeyecek. İtalyan mutfağını tercih edenler ise Bodrum’daki Isola Manzara veya İzmir’deki Ristorante Pizzeria Venedik’i ziyaret edecek. Aynı zamanda İstanbul’daki Eleos Yeşilköy, İzmir’deki SOTA ALAÇATI veya Bodrum’lu Sait’te balık ve deniz ürünlerinin tadını çıkarabilecek.

İstanbul’dan tavsiye edilen restoranlar listesine giren 15 yeni restorana ek olarak, tavsiye edilen restoranlar listesinde bu yıl da yerini korumaya devam eden 37 restoran ile şehirdeki tavsiye edilen restoran sayısı 52’ye yükseldi.

MICHELIN’den Üç Özel Ödül

Olağanüstü bilgi birikimini onurlandırmak ve restoranlardaki çeşitli görevleri ön plana çıkarmak için müfettişler, unutulmaz yemek deneyimlerine katkıda bulunan 3 yetenekli profesyoneli ayrıca onurlandırmaya karar verdi.

MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir, Bodrum 2024 seçkisi ile birlikte ilk kez açıklanan MICHELIN Sommelier Ödülü, İzmir’deki MICHELIN Yeşil Yıldızlı

Seray Kumbasar ve İzmir’deki bir MICHELIN Yıldızlı restoranlardan biri olan Vino Locale’in oldu.

Mastercard tarafından desteklenen MICHELIN Servis Ödülü, olağanüstü konukseverlik anlayışlarından dolayı İsmail Kahveci ve İstanbul’daki Tuğra Restoran’ın servis ekibinin oldu.

Son olarak, gelecek vaat eden genç yetenekleri onurlandıran MICHELIN Genç Şef Ödülü, seçkiye Bib Gourmand kategorisinden dahil olan The Red Balon’dan Ulaş Durmaz’a verildi.

MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir, Bodrum seçkisinde özetle:

  • 77’si İstanbul, 15’i İzmir ve 19’u Bodrum’da olmak üzere toplamda 111 restoran, tavsiye listesinde yer aldı.
  • 1 adet İki MICHELIN Yıldızlı restoran (İstanbul)
  • 11 adet Bir MICHELIN Yıldızlı restoran (6’sı İstanbul’da, 3’ü İzmir’de, 2’si Bodrum’da)
  • 26 Bib Gourmand restoran (18’i İstanbul’da, 6’sı İzmir’de, 2’si Bodrum’da)
  • 5 adet MICHELIN Yeşil Yıldızlı restoran (2’si İstanbul’da, 3’ü İzmir’de) yer aldı.

MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir, Bodrum’un tam seçkisi MICHELIN Rehberi web sitesinde ve uygulamasında ücretsiz olarak yer alıyor.  Restoranlar, Türkiye’nin ve dünyanın en eşsiz ve heyecan verici konaklama mekanlarını içeren MICHELIN Rehberi otel seçkisi ile beraber sunuluyor. Rehberde yer alan her otel, her bütçeye uygun seçeneklerle olağanüstü tarzı, hizmeti ve karakteri nedeniyle seçilmiş olup, oteller için doğrudan MICHELIN Rehberi web sitesi ve uygulaması aracılığıyla rezervasyon yapılabiliyor. Gastronomi alanında bir referans noktası olan MICHELIN Rehberi, oteller için de yeni bir standart belirliyor. Seçimdeki her restoranı keşfetmek ve unutulmaz bir deneyim yaşamak için seçeceğiniz bir otele rezervasyon yapmak için MICHELIN Rehberi web sitesini ziyaret edebilir veya iOS ve Android üzerinden MICHELIN Rehberi’nin uygulamasını ücretsiz olarak indirebilirsiniz.

Not: Michelin rehberi hakkında daha detaylı bilgi edinmek için HORECA TREND’in “Michelin Yıldızı Nedir? Michelin Rehberinin Kısa Tarihi” başlıklı makalesini okuyabilirsiniz.

 

Kaynak: HORECA TREND

Devamını Oku

Dosya

Dünya Turu: Rüzgarların Şehri Bakü

HORECA Trend’te “Dünya Turu” serisi ile Dünyanın farklı coğrafyalarından otel, restoran ve cafeleri sizlerle buluşturmaya karar verdik. İlk durağımız kardeş ülke Azerbaycan oldu. Bir hafta boyunca Bakü’de dolu dolu bir HORECA turuna çıktık ve izlenimlerimizi sizler için kaleme aldık.

Yayınlandı

on

Yazar:

HORECA Trend’te “Dünya Turu” serisi ile Dünyanın farklı coğrafyalarından otel, restoran ve cafeleri sizlerle buluşturmaya karar verdik. İlk durağımız kardeş ülke Azerbaycan oldu. Bir hafta boyunca Bakü’de dolu dolu bir HORECA turuna çıktık ve izlenimlerimizi sizler için kaleme aldık.

Mükemmel Et Yemekleri

“Yediğin, içtiğin sende kalsın gezip, gördüğünü anlat” denir ama biz bu seride tam tersini yapacağız. Bakü’de neler yedik, içtik; resotran, cafe ve otellerde neler yaşadık sizlere onları anlatacağız. 

Söz konusu olan yemek ise Bakü, mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir coğrafya. Hayatımda yediğim lezzetli et yemeklerinin kayda değer bir bölümünü Bakü’de yedim. Kuzu eti ile yapılan yemeklerin, kebapların tadı bir başka. Rusya’nın Azerbaycan’dan ciddi oranda canlı hayvan ve et ithal etmesine şaşırmamalı. 

Azerbaycan’ın lüle kebabı, tike kebapları mutlaka denenmesi gereken lezzetler. Ayrıca bastırma ve et ile yaptıkları tencere yemekleri de çok başarılı. Et ile servis edilen meze ve salataları da oldukça lezzetliydi.

Tavuğun Farklı Yorumları

Sadece kırmızı et de değil, Azerbaycan mutfağında tavuk da önemli bir yere sahip. Tavuk yemekleri Türkiye’den biraz farklı. Azerbaycan’da tavuğu vişne gibi meyvelerle tatlandırıp, hazırlıyorlar. İlk denemede farklı geliyor ama gerçekten lezzetliler.

Türkiye’deki mevcut bir yemeğin Bakü’de farklı yorumlandığını da sıklıkla görüyorsunuz. Örneğin Türkiye’de afiyetle ana yemek olarak tüketilen kuru fasülye, Bakü’deki menülerde çorba kategorisinde yer alıyor ve yemek önce çorba niyetine içiyor. Türkiye’de kahvaltıda tüketilen reçeller, Azerbaycan’da yemek sonrasında çay eşliğinde yeniliyor.

Çay Kültürü ve Mürebbiyeler

Bakü’de her yemeğin sonunda kendinizi çay içip, birbirinden lezzetli reçelleri kaşıklarken buluyorsunuz. Bakü’den döndükten sonra en fazla aradığım şey beyaz kiraz reçelleri oldu. Türkiye’de yeteri kadar üretilmiyor olması üzücü.

Bakü’nün çok güçlü bir çay kültürü var. Çayı Türkiye’de olduğu gibi fazla kaynatmıyorlar ve oldukça “açık” içiyorlar. Sadece siyah çay genellikle tüketilmiyor, siyah çayı kekik gibi diğer çaylarla karıştırıp içiyorlar.

Akşamları Hazar Denizi kıyısında çay içmek mükemmel bir deneyim. Mutlaka denemelisiniz.

Gösterişten Uzak, Lezzet Konusunda İddialı Mekanlar

Biz bir haftalık seyahatimizde Tonyug, Planet gibi Bakü’nün önde gelen restoranlarında yedik. 7 günde toplam 14 restoran deneme şansımız oldu. Hemen hepsinde özel ilgi (Türkiye’den gelen misafirlerine özel ilgi gösteriyorlar, gerçekten misafirperverler) ve lezzetler bulabildik.

Mekanlar genel olarak gösterişten uzak, mütevazı ama oldukça da güzeldi. 

Bakü Otelleri ve Konaklama

Bakü’de 7 gün boyunca Divan Bakü otelinde kaldık. Türkiye’de daha önce Ankara, Adana ve Mersin Divan otellerine kalmıştım. Türkiye’dekilere kıyasla Divan Bakü daha mütevazi ama oldukça yeterli. İlginç yanı her metro geçtiğinde otelde bunu hissetmemiz oldu. Ancak bu durum Divan’a da özgü değil çünkü şehrin önemli bir bölümü bu durumda. 

Kaynak: HORECA Trend

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2023 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.