Yeşil Teknolojiler ve Pazarlama : Karbon Ayak İzini Azaltan Kampanyalar | HORECA TREND
Takip edin!

Çevre

Yeşil Teknolojiler ve Pazarlama : Karbon Ayak İzini Azaltan Kampanyalar

Günümüzde çevresel sürdürülebilirlik, şirketlerin ve tüketicilerin gündeminde giderek daha önemli bir yer tutuyor. İklim değişikliği, doğal kaynakların tükenmesi ve çevre kirliliği gibi konular hem bireysel hem de kurumsal düzeyde ciddi endişelere yol açıyor. Bu bağlamda, yeşil teknolojiler ve sürdürülebilir pazarlama stratejileri, markaların hem çevresel sorumluluklarını yerine getirmelerine hem de tüketicilerle daha güçlü ve anlamlı bağlar kurmalarına olanak tanıyor. Peki, markalar pazarlama stratejilerinin ne kadarına yeşil bir perspektiften bakıyor? İnomist İletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Sibel Selvi, giderek daha önemli hale gelen karbon ayak izini azaltan kampanyalar ve yeşil pazarlama anlayışını değerlendirdi.

Yayınlandı

on

Nedir Bu Yeşil Teknoloji?

Yeşil teknolojiler; çevreye minimum zarar veren, enerji verimliliğini artıran ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını destekleyen yenilikçi çözümler olarak tanımlanabilir. Bu teknolojiler hem üretim süreçlerinde hem de ürün ve hizmetlerin sunumunda kullanılabilir. Sürdürülebilir pazarlama ise çevresel sorumluluk ve etik değerleri merkeze alan bir pazarlama yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, tüketicilerin çevreye duyarlılığını ve sürdürülebilir ürünlere olan talebini göz önünde bulundurarak marka değerini artırmayı hedefliyor. Karbon ayak izini azaltan pazarlama kampanyaları hem çevresel sürdürülebilirliği destekliyor hem de markaların itibarını güçlendiriyor.

Gelecek İçin Bir Ağaç Diktiniz mi?

Karbon nötr ürün ve hizmetler, üretim ve dağıtım süreçlerinde ortaya çıkan karbon emisyonlarının dengelemesini sağlayan projelerle destekleniyor. Bu, genellikle yenilenebilir enerji, ormanlaştırma ve enerji verimliliği gibi alanlarda karbon dengeleme projelerine yatırım yaparak gerçekleştiriliyor. Örneğin bir kozmetik markası, ürünlerinin üretiminden kaynaklanan karbon emisyonlarını dengelemek için ağaç dikim projelerine yatırım yapabiliyor ve bu durumu pazarlama kampanyalarında vurgulayabiliyor. Yeşil ürün sertifikaları ve etiketleme ise tüketicilere ürünlerin çevresel açıdan sürdürülebilir olduğunu garanti ediyor. Bu sertifikalar, ürünlerin çevreye olan etkilerini minimize ettiklerini ve belirli çevresel standartları karşıladıklarını gösteriyor. Örneğin bir gıda markası, organik ve çevre dostu üretim süreçlerini belgeleyen sertifikalara sahip olabiliyor ve bu sertifikaları ürün ambalajlarında ve pazarlama materyallerinde kullanabiliyor.

Eğitim ve Farkındalık Kampanyaları ile Yeşilin Her Tonuna Yer Açın

Eğitim ve farkındalık kampanyaları, tüketicilere çevresel sürdürülebilirlik hakkında bilgi vermeyi ve onların çevre dostu davranışlar benimsemelerini teşvik etmeyi amaçlıyor. Bu tür kampanyalar, markaların çevresel sorumluluklarını göstermeleri ve tüketicilerle daha güçlü bağlar kurmaları için önemli bir araç. Örneğin bir elektronik şirketi, enerji verimliliği hakkında eğitim videoları ve bilgilendirici içerikler paylaşarak tüketicilerin bilinçlenmesini sağlayabiliyor.

Patagonia: ‘Don’t Buy This Jacket’ Kampanyasını Duydunuz mu?

Outdoor giyim markası Patagonia, 2011 yılında Black Friday döneminde ‘Don’t Buy This Jacket’ (Bu Ceketi Satın Almayın) kampanyasını başlattı. Kampanyanın amacı, aşırı tüketim ve çevresel etkiler konusunda farkındalık yaratmaktı. Patagonia, tüketicilerden yeni bir ceket satın almak yerine mevcut kıyafetlerini onarmalarını ve yeniden kullanmalarını istedi. Bu kampanya, markanın çevresel sorumluluk konusundaki kararlılığını ortaya koydu ve büyük bir ilgi topladı.

Sonuç Olarak…

Yeşil teknolojiler ve sürdürülebilir pazarlama, markaların çevresel sorumluluklarını yerine getirmelerine ve tüketicilerle daha güçlü bağlar kurmalarına olanak tanıyor. Karbon ayak izini azaltan kampanyalar hem çevresel sürdürülebilirliği destekliyor hem de markaların itibarını ve müşteri sadakatini artırıyor. Karbon nötr ürün ve hizmetler, yeşil ürün sertifikaları, eğitim ve farkındalık kampanyaları gibi sürdürülebilir pazarlama stratejileri, markaların çevresel sorumluluklarını göstererek tüketicilerle daha derin ve anlamlı bağlar kurmalarını sağlıyor. Bu bağlamda, yeşil teknolojiler ve sürdürülebilir pazarlamanın hem çevreye hem de işletmelere uzun vadeli faydalar sunacağı atlanmamalı, markalar bir an önce pazarlama kartelalarına yeşilin tonlarını eklemeli!

İnomist İletişim Danışmanlığı Hakkında

İletişim alanındaki yenilikler doğrultusunda, kurumların marka değeri ve kurumsal itibarını geliştirmek, rekabet gücünü ve farkındalığını artırmak amacıyla İnovatif Medya ve İletişim Stratejileri planlayan ve uygulayan İnomist İletişim Danışmanlığı, çalıştığı kurumları ve kişileri müşteriden öte “yol arkadaşı” olarak görüyor ve onlarla birlikte takım ruhuyla hareket ediyor. Kurumların iş hedeflerine paralel iletişim hedef ve stratejilerini oluştururken inovatif olduğu kadar gerçekçi, kurumun ve toplumun değerlerine uygun planlı ve hızlı çözümler sunuyor. Bütüncül iletişim anlayışıyla yol alan ajansın temel hizmet alanı içinde; marka iletişimi, medya ilişkileri yönetimi, konu ve gündem yönetimi, pazarlama iletişimi, lider iletişimi, risk yönetimi ve kriz iletişimi, kurumsal sosyal sorumluluk iletişimi, sponsorluk iletişimi, kurum içi iletişim, içerik pazarlama, sosyal medya hesap yönetimi ve dijital pazarlama yer alıyor.

Kaynak: HORECA TREND ve İnomist İletişim Danışmanlığı

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çevre

“Balıkçılık Yaşarsa, Ocaklar Yaşar!”

Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA, Balıkesir Erdek’te bulunan Ocaklar Köyü’nde etkileyici bir projeye imza attı. “Balıkçılık Yaşarsa, Ocaklar Yaşar!” mesajıyla hayata geçirilen ‘Hayalet Ağlar’ projesiyle CarrefourSA, küçük ölçekli kıyı balıkçılığıyla geçimini sağlayan kıyı yerleşimlerinin korunmasını ve denizlerin sürdürülebilirliği konusundaki farkındalığın artırılmasını amaçlıyor.

Yayınlandı

on

Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki, Türkiye perakende sektörünün öncü markası CarrefourSA 71 ilde 1250 mağazası ve bayileri dahil olmak üzere 15.000 kişiye ulaşan kadrosu ile müşterilerine doğru ürünü, doğru üreticiden doğru fiyata ulaştırırken; hayata geçirdiği projelerle sürdürülebilirlik alanında da öncü olmaya devam ediyor. Balıkçılık Yaşarsa Ocaklar Yaşar!’ söylemiyle yola çıkan CarrefourSA, Balıkesir Erdek’te bulunan Ocaklar Köyü’nde hayata geçirdiği ‘Hayalet Ağlar’ projesiyle küçük ölçekli kıyı balıkçılığının korunmasına dikkat çekiyor.

“Ocaklar’dan Türkiye’ye Yayılmasını Hedefliyoruz”

CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğluprojeyle ilgili yaptığı açıklamada “Bugün CarrefourSA olarak müşterilerimize doğru balığı ulaştırıyoruz. Ama doğru balığı gelecek nesillere ulaştırmak da hepimizin sorumluluğu. Bunun yolu da “doğru balıkçılık”. Sürdürülebilir deniz kaynaklarına yönelik yatırımlarımızla, sadece denizleri temiz tutmanın değil, aynı zamanda ekosistemi korumanın bir sorumluluk olduğunu vurguluyoruz. Ocaklar Köyü’nde gerçekleştirdiğimiz ‘Hayalet Ağlar’ projesiyle de denizlerimizin yalnızca ekonomik bir kaynak değil, hayatın sürdürülebilirliği için vazgeçilmez olduğunu göstermek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de su ürünleri tüketiminin Avrupa’nın oldukça gerisinde olduğunu söyleyen Kartallıoğlu şöyle devam ediyor: “TÜİK verilerine göre, Türkiye’de kişi başı su ürünleri tüketimi yıllık 7 – 7,5 kg iken, Avrupa’da bu rakam 20 – 22 kg’a kadar çıkıyor. Türkiye’nin en büyük balık alım satım perakendecisi CarrefourSA olarak, kaliteli gıdayı, güvenilir bir şekilde ve doğru fiyatlandırmayla müşterimizle buluştururken, Türkiye’nin deniz ürünleri tüketimini de bu hedef doğrultusunda artırmayı amaçlıyoruz. Mavi Ekonomi’yi organize gıda perakende sektöründe savunan öncü şirketiz. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde, su ürünleri tüketimini artırmak için çalışıyoruz. Tabii bu üretimi yaparken su altı ekosisteminin devamlılığını da önemsiyoruz. Türkiye’nin ilk ve tek entegre midye tesisinde hayata geçirdiğimiz midye dolma üretimi kapsamında kullanılan teknoloji ile deniz temizliğine önemli ölçüde katkı sağlıyoruz” dedi.

Kadın İstihdamı ve Yenilikçi Çözümler

CarrefourSA’nın Mavi Ekonomi ve sürdürülebilir denizler odağındaki projeleri sadece denizleri korumakla kalmıyor, aynı zamanda sosyal fayda da yaratıyor. “Proje kapsamında Balıkesir Erdek’teki Ocaklar Köyü’nde küçük ölçekli kıyı balıkçılığıyla uğraşanlara eğitimler düzenlenirken, bu eğitimlerin Ocaklar ile sınırlı kalmaması için dijital platformlara yüklenerek Türkiye genelindeki balıkçılara da fayda sağlamayı hedefliyoruz.” diyen Kartallıoğlu, “Aynı zamanda bölgedeki kadın istihdamını artırmaya yönelik projeler geliştiriyoruz. Ocaklar Köyü’nde Türkiye’nin ilk entegre midye tesisiyle iş birliği yaparken onlarca aileye geçim kaynağı sağlıyoruz. Şu anda midye entegre tesisinde, tesis müdürü de dahil olmak üzere tüm çalışanlar kadınlardan oluşuyor.” ifadelerini kullandı.

Etkileyici Bir Hikâye: Hayalet Ağlar

CarrefourSA’nın, “Balıkçılık Yaşarsa Ocaklar Yaşar” projesi, TBWA\Istanbul imzasıyla hazırlanan etkileyici bir enstalasyonla aktarıldı. Projeyle, yanlış avlanma sonucu denizlerin altında kalarak balıkların üremesini engelleyen hayalet ağların aslında balıkçılıkla geçinen bir köyü, hayalet bir köye çevirebileceğine dikkat çekiyor.

Ocaklar Köyü, CarrefourSA tarafından denizlerden toplanan hayalet ağlarla kaplanarak, bir gecede hayalet köye dönüştü. Yapılan bu enstalasyon çalışmasıyla görünen manzara gerçek olmasa da geleceğimiz olabilir mesajı verildi. Hayalet ağlarla yaratılan bu hayalet köy, çözüm bulunmazsa karşılaşacağımız geleceğin bir simgesi. Ancak bu sadece bir uyarı. “Hala şansımız var” mesajı verilen projede, aralarında eski balıkçıların ve gençlerin de olduğu yerel halkın çağrısına yer verildi. “Hayalet Ağlar” temasıyla dikkat çeken proje, denizlerimiz için harekete geçmenin aciliyetini, etkileyici bir görsellikle gözler önüne serdi.

 

Kaynak: HORECA TREND ve CarrefourSA

Devamını Oku

Çevre

“Toprak Yoksa Gelecek de Yok”

Toprak kaybı geleceğimizin kaydı. Uzmanlar, kuraklık, sel taşkın gibi felaketlerin önüne geçilerek geleceğimizin kurtarılabileceğini söyledi. 

Yayınlandı

on

Yazar:

Toprak kaybı geleceğimizin kaydı. Uzmanlar, kuraklık, sel taşkın gibi felaketlerin önüne geçilerek geleceğimizin kurtarılabileceğini söyledi.

Üsküdar Üniversitesi Çevre Sağlığı Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, toprağın önemine dikkat çekerek, “Toprak yoksa gelecek de yok!” uyarısında bulundu. Adiller, kuraklık, sel, taşkın ve fırtına gibi felaketlerin önüne geçmek ve sürdürülebilir bir gelecek için toprağın korunmasının şart olduğunu vurguladı.

Toprak Neden Bu Kadar Önemli?

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, toprağın insan ve diğer canlılar için hayati öneme sahip olduğunu belirterek, şunları söyledi:

  • Yaşam alanı: Toprak, milyarlarca canlı için yaşam alanı sağlar.
  • Besin kaynağı: Bitkiler, büyümek için ihtiyaç duydukları besin maddelerini topraktan alır ve bu bitkiler de besin zincirinin temelini oluşturur.
  • Su döngüsü: Toprak, yağmur suyunu emerek filtreler ve yeraltı sularını besler.
  • İklim düzenleyici: Toprak, karbon depolayarak ve atmosferdeki azotu bitkilerin kullanabileceği forma dönüştürerek iklim değişikliğiyle mücadelede önemli rol oynar.

Toprak Kaybının Sonuçları Neler?

Toprak kaybı ve bozulması, şiddetli taşkınlara, erozyona, çölleşmeye ve iklim değişikliğinin hızlanmasına yol açar. Bu durum, bitki örtüsünü ve su kaynaklarını olumsuz etkiler, gıda güvenliğini tehdit eder ve insan sağlığını riske atar.

Toprağımızı Nasıl Koruyabiliriz?

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, toprak koruma konusunda bireysel ve toplumsal olarak alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:

  • Kimyasal kullanımını azaltmak: Kimyasal gübre ve ilaçların bilinçli kullanımı, toprağın kimyasal yapısının korunması için önemlidir.
  • Geri dönüşümü artırmak: Evsel atıkların geri dönüşümü, toprağa zarar veren maddelerin azaltılmasına yardımcı olur.
  • Kompost yapmak: Mutfak atıklarından kompost elde ederek toprağın yapısını iyileştirebiliriz.
  • Su kaynaklarını korumak: Suyun verimli kullanımı ve su kirliliğinin önlenmesi, toprağın kalitesini artırır.
  • Erozyonla mücadele etmek: Bitki örtüsünü korumak ve ağaçlandırma çalışmalarını desteklemek, erozyonu önlemeye yardımcı olur.
  • Tüketimi azaltmak: Aşırı tüketim, toprağa dolaylı olarak zarar verir. İhtiyaçlarımızı gözden geçirerek ve bilinli tüketim alışkanlıkları geliştirerek toprağımızı koruyabiliriz.

Kaynak: HORECA TREND ve Bilim ve Sağlık Haber Ajansı

Devamını Oku

Çevre

Sıfır Atık Mavi Projesi İlk Mezunlarını Verdi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Selpak Professional iş birliği ile hayata geçen Sıfır Atık Mavi Projesi ilk mezunlarını verdi. Eğitimleri başarıyla tamamlayan ilk üç otel, POYD (Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği) gala organizasyonunda sertifikalarını aldı.

Yayınlandı

on

Selpak Professional sponsorluğunda gerçekleşen POYD gala organizasyonunda Türkiye’nin dört bir yanından otel yöneticileri bir araya geldi.

Organizasyonda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Selpak Professional iş birliği ile hayata geçen Sıfır Atık Mavi Eğitim Projesi kapsamında eğitimleri başarıyla tamamlayan ilk üç otel, sertifikalarını aldı. Lara Barut Collection, Sherwood Exclusive Lara ve Belconti Resort Hotel, Sıfır Atık Mavi Eğitim Projesi kapsamındaki başarılarıyla ödüllendirildi. Sertifikalar; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Semih İlker Sanaç ve Eczacıbaşı Profesyonel İş Birimi Müdürü Halide Sancar tarafından takdim edildi.

Sıfır Atık Mavi Eğitim Projesi ile Turizm Çalışanlarına Eğitim Veriliyor

Sıfır Atık Mavi Eğitim Projesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Selpak Professional, kıyı illerinde turizm sektörü çalışanlarına yönelik farkındalık eğitimleri düzenliyor. Projeye katılım gösteren turizm işletmelerinin çalışanlarına, Selpak Professional bünyesinde, Boğaziçi Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma ve Temiz Üretim Merkezi’nin katkılarıyla hazırlanan eğitimler veriliyor. Eğitimi tamamlayan işletmeler, Bakanlık’tan onaylı sertifika alıyor. Eğitimlere, Selpak Professional’in çevrim içi eğitim platformu üzerinden erişilebiliyor. Denizler ve su varlıklarını koruma ve turizm sektöründe sıfır atık anlayışını yaygınlaştırma hedefiyle hayata geçirilen Sıfır Atık Mavi Eğitim Projesi, turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin çalışanlarına atık yönetimi konusunda bilinç kazandırmayı ve çevre dostu kullanım alışkanlıkları geliştirmeyi amaçlıyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Selpak Professional

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2025 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.