3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu İstanbul’da Düzenlendi | HORECA TREND
Takip edin!

HORECA Tedarik

3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu İstanbul’da Düzenlendi

PepsiCo Türkiye ve Sürdürülebilirlik Akademisi’nin ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirilen 3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu’nda, kaynakların korunarak dünyayı geleceğe taşımanın yollarından gıda tedarik zincirinde çiftçilerden nihai tüketiciye kadar uzanan geniş yelpazede neler yapılabileceği ve insanın buradaki rolü üzerine konuşuldu. Sempozyumun açılışında konuşan PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen, “Sürdürülebilirliğin çok önemli olduğu bu dönemde, sempozyumumuzda verilen mesajların, somut çözüm önerilerinin ve iyi örneklerin herkes için yeni bir umut ışığı olacağına inanıyorum” dedi.

Yayınlandı

on

Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden PepsiCo, PepsiCo Pozitif (Pep+) stratejisi doğrultusunda değer zinciri, tarım ve sunduğu seçeneklerle yarattığı pozitif etkiyle sürdürülebilir bir geleceğin inşasına katkı sağlamaya devam ediyor.  Sürdürülebilir bir gıda sisteminin oluşturulması için tarım alanında önemli yatırımlar yapan PepsiCo aynı zamanda gerçekleştirdiği iş birlikleriyle tarım ekosisteminin gelişimine de katkı sağlıyor. PepsiCo ayrıca tarım ekosisteminin paydaşlarını farklı toplantılar ve platformlarda bir araya getirerek tarımda yaratılacak pozitif etkinin daha da büyümesine de öncülük ediyor.

Bu anlayışla PepsiCo Türkiye ve Sürdürülebilirlik Akademisi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu’nda tarım ekosisteminin paydaşları İstanbul’da bir araya geldi. “Gıda Sistemlerimizde Sürdürülebilir Bir Gelecek: Nasıl Yeniden Şekillendirebiliriz?” ana başlığıyla gerçekleştirilen sempozyumda, “Gıda Tedarik Zincirinde Çiftçiden Tüketiciye Pozitif Gelecek için Dönüşüm”, “Kaynakları Korumak, Dünyayı Geleceğe Taşımak”, “Gıda Tedarik Zincirinin Vazgeçilmez Unsuru: İnsan” ve “Demet Evgar ile Sohbet: Sosyal Sorumluluk Projeleri ile Umudu Yeniden Yeşertmek” başlıkları altında dört farklı panel gerçekleştirildi.  

PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen ve Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa’nın açılış konuşmalarıyla başlayan 3. Tarımda Pozitif Gelecek Sempozyumu’nun sunuculuğunu ise gazeteci, yazar Ilgaz Gürsoy üstlendi. T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Sürdürülebilirlik Akademisi, Türkiye’nin önde gelen şirketleri ve sivil toplum kuruluşlarından yetkililer yaptıkları konuşmalarla tarımda pozitif bir geleceğin inşasına katkı sağladılar.

Sempozyumun, Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Semra Sevinç’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Gıda Tedarik Zincirinde Çiftçiden Tüketiciye Pozitif Gelecek için Dönüşüm” başlıklı oturumunda Microsoft Kıdemli Müşteri İlişkileri Yöneticisi Barbaros GünayKAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Beyzade Berkol, Metro Kurumsal İlişkiler Müdürü Dr. Aslı Duran Özcan gıda tedarik zincirine dair önemli paylaşımlarda bulundular. Moderatörlüğünü gazeteci, yazar Ilgaz Gürsoy’un gerçekleştirdiği “Sürdürülebilirlik ile Kaynakları Korumak, Dünyayı Geleceğe Taşımak” başlıklı oturumda Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yatırım Destekleri Birim Müdürü Muhittin Aslan ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Türkiye Başkan Vekili Mehmet Erdem Yaşar, kaynakların sürdürülebilirliğinin sağlanması için neler yapılabileceğini konuştular. Moderatörlüğünü Refika Birgül’ün yaptığı “Gıda Tedarik Zincirinin Vazgeçilmez Unsuru: İnsan” oturumunda ise World Food Program Türkiye Temsilcisi Stefan Cahill ve CARE Türkiye Temsilci Yardımcısı Zena Ni Dhuinn-Bhig gıda ve tarımda insana nasıl dokunulacağına dair güzel bir sohbet gerçekleştirdiler. Sempozyumda Lay’s marka yüzü ve UN Women Türkiye’nin iyi niyet elçisi Demet Evgar, sosyal umudu yeniden yeşerten Hataylı çiftçi Didem Esmer ile sohbet etti.

PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen: “Gerçekleştirdiğimiz iş birlikleriyle pozitif tarım adına etkimizi her geçen gün daha da büyütüyoruz”

Sürdürülebilirliğin önemli olduğu bu dönemde, düzenlediğimiz sempozyumda verilen mesajların, somut çözüm önerilerinin ve iyi örneklerin herkes için yeni bir umut ışığı olacağına inandığını söyleyen PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen, “PepsiCo olarak sürdürülebilir bir yaşam adına birçok proje gerçekleştiriyoruz ve bugünkü gibi etkinliklerde paydaşlarımızla bir araya gelip fikir alışverişi yapmaya önem veriyoruz. Sürdürülebilirlik odaklı PepsiCo Pozitif stratejimiz doğrultusunda Pozitif Tarım, Pozitif Değer Zinciri ve Pozitif Seçenekler başlıklarında birçok iyi örneğimiz bulunuyor. Pozitif Değer Zinciri başlığı altında yaptığımız birçok çalışmanın yanı sıra özellikle iklim krizinin etkilerinin azaltılmasına destek olmak için projeler gerçekleştiriyoruz. PepsiCo içerisinde tüm dünyada %100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk ülkelerden biri olarak bir süre önce de Türkiye’de elektrikli tren ile hızlı tüketim sektöründe gıda taşımacılığı gerçekleştiren ilk şirket olduk. Gidiş dönüş olacak şekilde 1600 km’yi aşan bir güzergahta elektrikli tren ile yapılan taşımayla, karayolu ile yapılan taşıma işlemine göre karbon salımını yüzde 83 oranında düşürmüş olduk. Bununla birlikte Pozitif Tarım kapsamında Türkiye’de 20 şehirde, toplam 50.000 dektar alanda 200’ün üstündeki çiftçiyle sözleşmeli tarım yapıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz iş birlikleriyle pozitif tarım adına etkimizi her geçen gün daha da büyütmek için çalışıyoruz. PepsiCo olarak dün olduğu gibi bugün ve yarın da bu iyi örnekleri daha da geliştirerek sürdürülebilir bir yaşam ve güvenli gıda ağı için çalışmaya devam edeceğiz. Bu yolculukta bizim en büyük gücümüz olan değerli paydaşlarımızla birlikte olmaya devam etmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz.”

Murat Sungur Bursa: “Dünya nüfusunu besleyecek miktarda gıda üretiminin ancak gıda sistemlerimizi güncelleyerek ve bilinçli tüketimi artırarak mümkün olabilir”

Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa açılış konuşmasında PepsiCo ile bu değerli iş birliğine devam etmekten memnuniyet duyduklarını ifade ederken sektörün tüm paydaşlarını harekete geçmeye davet etti. Sungur konuşmasında, “Bugün sera gazı emisyonlarının artışında, değerli doğal kaynaklarımızın yok olmasında maalesef bazı tarım pratiklerinin ciddi oranda etkisi olduğunu gözlemliyoruz. Dünyada her 10 kişiden 1’i aç. Dünya nüfusunun yüzde 30’a yakını, sağlıklı gıdaya erişemiyor. Buna karşılık dünyada üretilen gıdanın yüzde 30’u henüz tarladayken israf ediliyor. Dünya nüfusunu besleyecek miktarda gıda üretiminin ancak gıda sistemlerimizi güncelleyerek ve bilinçli tüketimi artırarak mümkün olabilir. Ancak sadece doğal bir ihtiyaç olan beslenmenin karşılanması değil aynı zamanda insanların sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için, bugün de örneklerini dinleyeceğimiz şekilde, tarımın daha farklı pratiklerle yapılması ve sürdürülebilir gıda sistemlerine geçişin hızlandırılması lazım. Eğer gıda sistemlerini sürdürülebilir hale getirmezsek diğer alanların sürdürülebilirliğine odaklanmanın bize çok bir faydası olmaz. Olmayan bir hayatın sürdürülebilirliğini konuşuruz. Tüm bu acil durumları ve gelecekteki riskleri paydaşlarla konuşarak herkesi harekete geçmeye teşvik etmek ve çözüm odağında yol alabilmek en önemli önceliğimiz. Bugün bu amaçla düzenlenen sempozyumda paylaşılan çözüm odaklı öneriler, iyi uygulamalar ve iş birliği çağrıları da değişimin hızlandırılması açısından çok önemli katkılar sağlayacaktır” dedi.

“Gıda Tedarik Zincirinde Çiftçiden Tüketiciye Pozitif Gelecek için Dönüşüm” başlıklı oturumunda Microsoft Kıdemli Müşteri İlişkileri Yöneticisi Barbaros GünayKAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Beyzade Berkol, Metro Kurumsal İlişkiler Müdürü Dr. Aslı Duran Özcan önemli açıklamalarda bulundular. Yapay zeka teknolojilerinin tarımda kullanımına ilişkin  Microsoft Kıdemli Müşteri İlişkileri Yöneticisi Barbaros Günay, “Yapay zeka teknolojilerinin tarımda kullanımı, hassas tarım tekniklerini mümkün kılarak kaynakların kullanımının daha verimli yapılmasını sağlamakta, yoğun emek gerektiren görevleri otomatikleştirmekte ve veriye dayalı içgörülerle çiftçilerin daha bilinçli kararlar almasına yardımcı olarak çiftçilerin operasyonel maliyetlerini ve çevresel atıkları azaltarak verimliliği önemli ölçüde artırmaktadır” diye konuştu.

KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi Beyza Beyzade Berkol, dijital tarım teknolojilerinin, kadın girişimcilerin tarımsal üretimde verimliliği artırarak ekonomiye katılımlarını güçlendirdiğini ifade ederek, sürdürülebilir kalkınmanın öncüsü olmalarını sağladığına dikkat çekti. Değişen tüketici trendleri bağlamında hem iş ortaklarının bu doğrultuda geliştirilmesi hem de müşterilerin tüketicilerin taleplerine cevap verebilmelerini sağlamak adına düzenli olarak yeme-içme araştırmaları gerçekleştirdiklerinin altını çizen Metro Kurumsal İletişim Müdürü Dr. Aslı Duran Özcan, “Coğrafi işaretli ürünler diye adlandırdığımız ürünler, bizim kültürel mirasımız. Eğer ürüne ve üreticiye sahip çıkamazsak Türk mutfağını korumak ve Türk mutfağının sürdürülebilirliğini sağlamak mümkün değil. Bu nedenle üretici ve tüketicilerin bilinçlendirilmesi kritik önem taşımaktadır” dedi.

Muhittin Aslan: “Gıda ve tarım sektörlerinde Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde açık ara en fazla yatırım çeken ülke konumunda” 

“Sürdürülebilirlik ile Kaynakları Korumak, Dünyayı Geleceğe Taşımak” başlıklı oturumda Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yatırım Destekleri Birim Müdürü Muhittin Aslan ve European Bank for Reconstruction and Development Türkiye Başkan Vekili Mehmet Erdem Yaşar, dünyayı daha iyi bir geleceğe taşıyacak paylaşımlarda bulundular. T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Yatırım Destekleri Birim Müdürü Muhittin Aslan, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak tarım ve gıda sektörlerinde sürdürülebilir yatırımları ülkemize çekmek ve desteklemek için kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Kurumumuz tarafından ilgili tüm kamu ve özel sektör paydaşlarının destekleriyle hazırlanan Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) Stratejisi (2024 – 2028) belgesinde “iklim dostu uluslararası doğrudan yatırımlar”, ülkemize çekmek istediğimiz öncelikli alanlardan biri olarak belirlenmiştir.  Diğer taraftan döngüsel ekonomi odaklı ve ülkemizin tarım ve gıda sektörlerindeki Ar-Ge ve inovasyon altyapısını geliştirecek yatırımlar da önceliklerimiz arasındadır ve bu tür yatırımlar, ülkemizin bu sektörlerdeki güçlü pozisyonunu daha da ileri taşıyacaktır. Bildiğiniz gibi Türkiye, birçok tarım ürününün üretiminde küresel lider konumundadır ve yaklaşık 30 milyar dolarlık ihracat hacmiyle dünya pazarlarına entegre bir üretim merkezidir. Bunun yanında yakın dönemde kamuoyuna duyurulan UDY Stratejimizde de belirtildiği üzere gıda ve tarım sektörlerinde Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde açık ara en fazla yatırım çeken ülke konumundadır. Türkiye, coğrafi avantajları, nitelikli insan kaynağı ve güçlü altyapısı ile tarım ve gıda sektörlerinde küresel ve bölgesel bir merkez olurken akıllı tarım teknolojileri, geri dönüşüm ve akıllı su yönetimi gibi alanlarda yapılacak sürdürülebilir yatırım projeleri için önemli fırsatlar barındırmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak, bu potansiyeli küresel iş dünyasına tanıtarak Türkiye’nin bu sektörlerdeki küresel ve bölgesel pozisyonunu daha da güçlendirmek için uluslararası yatırımcılarla iş birliği halinde çalışmaya devam ediyoruz.”

Kasım ayında 2025-2029 yıllarını kapsayan 5 yıllık stratejik planlarının açıklandığını belirten European Bank for Reconstruction and Development Türkiye Başkan Vekili Mehmet Erdem Yaşar, stratejik planda yer alan ve öne çıkan başlıkların yenilenebilir enerji entegrasyonunun artırılması, kaynak verimliliği, karbon nötr ve istihdam olduğunun altını çizerek özellikle kadın istihdamının tarımsal kalkınma bağlamında büyük bir rol oynadığını söyledi.

Sürdürülebilir tarım uygulamalarının iklim değişikliğiyle mücadele ve artan nüfus baskısıyla kaynakların korunmasını sağlamak için elzem olduğunu vurgulayan Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, “SKD Türkiye olarak, tarımsal üretimde su verimliliğini artırmak, inovatif tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak ve dijitalleşmeyi desteklemek üzere geliştirdiğimiz projelerle ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlıyoruz” diye konuştu. 

Moderatörlüğünü Refika Birgül’ün üstlendiği “Gıda Tedarik Zincirinin Vazgeçilmez Unsuru: İnsan” başlıklı oturumda ise World Food Program Türkiye Temsilcisi Stefan Cahill ve CARE Türkiye Temsilci Yardımcısı Zena Ni Dhuinn-Bhig, gıda ve tarımda insan unsurunun önemine vurgu yapan açıklamalarda bulundular. WFP olarak tarımı yalnızca gıda üretmenin bir yolu değil, aynı zamanda umut, dayanıklılık ve refahı büyüten bir güç olarak gördüğünü söyleyen WFP Ülke Direktörü ve Temsilcisi Stephen Cahill, çiftçileri sürdürülebilir uygulamalarla destekleyerek ve güçlü ortaklıklar kurarak, bugünün zorluklarını gıda güvenliği ve refah dolu bir geleceğe dönüştürebileceklerini ifade etti.

CARE’in çalışmalarının kadını tarımsal gelişmelere ve karar verme aşamalarına entegre etmesinin önemine dikkat çeken CARE Türkiye Temsilci Yardımcısı Zena Ni Dhuinn-Bhig, bunun sadece kadınlar için değil aynı zamanda Türkiye’nin daha geniş bir hedefi olan yiyecek güvenliği ve sürdürülebilir tarım gelişimi için de faydalı olacağının altını çizdi. Dhuinn-Bhig “Kadınlara eşit liderlik fırsatları, finansal destek ve geleceğin mesleklerini sunmak; uzun vadede sürdürülebilir büyüme ve başarılı bir gelecek için yapabileceğimiz en iyi yatırımdır” dedi.

Sempozyumun sonunda Lay’s marka yüzü ve aynı zamanda UN Women Türkiye’nin iyi niyet elçisi Demet Evgar, deprem bölgesinde çiftçilik yapan Didem Esmer ile “Sosyal Sorumluluk Projeleriyle Umudu Yeniden Yeşertmek” panelinde bir araya geldi. Dört nesildir çiftçilik yapan bir aileden geldiğini söyleyen Evgar, depremin yarattığı tahribatın ardından Hatay’daki çiftçilerin yanında olmanın bir sorumluluk olduğunu belirtti. Depremin ardından umudunu kaybettiğini söyleyen Didem Esmer ise, “Lay’s Ortak Hareket, Yeniden Bereket Projesi sayesinde toprağa tarıma küsülmez. Şimdi benim çevremde, bölge çiftçilerinde tekrar umut ve çalışma şevki güçlendi” diye konuştu.

Kaynak: HORECA TREND ve PepsiCo Türkiye

 

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gıda Üreticileri

Veganuary ile Lezzetli ve Sağlıklı Beslenme

Ocak ayı boyunca tüm dünyada hayvansal ürün tüketimini azaltmayı teşvik eden Veganuary, çevre, sağlık ve hayvan refahı için farkındalık yaratıyor. Duru Gıda Beslenme Danışmanı Emine Uluçay, belirli aralıklarla bitkisel bazlı beslenmenin faydalarını anlatıyor.

Yayınlandı

on

Ocak ayı, sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam için önemli bir farkındalık hareketi olan Veganuary’e ev sahipliği yapıyor. 2014 yılında İngiltere’de başlatılan ve kısa sürede küresel bir harekete dönüşen Veganuary, insanları bir ay boyunca hayvansal ürünlerden uzak durarak bitkisel bazlı bir beslenme tarzını deneyimlemeye davet ediyor.

Duru Gıda Beslenme Danışmanı Diyetisyen Emine Uluçay, beslenmede zaman zaman yapılabilecek küçük değişikliklerin beden sağlığı üzerindeki pozitif etkisine dikkat çekti. Bitkisel beslenmenin, yalnızca sürdürülebilir bir yaşam tarzını desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda sağlık açısından birçok fayda sunduğunu belirtti.  Emine Uluçay, “Herkesin vegan veya vejetaryen olması gerekmiyor ancak belli dönemlerde hayvansal ürünleri azaltmak ve bunları bitkisel kaynaklı yiyeceklerle değiştirmek çevresel faktörlere de katkısı olur. Beslenmede bitkisel ürünleri artırmak; kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve tip 2 diyabet gibi kronik hastalıkların riskini azaltır. Ayrıca çevreyi korumaya yardımcı olur ve daha sürdürülebilir bir yaşam tarzına katkı sağlar.” dedi.

Bulgur, Nohut, Mercimek, Fasulye Gibi Besinler Vegan ve Vejetaryen Beslenmeyi Destekliyor

Beslenme Danışmanı Emine Uluçay, Veganuary beslenmeyi deneyimlemek isteyen bireylerin öğünlerindeki hayvansal ürünlerin, bitkisel bazlı zengin protein kaynaklarıyla kolaylıkla değiştirilebileceğini belirtti. “Bulgur, nohut, mercimek ve fasulye gibi besinler, sadece vegan ve vejetaryen beslenmeyi desteklemekle kalmaz, aynı zamanda yüksek protein ve lif içerikleriyle sağlıklı bir yaşam tarzını destekler. Bu ürünler, enerji seviyesini korurken uzun süre tok kalmanıza yardımcı olur, böylece dengeli bir beslenme sunar.” dedi.

Duru Gıda, Veganuary ruhuna uygun beslenmek isteyenlere doğal, lezzetli ve zengin seçenekler sunarak, sürdürülebilir bir gelecek için ilham veriyor.  Doğadan ilk çıktığı haliyle alınan doğal taşlar, taş değirmene dönüşüyor. Geleneksel taş değirmenle modern yöntemlerin birleştiği dünyanın en büyük bulgur üretim hattında bulgur, pirinç ve mercimeğe uzanan geniş ürün yelpazesiyle Duru Gıda ürünleri ortaya çıkıyor. Sağlıklı bir yaşam için ideal alternatifler oluşturan Duru Gıda ürünleri, vegan ve vejetaryen beslenmenin temel taşları olan protein, lif ve mineralleri doğal bir şekilde sunarak lezzetli ve çevre dostu tariflerle beslenme sürecini destekliyor.

Diyetisyen Emine Uluçay’dan ‘Veganuary’ İçin Özel Tarif: Shepherd’s Pie

İngiltere’de çok popüler olan, orijinali kıyma ve patatesten yapılan, benimse kırmızı fasulye ve tatlı patates kullanarak hazırladığım, vegan olan olmayan herkesin keyifle tüketebileceği sağlıklı bir tarif!

Malzemeler:

Üzeri için:

3 adet orta boy patates

3 adet orta boy tatlı patates (veya + 3 normal patates)

Yarım su bardağı bitkisel süt

Altı için:

1 adet soğan

1 adet doğranmış / rendelenmiş sarımsak

5 adet küp şeklinde doğranmış mantar

2 paket Duru Pratik haşlanmış kırmızı fasulye

1 paket Duru Pratik haşlanmış garnitür

1/2 paket Duru Pratik haşlanmış mısır

5 orta boy mantar

1yk zeytinyağı

1yk nişasta / tam buğday unu

2yk domates salçası

3yk soya sosu

2 su bardağı su

2 adet defne yaprağı

Tuz, karabiber, kekik kurusu

Hazırlanışı:

Patatesleri yıkayıp, soyun, dilimleyerek büyük bir tencerede tuzlu suda yumuşayana kadar haşlayın. Patatesler haşlanırken soğan ve sarımsağı zeytinyağında kızartın. Dilimlediğiniz mantarları ekleyerek yumuşayana kadar pişirin. Duru Pratik garnitür, mısır ve kırmızı fasulyeleri de ekleyerek karıştırın. Tuz, karabiber, baharat, salça, soya sosu, nişasta ve suyu de ekleyip 4-5 dakika daha pişirin. Sebze karışımını yağladığınız borcama dökün. Pişen patateslere bitkisel sütü de ekleyerek püre haline getirin. Püreyi borcamdaki karışım üzerine eşit şekilde yayın. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 15-20dk veya üzeri kızarıncaya dek pişirin.

Biraz soğumasını bekledikten sonra dilimleyerek afiyetle yiyebilirsiniz!

Veganuary Nedir?

Veganuary, katılımcılarına bir ay boyunca tamamen bitkisel bazlı bir beslenme tarzını deneyimleme fırsatı sunan bir yaklaşımdır. Çevresel etkileri azaltmayı ve bitkisel beslenmenin lezzetli, sağlıklı ve doyurucu olabileceğini göstermeyi amaçlıyor. Veganuary, sürdürülebilir yaşam tarzını desteklemek ve hayvan refahına katkıda bulunmak amacıyla tüm dünyada önemli farkındalık yaratan bir hareket olarak öne çıkıyor. Ayrıca Veganuary dışında, dünyada “Etsiz Pazartesi” ve “Vegan Çarşamba” gibi konseptler, bitkisel beslenmenin yaygınlaşması için etkili adımlar olarak öne çıkıyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Duru Gıda

Devamını Oku

HORECA Tedarik

Yediyol Holding’ten, Tarımda Pestisit Sorununa Topraksız Çözüm

Son dönemde gıda sektörünü derinden etkileyen pestisit kullanımı giderek artarken; Yediyol Holding, bu soruna çözüm bulmak için yenilikçi çalışmalar ve Ar-Ge projeleriyle sektöre öncülük ediyor. Topraksız tarımda üretime başladıklarından bu yana, en büyük önceliklerinin temiz içerikli ürünler sunmak olduğunu belirten Yediyol Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Şuheyp Mendi, sağlıklı ve doğa dostu üretimin önemini vurguladı.

Yayınlandı

on

Yediyol’un yenilikçi ruhunu tarım sektörüne taşıdığı, sürdürülebilir ve teknolojik tarımın öncü markası Agro Termal, tarımdaki verimliliği üst düzeye ulaştırırken, sağlıklı ve güvenilir içerikli ürünler sunmaya devam ediyor.

Tarımda zirai ilaçlama, diğer adıyla pestisit kullanımı; gıda güvenliği ve çevre sağlığı üzerinde ciddi tehditler oluşturuyor. Pestisitlerin yol açtığı sağlık sorunlarına dikkat çeken Yediyol Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Şuheyp Mendi, ‘’Pestisitler insanlarda kısırlık, üreme sağlığı bozuklukları, hormonal sistemde ve sinir sisteminde bozulmalar ve kanser gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. Epidemiyolojik ve moleküler çalışmalar; tarımsal, ticari, ev ve bahçe uygulamalarında kullanılan pestisitlerin kanser riskini arttırdığına dair önemli kanıtlar sunuyor. Pestisitlere maruz kalma ile prostat kanseri, bazı lenfoma çeşitleri, lösemi ve meme kanseri arasında güçlü bağlantılar olduğunu gösteren çok sayıda yayın da bulunuyor.” diye konuştu.

“Topraksız Tarım, Konvansiyonel Tarıma Göre Çok Daha Avantajlı”

Topraksız tarımın konvansiyonel tarıma kıyasla birçok önemli avantaj sunduğunu belirten Mendi, şunları söylüyor: “Konvansiyonel tarımda, suyun büyük bir kısmı buharlaşma ve toprak sızıntıları yoluyla kaybolur. Ancak topraksız tarımda su, doğrudan bitkilerin köklerine verildiği için daha az su ile daha fazla üretim yapılabilir. Bu da özellikle su kaynaklarının sınırlı olduğu bölgelerde büyük bir avantaj sağlar. Ayrıca, topraklı tarımda karşılaşılan hastalıklar ve zararlılarla mücadele için pestisit ve kimyasal ilaç kullanımı yaygınken, topraksız tarımda bu tür kimyasal içerikler kullanılmaz. Bitkiler, kontrollü bir ortamda yetiştiği için doğal

yöntemlerle sağlıklı bir şekilde büyür. Bu sayede ürünlerin daha temiz ve güvenli olmasını sağlanır. Son olarak, topraksız tarımda kimyasal gübre ve ilaç kullanımı en aza indirgenir. Böylece çevresel kirlenme engellenmiş ve ekosisteme olumsuz etkiler azaltılmış olur.”

“Verimsiz Toprakları Sera Alanına Dönüştürüyoruz”

Jeotermal seralarında minimum su tüketimiyle yüksek kaliteli ve sağlıklı ürün elde edilmesine imkan sağladıklarını belirten Mendi, “Yıl boyunca üretim yapıyoruz ve 4 mevsim taze ürünler üretiyoruz. Öte yandan, jeotermal enerji ile verimsiz toprakları sera alanına dönüştürüyoruz. Bu bölgelerde de jeotermal enerjinin temiz ve doğal ısısı ile sürdürülebilir tarım yapıyoruz. Hem kaynak ve enerji tasarrufu yaparken hem de topraksız ve kimyasal madde kullanılmayan üretim modeli ile doğal ve sağlıklı ürünler yetiştiriyoruz.’’ dedi.

Kaynak: HORECA TREND ve Yediyol Holding

Devamını Oku

HORECA Tedarik

Eksun Gıda Depolama Kapasitesini Yüzde 34 Artırdı!


Türkiye’nin önde gelen un üreticilerinden Eksun Gıda, yeni silo yatırımıyla Konya fabrikasındaki un silosu depolama kapasitesini yüzde 34 artırdı. Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada şirketin Konya fabrikasının un silosunun 4 bin 700 ton stok kapasitesine ulaştığı ifade edildi.

Yayınlandı

on

Vergiler hariç 40 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirdiklerini belirten Eksim Holding Gıda Grubu Başkanı ve Eksun Gıda Genel Müdürü Ahmet Demir, “Yeni yatırımımızla birlikte iç piyasaya ve ihracata yönelik sevkiyatlarımızı hızlandırarak operasyonel süreçlerde zaman yönetimi verimliliğini artırdık. Özellikle üretim planlamasında daha geniş bir esneklik sağlayarak aylık üretim ve sevkiyat tonajlarının sürdürülebilirliğini güvence altına aldık” ifadelerini kullandı. 

Sinangil ve Sinangil Gluten YOK markalarıyla 200’ü aşkın ürün çeşidini tüketicilere sunan ve endüstriyel pazarda sektörün öncü üreticilerinden olan Eksun Gıda, yeni yılda da yatırımlarını hız kesmeden sürdürüyor. Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) duyurusuna göre şirket, Konya fabrikasındaki un silosu depolama kapasitesini yüzde 34,3 artırarak 4 bin 700 tona çıkardı. Tekirdağ ve Konya fabrikalarının toplam kapasitesinde ise yüzde 11,4’lük bir büyüme sağlayan Eksun Gıda’nın toplam un silosu stok kapasitesi 11.700 tona ulaştı.

Sürdürülebilirliğe ve Verimliliğe Katkı Sunacak

Konuyla ilgili yaptığı açıklamalarda vergiler hariç yaklaşık 40 milyon TL’lik bir yatırım gerçekleştirdiklerini belirten Eksim Holding Gıda Grubu Başkanı ve Eksun Gıda Genel Müdürü Ahmet Demir, “Yeni yatırımımızla birlikte iç piyasaya ve ihracata yönelik sevkiyatlarımızı hızlandırarak zaman yönetiminde verimliliği artırdık. Özellikle üretim planlamasında daha geniş bir esneklik sağlayarak aylık üretim ve sevkiyat tonajlarının sürdürülebilirliğini güvence altına aldık. Böylece depolama kapasitemizi artırırken sürdürülebilir kalite anlayışını da desteklemek için adımlar atıyoruz. Eksun Gıda olarak hem müşteri memnuniyetini yükseltmeyi hem de kalite standartlarımızı koruyarak büyümemizi sürdüreceğiz” dedi. 

Operasyonel Süreçlerde İyileştirme Sağlayacak 

Yeni siloların devreye alınmasıyla operasyonel süreçlerde de önemli iyileştirmeler elde ettiklerini kaydeden Ahmet Demir, “Kapasite artırımıyla çeşit fazlalığından kaynaklanan enerji ve işçilik kayıplarını önlerken sevkiyat kaynaklı bekleme sürelerini azaltarak üretimi kesintisiz hâle getirmeyi başardık. Bu durum makinelerin bakım süreçlerini de kolaylaştırarak hem verimliliği hem de ürün kalitesini artırdı. Her ürün kendi silosunda depolandığı için kalite sorunlarının önüne geçerek ürünlerimizi daha yüksek standartlarda üretiyor ve müşterilerimize ulaştırıyoruz” şeklinde konuştu. 

Kaynak: HORECA TREND ve Eksim Holding

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2024 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.