Elmanın Faydaları ve Sağlık Açısından Önemi | HORECA Trend
Takip edin!

Meyveler

Elmanın Faydaları ve Sağlık Açısından Önemi

Elma hem lezzetli bir meyve hem de sağlığımız için birçok fayda sunan bir besindir. Kalp sağlığını korur, sindirim sistemini düzenler, kanser riskini azaltır, bağışıklık sistemini güçlendirir, kilo kontrolüne yardımcı olur, cilt ve saç sağlığını destekler. Bu nedenle düzenli olarak elma tüketmek, sağlıklı bir yaşam için önemlidir.

Yayınlandı

on

Elma, Rosaceae ailesine ait olan ve dünya genelinde en çok tüketilen meyvelerden biridir. Hem lezzetli hem de besleyici olan elma, sağlığımız için birçok fayda sunmaktadır. Bu makalede, elmanın sağlık üzerindeki etkileri ve faydaları hakkında detaylı bilgi vereceğiz.

Elmadaki Vitamin ve Mineraller

Elma, içerdiği vitaminler, mineraller ve antioksidanlar sayesinde birçok sağlık sorununa iyi gelmektedir. İçerdiği C vitamini, A vitamini, E vitamini, K vitamini, B vitaminleri, potasyum, magnezyum, kalsiyum, demir ve lif gibi besin öğeleriyle vücudun ihtiyaç duyduğu birçok besini karşılamaktadır.

Elmanın Faydaları

Elmanın sağlık üzerindeki faydaları arasında kalp sağlığını koruması en önemli olanlardan biridir. Elma, içerdiği antioksidanlar sayesinde serbest radikalleri nötralize ederek kalp hastalıklarının oluşumunu engeller. Aynı zamanda kolesterol seviyesini düşürerek damar tıkanıklığı riskini azaltır.

Elmanın sindirim sistemine olan olumlu etkileri de göz ardı edilemez. Lif açısından zengin olan elma, sindirim sistemini düzenler ve kabızlık sorununu önler. Ayrıca içerdiği pektin sayesinde sindirimi kolaylaştırır ve bağırsak sağlığını destekler.

Elmanın antioksidan özellikleri sayesinde kanser riskini azalttığı bilinmektedir. Özellikle kabuğunda bulunan fitokimyasallar, kanser hücrelerinin büyümesini engeller ve kanser oluşumunu önler. Araştırmalar, düzenli elma tüketiminin özellikle akciğer, kolon ve meme kanseri riskini azalttığını göstermektedir.

Elma aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendiren bir meyvedir. İçerdiği C vitamini sayesinde vücudun enfeksiyonlara karşı direncini artırır ve hastalıklara karşı korur. Ayrıca antioksidan özellikleri sayesinde serbest radikallerle savaşarak bağışıklık sistemini destekler.

Elma, sağlıklı ve lezzetli bir meyvedir.

Elmanın kilo kontrolüne yardımcı olduğu da bilinen bir gerçektir. Lif içeriği sayesinde tokluk hissi sağlar ve açlık krizlerini önler. Aynı zamanda düşük kalorili bir meyve olması, kilo vermek isteyenler için ideal bir seçenektir. Ancak elma tüketimi konusunda aşırıya kaçmamak önemlidir, çünkü fazla elma tüketimi şeker alımını artırabilir.

Elmanın cilt sağlığı üzerinde de olumlu etkileri vardır. İçerdiği antioksidanlar sayesinde ciltteki serbest radikallerle savaşarak yaşlanma belirtilerini azaltır. Ayrıca ciltteki lekelerin ve sivilcelerin tedavisine yardımcı olur. Elma suyuyla yapılan maskeler, cildin nemlenmesini sağlar ve cilt tonunu eşitler.

Elmanın saç sağlığı üzerinde de birçok faydası vardır. İçerdiği vitaminler ve mineraller, saçların sağlıklı ve güçlü olmasını sağlar. Ayrıca saç derisini besleyerek kepek oluşumunu engeller. Elma suyuyla yapılan saç maskeleri, saçların parlaklığını ve yumuşaklığını artırır.

Sonuç olarak, elma hem lezzetli bir meyve hem de sağlığımız için birçok fayda sunan bir besindir. Kalp sağlığını korur, sindirim sistemini düzenler, kanser riskini azaltır, bağışıklık sistemini güçlendirir, kilo kontrolüne yardımcı olur, cilt ve saç sağlığını destekler. Bu nedenle düzenli olarak elma tüketmek, sağlıklı bir yaşam için önemlidir.

Not: Elma ve diğer meyvelerin faydaları ve sağlığa etkileri ile ilgili daha fazla makale için HORECA TREND’in “Meyveler” kategorisini inceleyebilirsiniz.

 

Kaynak: HORECA TREND

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Meyveler

Mide Şişkinliği Neden Olur? Mide Şişkinliğine İyi Gelen 10 Besin

Acıbadem Bakırköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik, ülkemizde her 3 kişiden 1’inin karşılaştığı mide şişkinliğine; yanlış beslenme davranışı, öğünde dengeli olmayan yiyecek seçimleri ve sindirim sisteminin tolere edemediği besinlerin tüketiminin yol açabildiğini belirtti.

Yayınlandı

on

Yazar:

Son yıllarda gerek yanlış yaşam alışkanlıklarının gerekse modern çağın vazgeçilmezi stresin yol açtığı sorunlardan biri olan mide şişkinliği giderek yaygınlaşıyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik, ülkemizde her 3 kişiden 1’inin karşılaştığı mide şişkinliğine; yanlış beslenme davranışı, öğünde dengeli olmayan yiyecek seçimleri ve sindirim sisteminin tolere edemediği besinlerin tüketiminin yol açabildiğini belirterek “Genelde yemekten sonra aşırı gaz üretimi, sindirim sistemi kaslarının hareketindeki bozukluklar, mide asidi veya sindirim enzimlerinin azalması ve bağırsakta yaşayan bakteriler tarafından üretilen gaz ya da yemek yerken yutulan hava gibi nedenlere bağlı da gelişebilmektedir. Mide şişkinliği; karın bölgesinde şişkinlik, karın ağrısı, midede doluluk hissi, bulantı, gaz çıkarma, geğirme, kramp, spazm, dolgunluk ve iştahsızlık gibi şikayetlerle de görülebilir” diyor. Bu durumun sık yaşanmasının kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini belirten Çelik, bu sorunları olanların mutlaka hekime danışmaları, ayrıca günlük yaşam alışkanlıklarında bazı kurallara dikkat etmeleri gerektiğini söylüyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik, mide şişkinliğine karşı faydalarıyla öne çıkan 10 besini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Elma sirkesi

Organik elma sirkesinin içerdiği maya sindirim sistemi için yararlı birçok bakteri bulundurur. Asitli yapısına rağmen alkalize edici bir etkiye sahiptir ve mide asidini tedavi etmeye yardımcı olarak mide yanması ve şişkinliğini rahatlatır. Mide asidinin azalmasıyla oluşan şişkinliğe karşı da fayda sağlar. Yemekten önce bir yemek kaşığı organik elma sirkesini suyla seyreltip içebilir veya salatanıza ekleyebilirsiniz.

Fesleğen

Fesleğen, mide asidi, gaz ve şişkinliğin giderilmesinde ve rahatlamasında etkilidir. Yatıştırıcı özelliğiyle yemeklerde, salatalarda çiğ olarak kullanabilir veya 4-5 fesleğen yaprağını kaynatıp  ılık bir şekilde çayını içebilirsiniz.

Tarçın

Mide yanması, şişkinlik, hazımsızlık gibi rahatsızlıkların tedavisinde antiasit ilaçlar sıklıkla kullanılmaktadır. Benzer etki gösteren tarçın doğal bir antiasit gibi çalışır ve mide şişkinliğinin giderilmesine yardımcı olur. Günde 2 kez tarçın çayı şeklinde içebilir, toz formunu çorba veya ılık laktozsuz süt ile tüketebilirsiniz.

Ananas

Ananas birçok meyveden farklı olarak bir enzim ailesi olan bromelain içerir. Bromelain protein sindirimine yardımcı olur. Sindirimi destekleyerek midede kalma süresini kısaltır ve şişkinlik, hazımsızlık gibi rahatsızlıkların azalmasına katkı sağlar. İki parmak kalınlığında, olgunlaşmış 1 dilim ananas ara öğünlerde tüketilebilir. Kan şekerini yükseltme hızı da düşük olduğundan diyabet, insülin direnci gibi kan şekeri metabolizması ile ilgili hastalıklarda da tercih edilebilir. Gebeliğin ilk 3 ayında olanlar, kan sulandırıcı ilaç, antiepileptik ilaç kullanan kişiler tüketim sıklığı ve miktarına dikkat etmelidir.

Kivi

Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik “Proteinden zengin besinlerin sindirimi ve mideden boşalma hızı daha uzundur. Proteinleri sindirmeye yardımcı bir enzim olan actinidin içeren kivi bu sayede sindirime, şişkinlik ve şişkinliğe bağlı meydana gelen semptomların azalmasına yardımcı olur. Potasyumdan zengin bir meyve olan kiviyi böbrek yetmezliği olan, hemodiyaliz alan hastalar hekim veya diyetisyen kontrolünde tüketmelidir” diyor.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik, mide şişkinliğine; sindirim sisteminin tolere edemediği besinlerin tüketiminin yol açabildiğini belirtti.

Fermente Lahana Turşusu

Enzim içeriği yüksek, probiyotik bakterilerden zengin besinlerden biri olan lahana turşusu sindirim şikayelerini ve buna bağlı gelişen mide şişkinliğini azaltabilir. Ancak hipertansiyonu olan kişiler içerdiği tuz miktarından dolayı tüketiminden kaçınmalıdır. Aşırı tüketimi günlük tuz alımının artmasına ve su kaybına neden olacağından gün aşırı ya da daha uzun aralıklarla az miktarda tüketilebilir. Guatrojenik bir besin olan lahana, guatr ya da tiroit bezi rahatsızlığı olan bireylerde de diyetten çıkarılan besinlerden biridir. Ancak hastalık şiddeti ve bireysel seyri göz önünde bulundurularak hekim veya diyetisyen kontrolünde kullanılabilir.

Zencefil

Mide bulantısında sıklıkla tercih edilen zencefil içerdiği enzimlerle sindirim sisteminin daha hızlı çalışmasına yardımcı olarak mide şişkinliği ve buna bağlı meydana gelen krampların azalmasını destekler. Midedeki besinlerin ince bağırsağa geçişini hızlandırarak mide şişkinliğinin azalmasına yardımcı olur. Aşırı tüketimi midedeki rahatsızlıkların artmasına, ritim bozukluğuna yol açabileceğinden günde en fazla 2 kupa ılık zencefil çayı şeklinde tüketebilir. Taze olarak ise 1 küçük parça zencefili salatalarınıza rendeleyerek diyetinize ekleyebilirsiniz. Ülser gibi ilerlemiş mide rahatsızlığı olan ve safra kesesinde taş bulunan bireyler tüketiminden kaçınmalıdır.

Yoğurt

Yoğurtta bulunan probiyotik bakteriler midedeki enzimleri destekleyerek sindirimi kolaylaştırır. Kaymaklı yoğurtların yağ içeriği yüksektir ve mide yanması, şişkinlik, reflü gibi semptomları tetikleyebilir. Mide ile ilgili sorun yaşıyorsanız kaymaksız yoğurt tercih etmeniz daha iyi bir seçenek olacaktır. Herhangi bir intoleransınız varsa laktozsuz yoğurt tercih edebilirsiniz.

Rezene

Gaz şikayelerinde sıklıkla tercih edilen rezene sinirim sistemindeki düz kasları gevşeten antispazmodik etkisi ile midedeki şişkinlik, gaz ve krampları azaltabilir. Kronik ilaç kullanımı olmayan, sağlıklı bireyler günde 2 fincan rezene çayı içebilir. Yaşlı, hamile ve çoklu ilaç kullanımı olan hastalar tüketiminden kaçınmalıdır. Uzun vadeli kullanan bireyler içinse alerjik reaksiyon, ciltte döküntü gibi sorunlar yaşanmaması için 1 ay tüketim sonrasında 2-3 hafta ara verilmesi önerilmektedir.

Papaya

Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik “Enzim yönünden zengin besinlerden biri olan papaya, içerdiği papin ile mide şişkinliği, kabızlık ve mide yanması semptomlarını iyileştirebilir. 1 orta boy yaklşaık 150 gr papaya 1 porsiyona denk gelmektedir. Tek öğünde daha fazla tüketmek, sık sık yemek tıkalı solunum, rahat nefes alamama gibi semptomlara yol açabilir. Ayrıca böbrek taşı ve ciltte alerjik reaksiyonlar açısından da tüketim miktarına ve sıklığına dikkat edilmelidir. Gebelikte, özellikle aşırı tüketimi, düşük riskine neden olabileceğinden önerilmez” diyor.

 

Kaynak: HORECA TREND ve Acıbdadem Hastaneleri

Devamını Oku

Meyveler

Aronya Meyvesi ve Sağlığa Faydaları

Araştırmalar, aronya meyvesinin metabolik sendrom gibi faktörlerle ilişkilendirilen damar tıkanıklığına karşı etkili olduğunu göstermektedir. Günde üç bardak aronya meyvesi kullanımının iki ay içinde ciddi risk azalttığı gözlemlenmiştir.

Yayınlandı

on

Yazar:

Aronya meyvesi, son zamanlarda Türkiye’de büyük bir popülarite kazanmış olan bir süper meyvedir. Özellikle kansere karşı koruyucu etkisi ile bilinen aronya meyvesi, aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendiren ve enfeksiyonların tedavisini hızlandıran özelliklere sahiptir. Ayrıca, corona virüs gibi enfeksiyonların tedavisine destek olma amacıyla birçok ülkede kullanılmaktadır. Peki, aronya meyvesi tam olarak nedir ve hangi hastalıklara iyi gelir?

Aronya Meyvesi: Tanım ve Faydaları

Aronya meyvesi, orman meyvelerine benzer bir görünüme sahiptir ve ülkemizde de yetiştirilmektedir. Kansere karşı etkisiyle ünlü olan aronya meyvesi aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirir ve enfeksiyonların tedavisinde kullanılabilir. Bu muhteşem meyve, yüksek miktarda C vitamini ve antioksidan içerir ve asıl vatanı Kuzey Amerika’dır. Kızılderililer eskiden soğuk algınlığını tedavi etmek için aronyayı kullanmışlardır.

Aronya meyvesi, “süper meyve” olarak adlandırılmıştır ve kandaki kolesterol seviyelerini dengeleyerek damar tıkanıklığı ve pıhtı oluşumunu önlemeye yardımcı olur. Aynı zamanda kan damarlarını güçlendirmeye katkı sağlar. Bununla birlikte, aronya meyvesinin saman nezlesi, sinüzit ve astım semptomlarını hafifletmekte de etkili olduğu bilinmektedir.

Aronya Meyvesi Nasıl Tüketilir?

Aronya meyvesini taze olarak tüketmek mümkünken, aynı zamanda meyve suyu, tozu ve reçeli şeklinde de farklı lezzetlerde deneyebilirsiniz. Damak tadınıza uygun olanı seçerek aronyanın sağlık faydalarından yararlanabilirsiniz.

Kanser Riskini Azaltıcı Etki

Araştırmalar, aronya meyvesinin metabolik sendrom gibi faktörlerle ilişkilendirilen damar tıkanıklığına karşı etkili olduğunu göstermektedir. Günde üç bardak aronya meyvesi kullanımının iki ay içinde ciddi risk azalttığı gözlemlenmiştir.

Ayrıca, laboratuvar çalışmaları ve hayvan deneyleri, aronya meyvesinin içeriğindeki yüksek antosiyanin miktarı nedeniyle meme, kalın barsak, kemik iliği ve akciğer kanseri hücrelerinin çoğalmasını engellediğini göstermektedir. Bu özellikleri, kanser hücrelerinin sinyalizasyonunu bozarak kanser riskini azaltabilir.

Sonuç olarak, aronya meyvesi sağlığa birçok fayda sağlayan bir meyve olarak öne çıkmaktadır. Hem lezzetli hem de besleyici olan aronyayı farklı formlarda tüketerek sağlık üzerinde olumlu etkilerini deneyimleyebilirsiniz. Unutmayın ki herhangi bir sağlık sorunuyla ilgili tedavi veya önlem almadan önce bir uzmana danışmak her zaman önemlidir.

 

Kaynak: HORECA TREND

Devamını Oku

Meyveler

Muzun Faydaları Neler? Muzdaki Vitamin ve Mineraller

Muz, sadece lezzetli bir meyve değil, aynı zamanda besin değerleri açısından da bir hazine. İster dilimleyip bir kase yoğurda ekleyin, ister doğrudan yiyin, muzun sunduğu sağlık faydalarını kaçırmayın!

Yayınlandı

on

Yazar:

Muz, tüm dünyada tanınan ve sevilen bir meyvedir. Hem tatlı hem de besleyici olan bu harika meyvenin hikayesi, besin değerleri ve daha fazlasını keşfetmek için okumaya devam edin.

Hangi Coğrafyada Yetişir? Dünyaya Nasıl Yayıldı?

Muzun kökeni, Güneydoğu Asya’ya dayanmaktadır. Uzun yıllar boyunca bu bölgede yetiştirilen muz, tarih boyunca göçler, ticaret yolları ve keşifler aracılığıyla dünyanın farklı bölgelerine yayıldı. Muz, tropik ve subtropik bölgelerde yetişen bir meyve olup, sıcaklık, nem ve yağışın bol olduğu yerlerde en iyi performansı gösterir.

Yayılma süreci içerisinde, Arap tüccarlar ve gezginler, bu leziz meyveyi Orta Doğu’ya getirdi. Sonrasında ise Avrupalı kaşifler muzu, Amerika ve Afrika’nın tropik bölgelerine taşıdı.

İçerisinde Hangi Vitaminler Var?

Muz, zengin bir vitamin kaynağıdır. En bilinen özelliği yüksek potasyum içeriğine sahip olması olsa da, aynı zamanda C, B6, riboflavin, folat, pantotenik asit ve niasin gibi birçok önemli vitamini de barındırır.

  • Vitamin C: Muz, bağışıklık sistemini destekleyen ve serbest radikallere karşı koruma sağlayan antioksidan özelliklere sahip olan C vitamini bakımından zengindir.
  • Vitamin B6: Bu vitamin, vücudun amino asitleri kullanmasına ve kırmızı kan hücrelerinin oluşmasına yardımcı olur. Muz, günlük B6 vitamini ihtiyacınızın önemli bir kısmını karşılar.

İçerisinde Hangi Mineraller Var?

Muz, vücudun ihtiyaç duyduğu birçok minerali barındırır:

  • Potasyum: Muzun en bilinen mineralidir. Potasyum, sinir ve kas fonksiyonları için esastır ve aynı zamanda vücutta sıvı dengesini düzenler.
  • Magnezyum: Kemik sağlığına, enerji üretimine ve DNA sentezine yardımcı olan bir mineraldir.
  • Bakır: Vücutta demir metabolizmasını destekler ve birçok enzimin aktif hale gelmesine yardımcı olur.
  • Mangan: Bu mineral, enzim aktivitesini destekler ve kemik gelişimine katkıda bulunur.

Muzun Faydaları Neler?

Muz, sadece lezzetli olmakla kalmayıp, birçok sağlık faydasıyla da bilinir. İşte muzun bazı önemli faydaları:

Enerji Kaynağıdır: Muz, doğal şekerler (fruktoz, glikoz ve sakaroz) içerir ve bu şekerler hızla enerjiye dönüşerek vücuda anında enerji sağlar. Bu nedenle sporcular sık sık muz tüketir.

Sindirimi Destekler: Muz, diyet lifi açısından zengindir. Bu lifler, düzenli bağırsak hareketlerini destekleyerek kabızlık problemlerini önleyebilir.

Kalp Sağlığını Destekler: Yüksek lif, potasyum ve C vitamini içeriği ile muz, kalp sağlığı için oldukça faydalıdır. Yüksek potasyum ve düşük sodyum içeriği, kan basıncını dengede tutmaya yardımcı olabilir.

Mood Düzenleyici: Muz, doğal bir amino asit olan triptofan içerir. Triptofan, vücutta serotonin adlı nörotransmittere dönüşür, bu da ruh halini iyileştirir ve stresi azaltır.

Kemik Sağlığını Geliştirir: Muz, vücudun kalsiyumu emmesine yardımcı olan probiyotik bakterilere fayda sağlayan fruktooligosakkaritler (FOS) içerir.

Cilt Sağlığını Destekler: Muz, cildin elastikiyetini korumaya yardımcı olan C vitamini açısından zengindir. Ayrıca, ciltteki serbest radikallerle savaşmaya yardımcı olan antioksidanlar içerir.

Mide Yanmasını Hafifletir: Muz, doğal bir antasid etkisi yaparak mide yanmasını hafifletebilir.

Kan Şekerini Dengeleyebilir: Muzun içerdiği lif, kan şeker seviyelerinin çok hızlı yükselmesini engeller, bu da muzu diyabetikler için iyi bir ara öğün seçeneği yapar.

Düşük Sodyum İçeriği: Yüksek potasyum ve düşük sodyum içeriği, kan basıncını kontrol altında tutmaya yardımcı olabilir.

B vitamini Kaynağıdır: Muz, nörolojik fonksiyonlar için önemli olan B vitaminleri açısından zengindir.

Detoks Etkisi: Muz, karaciğerin vücuttan toksinleri atmasına yardımcı olabilecek amino asitler içerir.

Göz Sağlığını Destekler: Muz, göz sağlığını koruyan ve maküler dejenerasyon riskini azaltabilecek lutein adlı bir antioksidan içerir.

Muz, bu faydalarının yanı sıra, farklı besin maddeleri ve antioksidanlarla dolu olduğundan genel sağlık için de önemlidir. Ancak her şeyde olduğu gibi, muzu da aşırıya kaçmadan ve dengeli bir diyetin parçası olarak tüketmek önemlidir.

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2023 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.