Türkiye, Suyun Yüzde 40’ını Şebekelerde Kaybediyor | HORECA TREND
Takip edin!

Çevre

Türkiye, Suyun Yüzde 40’ını Şebekelerde Kaybediyor

Türkiye’de suyun yüzde 40’ı fiziki sebeplerden dolayı kullanıcılara ulaşmadan şebekelerde kaybediliyor. Bu da yaklaşık 2 milyar m³ temiz suya yani yaklaşık 30 milyon kişinin bir yıllık su ihtiyacına karşılık geliyor.

Yayınlandı

on

22 Mart Dünya Su Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Masdaf Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç, Türkiye’de su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak için yüzde 40’ı şebekelerde kaybedilen suyun kazanılması için yapılması gerekenlere dikkat çekti.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından hazırlanan rapora göre Türkiye, yılda kişi başına düşen 1.519 m³’lük su miktarı ile ‘su sıkıntısı çeken’ bir ülke.

Pompa sektörünün yarım asırlık lider firması Masdaf’ın Genel Müdürü Vahdettin Yırtmaç, Türkiye’de su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak için yüzde 40’ı şebekelerde kaybedilen suyun kazanılması konusunda yapılması gerekenleri açıkladı:

Suyun Yüzde 40’ı Şebekelerde Kaybediliyor

“Barajlarda bulunan ham su, iletim hattıyla arıtma tesislerine oradan haznelere ve şebekeler yardımıyla da evlerimize ulaşıyor. Ancak Türkiye’de suyun yüzde 40’ı fiziki sebeplerden dolayı şebekelerde kaybediliyor. Bu da yaklaşık 2 milyar m³ temiz suya yani yaklaşık 30 milyon kişinin bir yıllık su ihtiyacına karşılık geliyor.

Su kaynaklarını doğru yönetmek ve suyun kullanıcılara ulaşmadan kaybolmasını önlemek konusunda yerel yönetimlere önemli roller düşüyor. Çünkü yerel yönetimler, suyu evlere taşıyan şehir şebekelerini doğru sistemler ile yöneterek bu kayıpların önüne geçebilir. Bu kapsamda şebeke suyunu basınçlandırmak için kullanılan pompalar ile suyu taşıyan boruları doğru seçmek ve bakımlarını ihmal etmemek gerekiyor.

Reklam

Eski Pompalar Yüzde 40 Daha Fazla Enerji Tüketiyor

İdeal verimlilik seviyesinin yüzde 20 altında çalışan eski ve yıpranmış pompalar su israfının yanı sıra enerji israfına da neden oluyor. Çünkü aynı hacimde su pompalamak için yüzde 40 daha fazla enerji tüketiyor. Bu nedenle eski pompa sistemlerini, yüksek verimli ve elektronik olarak kontrol edilen yeni pompalarla değiştirmek gerekiyor. Yenilenen sistem hem iki yıl içinde kendini amorti ediyor hem de yüzde 40 daha az enerji tüketiyor.

Şehir Şebekelerinde Kullanılan Borulara Dikkat!

Şehir şebekelerindeki kayıpları önlemek için yalnızca akıllı pompa teknolojileri ile suyu basınçlandırmak da yeterli değil, bir diğer önemli parametrenin de şehir şebekelerinde kullanılan borular olduğunu söyleyebiliriz. Eğer sistemdeki borular eski ve yıpranmış ise patlama veya delinme gibi sorunlar yaşanabiliyor.

Akıllı Pompa Teknolojileri ile Doğru Basınçlandırma Yapılmalı

Borularda yaşanan patlama veya delinmenin nedenlerinden bir diğeri ise uzun boru hatlarındaki kayıpları karşılamak amacıyla şebekenin çıkış noktalarına yerleştirilen pompalardaki basınçların yüksek tutulması oluyor. Bu nedenle alt yapı sistemlerini bir bütün olarak değerlendirip, mühendislik hesaplamalarını doğru yapmak gerekiyor.

Kullanım ömrü 10 yılı aşan pompaları, akıllı pompa teknolojileri ile yenileyerek doğru basınçlandırma yapmak, kaçakları tesit edip boruları yenilemek şebekelerden kaynaklı su israfını önleyecek bir çözüm olacaktır.” dedi.

Reklam

Masdaf Hakkında

1977 yılında suyun ve enerjinin etkin kullanılması ve bu sayede yaşam kaynaklarının korunması ilkesiyle ve yüzde 100 yerli sermaye ile kurulan Masdaf, enerji verimliliği sağlayan, çevreci ve inovatif “pompa teknolojileri” üretmektedir.

Pompa sektörünün öncü markası Masdaf, 40 bin metrekare alan üzerine kurulan Düzce fabrikası ile 12 bin metrekare alan üzerine kurulan Tuzla fabrikasında; endüstriyel proseslerde, sulama, ısıtma ve soğutma sistemlerinde, gemi sanayinde, atık su transferinde, yangın söndürme işlemlerinde, petro-kimya sanayinde, tarımsal sulamada ve daha birçok alanda kullanılmak üzere santrifüj pompa imalatı yapmaktadır.

Masdaf, Türkiye genelinde ki yaygın bayi ve servis ağıyla, pompa teknolojileri alanında en iyi hizmeti, en kısa zamanda sunmayı misyon edinmiştir.

ERP direktiflerine uygun olarak geliştirilen, yüksek verimli pompa sistemlerini 70’ten fazla ülkeye ihraç eden Masdaf, bu ülkelerde kurduğu distribütörlük ve servis ağıyla da Türkiye’nin global markası olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.

Kaynak: HORECA Trend ve Masdaf

Reklam
Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çevre

Divan Mersin ve ODTÜ DBE’den Deniz Kaplumbağalarına Destek

Divan Mersin, deniz kaplumbağalarının yuvalarının korunması amacıyla Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü (ODTÜ DBE) ile yeni bir sosyal sorumluluk projesi için iş birliği yaptı.

Yayınlandı

on

Proje kapsamında, Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü kampüsü sınırları içerisinde bulunan Caretta caretta (İribaş deniz kaplumbağası) ve Chelonia mydas (Yeşil deniz kaplumbağası) türlerinin üreme sezonu süresince sahilde yuvalama yaptıkları yaşam alanlarının korunması amaçlanıyor.

Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma vizyonu kapsamında Divan Grubu’nun, Mersin’deki oteli Divan Mersin bir yeniliğe daha imza atarak bünyesinde İyilik Departmanı kurdu ve bu kapsamda güzel sosyal sorumluluk projelerine imza atıyor. Divan Mersin bu kez ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü ile deniz kaplumbağalarının yuvalarının korunması amacıyla el ele verdi.

Türkiye’nin en önemli yumurtlama alanlarından bir kısmına ev sahipliği yapan Mersin’de, nesli tehlikede olan deniz kaplumbağalarının üreme sezonunun başlamasıyla; ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü tarafından, ODTÜ Erdemli Yerleşkesinde tespit edilen yuvalama alanları işaretlendi. Gerçekleştirilen bu iş birliği kapsamında yuvaların korunması amacıyla hazırlanan kafesler üzerine, “Lütfen Rahatsız Etmeyin’’ yazılı levhalar yerleştirilerek, deniz ve kıyı ekosistem sağlığının tamamlayıcılarından biri olan deniz kaplumbağalarının korunmasının öneminin vurgulanması ve halkın dikkatinin bu yöne çekilmesi amaçlanıyor.

Akdeniz’de en çok görülen iki tür deniz kaplumbağası türü; iribaş deniz kaplumbağası (Caretta caretta) ve yeşil deniz kaplumbağası (Chelonia mydas) olup Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) sınıflamasına göre sırasıyla hassas ve nesli tehlike altında olarak sınıflandırılıyor. Her iki tür de genelde kışlama ve beslenme için yoğunluklu olarak güney Akdeniz, üreme için ise kuzey Akdeniz kıyılarına göç ediyor.

İklim değişikliği ve insan kaynaklı baskılar sonucu birçok üreme alanının daralacağı göz önüne alındığında, yumurtlama alanların belirlenerek koruma altına alınması, deniz kaplumbağalarının neslini sürdürmeleri için hayati öneme sahip.

Kaynak: HORECA Trend ve Divan Mersin

Reklam

Devamını Oku

Çevre

Toprak Sağlıklı İse Yaşamımız da Sağlıklı, Enerjik, Mutlu İlerler

Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde arazi bozulmasını önlemek, çölleşme ve kuraklığa dayanıklılık için toprakla barış yaparak toprağımızı yeniden kazanan nesil olalım çağrısı yaptı.

Yayınlandı

on

Milyonlarca insanın çevre için kutladığı en büyük küresel platform olan 5 Haziran 2024 Dünya Çevre Günü’nde bu yıl arazi bozulmasını önleme, çölleşme ve kuraklığa dayanıklılık için arazi yenileme, arazi koruma ve arazi kullanımının önemini vurguluyoruz diyen İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu “Toprağımız sağlıklı ise yaşamımız da sağlıklı, enerjik ve mutlu ilerler. Toprakla barış yaparak toprağımızı yeniden kazanan nesil olalım. Zamanı geri alamayız. Ancak toprağımızı, arazimizi yeniden kazanabiliriz. Toprak sağlıklı ise yaşamımız da sağlıklı, enerjik, mutlu ilerler. Neler yapabileceğimizi öğrenelim. Çünkü hepimizin bir dünyası var” açıklamasını yaptı.

Arazi Yenileme, Arazi Koruma ve Arazi Kullanımı

Toprak gezegenimizin gücü, azot, karbon ve su döngüsünün ev sahibi iken üç acil sorunumuz olan biyoçeşitlilik kaybı; çevre kirliliği; iklim değişikliği sonucu yaşadığımız krizlerle, milyarlarca hektar arazi, nüfusun yarısını etkileyip küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yarısını tehdit ederek ekosistem bozulmakta.En çok kırsaldaki yaşam, küçük çiftçiler, aşırı yoksullar ile sayısız türler etkileniyor bilgisini veren İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği(SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu arazimizi yenilemeli, gidişatı tersine çevirerek restorasyona yatırım yapmalı, arazi korumayı öncelikleyerek teknik doğru arazi kullanımını başarmalıyız. Böylece geçim kaynakları artarken türlerin yok olmasını önleyebilir, aşırı hava olaylarına dirençli olurken, karbon depolamasını artırarak iklim değişikliğini yavaşlatabiliriz hususlarına dikkat çekti.

5 Haziran 2024 Öncesi ve Sonrası

SÜT-D Başkanı Prof. Karaosmanoğlu “Arazi bozulması, çölleşme ve kuraklıkla karşı karşıya olan ve Dünya Çevre Günü ev sahibi ülke Suudi Arabistan Krallığı çözüme ulusal ve bölgesel büyük yatırım yapıyor. 1994’te imzalanarak Aralık 1996’da yürürlüğe giren, ülkemizin 1998’te taraf olduğu Birleşmiş Milletler(BM)Çölleşme İle Mücadele Sözleşmesi(UNCCD) 16. Taraflar Konferansı, 2-13 Aralık 2024’te Riyat’ta yapılarak sözleşmenin 30. yılı kutlanacak. 5 Haziran 2021’de BM Ekosistemi Yenileme On Yılı (2021-2030), yenileme seferberliği başlatılıp gelecek 10 yılın son şansımız olduğu belirtilerek ekosistem için “Yeniden Tasarla; Yeniden Oluştur; Yeniden Yapılandır” yolu gereği ve hepimize düşen görevler olduğu vurgulanmıştı” bilgisini sunarak zaman hızla geçti. Geçiyor. Seferberliğin paydaşı olmalıyız dedi.

Hepimizin Bir Dünyası Var

Reklam

5-9 Haziran 2024 tarihlerinde Türkiye Çevre Haftası “Hepimizin bir dünyası var” temasıyla Çevre, Şehircilik ve İklm Değişikliği Bakanlığı’nın ilgili kamu kurumu ve kuruluşlarla  gerçekleştireceği faaliyetlerle 81 ilimizde kutlanarak çevrenin  önemi için yaygın etki ve farkındalık yaratılmasının mühim olduğunu belirten Prof. Karaosmanoğlu SÜT-D olarak biz de sosyal medyamız ve bültenimizle paydaş katkımızı sunuyoruz dedi.

Neler Yapabileceğimizi Öğrenelim

Dr. Karaosmanoğlu “BM Çevre Programı(UNEP) arazimizi yenilemek, çölleşmeyi durdurmak ve kuraklıkla mücadele için sürdürülebilir tarım yapalım; toprağımızı, tozlaştırıcıları koruyalım; tatlı su ekosistemleri ile kıyı ve deniz alanlarını yenileyelim; şehirlere doğayı geri getirelim; restorasyon finansmanı oluşturalım başlıklarını sıraladığını ifade ederek “Zamanı geri alamayız. Neler yapabileceğimizi öğrenelim ve uygulayalım. Toprağımızı yeniden kazanan, yenileyen nesil olalım” çağrısı ile Dünya Çevre Günü’nü kutladı.

Kaynak: HORECA Trend ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği

Devamını Oku

Çevre

Sürdürülebilirlik Parkı tütünsüz alan ilan edildi

Nilüfer Belediyesi ve Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) iş birliğiyle Nilüfer’e kazandırılan “Sürdürülebilirlik Parkı” Görükle Kampüsü’ndeki ilk tütünsüz açık alan olarak ilan edildi.

Yayınlandı

on

Yazar:

BUÜ Görükle Kampüsü’ndeki Sürdürülebilirlik Parkı, 31 Mart Dünya Tütünsüz Günü’nde sigara kullanımının sağlığa zararlarına dikkat çekmek amacıyla önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.

Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Zerrin Güleş, BUÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, BUÜ Sürdürülebilirlik Koordinatörü Prof. Dr. Arzu Çahantimur, Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Kenan Ergus ile akademisyenler ve öğrencilerin katılımıyla düzenlenen etkinlikte Sürdürülebilirlik Parkı’nın, Görükle Kampüsü’ndeki ilk tütünsüz açık alan olarak belirlendiği duyuruldu.

Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının, çevre, ekonomi ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere sahip olduğunu vurgulayan Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Zerrin Güleş, sigara kullanımının azaltılmasının sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılmasında önemli bir role sahip olduğunu vurguladı. Güleş, “Nilüfer Belediyesi olarak, sizlerin de desteğiyle, daha sağlıklı, daha yeşil ve daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için özveriyle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

BUÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi de sigara içmenin ölümcül hastalıklara yol açmasının yanı sıra endüstriyel manada çevre için de zararlı olduğuna işaret ederek şunları söyledi: “Tütün üretimi sırasında toprağa verilen zarar, ağaçların kesilmesi, az gelişmiş ülkelerde kadın ve çocukların tütün tarlalarında çalıştırılması yalnızca tüketimde değil, üretimde de ciddi sıkıntıların varlığını gözler önüne seriyor. Tüm bu nedenlerden dolayı, sigaraya ve tütün ürünlerine karşı ‘dur’ diyoruz.”

BURSA’DA BİR İLK

BUÜ Sürdürülebilirlik Koordinatörü Prof. Dr. Arzu Çahantimur da, BUÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Prof. Dr. Nihat Özyardımcı Sigara Bırakma Polikliniği iş birliği ve Rektörlük kararıyla Sürdürülebilirlik Parkı’nın tütünsüz açık alan olarak belirlenmesinin Bursa’da bir ilk olduğuna dikkat çekti. Çahantimur, böylece çocuklar ve gençler başta olmak üzere toplumda sigara kullanımının azaltılması için bir farkındalık oluşturmak istediklerini sözlerine ekledi.

Reklam

Etkinlikte ayrıca BUÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Prof. Dr. Nihat Özyardımcı Sigara Bırakma Polikliniği Sorumlusu Prof. Dr. Yeşim Uncu, BUÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karadağ ve Yeşilay Danışmanlık Merkezi Sosyal Hizmetler Uzmanı Büşra Aydın, sigaranın insan sağlığına olan olumsuz etkileri hakkında bilgi verdi. Yeşilay Uluslararası İşbirlikleri Müdürü Sedef Erçetin Gençosmanoğlu ise sigaranın üretim ve atık süreçlerinin çevreye olan zararlarını anlattı.

Konuşmaların ardından, BUÜ öğrencilerinin kısa videolarla, tütün ve tütün ürünlerinin çevreye ve insan sağlığına verdiği zararları anlattığı yarışmanın ödül töreni gerçekleştirildi.

Kaynak: HORECA TREND ve Beyaz Haber Ajansı

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2024 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.