Yemek, insanın zorunlu ihtiyaçları arasında yer almaktadır. Bu nedenle insan topluluklarının, toplumların kültür ve tarihlerinde yemek her zaman önemli bir yere sahip olmuştur.
Türkiye de oldukça zengin bir yemek kültürüne ev sahipliği yapmaktadır. Anadolu topraklarında yüzyıllar öncesinden bugünlere uzman toplu yemek üretim tarihi söz konusudur.
Beylikler Döneminde Toplu Yemek Üretimi
Yüzyıllardır Anadolu topraklarına egemen olan Türklerde birlikte yaşama ve mücadele kültürü geliştiğinden dolayı, Anadolu’da toplu yemek kültürü gelişmiştir.
Türkiye’de toplu yemek konusunda ilk organizasyonları temelleri Beylikler Dönemine kadar uzanmaktadır. Beylikler Dönemi ve bu dönemi takip eden Anadolu Selçuklular Dönemi’nde örneklerini gördüğümüz toplu yemek kültürü, Osmanlı İmparatorluğu Döneminde yaygınlaşmış ve çok daha kurumsal bir yapıya dönüşmüştür.
Osmanlı İmparatorluğu’nda Toplu Yemek Üretimi
Türkiye’de toplu beslenmenin ilk örneği olarak kabul edilen imaret sistemi, Osmanlı İmparatorluğu sistemi içerisinde önemli bir yeri olan vakıf kültürü sayesinde faaliyete geçirilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda vakıf kültürü ile şekillenen toplu yemek üretimi Orhan Bey İmareti ile başlamış ve imparatorluğun son günlerine kadar devam etmiştir.
Reklam
Vakıf ve paylaşım kültürünün bir ürünü olan Orhan Bey İmareti ile yoksul kişiler, medrese öğrencileri ve çalışanlarıyla birlikte yolculara ücretsiz yemek hizmeti verişmiştir.
Osmanlı’da imparatorluk kültürünün önemli bir parçası olan imaretler zamanla sayılarını artırmış ve Osmanlı’nın son günlerine kadar faaliyetlerine devam ederek yoksul kişilerle birlikte medrese öğrencileri ve yolculara ücretsiz yemek hizmeti sunmaya devam etmişlerdir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda yemeklerin toplu olarak üretildiği merkezler arasında Mevlevi ve Bektaşi dergâhlarını da saymak gerekmektedir. Dergahlarda mutfak kültürü ve yemek üretimiyle ilgili standartlar geliştirilmiştir.
Toplu yemek üretiminin yapıldığı önemli merkezler arasında hanlar da sayılmalıdır. Ticari faaliyet gösteren hanlar sürekli yemek bulundurmakta ve üretmekteydi.
Osmanlı’da en önemli yemek üretim ve koordinasyon faaliyeti ise orduda gerçekleşmekteydi. Osmanlı İmparatorluğu tarihinde en önemli ve geniş kapsamlı yemek organizasyonu olarak sefere giden askerlere yemek sağlama işini kabul edebiliriz.
Türkiye Cumhuriyeti ve Toplu Yemek Üretimi
Osmanlı İmparatorluğu’nun yerini genç ve modern Türkiye Cumhuriyeti’ne bırakmasıyla birlikte Anadolu’da önemli bir sanayileşme hamlesi başlamış ve bu da fabrikalarda toplu yemek ihtiyacını doğurmuştur.
Türkiye’de modern anlamda catering (toplu yemek) üretimi Cumhuriyet döneminde yapılmaya başlanmıştır. Özel sermayenin yetersizliği nedeniyle ilk toplu yemek üretim organizasyonu devlet eliyle yapılmış ve kamunun kurduğu fabrika ve ağır sanayi kuruluşlarında toplu yemek üretimi gerçekleştirilmeye başkanmıştır.
Reklam
Genç Cumhuriyetin büyük fedakarlıklarla kurduğu yeni fabrika ve ağır sanayi tesislerinin hepsi, modern mutfaklarla ve yemekhanelerle donatılmış ve günün şartlarına göre düzenli ve kaliteli toplu yemek üretimi yapılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti, muasır medeniyetler seviyesini hedeflemiş ve bu nedenle eğitime büyük önem vermiştir. Aydınlama felsefesiyle, eğitim tesisleri kurulmuş ve ücretsiz olarak eğitim verilmiştir.
Devlet yatılı okullarında öğrenci ve öğretmenlerin yemek ihtiyacı, bu tesisler içerisine inşa edilen modern mutfak ve yemekhaneler sayesinde giderilmiştir.
Üretimde Modernleşme ve Catering Sektörünün Gelişimi
Cumhuriyetin ilk yıllarında kamu kaynaklarıyla organize edilen toplu yemek üretimi, sonraki dönemlerde özel teşebbüsün artması ve serbest piyasanın güçlenmesiyle yaygınlaşma ve modernleşmesini sürdürmüştür.
Türkiye’de tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş sürecinde, köyden kente göç hızlanmış ve teknolojik gelişmelerle büyük sanayi tesisleri kurulmaya başlanmıştır. Bu süreçte özellikle fabrika ve diğer iş yerlerinde toplu beslenme talebi armış ve bu talebi karşılamaya yönelik toplu yemek üretimi arzı oluşturulmaya başlanmıştır.
Türkiye’nin İlk Catering Şirketi: Tuna Emre Yemek
Türkiye’nin catering, yani toplu yemek hizmetleri tarihinde 1959 önemli bir yere sahiptir. Türkiye’de bilinen ilk toplu yemek üretimi yapan şirketlerden “Tuna Emre Yemek Müteahhitliği“, 1959 yılında İstanbul’da Şişli Terakki Lisesi mutfağında çalışmaya başlamıştır.
Tuna Emre Yemek Müreahhitliği şirketi, Şişli Terakki Lisesi mutfağında imalat yapmaya başladıktan sonra 1963’te Bomonti’deki “Embil Lâboratuvarı”na 100 kişilik yemek sevkiyatını gerçekleştirmiştir. Bu çerçevede Tuna Emre Yemek Müteahhitliği, ve Embil Lâboratuvarları, Türkiye’nin catering tarihinde önemli bir yere sahip olmuşlardır.
Tabldotçuluk ve Toplu Yemek Talebinin Artması
Türkiye’de modern catering sektörünün güçlenmesi ve ülke geneline yayılması 1970’li yıllarda mümkün olabiliyor. Bu yıllarda toplu yemek üretimini dışarıdan hizmet alımıyla değil, kendi imkanlarıyla yapan şirketlerin “tabldotçulukla” tanışması ve buna yönelmesi, hazır yemek sektörüne olan talebi ciddi oranda artırıyor.
Reklam
Özendirici talep çokluğu nedeniyle catering şirketleri, sadece İstanbul’da değil, sanayinin gelişmiş olduğu diğer Anadolu şehirlerine de yayılıyor. Önce İzmit, Adapazarı sanayi bölgesine, ardından Başkent Ankara, Bursa ve İzmir’e doğru genişliyor.
80’li Yıllar ve Yabancı Şirketlerin Sürce Dahil Olması
Türkiye’de toplu yemek sektörünün gelişmesinde 80’li yıllar büyük öneme sahiptir. Bu on yılda sektörde daha önce görülmemiş bir büyüme ve gelişme süreci yaşanmıştır.
Artan sanayi ve hizmet kuruluşları, artık toplu yemek ihtiyaçlarını ağırlıklı olarak catering şirketlerinden karşılamaya başlamış ve bu kültür hızla yayılmıştır. Bu, önemli bir talep artışını tetiklemiştir.
Hızlı talep artışı, serbest piyasanın dinamiklerine uygun olarak daha fazla arzı da yaratmıştır. Bu süreçte toplu yemek üretimi yapan Catering firmalarının sayısında ciddi bir artış gözlenmiştir. 80’li yılların ilk yarısında yalnızca İstanbul’ da faaliyet gösteren tabldotçu sayısı 500’ü geçmiştir.
80’li yılların ikinci yarısında yabancı şirketlerin Türkiye’ de yaptığı yatırımlarla toplu yemek endüstrisi daha da büyümüştür. Yabancı sermayenin de ülkeye girmesiyle birlikte catering sektöründe kurumsallaşma alanında önemli adımlar atılmaya başlanmıştır.
Günümüzde Toplu Yemek Sektörü
Türkiye tarihinde kökleri yüzyıllar öncesine dayanan toplu yemek sektörü, günümüze kurumsallaşmasını tamamlamış ve modern şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir.
T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın verilerine göre 2018 itibariyle Türkiye’de faaliyet gösteren kayıtlı catering şirketlerinin sayısı 5.000’in üzerindedir.
Labada Catering, Davetlilerine Unutulmaz Bir Deneyim Yaşatmak İsteyenleri Bekliyor
Adını doğada kendiliğinden yetişen değerli bir bitkiden alan ve Türkiye’nin turizm kenti Denizli’de 2019’dan bu yana misafirlerini ağırlayan Labada, catering hizmetiyle de misafirlerine gastronomik bir deneyim yaşatmak isteyenlerin yanında oluyor.
Hikayesine BND Group çatısı altında Denizli’de başlayan Labada, Denizli’nin simge restoranı olarak bölgenin gastronomi birikimine ve kültürel zenginliğine sahip çıkıyor. Brasserie ve patisserie alanlarının yanı sıra catering ve event hizmetiyle de Labada, kişiye, konsepte ve kuruma uygun olarak oluşturduğu deneyim tasarımlarıyla gastronomik ihtiyaçlarınızın çözüm ortağı olarak konumlanıyor.
Tamamen özgün ve zamandan bağımsız tasarımları, yerel ve mevsimsel malzemelerle harmanladığı lezzetleriyle Labada Catering, özel günlerinize profesyonel ve lezzetli bir yol sunuyor. Oluşturduğu davet konseptleri ve detaylara kattığı rafine dokunuşlarla Denizli’de bu alandaki tek marka olan Labada Catering, alanında uzman, trendleri yakından takip eden, güler yüzlü ve yenilikçi yönetim ekibiyle de fark yaratan etkinliklere imza atıyor.
Bu zamana kadar Pamukkale Hierapolis Antik Kent Gece Müzeciliği Açılış Organizasyonu, Efes Antik Kent Gece Müzeciliği Açılış Organizasyonu, Buldan’s Markası’nın İstanbul – Bağdat Caddesi’ndeki açılış organizasyonu, Kız Kulesi Restorasyon Basın Lansmanı, Aydem Yenilenebilir Enerji’nin düzenlediği Ekolojik Şenlik kapsamında kurumsal marka pikniği gibi önemli etkinliklerde binlerce kişiye hizmet veren Labada Catering, Denizli başta olmak üzere Türkiye’nin birçok şehrinde Labada farkını sunmaya devam ediyor. Labada Catering, aynı zamanda her gün 1500 kişiyi aşkın servis kapasitesi ile kurumsal firmaların günlük catering ihtiyaçlarını karşılıyor.
Kurumsal markalar için modern ve sıra dışı dokunuşlarla özel konseptler oluşturan Labada Catering, kuruluş ve özel yıl kutlamaları, terfi ve veda törenleri, lansmanlar, toplantı paketleri, açılış kokteylleri ve yeni yıl davetleri gibi farklı alanlarda hizmet vermesinin yanı sıra bu özel zamanlar için hatıralarda yer edecek hediye alternatifleriyle de ön plana çıkıyor.
İsteme ve söz, nişan, düğün gibi etkinliklerin yanında yaş günü ve mezuniyet, baby shower, hastane oda konseptleri, diş buğdayı gibi bebek organizasyonları, piknik ve yaza merhaba davetleri gibi özel organizasyonlarda da yanınızda olan Labada Catering, etkinliklerinizin Labada farkıyla mükemmel geçmesi için çalışmaya devam ediyor.
Labada Catering, tüm detayları davet sahiplerinin de kolaylıkla takip edeceği şekilde planlayan uzman ekibi, haftalık, günlük ve saatlik yapılan güncellemeler ve tüm sorulara 7/24 cevap veren proje ekibiyle en güzel anları unutulmaz bir anıya dönüştürmek isteyen herkesi bekliyor.
Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, Ayvalık Devlet Hastanesi’nde verilen öğle yemeğinden çıktığı belirtilen böcek görüntülerini basınla paylaştı.
Doğruyol, “Devlet hastanelerimizin yemeklerinin özel şirketler tarafından yapılmasıyla yani yemek hizmetlerinin özelleştirilmesiyle birlikte çalışanlarımızın ve hastalarımızın yedikleri yemek kaliteden yoksun ve sağlık hizmeti veren sağlık çalışanlarımızın sağlıksız beslenmesiyle birlikte çalışanların ve hastaların sağlığını tehdit etmektedir. Önceliği para kazanmak olan yemek hizmeti veren özel şirketlerin maliyetten kaçması beklenen bir durumdur. Ancak sağlıklı hijyenik doyurucu yemek yemek 24 saat kesintisiz hizmet veren sağlık çalışanlarımızın yasal hakkıdır. Ayvalık Devlet Hastanesindeki görüntü emin olun ki pek çok ilimizde pek çok hastanemizde görülen bir durumdur. Sağlık çalışanlarımız pek çoğu bu ve benzeri durumlardan dolayı hastane yemek yiyememektedir. Bu durumun İlerleyen süreçte yıllar önce hayatımızda olan sefer taslarıyla iş yerlerine yemek taşımayı tekrar gündeme getirmesi beklenebilir.” dedi.
“Acil çözüm bekliyoruz”
Doğruyol şunları söyledi: “Sağlık Bakanlığı yetkililerimizden acil çözüm bekliyoruz. Asıl amacı şifa dağıtmak olan hastanelerimizin bu tür görüntülerle gündeme gelmesi bizleri derinden üzmekte ve bakanlığımızın konuya duyarsız kalmayarak gerekli tedbirleri alması zaruri ve elzemdir.”
Kaynak: HORECA TREND, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı
Okul kantinlerinin bir çoğunda şekerli ürünlerin satılması önlenemezken İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, ‘okul kantinleri’ konusunda bir toplantı yaptı.
Okul kantinlerinin bir çoğunda şekerli ürünlerin satılması önlenemezken İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, ‘okul kantinleri’ konusunda bir toplantı yaptı.
Birlik Başkanı Yalçın Ata’nın kantinci esnafına, “Çocuklara ürün satarken aşırı özen gösterelim. Örneğin çiğ köfteyi yapın, öğleye kadar dolapta tutun” önerisi ise dikkat çekti.
Kantinciler Odası’nın toplantısında konuşan Başkan Özgür Yavuz, okul kantinlerinin işletmecileri ve çalışanlarına, öğrencilere şeker ve yasaklı ürünlerin satılmaması, konusunda telkinde bulundu. İzmir Kantinciler Odası’nın düzenlediği istişare toplantısında okul kantini işletmecileri ve çalışanları biraraya geldi. Toplantıya İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) Başkanı Yalçın Ata, Türkiye Kantin İşletmecileri Esnaf Dernekleri Federasyonu Başkanı Vahap Osmanoğlu, İESOB Başkanvekili Ali Üstün, İzmir Büfeciler Odası Başkanı Selehattin Arslan, Altındağ Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Tayfun Çıracı, İzmir Fırıncılar Odası Başkanı Kemal Sırtı ile Ege Bölgesi’ndeki illerde faaliyet gösteren kantinciler derneklerinin başkanları katıldı.
Toplantıda konuşan İzmir Kantinciler Odası Başkanı Özgür Yavuz, Aralık başında yayınlanan yönetmelik hakkında Ankara’da Bakanlık nezdinde ve İzmir’de mülki idarelerde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Ürün satarken dikkat.. Öğrencileri kendi evlatlarından ayırmadıklarını belirten Yavuz, kantin işletmecilerinden şekerli gıdaları ve yasaklı ürünleri satmamaları istedi. Öğretmenlerden sonra öğrencilerin kendilerine emanet edildiğini hatırlatan Başkan Yavuz, ‘Çocuklara ürün satarken aşırı özen gösterelim. Örneğin çiğ köfteyi yapın, öğleye kadar dolapta tutun. Ben de sizler de kendi çocuklarımızın sabah sabah çiğ köfte yemesini istemeyiz. Aynı şekilde dünya şekere savaş açtı, kanseri çağıran ürün, biz de en azından kantinlerimizde şeker ve şeker ürünlerine yer vermeyelim. Bugüne kadar İzmir’de hep sorumluluklarımız ticaretimizden önce geldi, bundan sonra da bu anlayışı sürdüreceğimize gönülden inanıyorum’ dedi.
“İzmir’deki Okul Kantinlerinde İstenmeyen Durumlar Yaşanmıyor”
İESOB yanınızda İzmir Birliği’nin tüm imkanları ile Kantinciler Odası’nın ve üyelerinin yanında olduğunu vurgulayan İESOB Başkanı Yalçın Ata da, Özgür Yavuz’un ve oda yöneticilerinin çalışmalarını yakından izlediklerini kaydetti. Okul kantinlerinin sorumluluğu ağır bir mesleği icra ettiğini kaydeden Ata, İzmir’de okul kantinlerinde istenmeyen durumların yaşanmadığına dikkat çekti. Özgür Yavuz ile ülke genelinde okul kantinlerinin çalışmasını düzenleyen yasa ve yönetmelikler üzerinde çalışmalar yaptıklarını ifade etti.
Reklam
Kaynak: HORECA TREND, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı