Türkiye’de Catering Sektörü ve Tarihi | HORECA TREND
Takip edin!

Catering

Türkiye’de Catering Sektörü ve Tarihi

Yayınlandı

on

Yemek, insanın zorunlu ihtiyaçları arasında yer almaktadır. Bu nedenle insan topluluklarının, toplumların kültür ve tarihlerinde yemek her zaman önemli bir yere sahip olmuştur.

Türkiye de oldukça zengin bir yemek kültürüne ev sahipliği yapmaktadır. Anadolu topraklarında yüzyıllar öncesinden bugünlere uzman toplu yemek üretim tarihi söz konusudur.

Beylikler Döneminde Toplu Yemek Üretimi

Yüzyıllardır Anadolu topraklarına egemen olan Türklerde birlikte yaşama ve mücadele kültürü geliştiğinden dolayı, Anadolu’da toplu yemek kültürü gelişmiştir.

Türkiye’de toplu yemek konusunda ilk organizasyonları temelleri Beylikler Dönemine kadar uzanmaktadır. Beylikler Dönemi ve bu dönemi takip eden Anadolu Selçuklular Dönemi’nde örneklerini gördüğümüz toplu yemek kültürü, Osmanlı İmparatorluğu Döneminde yaygınlaşmış ve çok daha kurumsal bir yapıya dönüşmüştür.

Osmanlı İmparatorluğu’nda Toplu Yemek Üretimi

Türkiye’de toplu beslenmenin ilk örneği olarak kabul edilen imaret sistemi, Osmanlı İmparatorluğu sistemi içerisinde önemli bir yeri olan vakıf kültürü sayesinde faaliyete geçirilmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda vakıf kültürü ile şekillenen toplu yemek üretimi Orhan Bey İmareti ile başlamış ve imparatorluğun son günlerine kadar devam etmiştir.

Vakıf ve paylaşım kültürünün bir ürünü olan Orhan Bey İmareti ile yoksul kişiler, medrese öğrencileri ve çalışanlarıyla birlikte yolculara ücretsiz yemek hizmeti verişmiştir.

Osmanlı’da imparatorluk kültürünün önemli bir parçası olan imaretler zamanla sayılarını artırmış ve Osmanlı’nın son günlerine kadar faaliyetlerine devam ederek yoksul kişilerle birlikte medrese öğrencileri ve yolculara ücretsiz yemek hizmeti sunmaya devam etmişlerdir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda yemeklerin toplu olarak üretildiği merkezler arasında Mevlevi ve Bektaşi dergâhlarını da saymak gerekmektedir. Dergahlarda mutfak kültürü ve yemek üretimiyle ilgili standartlar geliştirilmiştir.

Toplu yemek üretiminin yapıldığı önemli merkezler arasında hanlar da sayılmalıdır. Ticari faaliyet gösteren hanlar sürekli yemek bulundurmakta ve üretmekteydi.

Osmanlı’da en önemli yemek üretim ve koordinasyon faaliyeti ise orduda gerçekleşmekteydi. Osmanlı İmparatorluğu tarihinde en önemli ve geniş kapsamlı yemek organizasyonu olarak sefere giden askerlere yemek sağlama işini kabul edebiliriz.

Türkiye Cumhuriyeti ve Toplu Yemek Üretimi

Osmanlı İmparatorluğu’nun yerini genç ve modern Türkiye Cumhuriyeti’ne bırakmasıyla birlikte Anadolu’da önemli bir sanayileşme hamlesi başlamış ve bu da fabrikalarda toplu yemek ihtiyacını doğurmuştur.

Türkiye’de modern anlamda catering (toplu yemek) üretimi Cumhuriyet döneminde yapılmaya başlanmıştır. Özel sermayenin yetersizliği nedeniyle ilk toplu yemek üretim organizasyonu devlet eliyle yapılmış ve kamunun kurduğu fabrika ve ağır sanayi kuruluşlarında toplu yemek üretimi gerçekleştirilmeye başkanmıştır.

Genç Cumhuriyetin büyük fedakarlıklarla kurduğu yeni fabrika ve ağır sanayi tesislerinin hepsi, modern mutfaklarla ve yemekhanelerle donatılmış ve günün şartlarına göre düzenli ve kaliteli toplu yemek üretimi yapılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti, muasır medeniyetler seviyesini hedeflemiş ve bu nedenle eğitime büyük önem vermiştir. Aydınlama felsefesiyle, eğitim tesisleri kurulmuş ve ücretsiz olarak eğitim verilmiştir.

Devlet yatılı okullarında öğrenci ve öğretmenlerin yemek ihtiyacı, bu tesisler içerisine inşa edilen modern mutfak ve yemekhaneler sayesinde giderilmiştir.

Üretimde Modernleşme ve Catering Sektörünün Gelişimi

Cumhuriyetin ilk yıllarında kamu kaynaklarıyla organize edilen toplu yemek üretimi, sonraki dönemlerde özel teşebbüsün artması ve serbest piyasanın güçlenmesiyle yaygınlaşma ve modernleşmesini sürdürmüştür.

Türkiye’de tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş sürecinde, köyden kente göç hızlanmış ve teknolojik gelişmelerle büyük sanayi tesisleri kurulmaya başlanmıştır. Bu süreçte özellikle fabrika ve diğer iş yerlerinde toplu beslenme talebi armış ve bu talebi karşılamaya yönelik toplu yemek üretimi arzı oluşturulmaya başlanmıştır.

Türkiye’nin İlk Catering Şirketi: Tuna Emre Yemek

Türkiye’nin catering, yani toplu yemek hizmetleri tarihinde 1959 önemli bir yere sahiptir. Türkiye’de bilinen ilk toplu yemek üretimi yapan şirketlerden “Tuna Emre Yemek Müteahhitliği“, 1959 yılında İstanbul’da Şişli Terakki Lisesi mutfağında çalışmaya başlamıştır.

Tuna Emre Yemek Müreahhitliği şirketi, Şişli Terakki Lisesi mutfağında imalat yapmaya başladıktan sonra 1963’te Bomonti’deki “Embil Lâboratuvarı”na 100 kişilik yemek sevkiyatını gerçekleştirmiştir. Bu çerçevede Tuna Emre Yemek Müteahhitliği, ve Embil Lâboratuvarları, Türkiye’nin catering tarihinde önemli bir yere sahip olmuşlardır.

Tabldotçuluk ve Toplu Yemek Talebinin Artması

Türkiye’de modern catering sektörünün güçlenmesi ve ülke geneline yayılması 1970’li yıllarda mümkün olabiliyor. Bu yıllarda toplu yemek üretimini dışarıdan hizmet alımıyla değil, kendi imkanlarıyla yapan şirketlerin “tabldotçulukla” tanışması ve buna yönelmesi, hazır yemek sektörüne olan talebi ciddi oranda artırıyor.

Özendirici talep çokluğu nedeniyle catering şirketleri, sadece İstanbul’da değil, sanayinin gelişmiş olduğu diğer Anadolu şehirlerine de yayılıyor. Önce İzmit, Adapazarı sanayi bölgesine, ardından Başkent Ankara, Bursa ve İzmir’e doğru genişliyor.

80’li Yıllar ve Yabancı Şirketlerin Sürce Dahil Olması

Türkiye’de toplu yemek sektörünün gelişmesinde 80’li yıllar büyük öneme sahiptir. Bu on yılda  sektörde daha önce görülmemiş bir büyüme ve gelişme süreci yaşanmıştır.

Artan sanayi ve hizmet kuruluşları, artık toplu yemek ihtiyaçlarını ağırlıklı olarak catering şirketlerinden karşılamaya başlamış ve bu kültür hızla yayılmıştır. Bu, önemli bir talep artışını tetiklemiştir.

Hızlı talep artışı, serbest piyasanın dinamiklerine uygun olarak daha fazla arzı da yaratmıştır. Bu süreçte toplu yemek üretimi yapan Catering firmalarının sayısında ciddi bir artış gözlenmiştir. 80’li yılların ilk yarısında yalnızca İstanbul’ da faaliyet gösteren tabldotçu sayısı 500’ü geçmiştir.

80’li yılların ikinci yarısında yabancı şirketlerin Türkiye’ de yaptığı yatırımlarla toplu yemek endüstrisi daha da büyümüştür. Yabancı sermayenin de ülkeye girmesiyle birlikte catering sektöründe kurumsallaşma alanında önemli adımlar atılmaya başlanmıştır.

Günümüzde Toplu Yemek Sektörü

Türkiye tarihinde kökleri yüzyıllar öncesine dayanan toplu yemek sektörü, günümüze kurumsallaşmasını tamamlamış ve modern şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir.

T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın verilerine göre 2018 itibariyle Türkiye’de faaliyet gösteren kayıtlı catering şirketlerinin sayısı 5.000’in üzerindedir.

 

Kaynak: HORECA Trend ve Catering Türkiye

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Cafe

Personel Eğitimi ve HORECA Sektöründe Önemi

HORECA sektörü muazzam bir güce sahiptir. Bu güç, çalışanları tarafından harekete geçirilir. Onlara yatırım yapmak, becerilerini geliştirmek ve sektörün sürekli gelişen zorluklarıyla yüzleşecek donanıma sahip olmalarını sağlamak yalnızca tavsiye edilen bir şey değil, aynı zamanda bir zorunluluktur. Ne demişler: “İyi eğitimli personel, başarılı bir işletmenin belkemiğidir.”

Yayınlandı

on

Oteller, Restoranlar, Cafe ve Catering hizmetlerini kapsayan HORECA sektörü, personel eğitimi konusunda oldukça dikkatli. İnkâr edilemez bir şekilde modern ekonomilerin temel taşlarından birini oluşturan HORECA sektörünün başarısının ayrılmaz bir parçası da her gün faaliyetlerini yürüten personeldir. Bu nedenle, personel eğitimi yalnızca bir prosedür olarak değil, işletmenin sürdürülebilirliğini, müşteri memnuniyetini ve genel büyümeyi sağlamada kritik bir bileşen olarak ortaya çıkmaktadır. HORECA sektöründe personel eğitiminin neden hayati önem taşıdığına dair detayları inceleyelim.

HORECA’nın Dinamik Doğası

Öncelikle, eğitimin önemini anlamak için HORECA endüstrisinin doğası gereği dinamik karakterini kabul etmek gerekir. Sürekli evrilen müşteri tercihleri, teknolojik gelişmeler ve değişen pazar dinamikleri nedeniyle işletmelerin daima tetikte olması gerekir. Bu çevikliğe ulaşmak için donanımlı ve uyumlu bir personel kritik önem taşır.

HORECA’nın bu engin manzarasında, işletmeler gastronomi, oda estetiği veya etkinlik formatları gibi trendlerin yükselişine de tanık olurlar. Bu trendleri kavramak, öngörmek ve uyum sağlamak üzere eğitilmiş proaktif bir işgücü gerektirir. Dahası, sektör teknolojiyle daha entegre hale geldikçe, personelin yalnızca geleneksel rollerde değil, aynı zamanda modern araç ve platformları kullanma konusunda da yetkin olmasını sağlamak gerekir.

Buna ek olarak, HORECA sektörünün küresel doğası, özellikle de turistlerin yoğun olduğu bölgelerde, her gün farklı müşterilere hizmet sunma anlamına gelir. Çeşitli beslenme gereksinimlerini anlamaktan hizmet görgü kurallarındaki kültürel nüansları tanımaya kadar, personelden talep edilenler çok yönlüdür ve sürekli değişmektedir. Dolayısıyla eğitim, bu dinamik zorluklar ile kaliteli hizmetin istikrarlı bir şekilde sunulması arasındaki köprü hâline gelir.

HORECA Sektörü ve Personel Eğitimi

Gelişmiş Müşteri Deneyimi: İyi eğitimli personel üstün ve tutarlı bir hizmet kalitesi sağlayabilir. İster bir oteldeki resepsiyon görevlisi ister bir restorandaki garson olsun, donanımlı çalışanlar müşteri deneyimini yükselterek tekrar iş yapılmasını ve olumlu yorumlar almanızı sağlayabilir.

Operasyonel Verimlilik: Eğitim, personeli görevleri daha etkili bir şekilde yerine getirmeleri için bilgi ve becerilerle donatır. Bu da operasyonel verimliliği artırır, hataları azaltır ve uzun vadede maliyetleri önemli ölçüde düşürebilir.

Çalışanları Elde Tutma ve Memnuniyet: İstikrarlı bir şekilde personel eğitimi alan çalışanlar kendilerini değerli hisseder ve başka bir yerde fırsat arama olasılıkları azalır. Bu durum yalnızca işe alma ve işe yerleştirme ile ilgili maliyetlerden tasarruf etmekle kalmaz, aynı zamanda pozitif bir çalışma kültürünü de teşvik eder.

Standartlara ve Yönetmeliklere Bağlılık: HORECA sektörü genellikle sıkı sağlık ve güvenlik yönetmeliklerine sahiptir. Düzenli eğitim, personelin her zaman standartlara uygun olmasını sağlayarak yasal komplikasyon riskini azaltır.

Anlık faydaların ötesinde personel eğitimi, farklı bir marka imajı oluşturmada çok önemli bir rol oynar. Sonuçta müşteriler, personel ile etkileşimlerini genellikle ziyaretlerinin diğer yönlerinden daha canlı bir şekilde hatırlar. Hem olumlu hem de olumsuz bu anılar, bir markaya ilişkin genel algılarının şekillenmesinde kritik bir rol oynar.

Ayrıca, anlık çevrimiçi incelemeler ve sosyal medya geri bildirimleri çağında, personelin performansı sürekli inceleme altındadır. Doğru eğitim, sahne ışıklarının lehte yanmasını sağlayarak her müşteri etkileşimini potansiyel bir olumlu referansa dönüştürür. Birbirine bağlı bu dijital çağda, tek bir istisnai hizmet deneyiminin dalgalanma etkileri iş büyümesi için önemli olabilir.

Personel eğitimi almış bir garson, tepsi ile içecekleri servis ediyor.

HORECA sektörü, personel eğitimi konusunda oldukça dikkatli.

HORECA Personel Eğitimi Spektrumu

HORECA sektöründe personel eğitimi herkese uyan tek bir çözüm tasarısı niteliğinde değildir. Farklı roller, çeşitli eğitim yaklaşımları gerektirir:

Teknik Eğitim: Bu, belirli bir mutfak cihazını çalıştırmak veya bir otel yönetim yazılımını kullanmak gibi belirli becerilerle ilgilidir.

Teknik personel eğitimi alanının ayrıntılarına indiğimizde, bunun yalnızca ekipman veya araçları anlamakla ilgili olmadığını görürüz. Bu eğitim aynı zamanda onların arkasındaki prensipleri bilmeyi de içerir. Örneğin, bir şef yalnızca fırın kullanmak için eğitilmez, aynı zamanda pişirme bilimini, lezzet kombinasyonlarının ardındaki kimyayı ve ısı fiziğini de anlar. Bu bilgi derinliği, aşina olmadıkları ekipmanlarla veya beklenmedik zorluklarla karşılaştıklarında bile uyum sağlayabilmelerini ve işlerini teslim edebilmelerini sağlar.

Dahası, teknoloji geliştikçe yeni alet ve makineler de HORECA’nın mekanlarına girer. İster en yeni kahve demleme aparatı ister sofistike bir otel rezervasyon sistemi olsun, sürekli teknik eğitim, personelin müşteri deneyimini geliştirmek için yeni araçların potansiyelini en üst düzeye çıkarmaya hazır bir şekilde beklentilerin ötesinde kalabilmesini sağlar.

Yumuşak Beceri Eğitimi: Müşterilerle doğrudan etkileşime giren roller için gereklidir. Buna iletişim becerileri, çatışma çözümü ve duygusal zekâ dahildir.

Teknik yeterlilik esas olmakla birlikte, ortalama bir HORECA kuruluşunu dikkate değer bir kuruluştan ayıran şey genellikle sosyal becerilerdir. İletişim ve çatışma çözümüne ek olarak, empatiye de vurgu yapılmaktadır. Kendini müşterinin yerine koyabilmek, onların ihtiyaçlarını, arzularını ve hatta dile getirilmeyen endişelerini anlayabilmek paha biçilmezdir. Bu kişisel dokunuş genellikle kalıcı müşteri ilişkilerine ve sadakate yol açar.

HORECA sektöründeki bir diğer kritik sosyal beceri de uyumluluktur. Hizmet sektörünün öngörülemezliği göz önüne alındığında – ani müşteri akınlarından elektrik kesintisi veya tedarik sıkıntısı gibi beklenmedik zorluklara kadar – personelin soğukkanlılığını korurken hızlı kararlar alarak ayakları üzerinde düşünmesi gerekir. Rol yapma veya durum analizi içeren eğitimler bu becerilerin geliştirilmesine yardımcı olarak çalışanları gerçek dünya senaryolarına hazırlar.

Sağlık ve Güvenlik Eğitimi: Gıda ve kamusal alanlarla yakın etkileşim göz önüne alındığında bu çok önemlidir. Gıda güvenliği, hijyen standartları ve acil durum prosedürlerini kapsar.

Bu eğitim, sağlık kurallarını ve güvenlik yönetmeliklerini anlamanın ötesinde, personele sorumluluk duygusu aşılar. Personel yalnızca kurallara uymakla kalmaz, aynı zamanda müşteri sağlığı ve güvenliğinin de koruyucusu olur. Düzenli el yıkama veya uygun gıda saklama teknikleri gibi alışkanlıkların öneminin yalnızca yönetmelikler olarak değil, ahlaki görevler olarak altının çizilmesi, bunların ciddiyetle ele alınmasını sağlayabilir.

Ayrıca, günümüz dünyasında ruh sağlığı ve emniyetine daha fazla odaklanılmaktadır. Özellikle HORECA sektöründeki gibi yüksek stresli işlerde, kişinin kendisinde veya iş arkadaşlarında tükenmişlik veya stres belirtilerini tanıması çok önemli hâle gelmektedir. Eğitim oturumları artık sıklıkla zihinsel esenlik unsurlarını içeriyor ve personelin gerektiğinde nasıl yardım isteyeceğini veya destek sunacağını bilmesini sağlıyor.

Kültürel Duyarlılık Eğitimi: HORECA işletmeleri genellikle uluslararası bir müşteri kitlesine hitap ettiğinden, farklı kültürleri anlamak ve saygı göstermek müşteri deneyimini önemli ölçüde geliştirebilir.

HORECA sektörünün küresel cazibesi, işletmelerin kendilerini genellikle bir kültür mozaiğine seslenirken bulmaları anlamına gelmektedir. Kültürel duyarlılık eğitimi artık temel yapılması ve yapılmaması gerekenleri anlamakla ilgili değildir. Kültürlerin daha derin nüanslarına inerek, personelin müşteri davranışlarını ve tercihlerini şekillendiren geçmişleri, gelenekleri ve değerleri anlamasına yardımcı olur.

Dahası, kapsayıcılık konusundaki farkındalığın küresel ölçekte artmasıyla birlikte, kültürel duyarlılık eğitimi farklı cinsiyet kimliklerini, engelleri ve hatta veganlık gibi ideolojiye dayanan beslenme tercihlerini anlamayı ve bunlara hitap etmeyi de kapsamaktadır. Böylesine geniş kapsamlı bir eğitim, geçmişleri veya tercihleri ne olursa olsun her müşterinin görüldüğünü, saygı duyulduğunu ve değer verildiğini hissetmesini sağlar.

Günümüz eğitimi aynı zamanda personelin ruhsal sağlığına da odaklanmaktadır. Birçok HORECA işinin yüksek stresli doğası göz önüne alındığında, stres yönetimi, esneklik ve hatta farkındalığa odaklanan kurslar giderek daha önemli hâle gelmektedir. Bu bütünsel yaklaşım, çalışanların olumlu bir tavır sergilerken işlerinin getirdiği baskılarla başa çıkabilecek donanıma sahip olmalarını sağlar.

Benzer şekilde, HORECA sektöründeki personel eğitimi artık çevresel sürdürülebilirlik konularını da içermektedir. Çevre dostu uygulamalar konusunda artan bilinçle birlikte, personel atık yönetimi, enerji tasarrufu ve sürdürülebilir kaynak kullanımı konularında rehberliğe ihtiyaç duymaktadır. Eğitimi küresel sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu hâle getirerek işletmeler yalnızca operasyonel verimliliklerini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda çevre bilincine sahip müşteriler nezdindeki marka imajlarını da güçlendiriyor.

Personel Eğitimi ve Karşılaşılan Zorluklar

Eğitimin faydaları yadsınamaz olsa da bazı zorlukları da vardır. Birçok işletme, özellikle de küçük işletmeler için bütçe kısıtlamaları önemli bir engel teşkil edebilir. Ayrıca, HORECA sektöründeki yüksek devir hızı bazen işverenleri eğitime büyük yatırım yapmaktan caydırmaktadır. Ancak eğitimi kısa vadeli bir maliyetten ziyade uzun vadeli bir yatırım olarak görmek önemlidir.

HORECA sektörünün gelişmesi için personel eğitimine daha fazla odaklanılması gerekiyor. Müşteri beklentileri arttıkça ve rekabet sertleştikçe, sürekli öğrenmeye ve çalışan gelişimine öncelik veren işletmeler şüphesiz öne çıkacaktır.

HORECA işletmeleri, düzenli geri bildirimleri entegre ederek, gelişmiş eğitim metodolojilerini benimseyerek ve sürekli öğrenme kültürünü teşvik ederek hizmet mükemmelliğinin zirvesinde kalmalarını sağlayabilir.

Geleceğe Uzanan Yol

Personelden gelen geri bildirimlerin eğitim modüllerine dahil edilmesi de yükselen bir diğer eğilimdir. Ne de olsa ön saflarda yer alan ve zorlukları ilk elden deneyimleyen kişiler onlardır. Onların gerçek dünya senaryolarına ilişkin görüşleri, daha ilgili ve etkili eğitim oturumlarının şekillendirilmesine yardımcı olabilir. Eğitime yönelik bu işbirlikçi yaklaşım yalnızca içerik kalitesini iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda geri bildirimlerinin değerli ve etkili olduğunu hissettikleri için çalışanların moralini de yükseltir.

Gelecekteki eğitimin bir diğer önemli yönü de ölçeklenebilirlik olacaktır. İşletmeler büyüdükçe, genişledikçe veya franchise verdikçe, eğitim modülleri büyük bir revizyon olmadan ölçeklendirilebilecek veya değiştirilebilecek şekilde tasarlanmalıdır. Bu, işletmenin büyüklüğü veya konumu ne olursa olsun, personel eğitiminin tutarlı ve markanın değerleri ve hedefleriyle uyumlu kalmasını sağlar.

Geniş bir alana yayılan ve ekonomiler üzerinde doğrudan etkisi olan HORECA sektörü muazzam bir güce sahiptir. Bu güç, çalışanları tarafından harekete geçirilir. Onlara yatırım yapmak, becerilerini geliştirmek ve sektörün sürekli gelişen zorluklarıyla yüzleşecek donanıma sahip olmalarını sağlamak yalnızca tavsiye edilen bir şey değil, aynı zamanda bir zorunluluktur. Ne demişler: “İyi eğitimli personel, başarılı bir işletmenin belkemiğidir.”

 

Kaynak: HORECA TREND

Devamını Oku

Catering

Restoran Fiyatları, Catering Sektörüne İlgiyi Artırdı

Artan restoran fiyatları, ofis çalışanlarının öğle yemeği tercihlerini değiştirdi. Beyaz yakalı ofis çalışanları, restoranlarda yüksek maliyetlerle karşılaşmamak için artık şirketlerinden catering hizmeti talep ediyor.

Yayınlandı

on

Ekonomik dalgalanmalar ve enflasyonla artan restoran fiyatları, beyaz yakalı ofis çalışanlarının öğle yemeği tercihlerini değiştirdi. Şirket çalışanları, restoranlarda yüksek maliyetlerle karşılaşmamak için artık şirketlerinden catering hizmeti talep ediyor. Bu durum, paketli ve taşımalı yemek hizmeti veren catering firmalarına olan ilgiyi belirgin şekilde artırdı.

Plaza ve Ofislerde 15-20 Kişilik Catering Talepleri Arttı

Türkiye’nin catering odaklı en büyük pazaryerleri arasında yer alan Catering Türkiye Genel Müdürü Okan Yüksel, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı.

Okan Yüksel, beyaz yakalı ofis çalışanlarının catering sektörüne ilgisini şu şekilde değerlendirdi: “Son dönemde Catering Türkiye’ye plaza ve ofis bölgelerinden aldığımız taleplerde belirgin bir yoğunluk gözlemliyoruz. Özellikle 15-20 kişilik gruplar için verilen catering taleplerinde ciddi bir artış var. Bu talepler, şirketlerin hem maliyetleri kontrol altına alma hem de çalışan memnuniyetini artırma amacıyla yapılan stratejik bir tercih haline geldi.”

Catering Hizmetleri, Ekonomik ve Pratik Çözümler Sunuyor

Catering hizmetleri, restoranlara göre daha uygun fiyatlı ve pratik çözümler sunarak şirketlerin ve çalışanların ilgisini çekiyor. Özellikle artan restoran fiyatları ve gün içinde sıkışık programlar, ofis çalışanlarını daha verimli, ekonomik ve zaman kazandıran çözümler aramaya itiyor.

Paketli şekilde sunulan öğle yemekleri, sadece ekonomik olmalarıyla değil, aynı zamanda çalışanların iş ortamlarında konforlu bir yemek deneyimi yaşamasına da olanak tanıyor. Bu hizmetler, restoranlarda karşılaşılan kalabalık, sıra bekleme ya da hizmet gecikmesi gibi sorunları ortadan kaldırıyor. Öğle arasında dışarıya çıkmaya gerek kalmadan, ofiste sağlıklı ve düzgün bir öğle yemeği yemek mümkün hale geliyor.

Restoran fiyatlarına göre daha uygun maliyetler sunan catering hizmetleri, şirketlerin özellikle toplu alımlarda önemli tasarruf sağlamasına imkân tanıyor. Ancak catering sektörü sadece ekonomik avantajlar sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda hijyen ve kalite kontrolü açısından da önemli bir avantaj sunuyor. Paketli yemeklerde hijyen standartlarının daha kolay denetlenebilir olması, özellikle pandemi sonrası dönemde şirketler için kritik bir tercih sebebi haline geldi.

Ayrıca, çalışanların şehir içi trafikte ya da restoranların en yoğun dönemlerinde zaman kaybetmeden yemeklerine ulaşmaları, verimlilik açısından ciddi bir kazanç sağlıyor. Bu da şirketlerin çalışan memnuniyetini artıran bir diğer etken olarak öne çıkıyor.

Catering hizmetleri, özelleştirilebilir menüler, sağlıklı yemek alternatifleri ve operasyonel kolaylıklar sunarak Türkiye’de de modern iş hayatının vazgeçilmez bir parçası haline geliyor.

822 Catering Şirketi Tek Adreste: Catering Türkiye

Catering sektörü, Türkiye’deki hızlı büyümesini sürdürürken, sektörde hizmet veren firmalar ile müşterileri bir araya getiren Catering Türkiye, 59 şehirde 822 catering şirketini tek bir platformda buluşturarak önemli bir başarıya imza attı.

Türkiye’nin en büyük sektörel pazaryerleri arasında öne çıkan Catering Türkiye (www.cateringturkiye.com), catering hizmeti arayanlar için güvenilir bir rehber olmasının yanı sıra, sektörde faaliyet gösteren firmalar için eşsiz bir görünürlük imkânı sunuyor.

Catering Türkiye, kurumsal etkinliklerden düğünlere, özel davetlerden fabrika yemeklerine kadar birçok farklı catering ihtiyacını karşılamak için kullanıcı dostu bir platform sunuyor.

Kullanıcılar, platform üzerinden catering şirketlerini karşılaştırabiliyor, seçtikleri firmalarla kolayca iletişime geçebiliyor ve en uygun hizmeti alabiliyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Catering Türkiye

Devamını Oku

Catering

Catering Sektörü, Yüksek Gıda Fiyatlarına Karşı Çözüm Sunuyor

Türkiye’de enflasyon oranlarının yükselmesi ve gıda fiyatlarındaki sürekli artış, işletmelerin yemek maliyetlerini yönetmesini zorlaştırıyor. Bireysel yemek harcamalarının artan maliyetleri, catering sektörünü hem bütçe dostu hem de sürdürülebilir bir alternatif haline getiriyor.

Yayınlandı

on

Özellikle sanayi tesisleri, fabrikalar ve büyük ölçekli işletmeler, toplu yemek hizmetleri sayesinde maliyet avantajı sağlıyor. Ölçek ekonomisinin getirdiği fırsatlar, işletmelere daha düşük maliyetle yemek hizmeti sunma imkânı tanırken, çalışanların sağlıklı ve dengeli beslenmesine de katkı sağlıyor.

Gıda İsrafını Azaltarak Ekonomiye Katkı Sağlıyor

Catering sektörünün sunduğu en büyük avantajlardan biri, gıda israfını minimize eden profesyonel yönetim sistemleri. Deneyimli catering firmaları, satın alma süreçlerinden porsiyon kontrolüne kadar birçok aşamada atıkları azaltarak maliyetleri düşürüyor. Aynı zamanda sürdürülebilir bir gıda ekosisteminin oluşmasına destek oluyorlar.

Mamabüs Catering Genel Müdürü Metin Aydın, sektörün bu dönüşümüne dikkat çekerek şu açıklamayı yaptı:

“Toplu yemek hizmetleri sadece ekonomik avantaj sunmakla kalmıyor, aynı zamanda gıda israfını en aza indirerek çevresel sürdürülebilirliği destekliyor. Doğru planlama ve tedarik zinciri yönetimiyle yemek artıklarını minimum seviyeye çeken bir sistem kurduk. Önümüzdeki dönemde catering sektörü, gıda israfı ile mücadelede daha büyük bir rol üstlenecek.”

Bu bilinçli yaklaşım, hem işletmelere maliyet tasarrufu sağlıyor hem de doğal kaynakların korunmasına katkıda bulunuyor.

Catering Hizmetleri, İşletmeler İçin Uzun Vadeli Strateji Haline Geliyor

Gıda fiyatlarındaki dalgalanmalar ve ekonomik belirsizlikler devam ederken, catering hizmetleri uzun vadeli bir maliyet yönetim stratejisi olarak öne çıkıyor. İşletmeler için catering, sadece bütçe dostu bir seçenek değil, aynı zamanda çalışanların sağlıklı beslenmesini teşvik eden bir çözüm olarak da görülüyor.

Bu sektör, özellikle yoğun iş gücüne sahip işletmelerde yemek organizasyonunu daha planlı ve verimli bir şekilde yönetmeye yardımcı oluyor. Aynı zamanda, istihdam yaratma potansiyeli ile hem ekonomik kalkınmaya hem de işsizlik oranlarının düşmesine katkı sağlıyor.

Sektörün Geleceği: Sürdürülebilir ve Planlı Beslenme Modelleri

Önümüzdeki yıllarda catering sektöründe daha bilinçli tüketim alışkanlıklarını teşvik eden çözümler öne çıkacak. İsrafı azaltan, gıda maliyetlerini optimize eden ve sağlıklı beslenmeyi ön planda tutan stratejiler, firmalar için vazgeçilmez hale gelecek.

Catering firmalarının gelecekte öne çıkması beklenen bazı stratejileri şunlardır:

  • Dijital Tedarik Zinciri Yönetimi: Gıda stoklarının daha verimli yönetilmesi, israfın azaltılması.
  • Sağlıklı Beslenme Programları: Dengeli ve besleyici menülerle çalışan sağlığını destekleme.
  • Yeşil Mutfak Uygulamaları: Çevre dostu malzemeler ve sürdürülebilir üretim süreçleri.
  • Akıllı Menü Planlaması: Gıda tüketimini optimize eden ve maliyetleri düşüren yazılımlar.

Gıda enflasyonuna karşı güçlü bir çözüm sunan catering sektörü, ekonomik ve sosyal etkileriyle giderek daha fazla gündemde olacak. Hem maliyet avantajı sunan hem de çevresel sürdürülebilirliği destekleyen catering hizmetleri, işletmeler için kaçınılmaz bir tercih haline gelmeye devam edecek.

Kaynak: HORECA TREND ve Mamabüs Catering

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2025 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.