Kamu idareleri, yemek ihtiyaçlarını ne şekilde karşılıyor?
Kamu idareleri yemek hizmet ihtiyaçlarını, birkaç farklı yöntemle karşılıyor. En temel ve eskiden beri devam eden yöntem; erzakın piyasadan ihale ile alınması suretiyle, yemek pişirme ve dağıtımın işlemlerinin ise idarelerin kendi imkanlarıyla yapması usulüdür. Bu usul, askeri birliklerin birçoğunda halen devam etmektedir.
Diğer usul ise malzemeli yemek hizmet alımıdır. Yani idareler, gıda malzemesini ve yemek pişirme hizmet alımını aynı yükleniciden yapmaktadır.
Yemek alımının en nadir olarak yapıldığı şekli ise kumanya alımıdır. Kumanya alımı, kısa süreli görevler kapsamında, AFAD görevlileri, polis, askerler vb. için gerçekleştirilir.
İdare pişmiş veya kumanya olarak ihale ile alıma çıktıkları yemeklerin cinsi ve kalitesini nasıl belirliyorlar?
İdareler, alım yapacakları yemeğin cinsini, miktarını ve kalitesini, teknik şartnamelerinde belirleyerek ihaleye çıkarlar. Ancak alım konusu yemeğin, idarenin görevine uygun kalitede olmasına özen gösterilir. Örneğin operasyonel görevlerde bulunan kolluk kuvvetlerinin gerekli kalori almaları veya hastanelerde diyabet hastaları için diyet yemek verilebilmesi gerekir. Bu nedenle yemek listelerinin uzman kişilerce hazırlanması sağlanır. İdareler, bu iş için diyetisyen veya gıda mühendislerini görevlendirir.
Kamu İdareleri yemek hizmet alımlarını ne şekilde gerçekleştiriyorlar?
Türkiye’nin kamu alım piyasa büyüklüğü 2023 yılında GSYH’nın %6’sına ulaştı. 2024 yılında kamu alımları 2.5 trilyon liraya yükseldi ve bunun 450 milyar lirasını, içinde yemek hizmet alımları da olan, hizmet sektörü oluşturdu.
Yemek hizmetleri kapsamında her yıl ortalama 700’den fazla firma, iş ortaklığı yaparak veya tek başına olmak üzere, kamu idareleriyle sözleşme imzalıyor. Bu kapsamda her yıl ortalama 2.500’den fazla yemek hizmet sözleşmesi yapıyor. Bu sözleşmelerden en önemlileri ise Ankara merkezli faaliyet gösteren firmalarca gerçekleştiriliyor. Bunun en önemli sebebi ise merkezi yönetim kapsamındaki idarelerin Ankara’da konuşlu olmalarıdır.
Yemek sektöründe faaliyet gösteren firmaların, ihalelerde rekabeti de oldukça yoğun olduğunu söyleyebilir misiniz?
Yemek hizmet alım ihaleleri, oldukça fazla rekabetin olduğu bir alan. Bunu yine bir örnek vererek açıklamak istiyorum. 2024’te, yemek hizmet alımı ihalelerinde, çeşitli nedenler ileri sürülerek Kamu İhale Kurumuna 2.000’den fazla itirazen şikâyet başvurusu yapılmış. Yani yemek hizmet alımı ihalelerinde daha uygun şartlarda yarışmak isteyen firmalar, konuyu Kurum’a götürmekten çekinmemişler. Yine Ankara ilimizde 2024 yılında gerçekleşen bir ihalede 22 kişi teklif vermiş, kırım oranı %55’e kadar çıkmış. Yani kıran kırana bir rekabet söz konusu. Ancak ihale rekabeti; ihalenin yapıldığı yer, idarenin özelliği, şartnamenin yapılabilirliği gibi nedenlerle daha makul seviyelerde de olabilmektedir.
Rekabetin bu kadar fazla olduğu ortamda, kamu idareleri yemeklerin istedikleri özelliklerde çıkmasını ve kaliteyi nasıl sağlıyorlar?
Bu çok önemli bir soru. Özellikle günümüzde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yaptığı kontroller sonucunda taklit veya tağşiş yapıldığı anlaşılan gıda maddeleri ifşa ediliyor. İdarenin yemekte kullanılan malzemeleri ayrıntılı olarak denetlemesi ve bu tür gıdaları belirlemesi oldukça güç. Bu nedenle de yaklaşık maliyetin çok altında fiyat vererek, yüksek kırım oranıyla sözleşme imzalayan şirketlerin kontrol edilmesi önem arz ediyor.
Rekabetin yoğun olduğu yemek hizmet alımlarından pay almak isteyen ancak daha önce ihaleye katılmamış firmalar sizce ne yapmalı?
Son dönemlerde, kamu ihale sistemimizde önemli gelişmeler yaşandı. Örneğin e-ihaleler yaygınlaştı. İhalelerin daha güvenilir ortamda yapılması sağlandı. Yani Edirne’de faaliyet gösteren bir firma, Kars’taki yemek ihalesine, kendi masasındaki bilgisayarla katılabilmekte.
Ancak asıl problem; ihale mevzuatına hâkim olmamak ve idarelerin hazırladığı ihale dokümanlarını yeterince okuyamamaktan kaynaklanıyor. Şu anda onlarca yemek firması, ihale okuryazarlığı olmadığı için ihalelerden yasaklı durumuna düşmüş durumda.
Türkiye’nin en önemli yemek firmalarına ihale danışmanlığı yapmış biri olarak söylemeliyim ki, ihalelerde yüksek kar elde eden tüm firmalar, mutlaka profesyonel kişilerden danışmanlık alıyorlar. Özetlemek gerekirse, ihale mevzuatını bilmeden, yemek hizmet ihalelerine katılmanın bir anlamı yok.
Türkiye genelinde yemek hizmet alım ihalelerinde sorun yaşayan birçok şirket var. Kurumsal olarak sizin bu şirketlere verdiğiniz başlıca hizmetler nelerdir?
Kamu ihaleleri; anlaşılması güç, uygulanması ise tecrübeye dayanan karışık bir mevzuat ile yürütülüyor. Ayrıca ihale uygulamaları, şekil ve süre yönünden kesin hükümler içeren hak düşürücü kuralları olan bir alan. Sadece ihale değil, sözleşmenin yürütülme sürecinde; muayene ve kabul işlemleri, fiyat farkı ve hakediş işlemleri ise hemen hemen tüm yüklenici firmanın idare ile uyuşmazlık yaşadığı alanlar.
Kamu ihale mevzuatı iki ayrı kanun, onlarca ikincil mevzuat ve sayısız düzenleyici karardan oluşuyor. Bir yemek şirketinin mevzuatı harfiyen bilmesi ve günlük olarak takip etmesi de mümkün değil. Bu nedenle hata yapmak istemeyen firmalar bizimle çalışıyorlar.
Yemek firmalarının ihaleler kapsamında ayrıntılı bilgiye ulaşmaları için ne tavsiye edersiniz?
Günümüzde “bilgi” en önemli güçtür! Bu nedenle yaklaşık 30 yıl süresince edindiğimiz bilgi ve tecrübelerimizi kamuoyuyla paylaşmak için, ihale.tv üzerinden içerik üretiyoruz. Bu kanalımızda yer alan “Kamu İhale Kanunu ve Uygulamaları”, “Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu” ile “Hizmet Alımları ve İş Hukuku Uygulamaları” bölümlerin incelenmesini tavsiye ederim.
Aynı şekilde yemek hizmet alımı kapsamında ihalelere katılacak firmaların yararlanabileceği 3 kitabımızı da tavsiye ediyorum. Bunlardan ilki “Kamu İhalelerinde İş Deneyimini Gösteren Belgeler” adlı eserimiz olup, içinde ihaleye katılımda önemli bilgiler yer almaktadır. İkincisi “Kamu İhalelerinde Aşırı Düşük Tekliflerin Belirlenmesi, Sorgulanması ve Açıklanması” adlı eserimizdir. Tavsiye edebileceğim en son kitabımız ise “Kamu İhale Sürecinde Yasaklama İşlemleri” adlı eserimizdir. Bu kitabımız, ihale sürecinde yasaklanmamak veya yasaklanma işlemiyle karşılaşılması halinde ne tür işlemler yapılması gerektiği ile ilgili hususların derlendiği önemli bir kitaptır.
İlyas Kılıç Kimdir?
İlyas Kılıç, lisans ve yüksek lisans eğitimimi Kara Harp Okulu ve Selçuk Üniversitesi’nde tamamladı. Kılıç, kamu yönetimi uzmanı ve aynı zamanda ihale danışmanı. Kamu kuruluşlarında ihale ve sözleşme hukuku kapsamında 20 sene görev yaptıktan sonra kendi isteğiyle 2010 yılında emekli oldu. Birçok gazete, dergide ihaleler konusunda makaleler kaleme aldı. Kılıç Akademi Yayınları tarafından yayınlanan ihale kitaplarının editörlüğünü yaptı.
Kılıç Kurumsal Danışmanlık A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanı da olan İlyas Kılıç, çeşitli kamu kurumlarına ve kurumsal şirketlere ihaleler kapsamında danışmanlık yapıyor. Kılıç Kurumsal Danışmanlık bünyesinde; ihale uzmanları, hukukçu ve uzman denetçiler ile çözüm ortakları bulunuyor. Ekibiyle birlikte, ihale.tv YouTube kanalı ile ihaleler kapsamında kamuoyunu bilgilendiriyor.
Kaynak: HORECA TREND