Sağlıklı Kilo Verme Yöntemleri | HORECA TREND
Takip edin!

Sağlıklı Beslenme

Sağlıklı Kilo Verme Yöntemleri

Sağlıklı kilo verme yöntemleri nelerdin? Yeni yılda sağlıklı bir yaşam tarzına geçip kilo verme hedefi koyanlar dikkat! Diyetisyen Zehra Elban, kilo vermenin

Yayınlandı

on

Sağlıklı kilo verme yöntemleri nelerdin? Yeni yılda sağlıklı bir yaşam tarzına geçip kilo verme hedefi koyanlar dikkat! Diyetisyen Zehra Elban, kilo vermenin yollarını anlattı.

Her yeni yıl, hayatımızda olumlu değişiklikler yapma fırsatlarını da beraberinde getirir. Yeni yıl kararlarının başında ise genellikle daha sağlıklı bir yaşam ve kilo verme hedefleri yer alır. Ancak bu hedeflere ulaşmak, doğru bir planlama ve sürdürülebilir bir yaklaşım gerektiriyor. Peki, diyet ve kilo verme konusunda başarı elde edip, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını kalıcı hale getirmenin yolları neler?

Yeni yıla başlarken en sık konulan hedeflerden birinin de yeni bir diyete başlamak olduğunu belirten Acıbadem LifeClub Sağlıklı Yaşam Hizmetleri’nden Diyetisyen Zehra Elban, “Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var; çoğumuz hızlı ve köklü değişikliklerle yıla başlamak isteriz. Şekeri tamamen kesmek ya da en sevdiğimiz yiyeceklerden birden vazgeçmek gibi… Hızlı sonuç almak için yapılan bu radikal değişiklikler, diyet yorgunluğu hissine yol açabilir, bu da sonunda eski alışkanlıklara dönmekle sonuçlanabilir. Oysa sürdürülebilir ve küçük adımlarla yapılan değişiklikler, zamanla büyük farklar yaratabilir. Araştırmalar, diyetinizi tamamen değiştirmek yerine küçük, yönetilebilir değişikliklere odaklanmanın daha uzun vadeli ve sağlıklı sonuçlar verdiğini gösteriyor. Unutmayın, yeni yıl kararlarınız sadece diyetle sınırlı değil; daha fazla egzersiz yapmak, genel yaşam tarzınızı iyileştirmek de bu sürecin önemli bir parçasıdır” diye konuştu. Dyt. Zehra Elban, yeni yılda diyet yaparak sağlığına dikkat etmek isteyenlere şu önerilerde bulundu:

1. Öğünlerin ve Atıştırmalıkların Mikro Makro Besin Bileşimine Dikkat Edin

Hedeflere ulaşmanın ilk adımlarından biri, öğünlerinizin ve atıştırmalıklarınızın dengeli ve besleyici olmasını sağlamaktır. Makro ve mikro besin ögeleri, vücudun temel enerji ihtiyaçlarını karşılamak ve genel sağlığı desteklemek için gereklidir. Beslenme ihtiyaçlarınızı karşılamak, vücudunuzun verimli bir şekilde çalışmasını sağlar ve sağlıklı kilo yönetimi, enerji seviyeleri ve bağışıklık sistemi gibi alanlarda olumlu etkiler yaratır. Makro besinleri dengelemek için çeşitli seçenekler kullanmak önemlidir. Örneğin, öğünlere kinoa eklemek, vücudunuzun ihtiyacı olan kompleks karbonhidratları sağlar ve uzun süre tok kalmanıza yardımcı olabilir. Tofu gibi bitkisel protein kaynakları, kas yapısını destekler ve vücudunuzun onarım sürecine katkıda bulunur. Avokado, sağlıklı yağlar içerir ve kalp sağlığını desteklerken, aynı zamanda cilt ve saç sağlığınız için de faydalıdır. Yapraklı yeşillikler ise vitamin, mineral ve lif açısından zengindir, bu da sindirim sistemini destekler.

2. Düşük Kalorili Trend Diyetlerden Kaçının

Yeni yılın başında, “yeni ben” hedefleriyle birlikte genellikle moda diyet akımları da popüler hale gelir. Ancak, bu diyetlerin çoğu, mevcut beslenme alışkanlıklarınızdan büyük bir dönüşüm gerektirir ve çoğu zaman sürdürülebilir değildir. Bu tür diyetler, hızlı sonuçlar vaat etse de uzun vadede sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Özellikle yılbaşı gecesi ardından uygulanan ve vücudu detoks yaparak temizlemeyi vaat eden diyetler, aslında sadece geçici bir çözüm sunar. Unutmayın ki, vücudunuz zaten atık maddeleri temizlemek için ihtiyaç duyduğu tüm antioksidanları üretir ve organlarınız (özellikle karaciğer ve böbrekler) bu işi doğal olarak yapar. Özellikle smoothie ve meyve suyu diyeti gibi popüler yöntemler, hızlı kilo kaybı sağlıyor olabilir ancak bu genellikle aşırı düşük kalorili beslenmenin bir sonucudur. Kilo kaybı hızla gerçekleşse de, uzun vadede sürdürülebilirlik ve sağlığınız için zararlı olabilir. Yani, diyetinizi bir moda akımına göre değil, vücudunuzun ihtiyaçlarına göre şekillendirin. Sağlıklı beslenme, kalıcı alışkanlıklar ve dengeli bir yaklaşım gerektirir, bu yüzden uzun vadede sağlığınızı destekleyecek, kişiselleştirilmiş bir diyet uygulamak en doğru yol olacaktır.

3. Önceden yemek hazırlığınızı yapın

Yeni yılda kararlarınızda başarılı olmanın anahtarı, iyi bir hazırlıktan geçer. Tıpkı hayattaki diğer hedeflerinizde olduğu gibi, diyet ve beslenme planlarınızda da hazırlık yapmak çok önemlidir. Doğru zaman, doğru beslenme ile birleştiğinde, sağlıklı bir yaşam tarzına adım atmak çok daha kolay hale gelir. Eğer gün boyunca sağlıklı seçimler yapmaya yönelik bir hazırlığınız yoksa zor anlarda kolay ama sağlıksız seçeneklere yönelme olasılığınız artar. Bu da sadece kilo verme hedeflerinizi olumsuz etkilemekle kalmaz, aynı zamanda spor performansınızı da düşürebilir. Vücudunuzun ihtiyacı olan besinleri doğru zamanda almak, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığınızı güçlendirecektir.

4.Uyum ve Süreklilik

Yeni yıl hedeflerinize ulaşmanın sırrı, aldığınız kararları sürdürülebilir hale getirmek ve onlara sadık kalmaktır. Hangi diyeti seçerseniz seçin, kalori açığı yarattığınız sürece kilo verebilirsiniz. Ancak bu süreçte keyif alacağınız bir yol bulmak çok önemlidir. Sevmediğiniz bir diyeti uygulamak ya da hoşlanmadığınız bir egzersizi yapmak uzun vadede sürdürülemez. Zumba, yoga, ağırlık kaldırma ya da koşu gibi farklı seçenekleri deneyerek size en uygun olanı bulun. Birçok kişi, yılın başında spor salonlarına kaydolur ve koşuya başlar, ancak zamanla bu alışkanlıklarını sürdüremezler. Bunun nedeni, seçtikleri aktivitelerin onlara hitap etmemesidir. Başarılı bir egzersiz rutini oluşturmanın yolu, sizi mutlu eden ve yaparken keyif aldığınız bir şey bulmaktan geçer.

Kaynak: HORECA TREND ve Bilim ve Sağlık Haber Ajansı

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sağlıklı Beslenme

Ramazan’da Kan Şekeri Dengesini Korumak İçin Beslenme Tavsiyeleri

Ramazan ayında oruç tutarken uzun süre aç kalmak, kan şekeri seviyelerinde dalgalanmalara neden olabilir. Bu durum halsizlik, baş dönmesi ve yorgunluk gibi sorunları beraberinde getirirken, iftar sonrasında ani açlık krizlerine yol açabilir. Ramazan boyunca enerji seviyesini koruyarak sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çeken Duru Gıda Beslenme Danışmanı Emine Uluçay, bu süreçte glisemik indeksi düşük besinlerin tercih edilmesi gerektiğini belirtti.

Yayınlandı

on

Oruç süresince uzun saatler boyunca aç kalmak, kan şekerinde ani dalgalanmalara neden olabilir. Bu durum, özellikle iftar sonrası yorgunluk, halsizlik ve sindirim problemlerine yol açabilir. Uzmanlar, Ramazan’da doğru besin seçimleriyle bu etkilerin en aza indirilebileceğini belirtiyor. Duru Gıda Beslenme Danışmanı Emine Uluçay, glisemik indeksi düşük besin tüketiminin Ramazan ayının daha rahat geçmesini sağlayacağını ifade etti.

Glisemik İndeksi Düşük Besinler Açlık Krizlerini Önlüyor

Emine Uluçay, “Glisemik indeks, bir besinin kan şekerini ne kadar hızlı yükselttiğini gösteren önemli bir kriterdir. Yüksek glisemik indeksli besinler, kan şekerinin hızla yükselip ardından ani düşüş yaşamasına neden olarak açlık krizlerine, halsizliğe ve dikkat dağınıklığına yol açabilir.” dedi. Sahur ve iftar sofralarında düşük glisemik indeksli, lif oranı yüksek besinlere yer vermenin önemine vurgu yapan Uluçay, “Bu besinler, kan şekeri seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olarak gün boyunca enerjinin korunmasını sağlar. Özellikle bulgur gibi kompleks karbonhidratlar, uzun süre tok kalmaya destek olur ve sindirim sağlığını olumlu yönde etkiler.” dedi.

“Bulgurun Prebiyotik Etkisi, Sindirim Sorunlarının Önüne Geçmeye Yardımcı Olabilir”

Özellikle kompleks karbonhidratlar açısından zengin olan bulgurun, Ramazan ayında sıklıkla rastlanan hazımsızlık problemini de önleyeceğini belirten Uluçay, “Bulgur, aynı zamanda sindirim sistemi sağlığını destekleyen prebiyotik etkisiyle, bağırsaktaki yararlı bakterileri besler ve Ramazan boyunca yaşanabilecek sindirim sorunlarının önüne geçmeye yardımcı olabilir.” diye ekledi.

Vitamin ve Mineral Yönünden Zengin Bulgur, Enerji Düşüklüğünü Azaltıyor

Emine Uluçay, Ramazan’da hem beslenme hem de uyku düzeninin değişmesi nedeniyle hissedilecek yorgunluğa dikkat çekti.  Tüketilecek besinlerin içeriklerinin vitamin ve mineral yönünden zengin olmasının önemini vurgulayan Uluçay, “Bulgur, B1, B6, folik asit vitaminleri ve demir, çinko, fosfor ve magnezyum mineralleri yönünden zengin bir kaynaktır. Bulgur gibi besinlerin içeriğindeki vitamin ve mineraller, gün boyunca oluşabilecek enerji düşüklüğünü azaltarak yorgunluk hissinin azalmasına yardımcı olur. Bulgur; et, tavuk, kuru baklagiller ve yoğurt gibi besinlerle dengeli bir şekilde tüketildiğinde, Ramazan boyunca sağlıklı ve besleyici bir alternatif sunar.” dedi.

Ramazan’da Sağlıklı ve Dengeli Beslenme Planı Oluşturun

Ramazan boyunca sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı oluşturmanın fiziksel sağlığı korumanın yanı sıra gün boyu enerjiyi yüksek tutmak için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Uluçay, ayrıca iftardan sahura kadar bol sıvı alınması gerektiğinin de altını çizdi. “İftarda içilen çorba sonrası verilecek beş dakikalık ara, sahura kadar bol su tüketimi ve kan şekerini dengeleyecek besinlerin öğünlere eklenmesi gibi eylemler Ramazan ayını daha rahat geçirmeye yardımcı olacaktır.” dedi.

Kaynak: HORECA TREND ve Duru Bulgur

Devamını Oku

Sağlıklı Beslenme

Sahurda Sağlıklı Beslenmenin 6 Püf Noktası

Ramazan’da sıkça duyduğumuz “Sahura kalkmama gerek yok, açlığa dayanırım” gibi söylemler, sağlık açısından riskler taşıyabiliyor. Sahura kalkmamak, baş ağrısı, kan şekeri düşüklüğü, sindirim sorunları, halsizlik ve konsantrasyon kaybına yol açabilir. Acıbadem Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Aybala Dönmez, sahurun sağlıklı bir Ramazan geçirmek için çok önemli olduğunu belirtiyor. Sahurda doğru gıda seçimi, enerji seviyesini korumak, susuzluk hissini hafifletmek ve açlıkla başa çıkmak için çok önemlidir. Dönmez, sağlıklı bir sahur alışkanlığının, Ramazan boyunca kişiyi daha enerjik ve sağlıklı tutacağını vurguluyor.

Yayınlandı

on

Tok Tutan Besinleri Tercih Edin

Sahurda yüksek lifli, protein açısından zengin ve sağlıklı yağlar barındıran peynir, domates, salatalık, yoğurt, tam tahıllı ekmekler, ceviz, badem ve zeytinyağı gibi gıdalar tüketmek tokluk hissi sağlayarak uzun süreli açlığa karşı dayanmayı kolaylaştırır. Sebzeler, meyveler, tam tahıllı ürünler ve baklagiller lif açısından zengindir ve sindirimi yavaşlatarak tokluk hissini artırır. Örneğin; bir kase yoğurt ve yulaf ezmesi üzerine dilimlenmiş meyve ve badem eklenmesi veya bir dilim ekşi maya ekmeği üzerine haşlanmış yumurta, peynir ve avokado dilimleri ile tercih edeceğiniz alternatifler ile gün boyunca tok kalma sürenizi ve enerji seviyelerinizi koruyabilirsiniz.

Yağlı ve Şekerli Gıdalardan Kaçının

Sahurda yağlı yiyecekler ve şekerli besinler tüketmek, sindirim sistemini zorlar ve mide problemlerine yol açar. Ayrıca, bu tür yiyecekler kan şekerini yükseltip ardından düşüreceği için daha erken acıkmanıza, gün boyunca halsizlik ve baş ağrılarına sebep olur. Özellikle kavrulmuş, kızarmış yiyecekler yerine haşlama veya ızgara tarzı pişirme yöntemlerini kullanabilirsiniz. Doğal tatlılar (hurma veya kuru kayısı) ve sağlıklı yağlar (zeytinyağı gibi) tercih edin.

Protein Kaynakları Tüketin

Beslenme ve Diyet Uzmanı Aybala Dönmez “Protein açısından zengin besinler, uzun süre tok tutar ve enerji seviyenizi yükseltir. Yumurta, peynir, yoğurt, süt, baklagiller gibi protein kaynakları sahur için ideal besinlerdir” diyor.

Kompleks Karbonhidratlar Tercih Edin

Kan şekerini hızlı bir şekilde yükselten beyaz ekmek veya hamur işi yerine tam buğday ekmeği, yulaf, esmer pirinç gibi kompleks karbonhidratlar, sindirimi yavaşlatarak uzun süre tokluk sağlar. Bu tür besinler, kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur ve posa içeriği ile tokluk süresini uzatır.

 Bol Su İçin

Vücudun su ihtiyacını karşılamak için sahurda en az 2-3 bardak su içmek çok önemlidir. Sahurda tüketilen su, gün boyunca yaşanabilecek dehidrasyonu (susuzluk) önler. Sahurda kahve, çay ya da kafeinli içecekler tüketmek, idrar söktürücü özelliği nedeni ile oruç sırasında daha fazla su kaybına yol açar. Bu nedenle su, kafeinsiz içecekler veya bitki çayları daha doğru seçimler olacaktır. Ayrıca iftardan sahur bitimine kadar düzenli aralıklarla 2 litre su tüketmeye çok dikkat edin.

Aşırı Tuzdan Kaçının

Beslenme ve Diyet Uzmanı Aybala Dönmez “Sahurda aşırı tuzlu gıdalar (zeytin, tuzlu peynir gibi) tüketmek, vücudun su kaybetmesine neden olur ve susuzluk hissini artırır. Bu nedenle, tuz alımını mutlaka sınırlandırın” diyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Acıbadem Ataşehir Hastanesi

Devamını Oku

Sağlıklı Beslenme

Sağlıklı Bir Ramazan İçin Uzman Tavsiyeleri

Ramazan’a sayılı günler kala, beslenme düzeninizi şimdiden planlayarak vücudunuzu uzun süreli açlığa hazırlayabilir, bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz. Muratbey Beslenme Danışmanı Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, su tüketiminden öğün düzenine kadar Ramazan’a sağlıklı bir geçiş için önerilerde bulunuyor.

Yayınlandı

on

Ramazan ayı, oruç tutanlar için beslenme düzeninin büyük ölçüde değiştiği özel bir dönemdir. Uzun saatler süren açlık metabolizmayı farklı bir düzene sokarken, bağışıklık sisteminin güçlü kalması da büyük önem taşır. Bu sürece bilinçli bir şekilde hazırlanmak hem vücudu adapte etmek hem de sağlık sorunlarının önüne geçmek açısından ciddi bir öneme sahiptir. Ramazan öncesi vücudu oruca hazırlamak için su tüketimini artırmak, beslenme alışkanlıklarını düzenlemek ve bağışıklık sistemini güçlendirecek besinleri tüketmek kritik bir rol oynuyor. 

Ramazan Öncesi Suyu Artırın, Çayı Kahveyi Azaltın 

Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, “Ramazan’da gün içerisinde su tüketimi kısıtlanacağından vücudu susuzluğa alıştırmak için öncesinde su tüketimini artırmak önemlidir. Günlük en az 2-2,5 litre su içmek, susuzluk toleransını artırarak oruç sırasında daha rahat hissetmenizi sağlar. Ayrıca çay ve kahve gibi kafeinli içecekleri fazla tüketenler, bu alışkanlıklarını Ramazan öncesinde kademeli olarak azaltmalıdır. Kafein, vücudu susuz bırakabileceği gibi, ilk günlerde baş ağrısı ve halsizlik hissine neden olabilir.” ifadelerini kullandı.

Oruç Sürecine Daha Kolay Uyum İçin Öğünlerinizi Düzenleyin

Tavsiyelerine, “Ramazan öncesinde basit şekerlerden ve hızlı sindirilen karbonhidratlardan kaçınıp, düşük glisemik indeksli besinleri tercih ederek kan şekerinizi daha stabil hale getirebilirsiniz. Tam tahıllar, baklagiller ve sebzeler, uzun süre tok kalmaya yardımcı olur.” şeklinde devam eden Garipağaoğlu, birden fazla öğün tüketmeye alışkın olan vücudun aniden uzun süre aç kaldığında zorlanacağını vurguladı. Prof. Dr. Garipağaoğlu, “Ramazan öncesinde öğün aralarını uzatarak ve ara öğünleri azaltarak vücudu uzun süreli açlığa adapte etmek faydalıdır. Lif açısından zengin sebzeler, probiyotikler ve fermente gıdalar sindirimi düzenleyerek mide sorunlarının önüne geçebilir.” dedi.

“Peynir, Yoğurt, Kefir Gibi Süt Ürünleri Bağışıklık Sistemini Destekler”

Ramazan ayında güçlü bir bağışıklık sistemi, oruç süresince vücudun güçlü kalmasını sağlamak için önemli bir rol oynar. Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, protein, sağlıklı yağlar, vitamin ve mineraller açısından zengin bir beslenme düzeninin bağışıklığı desteklediğini belirterek şu tavsiyelerde bulundu: “C ve D vitamini, çinko, probiyotikler ve antioksidan içeren besinler, hastalıklara karşı koruma sağlar. Özellikle peynir, yoğurt, kefir gibi süt ürünleri, bağışıklık sistemini destekleyen besinler arasında yer alır. D vitaminiyle zenginleştirilmiş peynirleri beslenme programınıza dahil etmeyi unutmayın. Ramazan’a hazırlık sürecinde, doğru beslenme alışkanlıklarıyla daha rahat bir oruç süreci geçirebilirken, aynı zamanda da bağışıklık sisteminizi güçlü tutabilirsiniz. Su tüketimini artırmak, dengeli öğünler tüketmek, bağışıklığı destekleyen D vitamini ve prebiyotiklerle zenginleştirilmiş besinlere yönelmek ve sindirim sistemini destekleyen lifli gıdalar tüketmek bu süreci kolaylaştıracaktır.”

D vitamini ve kalsiyumun bir arada olduğu zenginleştirilmiş Muratbey peynirleri, bağışıklık sistemini güçlendirir. Muratbey Plus Kaymaklı, D vitaminiyle zenginleştirilmiş, prebiyotik ve whey protein içeren sürülebilir kıvamıyla Ramazan sofraları için ideal bir peynirdir. Glüten ve koruyucu içermeyen Muratbey Plus Kaymaklı, benzersiz lezzeti, hafifliği, kaymaksı formu ve yumuşacık kıvamıyla sofralara sağlık ve keyif katacak bir ürün.

Kaynak: HORECA TREND ve Muratbey

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2025 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.