Cumhuriyet dönemi Türk HORECA sektörü, 1923’ten günümüze Türkiye’ye güç katıyor. HORECA sektörü, Cumhuriyetin ilk yüz yılında Türkiye’ye sosyal, kültürel ve ekonomik katkısı en fazla olan sektörler arasında yer alıyor.
Tarım alanında yaşanan devrimler, Türkiye’de gıda sanayinin kurulması, modern otel, restoran ve cafe gibi işletmelerin hayatlarımıza girmesi, yüzlerce yıllık geçmişten miras geleneksel yemeklerin İstanbul mutfağı ve batılılaşma etkisi ile çeşitlenmesi son yüz yılda HORECA sektöründe tanık olduklarımızın sadece bir bölümü.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte, HORECA sektörünün gelişimi, geçirdiği değişim ve dönüşümü yani aslında koca bir yüzyılı sizlere bu makalede özetlemek istiyoruz.
Cumhuriyetin 100 Yılında Türk Mutfağı
Osmanlı mutfak kültürünün bir mirasçısı olarak gelenekleri yaşatmaya devam eden Cumhuriyet dönemi Türk mutfağı, 100 yılda önemli gelişmeler ve dönüşümlere de sahne oldu.
Geleneksel (alaturka) ve modern (alafranga) mutfak ikilemi Cumhuriyet döneminde kent merkezli Türk mutfağında iyice kendini göstermeye başladı. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Bursa gibi kentlerde Türk mutfak kültürü modern sofra adabı ve alışkanlıkları sergilenirken; kırsal bölgelerde geleneksel sofra düzeni alışkanlıkları ve mutfak uygulamaları esas olarak devam etti.
Medya ve iletişim araçlarının gelişimi kültürel olarak ayrımı ortadan kaldırırken; modern tarım uygulamaları ve sanayileşme ile üretimin artması, ekonominin gelişimi ile zenginliğin artması, merkez/çevre ayrımını zaman içerisinde azalttı.
Cumhuriyet döneminde özellikle kız ve olgunlaşma enstitüleri gibi eğitim kurumları aracılığıyla modern sofra adabı ve dünyadan farklı lezzetler toplumun tüm kesimleri tarafından ulaşılabilir olmaya başladı.
Merkezden taşraya modern mutfak kültürü yayılırken; 1950’lerden itibaren hızlanan “köyden kente göç” ise büyük şehirlerdeki mutfak kültürüne yenilikler getirdi. 1950’lerden itibaren İstanbul kebap, lahmacun, içli köfte gibi yöresel lezzetlerle tanıştı.

Cumhuriyet ile Restoranların Hayatımıza Girmesi
Cumhuriyetle birlikte İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Bursa başta olmak üzere pek çok şehirde dışarıda yemek yeme alışkanlığı da gelişme gösterdi. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren İstanbul’da açılmaya başlanan Batı tarzındaki restoranlar Cumhuriyet döneminde tüm ülkeye yayıldı. Böylelikle esnaf lokantaları, aşevleri ve seyyar yiyecek satıcıları dışında modern restoran kültürü de Cumhuriyet ile gelişti.
Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet’in kurucu kadroları ile Ankara’da özdeşleşen otel, restoran ve cafeler oldukça önem arz etmektedir. Ankara Palas bir konuk evi ve sosyal tesis olarak modern HORECA sektörü için iyi bir örnek oldu. Mustafa Kemal Atatürk’ün de sıklıkla ziyaret ettiği Karpiç Lokantası (Ankara Şehir Lokantası) adeta gastronomi okulu vazifesi gördü ve bu restoranda çalışan pek çok kişi daha sonra kendi restoranlarını açarak Cumhuriyet döneminin önemli işletmelerinin kuruluşuna öncülük ettiler.
Ankara ve İstanbul dışında Anadolu’nun başka şehirlerinde de Cumhuriyet döneminde açılan restoranlar oldu. Afyonkarahisar’daki ünlü İkbal lokantası, Bursa’da Çelik Palas Oteli’nin lokantası, İzmir’de balık lokantaları diğer şehirler için verilebilecek örnekler arasında. İstanbul’da Cumhuriyet döneminde, Sirkeci’de 1927 yılında açılan Borsa Lokantası; ayrıca Batı tarzı, modern yemekler sunan Hilton, Park Otel ve Divan Otel gibi oteller, Moda Deniz Kulübü ve Büyük Kulüp gibi kulüp restoranları da alanlarında birer öncü olarak kabul edilebilir.

Cumhuriyet Döneminde Cafe ve Pastaneler
İstanbul’da Cumhuriyet’ten hemen önce tanınmaya başlanan Batılı pastane kültürü gayrimüslim Osmanlı tebaası ve Bolşevik devriminden kaçarak İstanbul’a sığınan Beyaz Ruslarla güç kazandı. Cumhuriyet döneminde, Balkanlardan göç eden Yugoslav ve Arnavutlar pastane kültürünü devraldı ve geliştirdiler. Geçmişin damak tadını günümüzde halen devam ettiren eski İstanbul pastanelerinden biri olan Baylan, Arnavutluk’tan göç eden Filip Lenas tarafından kuruldu. Mullatier’in yanında çalışmaya başlayan Lenas, ilk dükkânını 1923 yılında Loryan adıyla Beyoğlu’nda açmıştı.
I. Dünya Savaşı’nın başlarında iş bulma amacıyla Rusya ve Polonya’ya Doğu Karadeniz bölgesinden giden göçmenler de Cumhuriyet’in cafe ve pastane kültürüne önemli katkılar sundular. Cumhuriyet’in kuruluşuyla Türkiye’ye geri döndüklerinde orada edindikleri pastacılık ve pastane alanındaki mesleki bilgilerini cafe ve pastaneler açarak göstermişlerdir. Ankara, İstanbul, İzmir ve Anadolu’nun diğer kentlerde cafe ve pastane kültürünün gelişimine büyük katkıları olmuştur. Kadıköy’de açılan Kars pastanesi, Ankara’daki Milka ve Flamingo pastaneleri, İzmir Reyhan pastanesi, Isparta’da Asya pastanesi, Bodrum’da 1968’te Çamlıhemşinli Yakup Hoştan tarafından Girit muhacirinden devralınan fırının yerine açılan Yunuslar, Karadeniz Hemşinli pasta ustalarının açtıkları cafe ve pastanelere örnek olarak verilebilir.

Tarım Gelişti, Gıda ve Tadarik Sektörü Büyüdü
Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetin kurucu ekibi kalkınma ve sanayiye büyük önem verdi. Türkiye’nin dört bir yanında yeni fabrikalar açılırken, gıda sanayiinde de önemli atılımlar yapıldı. Gıda, Cumhuriyet döneminde gelişen önemli sektörlerden birisi haline geldi.
Türkiye’de turizmin ekonomik bir güç halini almasıyla birlikte, HORECA tedarik sektörü de önemli atılımlar yaptı. HORECA tedarik alanında Dünyada adından söz ettiren onlarca Türk markası doğdu.
Günümüzde Türk HORECA tedarik sektörü, alanında dünyanın en iyileri arasında yer alıyor. Türkiye’nin HORECA alanında ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, ihracat alanında rekorlar kırarak Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına önemli katkılarda bulunuyor.
Turizm ve Otelcilik; Cumhuriyet’e Ekonomik Güç Kattı
Cumhuriyetle birlikte dünyanın en önemli turizm destinasyonları arasına giren Türkiye; turizm ve otelcilik alanında yaptığı atılımlarla dikkatleri üzerine çekti.
Son 60 yılda en hızlı gelişim gösteren sektörlerin başında gelen, neredeyse her yıl kesintisiz büyümeye devam eden, makroekonomik verilerde önemli bir paya sahip olan turizm sektörü, Cumhuriyet döneminde ekonomik büyümenin itici güçlerinden birisi olarak görülüyor.
Türk HORECA Sektörü, Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman Türk milletinin bizlere armağan ettiği Cumhuriyetimizin 100. yılını büyük bir onurla kutlarken; Türkiye’nin yarınları için çalışmaya devam ediyor. Hep birlikte, Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe, emin adımlarla yürümeye devam ediyoruz, edeceğiz…
Kaynak: HORECA TREND