Connect with us

Sürdürülebilirlik

Anadolu Efes’ten “Sürdürülebilir Tarım ve Etki Girişimciliği” Eğitimi

55 yıllık geçmişiyle bir bira şirketinin ötesinde kendini aynı zamanda bir tarım şirketi olarak da gören Anadolu Efes, sürdürülebilir tarım odağında yürüttüğü AR-GE ve inovasyon çalışmalarına devam ederken, özellikle gençleri tarıma kazandırmak amacıyla “Sürdürülebilir Tarım ve Etki Girişimciliği” programını başlatıyor.

Yayınlandı

on

Anadolu Efes’ten “Sürdürülebilir Tarım ve Etki Girişimciliği” Eğitimi | HORECA TREND

Kurulduğu günden bu yana sürdürülebilirliği ana şirket stratejisinin temelinde konumlandıran Anadolu Efes, mevcut ve gelecek nesillerin refahını güvence altına alma hedefiyle Sürdürülebilirlik Akademisi ile “Sürdürülebilir Tarım ve Etki Girişimciliği” eğitim programını hayata geçiriyor. Şirket, bu eğitimlerle gençlere, doğayla uyumlu gıda üretimine yönelik sürdürülebilir bir yaklaşım kazandırmayı ve gıda krizine karşı sürdürülebilir tarımla yenilikçi fikirler yeşertmeyi amaçlıyor. Akademisyenler ve uzman eğitmenler tarafından özellikle üniversite öğrencilerine ve Anadolu Efes’in paydaşı çiftçilerin ailelerine yönelik düzenlenen ücretsiz online program, katılımcılara sürdürülebilir tarım konusunda bilgi, farkındalık ve yetkinlik kazandırmayı hedefliyor.

Eğitim ve tarım gibi iki önemli konuyu bir araya getiren bir projeye imza atmaktan gurur duyduklarını ifade eden Anadolu Efes Türkiye Genel Müdürü Onur Altürk, “40 yılı aşkın süredir çiftçilerimizle kol kola çalışıyor, tarım alanında yaklaşık 10 bin kişiye geçim kaynağı sağlıyoruz. Çiftçilerimizi desteklemek ve maltlık arpa üretiminin sürdürülebilirliğini güvence altına almak için onlara teknoloji ve eğitimlerin yanı sıra finansal anlamda da destek sağlıyoruz. Mazot gibi ihtiyaçları için kullanmak üzere her yıl Çiftçi Teşvik Paketleri sunuyoruz. Çiftçilerimize sertifikalı tohum dağıtımı desteği de sağlıyoruz. Geldiğimiz noktada tarımsal ekonomiye katkımız 1 milyar TL seviyesine ulaştı” dedi.

Tarımın devamlılığının dünya ve Türkiye için oldukça önemli olduğunu belirten Onur Altürk sözlerine şöyle devam etti: “Yapılan projeksiyonlar 2050 yılına kadar dünyada gıda talebine dayalı üretim artışının %65’e ulaşması, tarımsal üretimin de en az 2 katına çıkartılması gerektiğini gösteriyor. Öte yandan hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde bir çiftçinin ortalama yaşının 60 olduğunu görüyoruz. Tarımda sürdürülebilirliğe ve gençlerin bu alandaki istihdamına artık her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Tüm bunların ışığında gençleri tarıma yaklaştırmak, eğitime erişimlerini kolaylaştırmak için “Sürdürülebilir Tarım ve Etki Girişimciliği” ücretsiz online eğitim programını hazırladık. Türkiye’nin dört bir yanından üniversite öğrencilerimiz ve paydaşımız olan çiftçilerimizin aileleri bu eğitim sayesinde rejeneratif tarımdan gıda israfına, döngüsel ekonomiye ve sürdürülebilir yaşam pratiklerine kadar birçok konu hakkında bilgilerini geliştirebilir, farkındalıklarını artırabilir.”

“Tarımda gençlere artık her zamankinden daha çok ihtiyaç var” 

Anadolu Efes Grup Kurumsal İletişim ve İlişkiler Direktörü (CCAO) Selda Susal Saatçi şunları paylaştı: “OECD’nin Tarım Sektörü Raporu’na göre 2020’de dünya işgücünün %26,9’u; Avrupa işgücünün %29,6’sı; Türkiye’de ise %17,8’si tarım sektöründe istihdam ediliyor. İnceleme dönemleri itibarıyla tarımsal istihdamın tüm dünyada azalış trendinde olduğu görülüyor. 2022 yılında Türkiye’de bu oranın %15,8’e gerilediğine işaret ediliyor. Türkiye Bankalar Birliği’nin Tarım Sektörü Raporu’nda ise 2022 yılında 45 yaş altı tarımsal istihdamın %23 gerilediğine yer veriliyor. Bu noktada gençlerimizin sürdürülebilir tarım konusunda bilgi sahibi olmasının önemini vurguluyoruz. Yeni eğitim programımız ile bu farkındalığı sağlamayı amaçlıyoruz.”

Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Semra Sevinç, “Belirsizlikle ve çoklu krizlerle dolu günümüzde gezegenin ve canlılığın devamı için iklim krizi kaynaklı gıda krizi ile başa çıkabilmek oldukça elzem konulardan bir tanesi. Sürdürülebilir Tarım ve Etki Girişimciliği eğitim programı, akademisyenlerimiz ve uzman eğitmenlerimiz tarafından hazırlandı. 4 modülden oluşan programda dinleyicilerin sürdürülebilirlik, iklim krizi, gıda krizi, sürdürülebilir tarım yöntemleri ve önemi ile etki girişimciliği konularında bilgi elde etmesini amaçlıyoruz. Daha iyi bir gelecek için tüm paydaşları harekete geçirmek ve güçlü iş birliklerine imza atmak oldukça önemli. Böyle bir alanda Anadolu Efes ile birlikte adım atmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

Not: Sürdürülebilir Tarım ve Etki Girişimciliği eğitim programına kayıt olmak isteyenler bu linkten başvurularını yapabilirler:

LINK (https://anadoluefes.com.tr/gelecegeartideger/tarim/surdurulebilir-tarim-etki-girisimciligi-programi-basliyor

Anadolu Efes Hakkında

55 yıllık yolculuğu boyunca sosyal hayatın içinde bir kurum olan Anadolu Efes, Barth Report’a göre üretim hacmi bakımından dünyanın en büyük 10’uncu, Avrupa’nın ise 5’inci bira şirketi konumunda bulunuyor.  Kurulduğu günden bu yana sektöründe pek çok ilki gerçekleştiren şirket, 70’ten fazla ülkeye gerçekleştirdiği ihracat ile de aynı zamanda Türkiye’den dünyaya açılan sayılı kurumlardan biri. Faaliyette bulunduğu sektörün gelişimine katkı sunarken, içinde bulunduğu topluma değer katmayı da öncelikleri arasında gören Anadolu Efes, sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmayı gelecek nesillere karşı bir sorumluluk olarak görüyor. Bu kapsamda, sürdürülebilir turizmden sürdürülebilir tarım ve çevreye, spordan kültür sanata ve girişimciliğe kadar birçok alanda sürdürülebilir modeller yaratarak gerek çevresel gerekse sosyal ve kültürel gelişime katkı sunacak çalışmalar yürütüyor. 2010 yılından bu yana da uluslararası GRI standartlarını temel alan sürdürülebilirlik raporları aracılığıyla yol haritasını şeffaflıkla paylaşan Anadolu Efes, 2023 yılında ilk entegre raporunu yayımladı.

Kaynak: HORECA Trend ve Anadolu Efes

Tamamını Oku
Reklam
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

HORECA Tedarik

Besler, 8. Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayınladı

Dondurulmuş gıda ve yağ kategorilerinde lider markaları ile faaliyet gösteren gıda sektörünün öncü şirketlerinden Besler, 8. Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı.

Yayınlandı

on

Besler, 8. Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayınladı | HORECA TREND

Bağımsız güvence beyanı ile yayımlanan rapor ile Besler’in, “İsrafsız Şirket” iş modeli çerçevesinde 2024 yılında sürdürülebilirlik alanında attığı somut adımlar ve sürdürülebilirlik performansı kamuoyu ile paylaşıldı. Besler, raporunda, “Doğanın Geleceği İçin Çalışmak”, “Paydaşlarla Güçlenmek” ve “Geleceğe İlham Vermek” odaklarında yürüttüğü faaliyetlere kapsamlı bir şekilde yer verdi.

57 marka ve 1500’ü aşkın ürünle dondurulmuş gıda ve konserve kategorisinde SuperFresh, donuk fırıncılıkta DFU, yağ kategorisinde ise Bizim Yağ, Teremyağ, Luna, Yayla, Sabah, Halk markalarını tüketicilerle buluşturan Besler, 8. Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı.

TSRS uyumlu ilk sürdürülebilirlik raporu yayınlandı

Sürdürülebilirlik alanındaki stratejik çalışmalarının bir parçası olarak şirket bu yıl Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) uyumlu ilk sürdürülebilirlik raporunu da yayınladı. Raporda öncelikli iklim riskleri, bu risklerin finansal etkileri ve bu etkileri optimize etmek adına hedef ve performans göstergelerine yer veren Besler, finansal bakış açısını sürdürülebilirlik odağında optimize etti.

Paydaş ve etki odaklı sürdürülebilirlik stratejisi oluşturuldu

Besler, 2024’te sürdürülebilirlik vizyonunun temellerini sağlamlaştırmak ve paydaşlarının fikirlerini çevresel, sosyal ve finansal etki bakış açısıyla süreçlere entegre etmek amacıyla “çifte önemlilik analizi” gerçekleştirdi. Bu analiz sonucunda ortaya çıkan yüksek öncelikli konular etrafında sürdürülebilirlikle ilgili stratejik hedefler oluşturuldu. Besler, bu analiz sürecinde sürdürülebilirlik ve iklim odaklı risk ve fırsatlarını da ele alarak değer zinciri boyunca dayanıklılığını artırdı.

Gıdanın sürdürülebilir geleceği için hasattan tüketime yenilikçi projeler hayata geçirildi

Gıda kaybı ve israfı, kaynakların verimli kullanımı, gıda güvenliği, sürdürülebilir ham madde tedariği gibi alanlara odaklanmaya devam eden şirket; gıdanın sürdürülebilir geleceği için yenilikçi projeleri hayata geçirmeyi sürdürdü. Dondurulmuş gıdanın lider markası SuperFresh’in entegre bir iş modeli olarak kurguladığı “Topraktan Tabağa Sıfır Gıda Kaybı” projesinde hasattan tüketime israfı önlemek amacıyla yürütülen çalışmalar hız kesmeden devam etti. Sürdürülebilir tarım uygulamaları kapsamında çiftçilere düzenli eğitimler ve danışmanlık verilirken sözleşmeli tarım desteğiyle yerli üretim desteklendi.

Tatlı mısır ekilen alanlarda damla sulama yönteminin yaygınlaştırılması için yürütülen teşvik çalışmalarıyla, çiftçiler 31 milyon TL’ye yakın verim artışı, yaklaşık 4,1 milyon ton su tasarrufu ve 2 milyon kWh enerji tasarrufu sağladı, 6 milyon TL’nin üzerinde finansal tasarruf elde etti.

SuperFresh’in Tarımın Kadın Yıldızları projesiyle 2024’te birlikte çalışılan kadın çiftçi oranı %30’a ulaştı. Kadın çiftçiler, finansal okuryazarlıktan ekolojik okuryazarlığa, girişimcilikten yapay zekâya kadar pek çok alanda aldıkları eğitimlerle daha donanımlı hale getirildi.

İklim değişikliği ile mücadele odağında tüm değer zinciri etkisini ölçümleyen Besler, 2024 yılında 9 milyon TL’nin üzerinde yatırım ile yıl içerisinde tamamlanan ve devam eden olmak üzere toplam 14 enerji verimliliği projesini hayata geçirdi.

Teknoloji ve inovasyon odaklı projeler tarımın dönüşümüne değer katıyor

Besler’in Avrupa Birliği ve TÜBİTAK’la yürüttüğü verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı vizyoner projesi SAFER’le (Smart Agriculture Fields in the Europe Region) en çok tüketilen tarım ürünlerinden patatesin üretim süreçlerinde iyileştirme gerçekleştirildi. Nesnelerin interneti ve yapay zekâ destekli erken uyarı sistemine sahip projeyle, deneme alanlarındaki patates tarlaları drone ve sensörlerle anlık takip edilerek su ve besin ihtiyaçlarını tespit ediliyor; erken uyarı sistemleri ile olası hastalık ve kayıpların önüne geçiliyor. Sistemin başarılı bir şekilde entegrasyonu ile, hedeflerin de üzerinde sonuçlar elde edildi. Ürün kalitesinde %25, ürün verimliliğinde %17 artış, kaynak kullanımında (insan gücü dahil) %40 oranında azalma sağlandı.

Mert Altınkılınç: “Sorumlu üretim anlayışıyla gıdanın geleceği için çalışıyoruz”

Sorumlu üretim anlayışıyla gıdanın geleceği için çalışmalarını kararlılıkla sürdürdüklerini belirten Besler CEO’su Mert Altınkılınç şunları kaydetti: “Tarladan sofraya değer zincirimizin her aşamasında gıda sistemlerinin dayanıklılığını artırmak için tüm paydaşlarımızla birlikte çalışıyoruz. Besler olarak çevresel sürdürülebilirliği ve doğal kaynakların korunmasını yalnızca bir öncelik olarak görmüyor, stratejimizin merkezinde konumlandırıyoruz. Bu anlayışla, enerji verimliliği, ambalaj optimizasyonu ve atık yönetimi gibi alanlarda çevreye olan negatif etkimizi her yıl sistematik olarak azaltırken çeşitlilik ve kapsayıcılığı kalıcı bir şirket kültürüne dönüştürerek toplumsal etkimizi güçlendiriyoruz. Gıda gibi hayati bir sektörde faaliyet göstermenin sorumluluğuyla, sürdürülebilirliği bütüncül bir yaklaşımla ele alıyor; hiçbir paydaşımızı geride bırakmadan birlikte dönüşmeyi hedefliyoruz.”

Kaynak: HORECA Trend ve Besler

 

Tamamını Oku

Sürdürülebilirlik

PepsiCo Türkiye, Gıda Atıklarını Enerjiye Dönüştürdü

PepsiCo, Manisa’daki biyometanizasyon tesisi sayesinde geçen yıl yaklaşık 14 bin ağacın temizlediği kadar karbon salımını engelledi.

Yayınlandı

on

PepsiCo Türkiye, Gıda Atıklarını Enerjiye Dönüştürdü | HORECA TREND

PepsiCo Türkiye, Manisa Fabrikası’ndaki biyometanizasyon tesisiyle organik atıklardan (çoğunlukla gıda atıkları) doğal gaz yerine kullanılabilen biyometan gazı üretiyor. Türkiye’de bir ilk olan bu proje sayesinde 2024’te yaklaşık 14 bin ağacın temizleyebileceği kadar karbon salımı önlendi. 2025’te ise projeye yenilik eklendi: Başka şirketlerin atıkları da kullanılarak biyometan üretimi artırıldı.

PepsiCo Türkiye, pep+ strateji doğrultusunda 2023 yılının son aylarında devreye aldığı Biyometanizasyon Tesisi projesinin ilk yıl çıktılarını paylaştı. Proje ile organik atıklardan, evlerde ve işyerlerinde kullanılan doğal gazın yerine geçebilecek biyometan gazı üretiliyor. 2024 yılında üretilen 7,5 milyon kWh biyometan, 1,370 ton karbondioksit salımını önledi; bu da her yıl 13,700 olgun ağacın karbon emme kapasitesine eşdeğer oluyor.

PepsiCo Türkiye, dünyadaki PepsiCo ekosisteminde ve Türkiye’de de bir ilk olarak Manisa Fabrikası’nda hayata geçirdiği Biyometanizasyon Tesisi ile organik atıklardan elde edilen biyometan gazıyla, PepsiCo Manisa Fabrikası’nın doğal gaz ihtiyacının karşılarken sera gazı emisyonlarını azaltmaya devam ediyor.

PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Ergün Günay, özel sektörün çevre için iş birliğinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: ‘Biyometanizasyon tesisimizde önce kendi atıklarımızı kullanarak başladık. 2024’te ürettiğimiz 7,5 milyon kWh biyometan sayesinde 1.370 ton CO₂ salımını önledik; bu, yaklaşık 14.000 ağacın yıllık karbon emme kapasitesine eşdeğer. 2025’te ise çevredeki fabrikaların atıklarını da kullanmaya başladık. Böylece hem çevreye hem döngüsel ekonomiye katkı sağlayan, sanayide öncü bir iş birliği modeli oluşturduk. Partnerlerimizden topladığımız atıklarla 1.000 tonun üzerinde karbon salımını engelliyoruz.

İleri teknoloji ve mühendislikle kullanıma hemen hazır, %99 saflıkta biyometan üretiliyor

Halihazırda Türkiye’deki fabrikalarında kojenerasyon tesisleriyle organik atıktan elektrik üreten PepsiCo Türkiye, yiyecek fabrikalarındaki Organik Atık İşleme Tesisleri aracılığıyla elektrik ihtiyacının yüzde 35’ini karşılıyor. Elektrik ihtiyacının geri kalan kısmını ise solar panellerden ve yenilenebilir elektrik tedariki sağlayan şirketlerden temin ediyor. Manisa fabrikasında ise elektrik enerjisi yerine doğalgaza eşit biyometan üreten ileri teknoloji ve mühendislik içeren bir sistem Türkiye’de ilk kez uygulanıyor. Biyometanizasyon Tesisi’nde patates, cips, nişasta, yağ, arıtma çamurları ve benzeri parçalanabilir organik atıklar 25-30 günlük bir süre içinde oksijensiz ortamda çürütülerek biyogaza dönüştürülüyor. İşlemin bu ayağına Anaerobik Çürütme metodu deniyor. Açığa çıkan biyogaz, sonrasında tesisin en önemli bileşeni olan Metajen Ünitesi’nde kullanıma hazır hale getirilmek için bir dizi saflaştırma işleminden geçiyor ve bunun sonucunda %99 saflıkta biyometana dönüştürülüyor. Bu işlem sayesinde üretilen biyometan üretim hatlarında doğal gazın yerine yakıt olarak kullanılabiliyor.

PepsiCo’nun Biyometanizasyon Tesisi, birçok alanda ilk ve örnek oldu. 

50 kişilik PepsiCo Türkiye ekibi, Almanya ve Portekiz’den uzmanlarla çalışarak en ileri teknolojileri kullandı. Endüstri 4.0 konseptine uygun tasarlanan Manisa Fabrikası’nda tesis, otomasyon sistemiyle tek merkezden yönetiliyor. Proje PepsiCo ekosisteminde de örnek oldu; Portekiz’de uygulanmaya başlandı ve yakında diğer ülkelerde de hayata geçirilmesi planlanıyor.

Tamamını Oku

Genel

PepsiCo’dan Suyun Geleceğine Güçlü Adımlar

Dünyanın önde gelen yiyecek ve içecek şirketlerinden PepsiCo, pep+ sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda Türkiye’de çalışmalarını kesintisiz sürdürüyor. Şirket bu strateji kapsamında Dünya Su Haftası vesilesiyle, suyun dünyanın geleceği için taşıdığı önemi bir kez daha hatırlatıp, uzun vadeli sürdürülebilirlik yolculuğunda, net su pozitif bir şirket olma vizyonunun altını bir kez daha çizdi.

Yayınlandı

on

PepsiCo’dan Suyun Geleceğine Güçlü Adımlar | HORECA TREND

Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden PepsiCo, PepsiCo Pozitif (pep+) iş stratejisi doğrultusunda, Pozitif Değer Zinciri, Pozitif Tarım ve Pozitif Seçenekler olmak üzere üç temel başlık altında sürdürülebilir bir gıda sistemi inşa etmek için çalışmaya devam ediyor. 

Su yönetimi, PepsiCo’nun sürdürülebilirlik stratejisinin en kritik önceliklerinden biri olarak öne çıkıyor. “Net Su Pozitif” vizyonuyla su kullanımını azaltmayı ve yüksek riskli bölgelerde kullanılan suyu doğaya geri kazandırmak için çalışan şirket, üretimde verimliliği artıran ve ekosistemleri koruyan yenilikçi projelerle topluma ve çevreye olumlu katkı sağlamayı sürdürüyor. Dünya Su Haftası’nda da bu çalışmaların önemini bir kez daha gündeme taşıyan PepsiCo, küresel ölçekte olduğu gibi Türkiye’de de kararlı adımlar atıyor.

Su kaynaklarının korunmasını öncelikli bir mesele olarak ele aldıklarını söyleyen PepsiCo Kurumsal İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Kıdemli Direktörü Esra İren, “Dünya uzun süredir su yoksulluğu riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Uluslararası araştırmalar, iklim krizi ve küresel ısınmanın etkisiyle bu riskin önem açısından en üst sıralarda yer aldığını gösteriyor. Bu nedenle suyu korumak için yenilikçi yöntemler geliştirmek, özellikle ekonomiyi şekillendiren şirketler için büyük bir sorumluluk taşıyor. Suyu verimli kullanmak, geri kazanım sağlamak ve mümkün olan alanlarda susuz üretim yöntemlerini hayata geçirmek kritik önem taşıyor” dedi.

PepsiCo Kurumsal İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Kıdemli Direktörü Esra İren: PepsiCo Pozitif (pep+) stratejimiz çerçevesinde sürdürülebilir bir gıda sistemi inşa etmek, dünyayı yenilemek ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için kapsamlı bir dönüşüm yürütüyoruz.

PepsiCo’nun bu sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini belirten İren,
“200’den fazla ülke ve bölgede faaliyet gösteren bir şirket olarak, ürünlerimiz dünya genelinde günde bir milyardan fazla tüketiliyor. Sadece bir yiyecek ve içecek üreticisi değil, aynı zamanda dünyanın en büyük tarım işletmelerinden biri olarak sürdürülebilir bir gıda sisteminin oluşmasına katkı sağlıyoruz. Bu anlayışla, PepsiCo Pozitif (pep+) stratejimiz çerçevesinde sürdürülebilir bir gıda sistemi inşa etmek, dünyayı yenilemek ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için kapsamlı bir dönüşüm yürütüyoruz. Bu dönüşüm, Pozitif Değer Zinciri, Pozitif Tarım ve Pozitif Seçenekler olmak üzere üç ana eksen üzerinden şekilleniyor. Pozitif Değer Zinciri kapsamında, Net Sıfır Emisyon ve Sürdürülebilir Ambalaj’ın yanı sıra, stratejimizin kritik bir ayağı olan ‘Net Su Pozitif’ yer alıyor,” dedi.

Esra İren: PepsiCo Türkiye olarak, “Net Su Pozitif” vizyonuna en güçlü katkıyı sağlayan ülkelerden biriyiz.

İren, “PepsiCo global olarak “Net Su Pozitif” vizyonu doğrultusunda mutlak su kullanımı azaltmanın yanı sıra yüksek riskli bölgelerde kullanılan suyun %100’ünden daha fazlasını doğaya geri kazandırmak için çalışıyor. Bunun yanı sıra dünyada suyu en verimli şekilde kullanan yiyecek içecek şirketlerinden biri olmayı amaçlıyor. PepsiCo bünyesinde Türkiye ekibi olarak “Net Su Pozitif”e en güçlü katkıyı sağlayan ülkelerden biriyiz. Suyun geleceğinin güvence altına alınmasına katkı sağlamak için; su kullanımını optimize etmekten ekosistemlerin rehabilitasyonuna kadar birçok çalışma yapıyoruz. Örneğin Manisa Fabrikamızın açıldığı 2018 yılından bu yana yaptığımız çok sayıda proje ile fabrikamızda kilogram başına tükettiğimiz suyu %52 oranında azaltmayı başardık” dedi.

İren: Bir Damla Bir Dünya projesi kapsamında 2024’te Manisa fabrikasında kullanılan suyun %100’ü, İzmir fabrikasında kullanılan suyun %94’ü ve Tarsus fabrikasında kullanılan suyun %58’i, doğaya geri kazandırdık.

İren, “Doğa Koruma Merkezi (DKM) iş birliğiyle 2023 yılında Tarsus, Berdan havzasında Bir Damla Bir Dünya projesini hayata geçirdik. Bu projeyle fabrikalarımızda kullandığımız operasyonel su miktarından daha fazlasını havzalara geri kazandırmak temel amacımız. Bununla birlikte aynı zamanda bu projeyle havzalardaki çiftçilerin geleneksel vahşi sulama yöntemlerinden daha verimli olan damla sulama yöntemlerine geçişini destekliyoruz. Bu konuda çiftçilerimize yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. 2024’te Manisa ve İzmir, 2025’te ise Adana fabrikalarımızın bulunduğu havzalarda devam eden projeyi Türkiye’deki tüm PepsiCo’ya ait fabrikaların bulunduğu havzalara yaymak için çalışıyoruz. Projeye bugüne kadar 1 milyon doların üzerinde yatırım yaptık. Proje kapsamında, 2024’te Manisa fabrikasında kullanılan suyun %100’ü, İzmir fabrikasında kullanılan suyun %94’ü ve Tarsus fabrikasında kullanılan suyun %58’i, doğaya geri kazandırdık” dedi.

Kaynak: HORECA Trend ve Pepsico

Tamamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2025 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.