Bu yaklaşım, bir şirketin tüketici ihtiyaçlarını anladığının bir göstergesi olduğundan müşteri sadakatinin derinleşmesini sağlıyor. Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, çapraz pazarlamanın işletmelere ve tüketiciye eş zamanlı avantajlar sunan ayrıcalıklı bir çözüm olduğunu vurguluyor.

Günümüzde işletmeler, sadece gelirlerini artırmaktan ziyade müşteri sadakatini korumaya da odaklanıyor. Müşterilerin taleplerine daha kapsamlı bir çözüm sunmak, onların markaya olan güvenini artırıyor. Yeni nesil tüketici, ambalaj tasarımlarında birincil satın alımlarına değer katan ürün veya hizmetler görmek istiyor. Bu ihtiyaca karşılık vermenin yolu da çapraz pazarlama stratejisinden geçiyor. Çapraz pazarlama, müşterinin ihtiyacına entegre ürün veya hizmetler sunarak satın alma deneyimini zenginleştiriyor. Bu yöntem toplam satış değerini artırmakla beraber tüketici memnuniyetini de derinleştiriyor. Ambalaj tasarımı, ürünle ilgili ilk dikkat çeken ve satın alma kararını önemli ölçüde etkileyen bir unsur olduğundan çapraz satış fırsatlarını daha görünür kılıyor. Tüketici ambalaj üzerinde ana ürünle uyumlu, başka bir tamamlayıcı ürün gördüğünde marka tarafından anlaşıldığını ve önemsendiğini hissediyor. Aynı zamanda tüketiciye zamandan tasarruf etme imkanı sunan bu yöntem, kalıcı bir müşteri sadakatine ve satış gelirinin gittikçe artmasına olanak sağlıyor.

“İşletmelerin Ambalaj Yoluyla Tüketici ve Ürün Arasında Tematik Bir Bağlantı Kurması Gerekiyor”

Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, “Ambalaj, bir ürünün sadece koruyucu kabı olmanın ötesinde, müşteri ile marka arasındaki ilk temas noktasıdır. Müşteri ürünün karşısına geçtiğinde ona iletmek isteyeceğiniz tüm detaylar, ambalajınızın iletişim becerisine emanet edilir çünkü ambalaj tasarımı raflarda markaların adına konuşuyor. Dolayısıyla işletmelerin ambalaj yoluyla tüketici ve ürün arasında tematik bir bağlantı kurması gerekiyor. Bu noktada çapraz satış stratejileri hem işletme hem de tüketiciye eş zamanlı fayda sağlayan ayrıcalıklı bir çözüm olarak dikkat çekiyor. Çapraz satış, maliyet verimliliğinden müşteri sadakatine kadar uzanan birçok noktada iki taraflı avantaj sağlıyor. Mesela bir makarna ambalajının tahta kaşıkla birleştirilmesi veya ambalaj tasarımının soslara yönlendirmesi, tüketiciyi ana ürünle uyumlu bir başka tamamlayıcı ürün satın almaya teşvik eder. Tek bir ürünün birden fazla tamamlayıcıya referans olması, müşteri deneyimini zenginleştirerek uzun vadeli ve periyodik şekilde artan satış hacmi fırsatı yaratır.” açıklamalarında bulunuyor.

Kaynak: HORECA Trend ve Tasarist

Karma Grup tarafından bu yıl “Rafta Kalite” ana temasıyla 2.si düzenlenecek olan Kalite ve Ürün Deneyimi Semineri, Türkiye’nin ilk yenilebilir sığır jelatini ve kolajen üreticisi Halavet Gıda’nın ana sponsorluğunda 23-24 Kasım tarihlerinde İstinye Üniversitesi Topkapı Kampüsü Konferans Salonu‘nda gerçekleştirilecek.

Gıda ve içecek sektörünün lider markaları ile alanlarında uzman akademisyenleri bir araya getirecek seminer, tüketicinin talebini ve tüketici iletişiminin anahtarlarını, hem sosyolojik açıdan hem ticari açıdan ele alarak, dünya kaynaklarımızın korunması, gıda kaybının önlenmesi, tedarik zincirinde iyi uygulama örnekleri, private label’da tasarım, ambalajın tasarım ve raf ömrü açısından detayları ile fonksiyonel gıdaya yakından bakmaya hazırlanıyor. Semineri; Cold-Pressed ve HPP işlemlerini bir arada kullanan Türkiye’nin ilk ve tek üreticisi Only Fresh platin sponsor, gıda endüstrisi için yenilikçi ürünleri ile tanınan Sacco System ise altın sponsor olarak destekliyor.

23 Kasım Perşembe günü Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Prof. Dr. Atıf Can Seydim’in, açılış konuşması ile başlayacak olan seminer, Tarım ve Orman Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Volkan Güngören’ın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü iş birliğiyle yürütülen “Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık” projesi ile ilgili sunumuyla devam edecek. Boğaziçi Üniversitesi’nden marka danışmanı, akademisyen ve yazar Prof. Dr. Uğur Batı, tüketicilerin bir ürünü satın alırken tercihlerini etkileyen unsurları aktarırken, katılımcılar Dünya ve Avrupa Şampiyonu milli atlet Ramil Guliyev’den bir şampiyonun fonksiyonel beslenmesini dinleyecek. Günün son konuşmasında BİTKİDEN Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akdağ hem insanların hem de gezegenimizin sağlığı için gerekli olan “Gıdada Dengeli Dönüşüm” yaklaşımını anlatacak.

İkinci Gün Tedarik Zincirindeki Sorunlar ve İhtiyaçlar ile Ambalajın Gücü Tartışılacak

Seminerin ikinci günü, T.C. Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü Reklam 1. Dairesi Başkanı Erdem Biçer’in sürdürülebilir tüketici güvenini reklamlar açısından ele alan konuşması ile başlayacak.   METRO Market Kalite Güvence ve Sürdürülebilirlik Grup Müdürü Meltem Pekperdahçı’nın “Tedarik zincirinde izlenebilirlik” başlıklı sunumunun ardından, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hami Alpas “Tedarik zincirine yönelik risk (tehdit)lere karşı sürdürülebilirlik” ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Barbaros Özer “Tedarik zincirinde atık geri kazanım stratejileri” üzerine konuşacak. Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ardan Ergüven ise tasarımının tüketici davranışlarına etkisi üzerine katılımcıları bilgilendirecek.

Her iki günde de Aktaşlar Lezzet Grubu, Algida, İHE, Kızılay, Namet, Sipa ve Tekafos’un desteklediği network etkinliklerde katılımcılar farklı markaların ürünlerini tadımını yapabilecek ve konunun uzmanına danışabilecekleri sohbet köşesini ziyaret edebilecek.

Kalite ve Ürün Deneyimi Semineri’nin Diğer Konuşmacıları

PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İmer Özer, Euromonitor International Kıdemli Pazar analisti Burcu Yiğiter, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Doç. Dr. Zeynep Tacer Caba, Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zeynep Seydim, CBN Lojistik CEO’su Fahri Dündar, Karma Grup Eğitim, Denetim ve Danışmanlık IFS Akademi Eğitim Koordinatörü F. Selda Bayrakdar.

Kaynak: HORECA Trend ve Karma Grup

Postbiyotik içerik, ürünün tadını değiştirmeden gribe karşı koruma sağlamak, vücudun enerji üretimini optimize etmek ve düzgün sindirimi teşvik etmek için belirli sağlık gereksinimlerini karşılamak üzere tasarlanan farklı karışımlara sahip. Yiyecek ve içecek üreticilerinin bu kategoriye girmesi kolay şekilde gerçekleşirken, postbiyotik tozun bir tarife dahil edilmesi, minimum düzeyde yatırım gerektiriyor ve ek özel makine kullanımına gerek duyulmuyor. Bu durum, üreticilerin besin takviyeleri için tüketici talebini minimum çabayla hızlı şekilde karşılamasına olanak tanıyor.

Dünyanın lider gıda işleme ve paketleme çözümleri şirketi Tetra Pak’ın AB Biotek İnsan Beslenmesi ve Sağlığı ile gerçekleştirdiği iş birliği, Global Research and Markets 2023’e göre yıllık yüzde 9,33’lük bir büyüme oranını temsil eden, 2030’a kadar 232,46 milyar dolara çıkacağı tahmin edilen sağlık ve sağlıklı yaşam pazarı için önemli bir zamanda gerçekleşiyor.

“Postbiyotik Yenilik, Müşterilerimizi Pazar Trendlerinin Önünde Tutma Amacımızın Göstergesi”

Konuyla ilgili konuşan Tetra Pak Genel Müdür Yardımcısı Roberto Franchitti, şunları söyledi: “Son dönemlerde besin takviyelerine olan talepte patlama yaşandı ve bu alanda herhangi bir yavaşlama öngörülmüyor. Sunduğumuz postbiyotik yenilik, yalnızca bu talebe yanıt değil, aynı zamanda müşterilerimizi pazar trendlerinin önünde tutma amacımızın bir göstergesidir. AB Biotek ile birlikte gıda alanındaki bilimsel bilgi birikimimizi, üreticilerin sağlıklı gıdaları tüketiciler için daha erişilebilir hale getirmesine yardımcı olacak çözümler sunmak için kullandık.”

Tetra Pak Güney Avrupa Proses Direktörü Alberto Kullovitz, konuyla ilgili şunları ekledi: “İtalya’da ilk postbiyotik ürünümüzün piyasaya sürüldüğünü görmekten memnuniyet duyuyoruz. Postbiyotiklerle zenginleştirilmiş İnalpi peynir proteini dilimleri, artık tüketicilere sağlığın korunmasında önemli rol oynayan temel unsurları sağlıyor ve bağışıklık sistemini destekliyor. Bu eşsiz kombinasyon, peyniri standart bir gıdadan günlük beslenmede değerli bir katkı maddesine dönüştürerek canlılık ve refahta gerçek artış sağlıyor.”

AB Biotek Genel Müdürü Gerald Dard ise “Artık ilk kez gıda üreticileri için çay, bitki bazlı içecekler, spor içecekleri ve daha fazlası gibi kategorilerde güçlendirilmiş ürünler sunmaları için yeni fırsatların kilidini açabiliyoruz. Tetra Pak ile bu heyecan verici yolculuğa çıkmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.

Postbiyotik Gıda Konsepti Konusunda Araştırmalar Devam Ediyor

Tetra Pak, halihazırda yüksek proteinli uzun ömürlü yoğurt, yüksek proteinli çay ve azaltılmış şekerli meyve suyu dahil olmak üzere bir dizi postbiyotik gıda konseptini araştırıyor. Bu araştırmalar, fikir aşamasından ürün konsepti testine ve şirketin birinci sınıf ürün geliştirme merkezlerinde endüstriyel doğrulamaya kadar ürün yolculukları boyunca gıda üreticileriyle birlikte çalışmayı kapsıyor.

Kaynak: HORECA Trend ve Tetra Pak