Connect with us

HORECA Tedarik

Indomie Türkiye, Sürdürülebilir Üretimle Geleceğe Yatırım Yapıyor

Indomie Türkiye, Trakya’daki yerli çiftçilerle iş birliğiyle 2025 sezonu buğday hasadını tamamladı. Tarladan sofraya üretim anlayışıyla, yüksek hijyen standartlarına sahip otomatik üretim hattında şeffaf ve güvenli üretim sürdürülüyor.

Yayınlandı

on

Indomie Türkiye, Sürdürülebilir Üretimle Geleceğe Yatırım Yapıyor | HORECA TREND

Dünyanın ilk hazır noodle markalarından biri olan Indomie, 2010 yılından bu yana Türkiye’deki faaliyetlerini yerli üretim odağında sürdürüyor. Tekirdağ Çerkezköy’de konumlanan fabrikasında üretim süreçlerini yürüten Indomie Türkiye, hammaddelerinin %70’ini Trakya bölgesindeki çiftçilerden temin ederek kaliteli ürün sunarken aynı zamanda tarımsal üretimi destekliyor, yerel kalkınmaya katkı sağlıyor ve istihdam yaratıyor. Bu başarının ardında sadece lezzet değil, güvenli ve sürdürülebilir bir üretim anlayışının bulunduğunun altını çizen Indomie Türkiye, el değmeden işleyen modern üretim hatları, titizlikle uygulanan kalite standartları ve çevreye duyarlı teknolojileriyle geleceğe yatırım yapmayı sürdürüyor. Yerli tedarikçilerle kurulan uzun soluklu iş birlikleri, bölgesel ekonomiye sunulan katkılar ve sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla Indomie Türkiye, yalnızca bugünün değil, yarının ihtiyaçlarını da gözeten bir üretim modeli oluşturuyor.

Indomie Türkiye, Sürdürülebilir Üretimle Geleceğe Yatırım Yapıyor | HORECA TREND‘’Bugünü İyileştirirken Yarının Kaynaklarını da Korumayı Hedefliyoruz’’

Gerçekleşen buğday hasadının markanın üretim yaklaşımındaki önemine dikkat çeken Indomie Türkiye Fabrika Müdürü Onur Özkan, ‘’Kullandığımız hammaddenin önemli bir bölümü Trakya çevresindeki çiftçilerimizin emeğiyle yetişiyor. Biz bu emeği, hijyen standartlarının en üst düzeyde uygulandığı, el değmeden çalışan üretim hatlarımızda ürüne dönüştürüyoruz. Türkiye’de ellerin ürüne temas etmediği ilk noodle üretim hattına sahip olmak bizim için büyük bir gurur. Hammaddelerimizin %70’i Trakya bölgesindeki yerel tedarikçilerimizden geliyor. Aylık 330 ton üretim kapasitemizle, yılda ortalama 1 milyar 232 milyon adet noodle üretiyoruz. Bu üretim hacmi, aynı zamanda Türkiye’nin tüketim alışkanlıklarına ne kadar entegre olduğumuzun ve sofralarda güvenle tercih edilen bir marka haline geldiğimizin açık bir göstergesi. Kadın çalışan oranımız %60’ın üzerinde. Bu oran, üretime bakış açımızın yanı sıra fırsat eşitliği ve toplumsal duyarlılık konusundaki kararlılığımızı da yansıtıyor.

Indomie Türkiye, Sürdürülebilir Üretimle Geleceğe Yatırım Yapıyor | HORECA TRENDDünya genelinde 50 Indomie fabrikası arasında ilk 5’te yer alıyoruz. Bu başarıyı yerli kaynaklara duyduğumuz güvenle sağlıyoruz. Yerli üretime, sürdürülebilir tarım uygulamalarına ve çiftçilerimizle kurduğumuz uzun soluklu iş birliklerine verdiğimiz önem, ürün kalitemizin artmasını sağlarken bulunduğumuz coğrafyaya da doğrudan katkı sunuyor. Ayrıca, doğal kaynaklarımızı korumaya yönelik üretim modellerimizle çevresel sorumluluğumuzu da yerine getiriyoruz. Geri dönüşüm süreçlerinden su ve enerji verimliliğine kadar her alanda daha duyarlı bir üretim yapısı için çalışıyor, bugünü iyileştirirken yarının kaynaklarını da korumayı hedefliyoruz. Indomie Türkiye olarak, toprağın bereketini sofralara taşıyan her adımda büyük bir sorumluluk, bağlılık ve şeffaflık anlayışıyla hareket ediyoruz.” açıklamalarında bulundu.

Kaynak: HORECA TREND ve Indomie Türkiye

Tamamını Oku
Reklam
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

HORECA Tedarik

Metro Chef Veggie Bio Barista Koleksiyonu Tanıtıldı

Yeme içme sektörünün en yakın iş ortaklarından Metro Türkiye, “Sofrada Herkese Yer Var!” anlayışıyla geliştirdiği bitki bazlı içecek serisinin baristalara özel koleksiyonunu, Dünya Vegan Günü kapsamında Gastronometro’da düzenlediği özel bir etkinlikle tanıttı. Kimma Coffee Roasters Kurucu Ortağı ve SCA Yetkili Kahve Eğitmeni Aslı Yaman’ın konuk olduğu etkinlikte, katılımcılar kahve dünyasına bitki bazlı dokunuşlar katan yeni lezzetlerini keşfetti.

Yayınlandı

on

Metro Chef Veggie Bio Barista Koleksiyonu Tanıtıldı | HORECA TREND

35 yıldır yeme içme sektörünün en yakın çözüm ortağı Metro Türkiye, profesyonellerin ve bitki bazlı beslenmeyi tercih eden tüketicilerin beklentilerini karşılamak üzere geliştirdiği Metro Chef Veggie Bio İçecek Serisinin Barista Koleksiyonunu, kahve dünyasının profesyonelleriyle özel bir etkinlikte buluşturdu. Dünya Vegan Günü kapsamında Gastronometroda gerçekleşen buluşmada, baristalar yulaf, soya ve badem bazlı içecek serisinin baristalara özel seçeneklerini uygulamalı olarak deneyimledi. Etkinliğin özel konuğu, Kimma Coffee Roasters Kurucu Ortağı ve SCA Yetkili Kahve Eğitmeni Aslı Yaman, kahve sektöründeki yeni trendler, özgün içecek konseptleri ve menü inovasyonları üzerine keyifli bir atölye gerçekleştirdi.

Kapsayıcılığı işlerinin her alanında odağa aldıklarını ve bu kapsamda tüketicilerin  tüm beslenme şekillerine saygı duyduklarını belirten Metro Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Pınar Özistanbullu Demir, “Müşterilerimizin alışkanlıklarını yakından takip ederek ihtiyaçlar, talepler doğrultusunda ürün gamımızı şekillendirip geliştiriyor ve bu doğrultuda uzun yıllardır, bitki bazlı beslenmeyi tercih edenler için de çözümler üretiyoruz. Amacımız, sofrada herkese yönelik yiyecek ve içeceklerini olabileceğini göstererek ‘Soframızda Herkese Her Var!’ diyebilmek. Bu anlayışla kendi markalarımız altında 50ye yakın vegan ürünü müşterilerimizle buluşturuyoruz. Bu ürünlerin en yenisi, süte alternatif olarak geliştirdiğimiz Metro Chef Veggie Bio İçecek Serisi. %100 vegan, laktozsuz ve AB Organik sertifikalı olmasıyla fark yaratan bu ürün serimiz Klasik Yulaf, Soya seçeneklerinin yanı sıra Barista Yulaf, Barista Soya ve Barista Badem çeşitleriyle kahve tariflerinde ideal köpük, kıvam ve performans sunuyor. Latte’den cappuccino’ya birçok kahve lezzetinin yanı sıra smoothie ve tatlıların olmazsa olmazı süte, bitki bazlı alternatif arayanlara da cevap veren bu seriyle sadece lezzeti değil, iyi yaşam yaklaşımını da destekliyoruz. Sunduğumuz çeşitlilik ve kaliteli performansla kahve sektörünü desteklemekten ve baristalarla birlikte bu dönüşüme öncülük etmekten mutluluk duyuyoruz” dedi.

Kimma Coffee Roasters Kurucu Ortağı ve SCA Yetkili Kahve Eğitmeni Aslı Yaman ise ‘Özellikle 2000’ler sonrasında bitki temelli devrim akımıyla beraber bitki bazlı içeceklerin pazar payı giderek arttı. Son 5 yıllık geçmişe baktığımızda dünya pazarının %11,5 büyüme gösterdiğini görüyoruz. Türkiyede ise 2026 yılı itibarıyla her 5 kahve içeceğinden 1inin bitki bazlı alternatifler ile hazırlanması öngörülüyor. Bu noktada özellikle güvenilir, etik ve temiz içerikli bitki bazlı içecek opsiyonlarının kahve ile eşleşmesi yeni tüketim alışkanlıklarında önemli bir role sahip. Yeni Metro Chef Veggie Bio içeceklerinin barista versiyonlarının kahve ile mükemmel bir denge yakaladığını gördük. Metro Chef Veggie Bio İçecek Serisi’nin ısı stabilitesi, krema oluşumu ve köpük dayanıklılığı açısından profesyonel barista beklentilerini karşılayan bir yapısıyla sektörde fark yaratacağını düşünüyorum.

Formülasyonundaki doğal yağ ve protein oranı, espresso bazlı içeceklerde kadifemsi dokuyu korurken, aromatik profili bastırmadan tat uyumunu destekliyor. Bu da hem sıcak hem soğuk içeceklerde süt benzeri kıvam, homojen doku ve kalıcı bir kremamsı tutarlılığı sağlıyor. Ayrıca yüksek mikro köpük kararlılığı, latte art uygulamalarında ince hatların ve detaylı desenlerin korunmasına olanak tanıyor. Böylece iyi bir alternatif olan bitki bazlı içeceklerin sadece kahve tüketicisi için değil, aynı zamanda baristalar için de teknik açıdan öncelikli bir tercih haline gelebileceğini söyleyebilirim.’

Etkinlikte ayrıca katılımcılar, Metronun kendi markası Rioba’nın Çekirdek Kahve Çeşitleri ve Matchası ile birlikte hazırlanan içecekleri deneyimleyerek Metro Chef Veggie Bio Bitki Bazlı Barista İçecek Serisinin profesyonel performansını birebir gözlemleme fırsatı buldu.

Tamamını Oku

HORECA Tedarik

Yazar Kasa Entegrasyon Zorunluluğu Başladı

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), yazar kasa entegrasyon zorunluluğu getirdi. Zorunluluğa uymayanları bekleyen cezalar söz konusu.

Yayınlandı

on

Yazar Kasa Entegrasyon Zorunluluğu Başladı | HORECA TREND

GİB’in aldığı kararlar ile restoran, kafe ve benzeri işletmelerin yalnızca POS sistemi kullanması yeterli değil. Bu işletmelere yazar kasa entegrasyon zorunluluğu geldi. Bir başka deyişle kullandıkları sistemlerinin mali onaylı ve entegre çalışma gerekliliği geldi.

Bu düzenlemelere uymayan işletmeler, hem ciddi para cezalarıyla hem de iş süreçlerinde %10–15’e varan ek maliyetlerle karşı karşıya kalabiliyor.

Bu yazıda, entegrasyon zorunluluğunun yasal dayanaklarını, işletmelerin risklerini ve çözüm yollarını ayrıntılı olarak bulacaksınız.

Yasal Dayanak: Hangi Düzenlemelerle Yazar kasa Entegran Zorunluluğu Gelmiş Oldu? 

483 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği – 30 Eylül 2017

Yeni nesil ödeme kaydedici cihazların (YN ÖKC) yazılımlarla entegre çalışması zorunlu hale getirildi.

25 Mayıs 2018 Güncellemesi

Entegrasyon için verilen süre 1 Ekim 2018 olarak revize edildi.

7524 Sayılı Kanun (2024)

Entegre olmayan cihazlarla işlem yapılması durumunda özel usulsüzlük cezası, işleme konu tutarın %10’u oranında uygulanmaya başlandı.

Bu düzenlemelerle birlikte yalnızca işletmeler değil, aynı zamanda entegrasyonsuz yazılım sağlayan firmalar da ceza kapsamına alındı.

Neden Yazar Kasa Entegrasyon Zorunluluğu Var?

GİB, entegrasyonun yalnızca teknik bir zorunluluk olmadığını, aynı zamanda işletmenin mali disiplininin bir parçası olduğunu vurguluyor. Başlıca amaçlar:

  • Vergi kayıplarını önlemek ve kayıt dışılığı azaltmak
  • Resmî belgelerin güvenilirliğini sağlamak
  • İşletme ve yazılım firması sorumluluklarını netleştirmek
  • Denetim süreçlerini hızlandırmak ve mali süreçlerde şeffaflığı artırmak

Eski Sistem Kullanan İşletmeleri Bekleyen Riskler

Bugün hâlâ eski sistemler veya mali onaylı olmayan POS çözümleri kullanan işletmeler ciddi risklerle karşı karşıya: 

  • Cezalar: İşlem başına %10’a kadar özel usulsüzlük cezası
  • Ek Maliyet: Yasal uyumsuzluk nedeniyle giderlerde %10–15 artış
  • Çifte Sorumluluk: Hem işletme hem yazılım firması cezadan sorumlu tutulabilir
  • Operasyonel Risk: Denetimlerde belge eksikliği nedeniyle iş süreçlerinde aksaklık

Bu noktada, yazar kasa entegrasyon zorunluluğu sadece yasal bir gereklilik değil; aynı zamanda işletmenin finansal ve operasyonel güvenliğinin temel unsuru haline gelmiş durumda.

Yazar kasa Entegrasyon Zorunluluğuna Çözüm: Mali Onaylı ve Entegre POS Yazılımları

Ücretsiz veya mali onaysız POS sistemleri, kısa vadede tasarruf gibi görünse de uzun vadede katlanarak artan maliyetler ve operasyonel riskler yaratıyor.

Mali onaylı ve entegrasyon uyumlu POS yazılımları ise:

  • Yasal uyumluluğu garanti eder
  • Cezaların önüne geçer
  • Operasyonel verimliliği artırır
  • İşletme sahiplerine gönül rahatlığıyla işine odaklanma imkânı sunar

Denge Smart ile Güvenli ve Yasal Uyumlu Çözümler

Denge Smart Restoran Programı, BEKO ve INGENICO gibi yaygın yazar kasalar ile tam entegre çalışır.

Ayrıca VUK 507 Güvenli Mobil Ödeme Tebliği kapsamında geliştirilen PAVO akıllı Android POS terminalleri ile uyumludur.

Denge Smart, 2005 yılından bu yana, teknoloji konusunda öncü, büyük ve büyümek isteyen pek çok işletmenin yıllardır çözüm ortağı olan Arkhe Yazılım Teknolojileri’nin bulut restoran programıdır.

Denge Smart sayesinde:

  • Masada, kasada ve kapıda ödeme süreçleri mali entegrasyonla yönetilir
  • Gelişmiş adisyon ve servis operasyonları tek ekrandan kontrol edilir
  • Nakit, kredi kartı, yemek çeki ödemelerinde hız ve pratiklik sağlanır
  • E-adisyondan e-faturaya uçtan uca dijitalleşme mümkündür
  • Tüm satışlar, fişler ve Z raporları otomatik olarak muhasebe sistemine entegre edilir

Denge markasının yaratısıcı Arkhe Yazılım Teknolojileri‘nin son ürünü Denge Smart, yalnızca yasal uyumu sağlamakla kalmaz, aynı zamanda işletmenizin dijital dönüşümünü ve büyüme hedeflerini destekler.

Denge Smart, en küçüğünden en büyüğüne, her türlü işletmenin ihtiyaçlarına yanıt verebilir ve yüzlerce aktif özelliğiyle hem patron ve hem de çalışanların hayatını kolaylaştırır.

Geleceğe Yatırım Yapın: Entegrasyonu Ertelemeyin

Entegrasyon yükümlülüğünü erteleyen işletmeler, sadece bugünü değil, yarınlarını da riske atıyor.

GİB’in denetim ve yaptırım mekanizmaları giderek daha sıkı hale geliyor; bugün alınacak bir karar, yarın karşılaşabileceğiniz %10–15 oranındaki kayıpların önüne geçebilir.

POS entegrasyon zorunluluğu, işletmeler için artık kaçınılmaz bir gerçek.

Denge Smart ile hem yasal zorunluluklar yerine getirilir hem de iş süreçleriniz verimli ve güvenli bir şekilde yönetilir.

Bugün bulut restoran programı Denge Smart’a geçin, yarın karşılaşabileceğiniz mali kayıpları önleyin.

Ücretsiz uyumluluk testi ve demo talep edin.

Kaynak: HORECA TREND ve Denge Smart

Tamamını Oku

HORECA Tedarik

Metro Türkiye, “Yerelin İzinde” Yolculuğunda Lezzetleri Aynı Sofrada Buluşturdu

Türk mutfağının yerel değerlerini koruma ve geleceğe taşıma misyonuyla 2022’de başlattığı “Yerelin İzinde” projesi ile Metro Türkiye, bu kez Ege’nin bereketli topraklarından çıkan coğrafi işaret tescilli Kırkağaç Kavunu’nu İstanbul’un simgesi Boğaziçi Lüferi ile bir araya getirdi. Bu özel gastronomi buluşmasında Şef Umut Karakuş davetlilere, yerel malzemelerin hem geleneksel hem de modern pişirme teknikleri ile tadına doyulmaz lezzetlere dönüştüğü özgün bir menü sundu.

Yayınlandı

on

Metro Türkiye, “Yerelin İzinde” Yolculuğunda Lezzetleri Aynı Sofrada Buluşturdu | HORECA TREND

Metro Türkiye, coğrafyamızda yetişen ve bizi biz yapan yerel ürünlerin sürdürülebilirliğini sağlamak, coğrafi işaret tescilli ürünleri ön plana çıkarmak amacıyla hayata geçirdiği “Yerelin İzinde” projesinin dokuzuncu durağında izinden gittiği Kırkağaç Kavunu’nu İstanbul’da Boğaziçi Lüferi ile aynı sofrada buluşturdu. Yerelin İzinde yolculuğunda hikayesine eşlik edilen ilk ürün olan Boğaziçi Lüferi’nin eşsiz lezzeti bir kez daha hatırlanırken, kokusu ve aromasıyla farklılaşan Kırkağaç Kavunu ilham veren tariflerle menüye zenginlik kattı.

Pınar Özistanbullu Demir: “Coğrafi İşaretler Yerel Üretime Can Suyu Oluyor”

Metro Türkiye Kurumsal İletişim, Etkinlikler ve Sponsorluklar Müdürü Pınar Özistanbullu Demir; coğrafi işaretlerin ekonomik, sektörel, toplumsal ve yerel kalkınmadaki önemine dikkat çekerek şunları belirtti: “Coğrafi işaretler, sadece bir ürünün kalitesini ve özgünlüğünü tescillemekle kalmaz; aynı zamanda yerel ekonomiyi güçlendiren, kültürel mirası koruyan ve sürdürülebilir üretim uygulamalarını destekleyen önemli araçlardır. Kırkağaç Kavunu ve Boğaziçi Lüferi de bu değerlerin somut birer örneği. Bu ürünler, yerel üreticilere ekonomik güç sağlarken, gastronomik zenginliğimizin de temel taşlarını oluşturuyor. Biz de Metro Türkiye olarak, coğrafi işaret tescilli ürünlerin görünürlüğünü artırmak ve bu değerleri geleceğe taşımak için pek çok proje gerçekleştiriyoruz. Sadece satışını gerçekleştirmekle kalmıyor, üreticiyi her açıdan desteklemeyi kendimize görev adlediyoruz. Hem üretime hem de kalkınmaya can suyu olan bu önemli ürünlerin yaşaması ve şeflerimizin ilham veren reçeteleriyle sofralarda yeniden hayat bulması için çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

Şef Umut Karakuş: “Yerel Malzeme, Yaratıcılığımızın İlham Kaynağı”

Yerelin İzinde projesinin Kırkağaç durağında yer alan Şef Umut Karakuş, kavunu Boğaziçi Lüferi ile buluşturan özel davette, “Yerel malzeme bizim için yalnızca bir ürün değil, yaratıcılığımızın da ilham kaynağı. Kırkağaç Kavunu’nun tatlı ferahlığını Boğaziçi Lüferi’nin güçlü karakteriyle bir araya getirirken hem geleneksel mutfak belleğine saygı gösterdik hem de modern tekniklerle yepyeni bir anlatı kurduk. Amacımız, her tabakta kavunun aromasıyla oynayarak onun sadece tatlı bir meyve değil, farklı tekniklerle dönüştürüldüğünde bambaşka kimliklere bürünebilen bir malzeme olduğunu göstermekti. Üreticinin emeğinin tabağa taşınması ve mutfağımızın değerlerinin gelecek nesillere aktarılması açısından çok kıymetli bulduğum Yerelin İzinde projesinin bir parçası olmaktan mutluluk duydum” diye konuştu.

Metro Türkiye’nin “Yerelin İzinde” projesi kapsamında hazırlanan özel tadım menüsünde, biri verimli topraklarımızda diğeri benzeri olmayan boğazımızın sularında hayat bulan iki değerli coğrafi işaret tescilli ürün, Şef Umut Karakuş’un yaratıcı dokunuşlarıyla sofraya taşındı. Kırkağaç Kavunu; Yedikule bostanları salatası, otlu pide, Bergama Tulumu eşleşmesi, firik keşkek ve muhallebisi gibi yerel malzemeleri çağdaş tekniklerle sunan tabaklarda öne çıktı. Kırkağaç Kavunu’nun turşu, marmelat ve ekşi sos gibi alternatif kullanımıyla mutfaklarda ürüne dair ilham yaratmak hedeflendi. Fırında Boğaziçi Lüferi ise Giresun Fındığı, reyhan ve enginar kalbi ile yeniden yorumlandı, katılımcılar tarafından büyük bir beğeni topladı.

Kaynak: HORECA Trend ve Metro Türkiye

Tamamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2025 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.