“SGK, D Vitamini Uygulamalarını Yeniden Değerlendirmeli!” | HORECA TREND
Takip edin!

Sağlıklı Beslenme

“SGK, D Vitamini Uygulamalarını Yeniden Değerlendirmeli!”

Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, “Amerikan Endokrin Birliği’nin rutin D vitamini ölçümü yaptırmayın!” yeni önerisi ile ilgili değerlemdirmelerde bulundu.

Yayınlandı

on

Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, “Amerikan Endokrin Birliği‘nin rutin D vitamini ölçümü yaptırmayın!” yeni önerisi ile ilgili T24’te bir makale kaleme aldı. Hatun, yazıyla ilgili paylaşımında, “D vitamini “her derde deva değildir” ve belirsiz amaçlar için takıntılı bir şekilde D vitamini ölçümü yaptırmanın ve yüksek dozlarda takviye almanın bir yararı yoktur” dedi.

D Vitamini ölçümü ve takviyesi kullanımı nasıl olmalıdır?

D Vitamini ile ilgili önemli uyarıların yer aldığı yazısında Hatun, Amerikan Endokrin Birliği’nin, D vitamini ölçümleri ve takviyeleri konusunda yeni bir önerisine yer verdi. Sağlıklı çocuklarda D Vitamini ölçülmesi ve takviyesine gerek var mı? konusunda öneride yer alan bilgileri paylaşan Prof. Dr. Hatun,  yazısında Amerikan Endokrin Birliği, D vitamini ölçümleri ve takviyeleri konusunda yayınladığı klavuza göre, D vitamininin “her derde deva” olmadığını ve belirsiz amaçlarla yapılan rutin ölçümlerin yanı sıra yüksek dozda takviye almanın bir yararı bulunmadığı bilgisini aktardı.

Rehberin D Vitamini Konusundaki Yeni Önerileri

Amerikan Endokrin Birliği, 2011’de yayımladığı önceki rehberin aksine, bu kez D vitamini yeterliliği, yetersizliği ve eksikliği için spesifik bir eşik değer önermemekte ve daha önce belirlenen 30 ng/ml üstü hedefini onaylamamaktadır. Rehberin ana önerileri şöyle:

  • Belirlenmiş endikasyonlar yoksa, bütün yaş gruplarında ve gebelerde rutin olarak D vitamini ölçümüne gerek yoktur.
  • Obez erişkinler ve koyu tenlilerde de belirlenmiş endikasyon (örneğin hipokalsemi) yoksa rutin ölçüm gereksizdir.
  • Sadece 1-18 yaş arası çocuklara, 75 yaş üstü yetişkinlere, gebelere ve yüksek riskli prediyabet hastalarına ampirik (başlangıçta ve izlemde bir ölçüm yapmadan) D vitamini takviyesi önerilmektedir.
  • D vitamini açısından zengin doğal gıda kaynaklarının azlığı nedeniyle, ampirik takviye, D vitamini içeren zenginleştirilmiş gıdalar ve takviyelerin bir kombinasyonu yoluyla sağlanabilir.

“Ülkemizde de D vitamini konusunda abartılı yaklaşımlara son verilmeli”

Prof. Dr. Hatun, rehberin yazarlarından Anastassios G. Pittas’ın, D vitamininin sağlık ve hastalıktaki rolü hakkında tek bir soru ve tek bir cevap yoktur dediğini ve çok sayıda soru olduğunu hepsine yanıt veremedikleri sözlerini aktardı. Prof. Dr. Hatun yazının sonunda şunları ifade etti: “Dileğimiz Amerikan Endokrin Birliği’nin bu yeni rehberinin ülkemizdeki hekimlerin ve tabii esas toplumun D vitamini ile ilgili abartılı yaklaşımlarına son vermesidir. Bu konuda ilgili uzmanlık derneklerinin de çaba göstermesine ihtiyaç vardır ve ayrıca SGK’nın D vitamini ölçümü ile ilgili uygulamalarını yeniden değerlendirmesi gereklidir.” dedi.

Reklam


Kaynak: HORECA TREND, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sağlıklı Beslenme

Balığın 10 Faydası

Eylül ayı, Türkiye’de balık sezonunun başladığı bir dönem olarak kabul edilir. Balığın sağlık için oldukça faydalı olduğunu ve dengeli tüketiminin sağlık ve yaşam kalitesini artırabildiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Balık, içerdiği Omega 3 ve vitaminler ile kalp ve göz sağlığı başta olmak üzere birçok hastalığa karşı oldukça faydalı. Düzenli balık tüketimi ayrıca kas gelişimini de destekler ve kilo kontrolüne katkı sağlar” dedi.

Yayınlandı

on

Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, balığın 10 faydasını şöyle sıraladı:

Omega-3 Açısından Zengin: Balık, kalp sağlığını destekleyen ve iltihaplanmayı azaltan omega-3 yağ asitleri açısından zengindir. Düzenli tüketimi, trigliserid seviyelerini düşürür, kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu etkiler sağlar.

Yüksek Protein İçerir: Kas gelişimi, doku onarımı ve bağışıklık sistemi fonksiyonları için gerekli olan yüksek kaliteli protein içerir. Sporcular ve sağlıklı yaşam için iyi bir protein kaynağıdır.

B12 ve D Vitamini Açısından Zengin: B12 vitamini, sinir sistemi sağlığı ve kırmızı kan hücrelerinin üretimi için önemli. D vitamini ise kemik sağlığını destekler ve bağışıklık sistemini güçlendirir.

Kanser Riskini Düşürür: Selenyum ve A vitamini gibi antioksidan bileşenler içerir. Bu bileşenler, vücutta serbest radikallerin zararlı etkilerini azaltarak kanser riskini düşürmede yardımcı olur.

Kilo Kontrolüne Yardımcı Olur: Düşük kalorili ve yüksek proteinli olması sayesinde tokluk hissi sağlar, bu da kilo kontrolüne yardımcı olur.

Reklam

Beyin Sağlığını Destekler: Omega-3 yağ asitleri, beyin sağlığını korur ve hafızayı güçlendirir. Özellikle yaşlılık döneminde bunama ve Alzheimer riskini azaltmada etkilidir.

Cildin esnek ve parlak olmasını sağlar: İçerdiği sağlıklı yağlar, cilt sağlığını koruyarak cildin esnek ve parlak kalmasına yardımcı olabilir. Antioksidanlar sayesinde ciltteki serbest radikallerin etkisini azaltarak yaşlanma belirtilerini geciktirir.

Tiroit Sağlığını Destekler: Tiroit hormonlarının üretimi için önemli olan iyot minerali açısından zengindir. Tiroit sağlığını destekler ve metabolizmanın düzenlenmesine katkıda bulunur.

Metabolizmayı Destekler: İçerdiği fosfor ve magnezyum gibi mineraller sayesinde metabolizmanın düzgün çalışmasına yardımcı olur. Bu mineraller vücudun enerji üretimine katkı sağlar ve kemik sağlığını destekler.

Göz Sağlığını Korur: A vitamini içeriği sayesinde göz sağlığını destekler ve yaşa bağlı göz hastalıklarının gelişimini önlemeye yardımcı olur.

Eylül Ayında Tüketilecek Balıklar:

Palamut: Özellikle Karadeniz’de sıkça tüketilen ve sağlık açısından birçok fayda sağlayan bir balık türüdür. Palamut balığının besin içerikleri şöyledir:

Reklam

Besin Değerleri (100 gram pişmiş palamut balığı için)

– Kalori: Yaklaşık 200-250 kcal

– Protein: 20-25 gram

– Yağ: 10-15 gram

– Omega-3 yağ asitleri: Yüksek miktarda

– Vitaminler: B12, D, A vitamini

– Mineraller: Fosfor, selenyum, potasyum, magnezyum

Reklam

Çipura: Akdeniz mutfağında önemli bir yere sahip olan, lezzetli ve besleyici bir deniz balığıdır. Hem sağlığa faydaları hem de zengin besin içerikleriyle dikkat çeker. Çipura balığının besin içerikleri:

Besin Değerleri (100 gram pişmiş çipura balığı için)

– Kalori: Yaklaşık 110-120 kcal

– Protein: 20-22 gram

– Yağ: 5-6 gram

– Omega-3 yağ asitleri: Orta düzeyde

– Vitaminler: B12, D, A vitamini

Reklam

– Mineraller: Fosfor, selenyum, magnezyum, potasyum, iyot

Levrek: Deniz ürünleri arasında popüler ve besleyici bir seçenek olarak öne çıkar. Hafif lezzeti, düşük yağ oranı ve sağlığa pek çok faydası ile dikkat çeker. Levrek balığının besin içerikleri:

Besin Değerleri (100 gram pişmiş levrek balığı için)

– Kalori: 120-130 kcal

– Protein: 20-22 gram

– Yağ: 4-5 gram

– Omega-3 yağ asitleri: Orta düzeyde

Reklam

– Vitaminler: B12, D, A vitamini, B6

– Mineraller: Selenyum, fosfor, potasyum, magnezyum, iyot

Barbun: Özellikle Ege ve Akdeniz mutfağında önemli bir yere sahip olan, lezzetli ve besleyici bir balık türüdür. Küçük boyutuna rağmen yüksek besin değeri ve sağlık yararlarıyla dikkat çeker. Barbun balığının besin içerikleri:

Besin Değerleri (100 gram pişmiş barbun balığı için)

– Kalori: 110-120 kcal

– Protein: 19-21 gram

– Yağ: 4-6 gram

Reklam

– Omega-3 yağ asitleri: Orta düzeyde

– Vitaminler: B12, A, D vitamini

– Mineraller: Fosfor, potasyum, magnezyum, selenyum

Sardalya: Hem lezzeti hem de besin değeri açısından oldukça zengin bir balık türüdür. Küçük boyutuna rağmen sağlık açısından birçok fayda sunan sardalya, özellikle omega-3 yağ asitleri ve D vitamini açısından zengin bir kaynaktır. Sardalya balığının besin içerikleri:

Besin Değerleri (100 gram pişmiş sardalya balığı için)

– Kalori: 200-220 kcal

– Protein: 25-30 gram

Reklam

– Yağ: 10-12 gram

– Omega-3 yağ asitleri: Yüksek miktarda

– Vitaminler: B12, D, A, B2 vitamini

– Mineraller: Kalsiyum, fosfor, potasyum, selenyum, iyot, demir

Lüfer: Hem lezzeti hem de besleyici içeriği ile Türk mutfağında önemli bir yer tutar. Omega-3 yağ asitleri ve protein açısından zengin olan lüfer, kalp ve beyin sağlığını destekleyici özelliklere sahiptir. Lüfer balığının besin içerikleri:

Besin Değerleri (100 gram pişmiş lüfer balığı için)

– Kalori: 150-170 kcal

Reklam

– Protein: 20-23 gram

– Yağ: 8-10 gram

– Omega-3 yağ asitleri: Yüksek miktarda

– Vitaminler: B12, D, A, B6

– Mineraller: Fosfor, selenyum, potasyum, magnezyum

Çinekop: Lüfer ailesinin küçük boyutlu üyesi olup, özellikle besin değeri açısından oldukça zengin ve lezzetli bir balıktır. Çinekop, omega-3 yağ asitleri, vitaminler ve mineraller açısından önemli bir kaynaktır. Hem kalp sağlığını destekler hem de genel sağlık için birçok fayda sağlar. Çinekop balığının besin içerikleri:

Besin Değerleri (100 gram pişmiş çinekop balığı için)

Reklam

– Kalori: 120-140 kcal

– Protein: 20-22 gram

– Yağ: 4-6 gram

– Omega-3 yağ asitleri: Yüksek miktarda

– Vitaminler: B12, A, D, B6 vitamini

– Mineraller: Fosfor, selenyum, potasyum, magnezyum, iyot

Kaynak: HORECA TREND ve Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi

Reklam

Devamını Oku

Sağlıklı Beslenme

Reflü Şikayetleri Nasıl Azalır?

Reflü günlük hayat kalitesini bozan bir rahatsızlık. Uzmanlar, reflü şikayetleri ve yakınmalarına engel olacak önerilerde bulundu.

Yayınlandı

on

Yazar:

Reflü günlük hayat kalitesini bozan bir rahatsızlık. Uzmanlar, reflü şikayetleri ve yakınmalarına engel olacak önerilerde bulundu.

Ortalama olarak Türkiye’de her 5 kişiden birinde görülen reflü; göğüste yanma, ağza acı-ekşi mide sıvısının gelmesi ve göğüs ağ­rısı belirtileriyle kendini gösteriyor. Tütün ürünlerinin tüketimi, yağlı ve aşırı beslenmenin yanı sıra kilo kontrolü yapamamak reflü riskini artırıyor. Reflü sebeplerinin kişiden kişiye değiştiğini anlatan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel, “İleri yaş ve bununla birlikte artan ilaç kullanımı, obezite, mide fıtıkları, sigara, kötü beslenme ve hareketsizlik reflüyü tetikliyor” şeklinde konuştu.

MİDE KORUYUCULARI HASTA EDEBİLİR DİKKAT ! 

Günlük yaşam tarzında yapılacak ufak değişikliklerin reflü ataklarının sıklığını, şiddetini ve sonuçlarını etkilediğine dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel, endoskopik ve cerrahi tedavilere ek olarak hastalığın en önemli tedavisinin yaşam tarzı değişiklikleri olduğunu vurgulayarak reflü şikayetlerini azaltacak önerilerde bulundu:

  • Aşırı yağlı beslenmekten kaçınılmalı ve sağlıklı beslenmeye özen gösterilmeli. Az ve kararında yemek yenmeli. Sebzeler gaz yapsa da genellikle reflüyü artırmaz.
  • Domates suyu, greyfurt suyu, sodalı, gazlı içecekler ve kafein içeren içeceklerden uzak durulmalı.
  • Öğün atlamak reflünün artmasına sebep olabilir, öğün atlamamaya özen gösterilmeli.
  • Reflüsü olan tütün ürünlerinden uzak durmalı.
  • Dar giysilerden uzak durulmalı ve korse, sıkı kemer, dar kıyafetler giymek yerine vücudu sarmayan, sıkmayan giysiler tercih edilmeli.
  • Şeker ve tatlı reflü belirtilerini arttırabilir. Çikolata, nane ve tarçın tüketimine dikkat edilmeli.
  • Aşırı baharat ve acı tüketilmemeli.
  • Gıdaların reflü belirtileri üzerine etkileri kişiye bağlı olarak değişebilir. Kişiler bu nedenle yiyecek ve içeceklerin etkilerini kendisi üzerinde gözlemlenmeli. Dokunacağı bilinen yiyecekler daha kontrollü, küçük porsiyonlarda tüketilmeli.
  • Ki­lo kontrolü iyi yapılmalı ve çok sert, sıkı diyetlerden uzak durulmalı.
  • Reflüye kesin olarak iyi gelen bir yiyecek yok, bu nedenle tedaviyi değiştirmeye ya da kes­meye neden olacak bir gıda-içecek seçeneğinin bulunmadığı hatırlanmalı.
  • Yemek yedikten hemen sonra yatılmamalı. Yemekten sonra hafif hareketlerle uyku zamanına sindirim rahatlatılmalı.
  • Dışarıda yemek yerken diye­tinizin kontrolü elden bırakılmamalı.

Kaynak: HORECA TREND, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı

Reklam
Devamını Oku

Makale

Et Pişirme Teknikleri ve Et Pişirme Dereceleri

Et pişirme teknikleri ve et pişirme dereceleri hakkında bilgi sahibi olmak, yemeklerinizi mükemmel bir şekilde hazırlamanıza yardımcı olur. Doğru teknikler ve pişirme dereceleri ile etin lezzetini ve dokusunu en iyi şekilde ortaya çıkarabilirsiniz.

Yayınlandı

on

Yazar:

Et pişirme, dünya mutfaklarının vazgeçilmez bir parçasıdır. İster bir biftek, ister bir kebap, ister bir rosto hazırlayın, et pişirme teknikleri ve et pişirme dereceleri hakkında bilgi sahibi olmak, yemeklerinizi mükemmel bir şekilde sunmanıza yardımcı olur. Bu makalede, en yaygın et pişirme yöntemlerini, etin pişirme derecelerini ve etin nasıl doğru pişirileceğini inceleyeceğiz.

Et Pişirme Teknikleri ve Et Pişirme Dereceleri

Et pişirme teknikleri, lezzet ve doku açısından farklı sonuçlar verir. İşte en popüler et pişirme yöntemleri:

Izgara ile Et Pişirme

Izgara, yüksek ısıda pişirme yöntemlerinden biridir ve genellikle barbeküde uygulanır. Izgara yaparken, etin dışı hızlıca mühürlenir ve içi sulu kalır. Izgara yapılacak etler genellikle yağlı kısımlardan seçilir, çünkü bu yöntem etin kurumasını önler.

Fırında Et Pişirme

Fırında pişirme, düşük ve yavaş bir pişirme tekniğidir. Fırında pişirme, büyük et parçaları için idealdir ve eti içten dışa doğru eşit bir şekilde pişirir. Fırında pişirirken, etin üstünü folyo ile kaplamak, nemin korunmasını sağlar.

Reklam

Tavada Et Pişirme

Tavada pişirme, biftek ve benzeri küçük et parçaları için mükemmel bir seçenektir. Tava yüksek ısıya çıkarılarak etin dışı mühürlenir ve içi istenilen pişirme derecesine getirilir. Tavada pişirirken, tereyağı ve aromatik otlar kullanarak lezzeti artırabilirsiniz.

Sous Vide Yöntemi ile Et Pişirme

Sous vide, Fransızca “vakum altında” anlamına gelir ve eti vakumlu torbalarda, düşük sıcaklıkta su banyosunda uzun süre pişirme yöntemidir. Bu teknik, etin sulu ve yumuşak kalmasını sağlar. Sous vide, etin iç sıcaklığını tam kontrol etmenize olanak tanır.

Tütsüleme ile Et Pişirme

Tütüsüleme, eti düşük sıcaklıkta uzun süre pişirme ve tütsüleme yöntemidir. Tütsüleme, etin lezzetini ve aromasını artırır. Bu yöntem genellikle barbekü  ile yapılır. Tütsüleme için kullanılan odun türü de lezzeti etkiler.

Etler ve balıklar tütsülemenin en çok kullanıldığı yiyecek maddeleri arasındadır. Ancak kümes hayvanları ve peynir de tütsüleme yöntemiyle hazırlanabilir.

Reklam

Haşlama ile Et Pişirme

Haşlama, eti suda veya et suyunda uzun süre pişirme yöntemidir. Bu yöntem, özellikle sert et parçaları için idealdir çünkü düşük sıcaklıkta pişirilen etler daha yumuşak hale gelir. Haşlama, çorbalar ve güveçler için mükemmeldir.

Yavaş Pişirme Yöntemi ile Et Pişirme

Yavaş pişirme, etin uzun süre düşük sıcaklıkta pişirilmesi yöntemidir. Bu teknik, özellikle büyük ve sert et parçaları için uygundur. Yavaş pişirme, eti son derece yumuşak ve lezzetli hale getirir. Yavaş pişirme cihazları, bu yöntemi uygulamak için mükemmeldir.

Et pişirme teknikleri ve et pişirme dereceleri, lezzet için oldukça önemli.

Et pişirme teknikleri ve et pişirme dereceleri, lezzet için oldukça önemli.

Et Pişirme Dereceleri

Et pişirme dereceleri, etin iç sıcaklığına göre sınıflandırılır ve her biri farklı bir lezzet ve doku sunar.

Az Pişmiş (Rare) Et

Az pişmiş et, iç sıcaklığı 50-52°C olan ettir. Dışı mühürlenmiş, içi ise kırmızı ve soğuk kalmıştır. Az pişmiş et, genellikle bifteklerde tercih edilir.

Orta-Az Pişmiş (Medium Rare) Et

Reklam

Orta-az pişmiş etin iç sıcaklığı 57-60°C arasındadır. Etin dışı mühürlenmiş ve içi pembe ve ılıktır. Bu pişirme derecesi, birçok kişi tarafından en ideal pişirme derecesi olarak kabul edilir.

Orta Pişmiş (Medium) Et

Orta pişmiş et, iç sıcaklığı 63-68°C olan ettir. Etin içi hafif pembe, ancak daha çok pişmiştir. Orta pişmiş et, daha az kanlı ve daha sert bir dokuya sahiptir.

Orta-İyi Pişmiş (Medium Well) Et

Orta-iyi pişmiş etin iç sıcaklığı 70-73°C arasındadır. Etin içi az miktarda pembe, ancak büyük ölçüde pişmiştir. Bu pişirme derecesi, daha sert bir doku ve az miktarda sulu et isteyenler için idealdir.

İyi Pişmiş (Well Done) Et

İyi pişmiş et, iç sıcaklığı 75°C ve üzeri olan ettir. Etin içi tamamen pişmiştir ve genellikle kahverengidir. İyi pişmiş et, en sert dokuya sahiptir ve en az sulu et türüdür.

Reklam

Et Pişirmenin Püf Noktaları

Et pişirirken dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta vardır.

Etin Kalitesinin Önemi

İyi bir et yemeği hazırlamak için kaliteli et seçimi çok önemlidir. Taze, iyi kesilmiş ve doğru şekilde dinlendirilmiş etler, pişirme işlemi sırasında en iyi sonuçları verir.

Etin Dinlendirilmesi

Et pişirildikten sonra dinlendirilmesi, suların tekrar ete nüfuz etmesini sağlar ve daha lezzetli bir sonuç elde etmenizi sağlar. Pişirme işlemi bittikten sonra eti birkaç dakika dinlendirmek, lezzet farkı yaratır.

Doğru Baharat Kullanımı

Baharatlar, etin lezzetini artırmak için kullanılır. Ancak doğru miktarda ve doğru türde baharat kullanmak önemlidir. Fazla baharat, etin doğal lezzetini bastırabilir.

Reklam

Etin Dilimlenmesi ve Sunumu

Eti doğru dilimlemek, lezzeti ve sunumu etkiler. Etin liflerine karşı dilimlemek, daha yumuşak ve kolay yenebilir dilimler elde etmenizi sağlar. Ayrıca, etin sunumu da yemeğin görsel çekiciliğini artırır.

Et Pişirme Süreleri

Et pişirme süreleri, etin türüne ve pişirme yöntemine göre değişir. Örneğin, biftek gibi küçük et parçaları daha kısa sürede pişerken, rosto gibi büyük et parçaları daha uzun süre pişirilmelidir. Et pişirme süreleri ile et pişirme dereceleri birbiriyle orantılı olmalıdır.

Et Pişirirken Sık Yapılan Hatalar

Et pişirirken yapılan hatalar, yemeğin lezzetini olumsuz etkileyebilir. En yaygın hatalardan biri, eti fazla pişirmektir. Ayrıca, eti doğru şekilde mühürlememek ve yeterince dinlendirmemek de yaygın hatalardandır.

Etin İç Sıcaklığının Ölçülmesi

Reklam

Etin iç sıcaklığını ölçmek, doğru pişirme derecesini elde etmek için önemlidir. Bir et termometresi kullanarak etin iç sıcaklığını kontrol etmek, mükemmel sonuçlar elde etmenizi sağlar.

Et Pişirme Alet ve Ekipmanları

Et pişirme alet ve ekipmanları, pişirme sürecini kolaylaştırır. Izgaralar, tavalar, fırınlar ve sous vide cihazları gibi çeşitli araçlar, farklı pişirme yöntemlerini denemenizi sağlar.

Sağlıklı Et Pişirme Yöntemleri

Sağlıklı et pişirme yöntemleri, daha az yağ kullanarak veya pişirme süresini kontrol ederek yapılabilir. Dumanlama veya yavaş pişirme gibi yöntemler, sağlıklı ve lezzetli et yemekleri sunar. Sağlık için et pişirme dereceleri de oldukça önemlidir.

Et Pişirme Tekniklerinin Tarihçesi

Et pişirme teknikleri, tarih boyunca farklı kültürlerde gelişmiştir. Her kültür, kendine özgü pişirme yöntemleri ve lezzetlerle et yemeklerini hazırlamıştır.

Et pişirme teknikleri ve et pişirme dereceleri hakkında bilgi sahibi olmak, yemeklerinizi mükemmel bir şekilde hazırlamanıza yardımcı olur. Doğru teknikler ve pişirme dereceleri ile etin lezzetini ve dokusunu en iyi şekilde ortaya çıkarabilirsiniz.

Reklam

 

Kaynak: HORECA TREND

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2024 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.