Connect with us

Sivil Toplum

TÜGİS’ten AB ve BM Destekli “Çocuk İşçiliğine Hayır” Projesi

Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) ve Çalışma Hayatı Derneği, çocuk işçiliğinin önlenmesi için “Küçük Eller İçin Büyük Gelecekler: Çocuk İşçiliğine Hayır” adlı bir proje başlattı. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ve ILO’nun hibe desteğiyle yürütülen projede, 1 yıl boyunca sektör paydaşlarına eğitim ve bilgilendirme programları düzenlenecek. Amaç, çocuk işçiliğiyle etkin mücadele için farkındalık yaratmak.

Yayınlandı

on

TÜGİS’ten AB ve BM Destekli “Çocuk İşçiliğine Hayır” Projesi | HORECA TREND

Yeni nesil sendikacılığın ülkemizdeki temsilcisi Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS), üyelerinin rekabet gücünü artırmaya yönelik faaliyetlerinin yanı sıra toplumsal sorumluluk alanlarında da öncü rolünü sürdürüyor. Bu kapsamda Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yürütülen “Sosyal Taraflar ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Çalışma Yaşamında Temel İlke ve Haklar Konusundaki Kapasitelerinin Güçlendirilmesi Projesi”ne dahil olan TÜGİS ve Çalışma Hayatı Derneği, “Küçük Eller için Büyük Gelecekler: Çocuk İşçiliğine Hayır” projesini devreye aldı.  Projeyle ILO politikalarına uygun olarak TÜGİS üyeleri ve gıda ekosistemi içinde yer alan tüm paydaşların, çocuk işçiliğinin önlenmesi konusunda uluslararası mevzuata uygun olarak bilgilendirilmesi amaçlanıyor.

Tarım, Sanayi ve Hizmet Sektörleri Başı Çekiyor

Projeye ilişkin değerlendirmelerde bulunan TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, Türkiye’de çocuk işçiliğinin hem ekonomik, hem de sosyal açıdan önemli bir sorun olmaya devam ettiğinin altını çizdi. Çocuk işçiliğini 18 yaş altındaki bireylerin fiziksel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişimlerini olumsuz etkileyebilecek işlerde çalıştırılması olarak tanımlayan Sidar, bu durumun nedenleri arasında yoksulluk, eğitime erişim sorunları, mültecilik, aile baskısı ve geleneksel roller olabileceğini belirtti. 

Türkiye’de 5-17 Yaş Arası 720 Bin Çocuk İşçi Var

İstatistiklere göre Türkiye’de 5-7 yaş grubundaki çocuk işçi sayısının 720 bin civarında olduğunu vurgulayan Kaan Sidar, “Tarım, sanayi ve hizmet sektörü çocuk işçiliğinin en yaygın olduğu alanlar. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve UNICEF’in raporuna göre ülkemizde çalışan çocukların yüzde 30,8’i tarım, yüzde 23,7’si sanayi ve yüzde 45,5’i de hizmet sektöründe yer alıyor. Seyyar satıcılık gibi marjinal işler de bu kapsama giriyor. Çalışan çocukların yüzde 79,7’sini 15-17 yaş grubundakiler oluştururken, yüzde 15,9’u 12-14 yaş, yüzde 4,4’ü ise 5-11 yaş grubundaki çocuklardan oluşuyor” dedi.  

Sidar, “Çocuk işçiliği cinsiyete göre incelendiğinde, çalışan çocukların yüzde 70,6’sını erkek çocukların, yüzde 29,4’ünü ise kız çocukların oluşturduğu görülüyor. Özetle, çocuğun emeğiyle başlayan bu döngü, onun gelişim fırsatlarını elinden alan bir kısır döngüye dönüşüyor. Bu da eğitim kaybı, sağlık sorunları, gelişimsel zararlar ve istismar riski gibi sorunları beraberinde getiriyor” ifadelerini de sözlerine ekledi.  

“Çocuk İşçiliğine Karşı Farkındalığın Artmasına Katkı Sağlayacağız”

Çocuk işçiliğini yasal mevzuat açısından da ele alan Kaan Sidar, “Türkiye’de 4857 sayılı İş Kanunu bazı istisnalar dışında 15 yaşın altındaki çocukların çalıştırılmasını yasaklamaktadır. Ülkemiz Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalayarak bu alanda taraf haline de gelmiştir. Ayrıca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da ILO’nun iş birliğiyle çeşitli eylem planları uygulamaktadır. Biz de TÜGİS olarak, Çalışma Hayatı Derneği ile 1 yıl boyunca yürüteceğimiz projeyle sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirerek eğitimler ve bilgilendirme programları düzenleyeceğiz. Ayrıca çeşitli basılı materyaller ve sosyal medyadan yapacağımız duyurularla toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlayacağız” dedi.

Dünyada Her 13 Çocuktan Biri Çalışıyor!

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve UNICEF’in verilerine göre dünyada 138 milyon çocuk, diğer bir deyişle her 12 çocuktan biri hâlihazırda çocuk işçi olarak çalışıyor. Bu çocukların yaklaşık yarısı ise sağlıklarını ve gelişimlerini etkileyen tehlikeli işlerde çalışıyor (40% e yakın) ve sayıları 54 milyonu buluyor. 

Çocuk işçiliğinin bölgelere dağılımına bakıldığında; Afrika, hem yüzdesel hem de mutlak sayı olarak çocuk işçiliğinde, 86.6 milyon çocuk ve (21.5%) oranıyla en yüksek rakamlara sahip. İkinci sırada ise Asya-Pasifik bölgesi mutlak sayı açısından geliyor: %3,1 oranla 27,7 milyon çocuk. Yüzeysel açısından bakıldığında ise Latin Amerika ve Karayipler bölgesi %5,5 ile ikinci sırada geliyor. Çocuk işçi nüfusunun kalanı da diğer bölgeler arasında dağılıyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS)

Tamamını Oku
Reklam
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sivil Toplum

Yılda Kişi Başı 102 Kilogram Yiyecek Çöpe Gidiyor

Türkiye’de her yıl artarak devam eden gıda israfı, gıdanın sürdürülebilirliğini de tehdit ediyor. Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, konuya ilişkin yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanlığı Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu’nun başlattığı gıda israfının önlenmesine yönelik çalışmaya dikkat çekti. 

Yayınlandı

on

Yılda Kişi Başı 102 Kilogram Yiyecek Çöpe Gidiyor | HORECA TREND

Her Yıl 23 Milyon Ton Gıda İsraf Ediliyor!

Kaan Sidar, yayınlanan son verilere değinerek israfın geldiği noktayı; “Türkiye’de her yıl 23 milyon ton gıdanın israf edildiğine ve kişi başına yıllık 102 kilogram yiyeceğin çöpe gittiğine ilişkin veriler son derece endişe verici. Bu rakamlar, ekonomik bir kayıp olmanın ötesinde açlıkla mücadele eden milyonlarca insanın var olduğu bir dünyada vicdani bir sorundur. Özellikle, üretilen meyve ve sebzelerin yüzde 35’inin sofraya ulaşamadan israf olması, tedarik zincirindeki süreçleri yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini ortaya koyuyor” sözleriyle özetledi. 

“İsrafa Karşı Mücadeleye Destek”

Gıda sanayiinin üretimin ilk halkasından tüketicinin sofrasına kadar olan zincirin en kritik aktörlerinden biri olduğunu belirten Sidar, “Bu nedenle, gıda israfıyla mücadelede en büyük sorumluluklardan birini taşıdığımızın farkındayız. Cumhurbaşkanlığı Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu’nun başlattığı milli uyanış hamlesini ve bu konuya yönelik çalışmalarını büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz. TÜGİS olarak, bu çalışmalara işveren sendikası olarak  destek vermeye hazırız” dedi. 

“Operasyonel Süreçler İyileştirilmeli”

Gıda israfıyla mücadelede atılacak somut adımlar arasında üretim, depolama ve lojistik süreçlerinde kayıpları en aza indirecek akıllı teknolojilerin teşvikinin önemli olduğunun altını çizen Sidar, kamu ve tüketici nezdinde yapılması gerekenleri de vurguladı. Sidar, “Hane halkı düzeyinde israfın önlenmesine yönelik eğitim ve bilgilendirme kampanyalarının desteklenmesi, mevcut gıda kaynaklarının daha verimli kullanılması ve tüketim alışkanlıklarımızın gözden geçirilmesi gerekiyor. Ayrıca gıda fazlasının ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasında kanuni düzenlemelerin ve operasyonel süreçlerin geliştirilmesi önem arz ediyor”  ifadelerini kullandı. 

TÜGİS İsrafa Karşı Farkındalığı Artırmaya Devam Edecek

TÜGİS’in başta gıda okur yazarlığı olmak üzere daha sorumlu ve bilinçli tüketim için çalışmalar gerçekleştirdiğini belirten Sidar, “Gıda israfını önlemek, hem ülkemizin ekonomisine katkı sağlamak hem de gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir gıda sistemi bırakmak demektir. Bu  mesele aynı zamanda gıda güvenliğimizin ve çevremizin de geleceğidir. TÜGİS olarak Sürdürülebilirlik Akademisi ile birlikte düzenlediğimiz Sürdürülebilir Gıda Zirvesi aracılığıyla, gıdanın geleceğini masaya yatırıyoruz. Başta gıda israfı olmak üzere sektörümüzde yaşanan sorunlara çare arıyor, fikir alışverişinde bulunuyoruz. TÜGİS Bilim Kurulu aracılığıyla ise güvenli gıdaya ulaşım kapsamında dikkat edilmesi gereken hususları kamuoyuyla paylaşıyoruz. Tüm paydaşlarımızı da bu ortak mücadelede sorumluluk almaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

Kaynak: HORECA TREND ve TÜGİS

Tamamını Oku

Sivil Toplum

“Şekersiz Ürünler Yasaklandı” Haberleri Gerçeği Yansıtmıyor

Son günlerde bazı medya organlarında çıkan “şekersiz ürünler yasaklandı” veya “şekersiz beyanı yasaklandı” yönündeki haberler kamuoyunda kafa karışıklığına neden oldu. Konuyla ilgili Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu haberlerin gerçeği yansıtmadığına dair basın açıklaması yayınladı.

Yayınlandı

on

“Şekersiz Ürünler Yasaklandı” Haberleri Gerçeği Yansıtmıyor | HORECA TREND

Son günlerde bazı medya mecralarında yer alan “Şekersiz yasağı yürürlükte”, “Şekersiz yazarak ürün satmak yasaklandı” ve “Şekersiz yiyecek ve içecekler yasaklandı” gibi ifadeler içeren haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Kamuoyunun eksik veya hatalı bilgilendirilmesini önlemek amacıyla aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür.

“Şekersiz” beyanı “ilave şeker içermez” beyanından farklı bir tanıma sahiptir. Türk Gıda Kodeksi Beslenme Beyanları Yönetmeliği’nin Ek-1’inde de açıkça belirtildiği üzere, 100 g veya 100 ml’de en fazla 0.5 g şeker içeren ürünlerde “şekersiz” ifadesi halen yasal olarak kullanılabilmektedir. Bu konuda herhangi bir yasak ve toplatma kararı bulunmamaktadır.

Revize edilen “Türk Gıda Kodeksi Beslenme Beyanları Yönetmeliği Hakkında Kılavuz’daki düzenleme, içinde şeker ihtiva etmesine rağmen “şeker ilavesiz” ve “ilave şeker içermez” şeklinde beyanların tüketiciler tarafından yanlış yorumlanmasını önlemeyi amaçlamaktadır.

Ancak, bazı medya mercilerinde konu ‘şekersiz beyanının yasaklanması’ ve ‘şekersiz beyanı yapan ürünlerin toplatılacağı’ gibi hatalı bir şekilde yansıtılmıştır.

Kılavuz ile sakaroz, glukoz, fruktoz, pekmez, bal, melas, hurma şurubu, agave şurubu, hindistan cevizi şurubu, mısır şurubu, meyveli şurup, meyve suyu konsantresi vb. eklenmiş ürünlerde şeker ilavesiz beyanı yapılamayacağı net bir şekilde ifade edilmektedir.

Şeker ikamesi olarak tatlandırma amaçlı bal, meyve suyu konsantresi, meyveli şurup, hurma şurubu, Hindistan cevizi şurubu vb. kullanılan ürünlerde, tüketiciyi bilgilendirmek amacıyla “… ile tatlandırılmıştır”, “şekeri … den/dan”, “şekerin kaynağı …”, “şekeri meyveden/meyvelerden”, “meyve ile tatlandırılmıştır”, “meyvelerle tatlandırılmıştır” ifadelerinin kullanılabilmesinin önü açılmıştır.

Gıda ve içecek sektörü olarak tüketicilerin doğru bilgilendirilmesini destekliyor, gıda güvenliği ve mevzuata tam uyum konusunda yüksek sorumluluk taşıyoruz.”

Kaynak: Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu

Tamamını Oku

Sivil Toplum

Glütensiz Yaşamın Geleceği İstanbul’da Ele Alındı

Türkiye’nin lider un üreticilerinden Eksun Gıda’nın ana sponsorluğunda ve Çölyak Vakfı iş birliğiyle düzenlenen Çölyak ve Glütensiz Yaşam Zirvesi İstanbul’da gerçekleştirildi. Zirvede, çölyak hastalığı konusunda toplumsal farkındalığa dikkat çekilirken, glütensiz yaşamın önemine vurgu yapıldı. Bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Çölyak ve Glütensiz Yaşam Zirvesi’ne, Eksun Gıda Grubu Başkanı ve CEO’su Hasan Abdullah Özkan, Çölyak Vakfı Başkanı Elif Bal Beşikçi’nin yanı sıra çok sayıda davetli katıldı

Yayınlandı

on

Glütensiz Yaşamın Geleceği İstanbul’da Ele Alındı | HORECA TREND

Türkiye’nin lider un üreticilerinden Eksun Gıda, hem sektörüne hem topluma değer katma hedefiyle çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor. Bu vizyon doğrultusunda Eksun Gıda’nın, Çölyak Vakfı iş birliğiyle İstanbul’da üçüncüsünü düzenlediği Çölyak ve Glütensiz Yaşam Zirvesi’nde, çölyak hastalarının günlük yaşamda karşılaştıkları zorluklara dikkat çekildi. Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen çölyaklı bireyler etkinlikte kendi deneyimlerini paylaşırken, alanında uzman isimler de glütensiz beslenmenin güncel yönlerini katılımcılara aktardı. 

“Türkiye’de 1 Milyon Kişi Glütene Karşı Hassasiyet Taşıyor”

Zirve kapsamında yaptığı konuşmada çölyak hastalığı toplumda sanılandan daha yaygın olduğuna dikkat çeken Eksun Gıda Grubu Başkanı ve CEO’su Hasan Abdullah Özkan, “Araştırmalara göre dünya genelinde ve Türkiye’de her 100 kişiden 1’i çölyak hastası. Bu da ülkemizde yaklaşık 1 milyon kişinin glütene karşı ciddi hassasiyet taşıdığı anlamına geliyor. Son yıllarda artan farkındalık ve tarama olanakları sayesinde teşhis oranlarında artış görüyoruz. Fakat halen pek çok kişi buğday, arpa, çavdar gibi tahıllardaki glüten proteinine karşı ciddi hassasiyeti olduğunu bilmeden yaşamını sürdürmeye çalışıyor” dedi.

Çölyak Konusunda Toplumsal Farkındalığın Artmasına Katkı Sağlıyoruz”

Çölyaklı bireylerin güvenle tüketebileceği glütensiz ürünlere erişimini desteklemeyi toplumsal bir sorumluluk olarak gördüklerini belirten Özkan şunları söyledi: “Glütensiz beslenmek zorunda olan bireylerin, hayatın her alanında güvenle tüketebileceği seçeneklere ulaşabilmesi hayati bir ihtiyaç. Çölyak Vakfı’nın kamu kurumlarıyla yürüttüğü çalışmalarda önemli bir mesafe kat edildi. Eksun Gıda olarak bu süreci daha da güçlendirmek için vakfın ana sponsorluğunu üstlendik. Bu sayede bir yandan çölyaklı bireylere özel ürünler sunarak onların yaşamlarını kolaylaştırırken diğer yandan da toplumsal farkındalığın artması konusunda aktif katkı sağlıyoruz” dedi.

“Çölyakı Konuşmak Kadar Glütensiz Ürünlere Erişim de Gerekli”

Çölyak Vakfı Başkanı Doç. Dr. Elif Bal Beşikçi ise, glütensiz ürünlerin güvenli ve yaygın şekilde sunulmasının çölyak hastalarının yaşam kalitesini doğrudan etkilediğini ifade etti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve özel sektörle hayata geçirilen projelerle glütensiz ürünlerin kamusal alanda daha erişilebilir hale getirildiğini aktaran Beşikçi, bu alanda atılacak adımların önemine dikkat çekti. Zirvede ayrıca, uzmanların ve çölyaklı bireylerin katılımıyla düzenlenen panellerde glütensiz beslenme, ürün geliştirme süreçleri ve kamusal destekler çok yönlü olarak ele alındı.

Gluten YOK, Hem Un Hem Atıştırmalık Sunuyor

Sinangil ve Sinangil Gluten YOK markalarıyla çölyaklı bireylere özel ürünler üreten Eksun Gıda, 2006 yılında Türkiye’nin ilk paketli glütensiz ununu üreterek bu alanda öncülük etti. Yine Sinangil Gluten YOK markası ile de un, ekmek, tatlı ve tuzlu kurabiye, atıştırmalık gibi geniş kategorilere yayılan kapsamlı glütensiz ürün yelpazesi sunuyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Eksun Gıda

Tamamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2025 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.