Fairy ve Arçelik’ten Mükemmel Temizlik İçin Dev İş Birliği | HORECA TREND
Takip edin!

HORECA Tedarik

Fairy ve Arçelik’ten Mükemmel Temizlik İçin Dev İş Birliği

Türkiye’nin bir numaralı bulaşık deterjanı markası Fairy, Türk mutfağının bereketinden aldığı ilhamla hem üstün temizlik hem tasarruf sunan üstün performanslı ürünlere imza atıyor. Türkiye’nin lider bulaşık makinesi üreticisi Arçelik ise geliştirdiği yeni teknolojilerle enerji ve su tasarrufu sağlayan bulaşık makinelerini tüketicilerle buluşturuyor. Mutfaklarda zahmetsiz, hızlı ve pratik temizlik sağlamak amacıyla bugüne kadar birçok yeniliği hayata geçiren iki lider marka, sahip oldukları inovasyon gücünü ve deneyimi paylaşarak mutfaklarda bulaşık deneyimini beraber dönüştürmeye hazırlanıyor. 

Yayınlandı

on

Çalışmalarıyla Türk mutfağına değer katan Fairy ve Arçelik, iş birliklerini Sirkeci Garı’nda gerçekleştirdikleri Lezzet Şenliği ile duyurdu. Ülkemizin en özel yöresel lezzetlerinden bir seçkinin sunulduğu etkinlik kapsamında “Zamanın Sofrasında Türk Mutfağı” paneli de düzenlendi. Pelin Batu moderatörlüğünde, P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özge Erdem, Arçelik Türkiye Pazarlama Kıdemli Direktörü Mehmet Tüfekçi, Şef Sinem Özler’in katılımıyla düzenlenen panelde Tarihçi Yazar İlber Ortaylı keyifli anlatımıyla Türk mutfak kültürünün tarihini ve gelişimini davetlilerle paylaştı.

Mutfakların iki lider markası Fairy ve Arçelik, tüketicilerin bulaşık yıkama deneyimlerini uçtan uca dönüştürmek için güçlerini birleştirdi. Bulaşık temizliğinde tüketicileri daha üstün performansla buluşturma hedefiyle bir araya gelen iki büyük marka, imza attıkları iş birliğini Sirkeci Garı’nda düzenlenen Lezzet Şenliği ile duyurdu. Ülkemizin en özel yöresel yemeklerinden örneklerin deneyimlendiği şenlikte, Türk mutfak tarihini anlatan zaman tüneli konukların büyük beğenisini kazandı. “Zamanın Sofrasında Türk Mutfağı” isimli panelin de düzenlendiği organizasyona, Tarihçi Yazar İlber Ortaylı’nın Türk mutfak kültürünün tarihini, gelişimini ve önemini anlatan konuşması ayrı bir tat kattı.

Özge Erdem: Mutfaklarda Yeni Alışkanlıklara Öncülük Edeceğiz 

Ülkemizde 15. yılını kutlamaya hazırlanan Fairy’nin bugün en çok sevilen ve en fazla tavsiye edilen bulaşık deterjanı markası olarak pazarda konumlandığını belirten P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özge Erdem, “Fairy, tüketicisinin değişen ihtiyaçlarına genlerinde bulunan inovasyon yeteneğiyle geliştirdiği üstün performanslı ürünlerle cevap vererek kısa sürede Türkiye’nin lider bulaşık deterjan markası olmayı başardı. Türkiye’nin iki lider markası Fairy ve Arçelik için tüketicilerin mutfak deneyimini ‘baştan sona’ en iyi, zahmetsiz, hızlı ve pratik hale getirmek ve mutfaklarda temizlik için harcanan zamanı azaltmak, en önemli amaç. Biliyoruz ki tüketiciler artık eve geldiklerinde bu işlerle daha az uğraşıp, kendilerine ve ailelerine daha fazla zaman ayırmak, sofrada sevdikleriyle birlikte daha fazla ve keyifli vakit geçirmek istiyor. Bu doğrultuda Fairy olarak birçok yeniliğe imza attık, Arçelik de aynı amaçla yeni teknolojiler geliştirdi. Şimdiyse önümüzde ‘gelecek’ var. Bu iş birliği kapsamında sahip olduğumuz inovasyon gücünü, deneyimlerimizi paylaşarak geleceğin üstün mutfak deneyimini yaratacağız. Mutfaklarda yeni alışkanlıklara öncülük ederek ‘oyunu değiştiren markalar’ olmaya devam edeceğiz.” dedi. Fairy’nin ilhamını yöresel yemeklerin bereketinden aldığını hatırlatan Erdem, “Fairy, Türkiye’de tüketicilerle 15 yıl önce buluştu ve kısa sürede kalpleri kazandı. Fairy’nin pazarda en çok tavsiye edilen ve en çok sevilen bulaşık deterjanı markası olarak yer alması bunun önemli bir göstergesi. Bu başarının arkasında bir bulaşık deterjanı markası olarak Fairy’nin, mutfağın sadece temizliğini değil tamamını sahiplenmesi var. Bulaşık yıkama sürecinde tüketilen kaynaklardan harcanan zamana ve hatta işi en başından ele alarak mutfak alışverişine çıkmaktan, gıdaları saklamaya, kullanmaya ve fazlasını değerlendirmeye kadar mutfaktaki her adımda biz “berekete” odaklanıyoruz. Ayrıca kültürümüzde kalbe giden yol da mideden geçiyor ve bu nedenlerle Fairy için Türk mutfağı çok değerli İlk günden bu yana leziz yemek tarifleri ve mutfak sırlarını tüketicilerle paylaştık. Yöresel yemek şenliklerinde tüketicilerle büyük sofralarda bir araya geldik. Bu geleneği sürdürerek Arçelik ile gerçekleştirdiğimiz iş birliğini de yöresel yemeklerimizden özel örneklerin sunulduğu Lezzet Şenliği ile açıklamak istedik. Sevgili İlber Ortaylı ve kurucusu olduğu Seraf Restaurant ile Michelin Rehberi İstanbul seçkisinde tavsiye edilenler listesinde yer alan Şef Sinem Özler, Tük mutfağına dair paylaşımlarıyla davetimize ayrı bir tat kattı” diye konuştu.

Mehmet Tüfekçi: Kullanıcılarımızın Beklentilerini Aşan Bir Temizlik Performansı Sunmayı Hedefliyoruz

Arçelik’in Türkiye’nin kültürel zenginliklerinden beslenerek bu değerleri ürün, teknoloji ve hizmetleriyle dünya çapındaki müşterilerine ulaştırdığını belirten Arçelik Türkiye Kıdemli Pazarlama Direktörü Mehmet Tüfekçi, “Dünyanın en zengin, en özel mutfaklarından biri olan geleneksel Türk mutfağı, yalnızca yemeklerinin çeşitliliğiyle değil, özenle hazırlanan sofralarıyla, sofra kültürüyle de eşsiz bir miras barındırıyor. Sofralarımızı kurduğumuz mutfaklarımız kültürümüzde sadece yemek yenilen yerlerden ziyade, duygularımızı paylaştığımız noktalar olarak hayat buluyor. Arçelik olarak biz de teknolojilerimizle bu nadide ortamlar için değer yaratmayı hedefliyoruz. 1970’li yıllarda başlayan mutfak teknolojileri üretim yolculuğumuzda her gün daha ileriye gitme hedefiyle çalışmalarımıza devam ediyoruz. 30 yılı aşkın bir geçişe sahip köklü ar-gemiz ile Türk mutfak kültürünü yenilikçi yöntemlerle ele alıyor, dünyaya tanıtıyoruz” dedi.

Sürdürülebilirliğin mutfaktaki öneminin her geçen gün arttığını vurgulayan Mehmet Tüfekçi, “Mutfak dendiğinde çoğunlukla akla yemek pişirmek gelse de bulaşıklar da hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Türkiye’de üretilen ilk bulaşık makinesi Arçelik Leydi’nin üreticisi olarak bulaşık yıkama teknolojilerimizi, mutfaktaki en zorlu temizlik ihtiyaçlarını çözecek şekilde, şirketimiz için bir iş modeli olan sürdürülebilirlik odağında tasarlıyoruz. Bu yıl Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) en gelişmiş üretim tesislerini belirlediği “Global Lighthouse Network”üne kabul edilen Türkiye’nin ilk bulaşık makinesi fabrikası Ankara Bulaşık Makinesi İşletmemiz, dünya bulaşık makinesi üretiminin yüzde 10’unu gerçekleştiriyor. Arçelik olarak amacımız enerji verimliliğini destekleyen ürünlerimiz ve geliştirdiğimiz Deepclean gibi temizliği kolaylaştıran teknolojilerimiz ile tüketicilerimizin ihtiyaçlarını karşılarken, sevdikleriyle daha fazla keyifli zaman geçirebilmelerini sağlamak. Arçelik – Fairy iş birliğimizin temelinde de bu ortak amaç yer alıyor. Türkiye’nin iki aşk markasını bir araya getiren iş birliğimiz ile Fairy’nin temizlikteki uzmanlığını Arçelik’in üstün teknolojileriyle buluşturarak, kullanıcılarımızın beklentilerini karşılayan ve bazı durumlarda da aşan bir temizlik performansı sunmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

İlber Ortaylı: Sofra Adabı Türkler İçin Çok Önemli, Yemek Yemeyi Bilen Bir Milletiz

Geçmişten günümüze Türk mutfağına ilişkin verdiği bilgilerle panele renk katan Tarihçi Yazar İlber Ortaylı, “Türk mutfak kültürünün kökleri Uzak Asya’ya dayanıyor.  Göçebe hayattan yerleşik hayata geçince Maveraünnehir’de özellikle İran kültüründen etkileniyoruz. Bir takım sebze meyveyi ve bunlarla yemek yapmayı burada öğreniyoruz. Sonra Anadolu yolculuğumuz başlıyor. Burada Akdeniz kültürü kendini gösteriyor, Yunanca İtalyanca yemek isimleri kültürümüze giriyor. Osmanlı’nın Balkanlar’a girmesiyle de yeni bir coğrafya, bitki örtüsü ve yeni imkanlarla tanışıyoruz. Bugün hala Balkanlar ile Anadolu mutfağı arasında tuzlusundan tatlısına birlik var. Tüm bu kültürün buluşması yaklaşık bin yıldır mutfağımızı şekillendiriyor.  Ülkemizin jeopolitik özelliği de bu mutfağı besliyor, geliştiriyor çünkü Anadolu bereketli bir yayla konumunda. Benzersiz bir bitki ve hayvan zenginliği var. Bu kültürü yaşatmak da esas bitkilerimizi incelemekle devam edebilir. Yediğiniz, içtiğiniz, pişirdiğiniz çok önemli. Kültür, tabak süslemekle değil malzemeyle yaratılıyor. Bununla birlikte sofra adabı da Türkler için çok önemli, yemek yemeyi bilen bir milletiz. Avrupa’dan gelenler Türklerin sofra düzenine, temizliğine hayran oluyor çünkü o dönemde onlarda bu kavramlar yok. Türklerin bir özelliği de sofraya yemeyeceği şeyi koymaz, israf etmez, bunu ayıp günah olarak görür. Yemeği çöpe atmak, yemek yemeyi bilmemek, etrafı kirletmek, gayri sıhhi manzaralar, temizlikten yoksun mutfaklar Türkiye’deki evlere has değildir” dedi.

Sinem Özler: Yemeklerin Lezzeti Kadar Mutfakların Temizliği de Önemli

Geleneksel Türk mutfağını bugünün sofralarına ve gelecek nesillere aktarmak için çalıştığını ifade eden Şef Sinem Özler, “Türk mutfağı, birçok medeniyeti kapsayan köklü bir geçmiş sahip. Geçmişimize bakıp, edindiğimiz bilgilerle ve modernleşmenin getirdiği yeniliklerle mutfak kültürümüzün barındırdığı lezzetleri günümüze yansıtmaya çalışıyoruz. Şanslıyız ki bugüne ulaşan yerel ürünler ve farklı pişirme teknikleri, saklama teknikleri bugüne ve mutfağımıza büyük bir ışık tutuyor. Kadim mutfak kültürümüzden gelen reçeteleri kayıt altına almak, geleneksel Anadolu lezzetlerini layık olduğu şekilde sofralara taşımak ve gelecek nesillere aktarabilmek çok kıymetli. Bunun kadar önemli bir başka değerimiz ise mutfaklardaki temizlik, disiplin ve hijyen. Yediğiniz yemek sizi lezzetiyle mutlu edebilir ama yemeğin hazırlandığı, pişirildiği, servise hazırlandığı ortamın temizliği ve düzeni de çok önemli. Özellikle şef mutfaklarında kullandığımız farklı pişirme teknikleri nedeniyle ızgaradan ocağa, tavaya çok fazla yağlı zemin ve sürekli gelen ve hemen yıkanıp temizlenmesi gereken bulaşıklar var. Bu nedenle teknolojik ekipmanları ve yenilikçi deterjanları takip ediyor, zamanla yarıştığımız mutfaklarda üstün temizliği yakalıyoruz” diye konuştu.

Kaynak: HORECA TREND ve Arçelik, Fairy

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Buklet Malzemeleri

Otellere Sürdürülebilir Lüks Dokunuş

L’Occitane, Provence’tan ilham alan otel ve SPA serileriyle sürdürülebilir lüks anlayışını yeniden tanımlıyor. Verbena, Aromachology, Almond ve yeni White Lavender ile Jasmin Bergamote koleksiyonları; geri dönüştürülmüş ambalajlar, vegan formüller ve sezgisel tasarımıyla premium otel deneyimini dönüştürüyor.

Yayınlandı

on

Doğal güzellik ve sağlık alanında yaklaşık 50 yıllık uzmanlığıyla L’Occitane’ın en rafine misafirperverlik ortamlarında kullanılmak üzere tasarlanan otel ve SPA ürün serileri, duyusal dokuları ve sürdürülebilirliği bir araya getiriyor.

B Corp sertifikalı (sosyal ve çevresel performans, şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından yüksek standartları karşıladıkları doğrulanan şirketler) bir marka olarak L’Occitane, “Lüks, estetikten daha fazlasıdır, bir deneyimi olağanüstü bir şeye dönüştüren şey düşünceli detaylarla ilgilidir” felsefesiyle ürünlerini çalışıyor.

25 yılı aşkın süredir dünyanın en seçkin otellerinden bazılarının güvenilir ortağı olan L’Occitane’ın ikonik Verbena ve Aromachology serileri gibi imza koleksiyonları, konukları adeta Provence’da duyusal bir yolculuğa çıkararak kalıcı bir izlenim bırakıyor.

Verbena Koleksiyonu’nda 400 ML ile 1 litre arası farklı boyutlarda duş jeli, saç kremi, el ve vücut losyonu ve el sabunu bulunuyor. Yüzde 100 geri dönüştürülmüş plastik şişelerde sunulan ve vegan bir formül olan Verbena’nın 30, 50, 75 ml’lik mini boyları da yer alıyor.

 Provence’i Duyusal Olarak Hissettirmek

Çevre dostu bir yaklaşımla tasarlanan klasik Aromachology serisi ise aromatik ve bitkisel özelliklere sahip ürünlerden oluşuyor. 300 ml doldurulabilir şişeler ve 1L eko-yedek şişeleri gibi sürdürülebilir ambalaj seçenekleri sunuyor.

Portakal, çam, biberiye, nane içerikleri ile öne çıkan  Aromachology serisi, Revitalizing Duş Jeli, Intensive Repair Şampuan ve Saç Kremi Relaxing and Moisturizing Vücut Losyonları 1 litrelik ekonomik & ekolojik ambalajlarında orijinal boy ürüne göre % 85 daha az plastik kullanımına sahip eco-refill ambalajları ile otellere sunuluyor. Aynı şekilde narenciye karışımı ile tazeliğin her yönünü yansıtan Citrus Verbena, Provence’tan elde edilen özlerle birleşerek canlandırıcı ve enerjik bir uyum yaratıyor.

Premium Oteller İçin

2022’de özellikle oteller için sürdürülebilir Almond Koleksiyonunu tanıtan marka, yüzde 100 geri dönüştürülmüş ve geri dönüştürülebilir plastikten yapılmış, bozulmaya dayanıklı  şişesiyle sektörde oyunun kurallarını da değiştiriyor. Atık azaltma konusunda sektör öncüsü olmayı sürdüren L’Occitane iki yeni lüks serisini White Lavender (Beyaz Lavanta) ve Jasmin Bergamote (Yasemin Bergamot) premium oteller için sunuyor.

400 ml’lik şişeler sofistike bir görünüm sunuyor. Şişe tasarımı, markanın yeni tanıttığı monogramın yer aldığı birinci sınıf etiketler ve zarif kavisli omuzlarıyla, Provence bölgesinin geleneksek mimarisinde öne çıkan taş kemerlerden ilham alıyor. Parlak gümüş veya yarı mat siyah braketlerle sunulan ürünler zarafet ve pratikliği bir araya getiriyor. Daha fazla kolaylık sağlamak amacıyla, hem dağıtıcıların hem de dolum şişelerinin üzerindeki etiketlerde, ürünün hızlı bir şekilde tanımlanması için yıldızlar ve daireler gibi sezgisel semboller yer alıyor ve bu da yoğun çalışan otel görevlilerinin işini kolaylaştırıyor.

Kaynak: HORECA TREND ve L’Occitane

Devamını Oku

HORECA Tedarik

Bizim Dondurmamız, Golf Dondurma

Türkiye’nin lider dondurma üreticilerinden Golf Dondurma’nın, herkesin kendinden bir parça bulacağı yeni reklam filmi ekranlarda yerini aldı. 7’den 70’e herkesin hayatına tat katan anlardan ilhamla hazırlanan reklam filmi, “Kalitenin tadını çıkar” söylemiyle izleyiciye sesleniyor.

Yayınlandı

on

İnovatif üretim anlayışı ve kalite odaklı yaklaşımıyla Golf Dondurma, 2025 yazına özel hazırlanan reklam filmiyle “kalitesini tadan bilir” diyerek, en keyifli anlara eşlik edişini ortaya koyuyor. Reklam filminde; dondurma arabasının peşinden koşan çocuklardan ailece kurulan sofralara, sevgililerden mezuniyet sevincini dondurmayla kutlayan gençlere kadar pek çok sahne aracılığıyla Golf Dondurma, ürünlerinin günlük hayatın neşesine eşlik eden rolünü ortaya konuyor. Parkta oynarken dondurma yiyen gençler, oyun sonrası çocuklarına dondurma veren anneler ve mahalle bakkalında çocuklara uzatılan dondurma gibi sıcak anlar, filmin duygusal atmosferini güçlendiriyor, Türkiye’nin dondurması olduğunu ispatlıyor. Mahallede yaşayan herkesin evine konuk olan Golf Dondurma, herkesin sevdiği bir komşusu, arkadaşı gibi “bizi anlar, bizi iyi bilir” diyerek; çocuklar için üretilen rengarenk dondurmaları, yetişkinler için külah, çubuk ve paylaşımlık dondurmalarıyla çeşitliliğini ortaya koyuyor.

Reklam filmi boyunca ekrana yansıyan bilgiler ise Golf Dondurma’nın ürün kalitesini ortaya koyuyor. Yüzde 81 sütlü içerik, ana vatanından Silifke çileği, Belçika çikolatası, lezzet üçgeni, multivitamin içeriği ve yüzde 25 meyve oranı gibi detaylarla izleyici, Golf Dondurma’nın sadece lezzet değil kaliteyle de buluşturduğunu hissediyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Golf Dondurma

Devamını Oku

HORECA Tedarik

NESCAFÉ Gold “Bu Fincan Sanat Yolunda” Diyor 

Sanata erişimi destekleyen NESCAFÉ Gold, İstanbul Modern ile gerçekleştirdiği yeni projesiyle çağdaş sanat eğitimini farklı coğrafyalara taşıyor.

Yayınlandı

on

Türkiye’nin en sevilen kahvesi NESCAFÉ, NESCAFÉ Gold markasıyla sanatı desteklemeye devam ediyor. Geçtiğimiz yıl genç sanatçıların dijital üretimlerinin daha fazla kişiye erişmesi için İstanbul Modern iş birliğinde “Bu Fincan Sanatı Destekler” projesini gerçekleştiren NESCAFÉ Gold, bu alandaki çalışmalarını bir adım öteye taşıyor. 2025 yılında İstanbul Modern tarafından hazırlanan “Sanat Yolunda” projesini Migros iş birliğinde hayata geçiren NESCAFÉ Gold, 4 farklı ilde toplamda 100 güzel sanatlar mezununun profesyonel gelişimini desteklemek için kolları sıvadı. Sınırları kaldıran “Bu Fincan Sanat Yolunda” projesi kapsamında, Nevşehir, Mardin, Trabzon ve Van’dan toplam 100 katılımcı yüz yüze ve çevrimiçi atölye çalışmalarına katılacak. Projenin sonunda katılımcılar, İstanbul Modern onaylı bir katılım belgesi almaya da hak kazanacak.

Nevşehir ve Mardin’de Eğitimler Tamamlandı 

Katılımcıların çevrimiçi eğitim programlarıyla gelişimlerinin desteklendiği projede, yüz yüze eğitimlerin ilki Nevşehir’de gerçekleştirildi. Katılımcılar Prof. Necla Rüzgâr ile 2 gün süren “İnsan Etkisi” atölyesinden faydalandı. Projenin Mardin durağında ise Sabire Susuz ile yine 2 gün süren “Otantik Özne” atölyesi gerçekleştirildi. Katılımcılar eğitimlerde özgürlükler ve müdahaleler arasındaki sınırı araştırıp, yorumlama fırsatı buldu.

NESCAFÉ Gold İlham, Üretim ve Sanat Yolculuğunun Bir Parçası 

Proje ile ilgili konuşan Nestlé Türkiye İçecekler İş Birimi Genel Müdürü Hüseyin Necdet Kalkan, “NESCAFÉ Gold olarak kahvemizle hayata eşlik ediyor, kahvenin; ilhamla, üretimle ve sanatla her zaman iç içe olduğunu düşünüyoruz. Bu inançla çıktığımız sanat yolculuğunda adımlarımızı da güçlendirmeye devam ediyoruz. Genç sanatçılara dijital üretim konusunda destek verdiğimiz ‘Bu Fincan Sanatı Destekler’ projemiz ve sponsor olduğumuz ‘Zamansız Meraklar’ sergisinin ardından projemizi bir adım ileriye taşıdık. Bu yıl Türkiye’nin dört bir yanındaki sanatçılara, sanat kültürünü derinlemesine keşfetmeleri için fırsat sunabilmekten mutluluk duyuyoruz.” dedi. Projenin hedefini yarıladıklarını anlatan Kalkan, “Nevşehir ve Mardin’de keyifle tamamladık. Genç sanatçıların üretimlerini desteklemek, sanat yollarında ilerlemelerine katkı sunabilmek bizim için çok değerli. Yeni illerde katılımcılarla buluşmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.  

Sanat Eğitiminde Fırsat Eşitliğine Katkı Sağlamak İstedik 

Programın, katılımcıların gelişimine değerli bir fırsat sunduğuna dikkat çeken İstanbul Modern Eğitim ve Sosyal Projeler Direktörü Neslihan Varol, “Müze olarak, İstanbul’da sunduğumuz sanat eğitimi imkânlarını, fırsat eşitliğine katkı sağlamak amacıyla İstanbul dışına taşımayı istedik. Özellikle güzel sanatlar bölümlerinden mezun olup kariyerlerine devam etmek isteyen gençlere, paylaşım odaklı öğrenme deneyimleri sunarak profesyonel gelişimlerini desteklemeyi ümit ediyoruz” dedi.

NESCAFÉ Gold Keyfi Desteğe Dönüşüyor 

Migros FMCG Gıda Pazarlama Direktörü Caner Yaman, “Sanat Yolunda projesi, genç sanatçılarımıza destek anlamında çok kıymetli. Geçtiğimiz yıl NESCAFÉ Gold ile başlattığımız ve İstanbul Modern iş birliğinde yürüttüğümüz projenin devamı olarak bu kez, çeşitli şehirlerden 100 genç sanatçımıza sanat eğitimleri verilecek. Biz de Migros mağazalarımızdan ve Migros uygulamamızdan satın alınan her bir NESCAFÉ Gold ürünüyle bu eğitimlere destek sağlayacağız. Projede emeği geçen herkese ve NESCAFÉ Gold satın alarak bu projeye katkı sağlayan tüm müşterilerimize gönülden teşekkür ederiz” dedi.

İstanbul Modern, NESCAFÉ Gold ve Migros iş birliğiyle gerçekleştirdiği sanat yolculuğuna mayıs ayında Trabzon ve haziran ayında ise Van’da devam edecek.

Kaynak: HORECA TREND ve NESCAFÉ

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2025 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.