3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu İstanbul’da Düzenlendi | HORECA TREND
Takip edin!

HORECA Tedarik

3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu İstanbul’da Düzenlendi

PepsiCo Türkiye ve Sürdürülebilirlik Akademisi’nin ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirilen 3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu’nda, kaynakların korunarak dünyayı geleceğe taşımanın yollarından gıda tedarik zincirinde çiftçilerden nihai tüketiciye kadar uzanan geniş yelpazede neler yapılabileceği ve insanın buradaki rolü üzerine konuşuldu. Sempozyumun açılışında konuşan PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen, “Sürdürülebilirliğin çok önemli olduğu bu dönemde, sempozyumumuzda verilen mesajların, somut çözüm önerilerinin ve iyi örneklerin herkes için yeni bir umut ışığı olacağına inanıyorum” dedi.

Yayınlandı

on

Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden PepsiCo, PepsiCo Pozitif (Pep+) stratejisi doğrultusunda değer zinciri, tarım ve sunduğu seçeneklerle yarattığı pozitif etkiyle sürdürülebilir bir geleceğin inşasına katkı sağlamaya devam ediyor.  Sürdürülebilir bir gıda sisteminin oluşturulması için tarım alanında önemli yatırımlar yapan PepsiCo aynı zamanda gerçekleştirdiği iş birlikleriyle tarım ekosisteminin gelişimine de katkı sağlıyor. PepsiCo ayrıca tarım ekosisteminin paydaşlarını farklı toplantılar ve platformlarda bir araya getirerek tarımda yaratılacak pozitif etkinin daha da büyümesine de öncülük ediyor.

Bu anlayışla PepsiCo Türkiye ve Sürdürülebilirlik Akademisi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu’nda tarım ekosisteminin paydaşları İstanbul’da bir araya geldi. “Gıda Sistemlerimizde Sürdürülebilir Bir Gelecek: Nasıl Yeniden Şekillendirebiliriz?” ana başlığıyla gerçekleştirilen sempozyumda, “Gıda Tedarik Zincirinde Çiftçiden Tüketiciye Pozitif Gelecek için Dönüşüm”, “Kaynakları Korumak, Dünyayı Geleceğe Taşımak”, “Gıda Tedarik Zincirinin Vazgeçilmez Unsuru: İnsan” ve “Demet Evgar ile Sohbet: Sosyal Sorumluluk Projeleri ile Umudu Yeniden Yeşertmek” başlıkları altında dört farklı panel gerçekleştirildi.  

PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen ve Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa’nın açılış konuşmalarıyla başlayan 3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu’nun sunuculuğunu ise gazeteci, yazar Ilgaz Gürsoy üstlendi. T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Sürdürülebilirlik Akademisi, Türkiye’nin önde gelen şirketleri ve sivil toplum kuruluşlarından yetkililer yaptıkları konuşmalarla tarımda pozitif bir geleceğin inşasına katkı sağladılar.

Sempozyumun, Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Semra Sevinç’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Gıda Tedarik Zincirinde Çiftçiden Tüketiciye Pozitif Gelecek için Dönüşüm” başlıklı oturumunda Microsoft Kıdemli Müşteri İlişkileri Yöneticisi Barbaros GünayKAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Beyzade Berkol, Metro Kurumsal İlişkiler Müdürü Dr. Aslı Duran Özcan gıda tedarik zincirine dair önemli paylaşımlarda bulundular. Moderatörlüğünü gazeteci, yazar Ilgaz Gürsoy’un gerçekleştirdiği “Sürdürülebilirlik ile Kaynakları Korumak, Dünyayı Geleceğe Taşımak” başlıklı oturumda Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yatırım Destekleri Birim Müdürü Muhittin Aslan ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Türkiye Başkan Vekili Mehmet Erdem Yaşar, kaynakların sürdürülebilirliğinin sağlanması için neler yapılabileceğini konuştular. Moderatörlüğünü Refika Birgül’ün yaptığı “Gıda Tedarik Zincirinin Vazgeçilmez Unsuru: İnsan” oturumunda ise World Food Program Türkiye Temsilcisi Stefan Cahill ve CARE Türkiye Temsilci Yardımcısı Zena Ni Dhuinn-Bhig gıda ve tarımda insana nasıl dokunulacağına dair güzel bir sohbet gerçekleştirdiler. Sempozyumda Lay’s marka yüzü ve UN Women Türkiye’nin iyi niyet elçisi Demet Evgar, sosyal umudu yeniden yeşerten Hataylı çiftçi Didem Esmer ile sohbet etti.

PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen: “Gerçekleştirdiğimiz iş birlikleriyle pozitif tarım adına etkimizi her geçen gün daha da büyütüyoruz”

Sürdürülebilirliğin önemli olduğu bu dönemde, düzenlediğimiz sempozyumda verilen mesajların, somut çözüm önerilerinin ve iyi örneklerin herkes için yeni bir umut ışığı olacağına inandığını söyleyen PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen, “PepsiCo olarak sürdürülebilir bir yaşam adına birçok proje gerçekleştiriyoruz ve bugünkü gibi etkinliklerde paydaşlarımızla bir araya gelip fikir alışverişi yapmaya önem veriyoruz. Sürdürülebilirlik odaklı PepsiCo Pozitif stratejimiz doğrultusunda Pozitif Tarım, Pozitif Değer Zinciri ve Pozitif Seçenekler başlıklarında birçok iyi örneğimiz bulunuyor. Pozitif Değer Zinciri başlığı altında yaptığımız birçok çalışmanın yanı sıra özellikle iklim krizinin etkilerinin azaltılmasına destek olmak için projeler gerçekleştiriyoruz. PepsiCo içerisinde tüm dünyada %100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk ülkelerden biri olarak bir süre önce de Türkiye’de elektrikli tren ile hızlı tüketim sektöründe gıda taşımacılığı gerçekleştiren ilk şirket olduk. Gidiş dönüş olacak şekilde 1600 km’yi aşan bir güzergahta elektrikli tren ile yapılan taşımayla, karayolu ile yapılan taşıma işlemine göre karbon salımını yüzde 83 oranında düşürmüş olduk. Bununla birlikte Pozitif Tarım kapsamında Türkiye’de 20 şehirde, toplam 50.000 dektar alanda 200’ün üstündeki çiftçiyle sözleşmeli tarım yapıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz iş birlikleriyle pozitif tarım adına etkimizi her geçen gün daha da büyütmek için çalışıyoruz. PepsiCo olarak dün olduğu gibi bugün ve yarın da bu iyi örnekleri daha da geliştirerek sürdürülebilir bir yaşam ve güvenli gıda ağı için çalışmaya devam edeceğiz. Bu yolculukta bizim en büyük gücümüz olan değerli paydaşlarımızla birlikte olmaya devam etmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz.”

Murat Sungur Bursa: “Dünya nüfusunu besleyecek miktarda gıda üretiminin ancak gıda sistemlerimizi güncelleyerek ve bilinçli tüketimi artırarak mümkün olabilir”

Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa açılış konuşmasında PepsiCo ile bu değerli iş birliğine devam etmekten memnuniyet duyduklarını ifade ederken sektörün tüm paydaşlarını harekete geçmeye davet etti. Sungur konuşmasında, “Bugün sera gazı emisyonlarının artışında, değerli doğal kaynaklarımızın yok olmasında maalesef bazı tarım pratiklerinin ciddi oranda etkisi olduğunu gözlemliyoruz. Dünyada her 10 kişiden 1’i aç. Dünya nüfusunun yüzde 30’a yakını, sağlıklı gıdaya erişemiyor. Buna karşılık dünyada üretilen gıdanın yüzde 30’u henüz tarladayken israf ediliyor. Dünya nüfusunu besleyecek miktarda gıda üretiminin ancak gıda sistemlerimizi güncelleyerek ve bilinçli tüketimi artırarak mümkün olabilir. Ancak sadece doğal bir ihtiyaç olan beslenmenin karşılanması değil aynı zamanda insanların sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için, bugün de örneklerini dinleyeceğimiz şekilde, tarımın daha farklı pratiklerle yapılması ve sürdürülebilir gıda sistemlerine geçişin hızlandırılması lazım. Eğer gıda sistemlerini sürdürülebilir hale getirmezsek diğer alanların sürdürülebilirliğine odaklanmanın bize çok bir faydası olmaz. Olmayan bir hayatın sürdürülebilirliğini konuşuruz. Tüm bu acil durumları ve gelecekteki riskleri paydaşlarla konuşarak herkesi harekete geçmeye teşvik etmek ve çözüm odağında yol alabilmek en önemli önceliğimiz. Bugün bu amaçla düzenlenen sempozyumda paylaşılan çözüm odaklı öneriler, iyi uygulamalar ve iş birliği çağrıları da değişimin hızlandırılması açısından çok önemli katkılar sağlayacaktır” dedi.

“Gıda Tedarik Zincirinde Çiftçiden Tüketiciye Pozitif Gelecek için Dönüşüm” başlıklı oturumunda Microsoft Kıdemli Müşteri İlişkileri Yöneticisi Barbaros GünayKAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Beyzade Berkol, Metro Kurumsal İlişkiler Müdürü Dr. Aslı Duran Özcan önemli açıklamalarda bulundular. Yapay zeka teknolojilerinin tarımda kullanımına ilişkin  Microsoft Kıdemli Müşteri İlişkileri Yöneticisi Barbaros Günay, “Yapay zeka teknolojilerinin tarımda kullanımı, hassas tarım tekniklerini mümkün kılarak kaynakların kullanımının daha verimli yapılmasını sağlamakta, yoğun emek gerektiren görevleri otomatikleştirmekte ve veriye dayalı içgörülerle çiftçilerin daha bilinçli kararlar almasına yardımcı olarak çiftçilerin operasyonel maliyetlerini ve çevresel atıkları azaltarak verimliliği önemli ölçüde artırmaktadır” diye konuştu.

KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Beyzade Berkol, dijital tarım teknolojilerinin, kadın girişimcilerin tarımsal üretimde verimliliği artırarak ekonomiye katılımlarını güçlendirdiğini ifade ederek, sürdürülebilir kalkınmanın öncüsü olmalarını sağladığına dikkat çekti. Değişen tüketici trendleri bağlamında hem iş ortaklarının bu doğrultuda geliştirilmesi hem de müşterilerin tüketicilerin taleplerine cevap verebilmelerini sağlamak adına düzenli olarak yeme-içme araştırmaları gerçekleştirdiklerinin altını çizen Metro Kurumsal İletişim Müdürü Dr. Aslı Duran Özcan, “Coğrafi işaretli ürünler diye adlandırdığımız ürünler, bizim kültürel mirasımız. Eğer ürüne ve üreticiye sahip çıkamazsak Türk mutfağını korumak ve Türk mutfağının sürdürülebilirliğini sağlamak mümkün değil. Bu nedenle üretici ve tüketicilerin bilinçlendirilmesi kritik önem taşımaktadır” dedi.

Muhittin Aslan: “Gıda ve tarım sektörlerinde Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde açık ara en fazla yatırım çeken ülke konumunda” 

“Sürdürülebilirlik ile Kaynakları Korumak, Dünyayı Geleceğe Taşımak” başlıklı oturumda Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yatırım Destekleri Birim Müdürü Muhittin Aslan ve European Bank for Reconstruction and Development Türkiye Başkan Vekili Mehmet Erdem Yaşar, dünyayı daha iyi bir geleceğe taşıyacak paylaşımlarda bulundular. T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yatırım Destekleri Birim Müdürü Muhittin Aslan, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak tarım ve gıda sektörlerinde sürdürülebilir yatırımları ülkemize çekmek ve desteklemek için kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Kurumumuz tarafından ilgili tüm kamu ve özel sektör paydaşlarının destekleriyle hazırlanan Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) Stratejisi (2024 – 2028) belgesinde “iklim dostu uluslararası doğrudan yatırımlar”, ülkemize çekmek istediğimiz öncelikli alanlardan biri olarak belirlenmiştir.  Diğer taraftan döngüsel ekonomi odaklı ve ülkemizin tarım ve gıda sektörlerindeki Ar-Ge ve inovasyon altyapısını geliştirecek yatırımlar da önceliklerimiz arasındadır ve bu tür yatırımlar, ülkemizin bu sektörlerdeki güçlü pozisyonunu daha da ileri taşıyacaktır. Bildiğiniz gibi Türkiye, birçok tarım ürününün üretiminde küresel lider konumundadır ve yaklaşık 30 milyar dolarlık ihracat hacmiyle dünya pazarlarına entegre bir üretim merkezidir. Bunun yanında yakın dönemde kamuoyuna duyurulan UDY Stratejimizde de belirtildiği üzere gıda ve tarım sektörlerinde Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde açık ara en fazla yatırım çeken ülke konumundadır. Türkiye, coğrafi avantajları, nitelikli insan kaynağı ve güçlü altyapısı ile tarım ve gıda sektörlerinde küresel ve bölgesel bir merkez olurken akıllı tarım teknolojileri, geri dönüşüm ve akıllı su yönetimi gibi alanlarda yapılacak sürdürülebilir yatırım projeleri için önemli fırsatlar barındırmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak, bu potansiyeli küresel iş dünyasına tanıtarak Türkiye’nin bu sektörlerdeki küresel ve bölgesel pozisyonunu daha da güçlendirmek için uluslararası yatırımcılarla iş birliği halinde çalışmaya devam ediyoruz.”

Kasım ayında 2025-2029 yıllarını kapsayan 5 yıllık stratejik planlarının açıklandığını belirten European Bank for Reconstruction and Development Türkiye Başkan Vekili Mehmet Erdem Yaşar, stratejik planda yer alan ve öne çıkan başlıkların yenilenebilir enerji entegrasyonunun artırılması, kaynak verimliliği, karbon nötr ve istihdam olduğunun altını çizerek özellikle kadın istihdamının tarımsal kalkınma bağlamında büyük bir rol oynadığını söyledi.

Sürdürülebilir tarım uygulamalarının iklim değişikliğiyle mücadele ve artan nüfus baskısıyla kaynakların korunmasını sağlamak için elzem olduğunu vurgulayan Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, “SKD Türkiye olarak, tarımsal üretimde su verimliliğini artırmak, inovatif tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak ve dijitalleşmeyi desteklemek üzere geliştirdiğimiz projelerle ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlıyoruz” diye konuştu. 

Moderatörlüğünü Refika Birgül’ün üstlendiği “Gıda Tedarik Zincirinin Vazgeçilmez Unsuru: İnsan” başlıklı oturumda ise World Food Program Türkiye Temsilcisi Stefan Cahill ve CARE Türkiye Temsilci Yardımcısı Zena Ni Dhuinn-Bhig, gıda ve tarımda insan unsurunun önemine vurgu yapan açıklamalarda bulundular. WFP olarak tarımı yalnızca gıda üretmenin bir yolu değil, aynı zamanda umut, dayanıklılık ve refahı büyüten bir güç olarak gördüğünü söyleyen WFP Ülke Direktörü ve Temsilcisi Stephen Cahill, çiftçileri sürdürülebilir uygulamalarla destekleyerek ve güçlü ortaklıklar kurarak, bugünün zorluklarını gıda güvenliği ve refah dolu bir geleceğe dönüştürebileceklerini ifade etti.

CARE’in çalışmalarının kadını tarımsal gelişmelere ve karar verme aşamalarına entegre etmesinin önemine dikkat çeken CARE Türkiye Temsilci Yardımcısı Zena Ni Dhuinn-Bhig, bunun sadece kadınlar için değil aynı zamanda Türkiye’nin daha geniş bir hedefi olan yiyecek güvenliği ve sürdürülebilir tarım gelişimi için de faydalı olacağının altını çizdi. Dhuinn-Bhig “Kadınlara eşit liderlik fırsatları, finansal destek ve geleceğin mesleklerini sunmak; uzun vadede sürdürülebilir büyüme ve başarılı bir gelecek için yapabileceğimiz en iyi yatırımdır” dedi.

Sempozyumun sonunda Lay’s marka yüzü ve aynı zamanda UN Women Türkiye’nin iyi niyet elçisi Demet Evgar, deprem bölgesinde çiftçilik yapan Didem Esmer ile “Sosyal Sorumluluk Projeleriyle Umudu Yeniden Yeşertmek” panelinde bir araya geldi. Dört nesildir çiftçilik yapan bir aileden geldiğini söyleyen Evgar, depremin yarattığı tahribatın ardından Hatay’daki çiftçilerin yanında olmanın bir sorumluluk olduğunu belirtti. Depremin ardından umudunu kaybettiğini söyleyen Didem Esmer ise, “Lay’s Ortak Hareket, Yeniden Bereket Projesi sayesinde toprağa tarıma küsülmez. Şimdi benim çevremde, bölge çiftçilerinde tekrar umut ve çalışma şevki güçlendi” diye konuştu.

Kaynak: HORECA TREND ve PepsiCo Türkiye

 

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

HORECA Tedarik

Bizim Dondurmamız, Golf Dondurma

Türkiye’nin lider dondurma üreticilerinden Golf Dondurma’nın, herkesin kendinden bir parça bulacağı yeni reklam filmi ekranlarda yerini aldı. 7’den 70’e herkesin hayatına tat katan anlardan ilhamla hazırlanan reklam filmi, “Kalitenin tadını çıkar” söylemiyle izleyiciye sesleniyor.

Yayınlandı

on

İnovatif üretim anlayışı ve kalite odaklı yaklaşımıyla Golf Dondurma, 2025 yazına özel hazırlanan reklam filmiyle “kalitesini tadan bilir” diyerek, en keyifli anlara eşlik edişini ortaya koyuyor. Reklam filminde; dondurma arabasının peşinden koşan çocuklardan ailece kurulan sofralara, sevgililerden mezuniyet sevincini dondurmayla kutlayan gençlere kadar pek çok sahne aracılığıyla Golf Dondurma, ürünlerinin günlük hayatın neşesine eşlik eden rolünü ortaya konuyor. Parkta oynarken dondurma yiyen gençler, oyun sonrası çocuklarına dondurma veren anneler ve mahalle bakkalında çocuklara uzatılan dondurma gibi sıcak anlar, filmin duygusal atmosferini güçlendiriyor, Türkiye’nin dondurması olduğunu ispatlıyor. Mahallede yaşayan herkesin evine konuk olan Golf Dondurma, herkesin sevdiği bir komşusu, arkadaşı gibi “bizi anlar, bizi iyi bilir” diyerek; çocuklar için üretilen rengarenk dondurmaları, yetişkinler için külah, çubuk ve paylaşımlık dondurmalarıyla çeşitliliğini ortaya koyuyor.

Reklam filmi boyunca ekrana yansıyan bilgiler ise Golf Dondurma’nın ürün kalitesini ortaya koyuyor. Yüzde 81 sütlü içerik, ana vatanından Silifke çileği, Belçika çikolatası, lezzet üçgeni, multivitamin içeriği ve yüzde 25 meyve oranı gibi detaylarla izleyici, Golf Dondurma’nın sadece lezzet değil kaliteyle de buluşturduğunu hissediyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Golf Dondurma

Devamını Oku

HORECA Tedarik

NESCAFÉ Gold “Bu Fincan Sanat Yolunda” Diyor 

Sanata erişimi destekleyen NESCAFÉ Gold, İstanbul Modern ile gerçekleştirdiği yeni projesiyle çağdaş sanat eğitimini farklı coğrafyalara taşıyor.

Yayınlandı

on

Türkiye’nin en sevilen kahvesi NESCAFÉ, NESCAFÉ Gold markasıyla sanatı desteklemeye devam ediyor. Geçtiğimiz yıl genç sanatçıların dijital üretimlerinin daha fazla kişiye erişmesi için İstanbul Modern iş birliğinde “Bu Fincan Sanatı Destekler” projesini gerçekleştiren NESCAFÉ Gold, bu alandaki çalışmalarını bir adım öteye taşıyor. 2025 yılında İstanbul Modern tarafından hazırlanan “Sanat Yolunda” projesini Migros iş birliğinde hayata geçiren NESCAFÉ Gold, 4 farklı ilde toplamda 100 güzel sanatlar mezununun profesyonel gelişimini desteklemek için kolları sıvadı. Sınırları kaldıran “Bu Fincan Sanat Yolunda” projesi kapsamında, Nevşehir, Mardin, Trabzon ve Van’dan toplam 100 katılımcı yüz yüze ve çevrimiçi atölye çalışmalarına katılacak. Projenin sonunda katılımcılar, İstanbul Modern onaylı bir katılım belgesi almaya da hak kazanacak.

Nevşehir ve Mardin’de Eğitimler Tamamlandı 

Katılımcıların çevrimiçi eğitim programlarıyla gelişimlerinin desteklendiği projede, yüz yüze eğitimlerin ilki Nevşehir’de gerçekleştirildi. Katılımcılar Prof. Necla Rüzgâr ile 2 gün süren “İnsan Etkisi” atölyesinden faydalandı. Projenin Mardin durağında ise Sabire Susuz ile yine 2 gün süren “Otantik Özne” atölyesi gerçekleştirildi. Katılımcılar eğitimlerde özgürlükler ve müdahaleler arasındaki sınırı araştırıp, yorumlama fırsatı buldu.

NESCAFÉ Gold İlham, Üretim ve Sanat Yolculuğunun Bir Parçası 

Proje ile ilgili konuşan Nestlé Türkiye İçecekler İş Birimi Genel Müdürü Hüseyin Necdet Kalkan, “NESCAFÉ Gold olarak kahvemizle hayata eşlik ediyor, kahvenin; ilhamla, üretimle ve sanatla her zaman iç içe olduğunu düşünüyoruz. Bu inançla çıktığımız sanat yolculuğunda adımlarımızı da güçlendirmeye devam ediyoruz. Genç sanatçılara dijital üretim konusunda destek verdiğimiz ‘Bu Fincan Sanatı Destekler’ projemiz ve sponsor olduğumuz ‘Zamansız Meraklar’ sergisinin ardından projemizi bir adım ileriye taşıdık. Bu yıl Türkiye’nin dört bir yanındaki sanatçılara, sanat kültürünü derinlemesine keşfetmeleri için fırsat sunabilmekten mutluluk duyuyoruz.” dedi. Projenin hedefini yarıladıklarını anlatan Kalkan, “Nevşehir ve Mardin’de keyifle tamamladık. Genç sanatçıların üretimlerini desteklemek, sanat yollarında ilerlemelerine katkı sunabilmek bizim için çok değerli. Yeni illerde katılımcılarla buluşmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.  

Sanat Eğitiminde Fırsat Eşitliğine Katkı Sağlamak İstedik 

Programın, katılımcıların gelişimine değerli bir fırsat sunduğuna dikkat çeken İstanbul Modern Eğitim ve Sosyal Projeler Direktörü Neslihan Varol, “Müze olarak, İstanbul’da sunduğumuz sanat eğitimi imkânlarını, fırsat eşitliğine katkı sağlamak amacıyla İstanbul dışına taşımayı istedik. Özellikle güzel sanatlar bölümlerinden mezun olup kariyerlerine devam etmek isteyen gençlere, paylaşım odaklı öğrenme deneyimleri sunarak profesyonel gelişimlerini desteklemeyi ümit ediyoruz” dedi.

NESCAFÉ Gold Keyfi Desteğe Dönüşüyor 

Migros FMCG Gıda Pazarlama Direktörü Caner Yaman, “Sanat Yolunda projesi, genç sanatçılarımıza destek anlamında çok kıymetli. Geçtiğimiz yıl NESCAFÉ Gold ile başlattığımız ve İstanbul Modern iş birliğinde yürüttüğümüz projenin devamı olarak bu kez, çeşitli şehirlerden 100 genç sanatçımıza sanat eğitimleri verilecek. Biz de Migros mağazalarımızdan ve Migros uygulamamızdan satın alınan her bir NESCAFÉ Gold ürünüyle bu eğitimlere destek sağlayacağız. Projede emeği geçen herkese ve NESCAFÉ Gold satın alarak bu projeye katkı sağlayan tüm müşterilerimize gönülden teşekkür ederiz” dedi.

İstanbul Modern, NESCAFÉ Gold ve Migros iş birliğiyle gerçekleştirdiği sanat yolculuğuna mayıs ayında Trabzon ve haziran ayında ise Van’da devam edecek.

Kaynak: HORECA TREND ve NESCAFÉ

Devamını Oku

HORECA Tedarik

Gastronomiye İlham Veren Porland, Hostech 2025’te Sahne Alıyor!

Gastronomi profesyonelleri için yenilikçi çözümler sunan Porland, 27-31 Mayıs 2025 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek Hostech by Tusid için geri sayıma geçti. HoReCa sektörünün en prestijli buluşmalarından biri olarak kabul edilen fuarda Porland, sektöre yön veren ürün gruplarıyla profesyonel mutfakların yoğun temposuna ilham vermeye hazırlanıyor.

Yayınlandı

on

Üstün üretim kalitesinin yanı sıra porselene taşıdığı yenilikçi yaklaşımıyla da öne çıkan Porland, Hostech 2025’te konaklama ve ağırlama sektörüne özel olarak geliştirdiği birbirinden farklı ürün gruplarıyla yer alacak. Antik çağlardan günümüze uzanan yeni koleksiyonu Dolce Vita başta olmak üzere tüm özel seriler, fuar ziyaretçilerine benzersiz bir sofra deneyimi vadediyor. 150’den fazla ülkeden katılımcıyı ağırlayacak fuarda Porland, 30’dan fazla ülkede var olan zengin ürün yelpazesi ile özeni, tasarımı ve kaliteyi yansıttığı tasarımlarıyla yine sektörün geleceğine ışık tutacak.

“Şık Sunumlar, Profesyonel Dayanıklılıkla Buluşuyor”

Birbirinden şık koleksiyonlarıyla estetiği ve zarafeti sofralara taşıyan Porland; dört aşamalı kalite kontrol sürecinden geçirdiği ISO 9001 sertifikalı ürünleri ve işlevsellik sunan sırlama teknolojileri ile hijyenik ve uzun ömürlü bir kullanım sunarken porselene taşıdığı yenilikçi yaklaşımla da dikkat çekiyor. Kenar çıtlama garantisi, ani sıcaklık değişimlerine ve yoğun bulaşık makinesi döngülerine karşı dirençli yapısı ile her dokunuşta profesyonel kaliteyi hissettiren Porland’ın otel ve restoranlara özel geliştirdiği ürün grupları, endüstriyel mutfakların en zorlu koşullarında dahi kalitesinden ödün vermeyecek şekilde tasarlandı.

“Gastronomi Profesyonelleri İçin Zarafet ve Dayanıklılık Bir Arada”

Endüstriyel mutfak dünyasının en önemli buluşmalarından biri olarak kabul edilen Hostech by TUSİD Fuarı’nın yerli ve yabancı katılımcılar için büyük fırsatlar sunduğunu vurgulayan Porland Yönetim Kurulu Üyesi İmge Pamukçu, “Avrasya’nın en büyük HoReCa sektörü buluşması Hostech by TUSİD Fuarı’nın sektörümüze sunduğu değeri yakından takip ediyor, gastronomi dünyasının ihtiyaçlarına cevap verecek yenilikçi ürünlerimizi tanıtmaktan dolayı büyük bir heyecan duyuyoruz. Farklı segmentlerdeki kullanıcıların beklentilerine hitap edebilecek geniş ürün grubumuz, yarım asra yaklaşan tecrübemiz ve özgün tasarımlarımızla bu yıl da sektöre ilham vermeye hazırız. Porland’ın kalite ve zarafetini yansıtan, üstün dayanıklılığa sahip koleksiyonlarımızı tanıtacağımız fuarda sektör profesyonellerini ve iş ortaklarımızı standımızda ağırlamaktan bu yıl da büyük mutluluk duyacağız.” şeklinde konuştu.

Allumilite: Endüstriyel Dayanıklılıkla Estetiği Birleştiren Premium Çözüm

Porland’ın özel reçetesiyle hazırlanan Allumilite, beyaz porselenin endüstriyel dayanıklılığını krem renginin sofistike estetiğiyle buluşturuyor. Çizilmeye ve darbelere karşı gösterdiği üstün dirençle öne çıkan porselen, HoReCa sektörünün uzun ömürlü performans arayışına premium bir çözüm niteliğinde. Allumilite, estetik zarafetle porselenin sağlam yapısını birleştiriyor, yoğun kullanım alanlarında bile şıklığını ve dayanıklılığını koruyor.

“Pioli: Mutfak Sanatı İçin Tasarlandı”

Genç ve dinamik ruhuyla HoReCa sektörüne yeni bir soluk getiren Pioli, mutfak sanatını modernlikle buluşturan sofistike ürünleri ile dikkat çekiyor. Yoğun kullanıma, sık yıkamaya, darbelere ve yüksek sıcaklıklara dayanıklı kimliği ile fark yaratan Pioli, Aida’dan Poem’e uzanan özgün serisi ile gastronomi dünyasına modern bir yaklaşım sunarken geleceğin mutfaklarına yönelik ilham verici bir vizyon ortaya koyuyor. 

Porland, Hostech by Tusid fuarında Salon 8 Stant 823 numaralı alanda ziyaretçilerini ağırlayacak.

Kaynak: HORECA TREND ve Porland

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2025 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.