Connect with us

Fuar ve Etkinlikler

MICHELIN Türkiye 2025 Seçkisi 5 Aralık 2024 Tarihinde Açıklanacak

İstanbul, İzmir ve Muğla’nın yeme-içme kültürünün en iyilerinin yer aldığı seçki, İstanbul’da düzenlenecek özel bir törenle açıklanacak. Türkiye’deki keşif çalışmalarını sürdüren MICHELIN Rehberi müfettişleri, ek olarak Muğla’daki mekanları da ziyaret etmeye başladı.

Yayınlandı

on

Michelin, MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir ve Muğla 2025 seçkisini, 5 Aralık 2024 Perşembe günü İstanbul’da yer alan Four Seasons Hotel Bosphorus’ta düzenlenecek törenle açıklayacak.

MICHELIN Rehberi YouTube kanalında canlı olarak yayınlanacak tören, seçkiye yeni eklenecek olan ve en çok arzulanan MICHELIN Yıldızları, Yeşil Yıldızlar ve Bib Gourmand kategorisinde yer alacak olan restoranları keşfetme fırsatı sunacak. Sektör profesyonellerinin olağanüstü performansını ön plana çıkaran bir dizi özel ödül de etkinlik sırasında sahiplerini bulacak.

Konuyla ilgili yaptığı açıklamada MICHELIN Rehberi Uluslararası Direktörü Gwendal Poullennec, “MICHELIN Rehberi Müfettişleri bu yıl da İstanbul, İzmir ve Bodrum’daki en iyi restoranları seçmek için seyahat etti. Yeni bölgeleri keşfetmeye devam ederken, Bodrum’un ötesinde Muğla’nın ilave bölgelerini de ziyaret ederek gizli kalmış mutfak hazinelerini bulmaktan heyecan duydular. Tüm seçkimizi resmen açıklamak ve yerel gurmelere ve uluslararası gezginlere Türkiye’nin yemek tutkunları için gerçek bir cennet olduğunu bir kez daha vurgulamak için sabırsızlanıyoruz” dedi.

Törene, MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir ve Muğla 2025 seçkisinde yer alacak tüm restoranların şefleri davet edilecek.

MICHELIN Rehberi’nin yeni seçkisi, etkinliğin hemen ardından MICHELIN Rehberi internet sitesinde ve MICHELIN Rehberi uygulamasında yayınlanacak. Bu basın bülteni, davetiye niteliğinde olmayıp, etkinlik davetiyeleri ve programla ilgili tüm detaylar ilerleyen günlerde katılımcılarla paylaşılacaktır.

MICHELIN Rehberi’nin Metodolojisi 

MICHELIN Rehberi, mobilitenin büyümesini desteklemek için 1900 yılında Michelin lastik şirketi tarafından oluşturuldu ve Orijinal misyonuna o zamandan beri sadık kaldı: gastronomi destinasyonlarını keşfetmek, uluslararası gezginleri ve gurmeleri en iyi restoranlara yönlendirmek, dünya mutfak sahnelerini ön plana çıkarmak ve seyahat kültürünü desteklemek.

MICHELIN Rehberi İstanbul, İzmir ve Muğla için restoran seçimleri, Rehber’in tarihi ve global metodolojisine sadık kalan ve aynı zamanda gizli olan Michelin Müfettişleri tarafından, herhangi bir iş birliğinden bağımsız olarak yapılmaktadır.

Müfettişler, Rehber’in aşağıdaki 5 uluslararası kriterini baz alarak, yalnızca restoranların sunduğu mutfağın kalitesini değerlendiriyor:

  • Ürünlerin kalitesi,
  • Pişirme tekniklerine hakimiyet,
  • Lezzetlerin uyumu,
  • Şefin kişiliğinin yemek deneyimine yansıması,
  • Hem ziyaretler arasında hem de menüde tutarlılık.

Müfettişler tarafından keşfedilen en iyi yerel restoranları bir araya getirmeyi amaçlayan MICHELIN Rehberi seçkisinde, kapsamlı bir derecelendirme sistemi aracılığıyla en özel olanlar ön plana çıkıyor.

En gözde derece, en olağanüstü mutfak deneyimi sunan restoranlara verilen ve dünyaca ünlü MICHELIN Yıldızlarıdır. Seçkide, gözde Yıldız derecelendirmelerinin yanı sıra, iyi kalitede yemekleri uygun fiyata sunan restoranlara verilen popüler Bib Gourmand kategorisi ve gastronomi alanında tamamen sürdürülebilir bir yaklaşım benimsemeyi taahhüt eden rol model restoranlara verilen MICHELIN Yeşil Yıldız da yer alıyor.

Michelin Hakkında

Michelin, hayat değiştiren kompozitler ve deneyimler konusunda dünya lideri bir üretici olma yolunda ilerliyor 130 yılı aşkın süredir teknolojik malzemelere öncülük eden Michelin, insanlığın ilerlemesi ve daha sürdürülebilir bir dünya konusunda katkı sağlamak için benzersiz bir rol üstleniyor. Polimer kompozitlerdeki derin bilgi birikiminden yararlanan Michelin, mobilite, inşaat, havacılık, düşük karbonlu enerjiler ve sağlık hizmetleri gibi çeşitli zorlu alanlardaki kritik uygulamalar için yüksek kaliteli lastikler ve bileşenler üretmek için sürekli olarak inovasyon yapmaktadır. Ürünlerinin kalitesi ve derin müşteri bilgisi, Michelin’i en iyi deneyimleri sunmaya teşvik ediyor. Bu, profesyonel filolar için veri ve yapay zeka tabanlı bağlantılı çözümler sağlamaktan MICHELIN Rehberi tarafından seçilen olağanüstü restoranlar ve otelleri önermeye kadar uzanıyor. (www.michelin.com)

Kaynak: HORECA TREND ve Michelin

Tamamını Oku
Reklam
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fuar ve Etkinlikler

Genç Şefler, Portekiz’de Sürdürülebilir Mutfak Eğitimi Aldı

Metro Türkiye ana sponsorluğunda Dude Table tarafından bu yıl üçüncü kez düzenlenen “35 Yaş Altı 3 Şef Yarışması”nı kazanan genç şefler, Metro Türkiye’nin desteğiyle Portekiz’de sürdürülebilir ve atıksız mutfak odaklı bir eğitim ve keşif programına katıldı. Üç gün boyunca sürdürülebilir gastronomi hakkında bilgi edinen genç şefler, Portekiz mutfağını yakından tanıyarak yabancı şeflerle birlikte çalışma fırsatı da yakaladı.

Yayınlandı

on

Genç şefleri gıda atıklarını azaltma ve sürdürülebilir mutfak tekniklerini benimseme konusunda teşvik etmek amacıyla Metro Türkiye’nin ana sponsorluğunda, Dude Table Gastronomi Pazarlama Ajansı tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen “35 Yaş Altı 3 Şef Yarışması”, 13 Şubat’ta Gastronometro’da gerçekleşmişti. Düzenlenen yarışmada dereceye giren şefler, Metro Türkiye desteğiyle Portekiz’de atıksız ve sürdürülebilir mutfak odağında eğitim almaya hak kazanmıştı. 27-29 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen kapsamlı bir eğitim turuyla ödülüne kavuşan genç şefler, Portekiz mutfağını keşfetme, atıksız mutfak uygulamalarını yerinde görme ve uluslararası şeflerle bilgi alışverişinde bulunma fırsatı yakaladı.

Sürdürülebilirlik ve Yerel Tatlarla Dolu Bir Eğitim Programı

Eğitimin ilk gününde genç şefler, Portekiz mutfağının en ikonik ürünlerinden biri olan morina balığını (cod fish) daha yakından tanıma fırsatı buldu. Portekiz’de “bacalhau” adıyla bilinen ve neredeyse her evde farklı bir şekilde pişirilen bu balık, ülke mutfağında oldukça yaygın ve kültürel öneme sahip. Lizbon’daki D’Bacalhau restoranında gerçekleşen atölyede genç şefler, Şef Julio Fernandes önderliğinde hem morina balığının geleneksel sunumlarını tattı hem de farklı pişirme tekniklerini öğrendi.

İkinci gün, 1977’ten beri faaliyette olan ve Makro Portekiz’in 30 yılı aşkın süredir destekçisi olduğu Portekiz Profesyonel Şefler Derneği (ACPP – Associação de Cozinheiros Profissionais de Portugal) tarafından düzenlenen uygulamalı bir atölye ile devam etti. Bu günde genç şefler, Portekiz mutfağında öne çıkan yerel malzemelerin çeşitliliğini tanıyarak bu ürünlerin nasıl özenle işlendiğini ve farklı pişirme teknikleriyle nasıl değerlendirilebileceğini gözlemledi. Uygulamalı bölümde ise genç şefler, “Deniz ürünleri cataplana”, “Púcara tenceresinde tavuk” gibi geleneksel Portekiz yemeklerini hazırlayarak, hem yerel tatları daha yakından tanıma fırsatı buldu hem de tarifleri sürdürülebilir mutfak prensipleriyle nasıl birleştirebileceklerine dair pratik kazandı.

Eğitim boyunca Portekiz’in lezzet durakları da keşfedildi. Portekiz’in tek kadın Michelin yıldızlı şefi tarafından yönetilen Marlene Restaurant ile, vejetaryen odaklı yaklaşımıyla bilinen Şef Jose Avillez’in Michelin Yeşil Yıldızlı restoranı Encanto, genç şeflerin ilham aldığı önemli duraklar oldu. Şefler, bu restoranlarda yerel ürün odaklı yaratıcı tabaklar deneyimleme fırsatı bulurken, menü planlaması, sunum teknikleri ve sürdürülebilir mutfak uygulamaları hakkında bilgi edindi. Ayrıca şeflerle mutfaklarında birebir sohbet etme ve onların bakış açılarını dinleme imkânı yakaladılar. Timeout Market gibi şehrin önde gelen gastronomi merkezlerini de ziyaret eden genç şefler, Portekiz mutfağını daha derinlemesine tanıyarak global mutfak vizyonlarını geliştirdi.

Metro Türkiye, Sürdürülebilir Mutfak Vizyonunu Yaygınlaştırmak İçin Çalışıyor

Sürdürülebilirliği tüm faaliyetlerinin merkezine koyan bir şirket olarak gastronominin geleceğine yön verecek olan genç şeflere bu konuda rehberlik etmeyi görev edindiklerini vurgulayan Metro Türkiye Kurumsal İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Dr. Aslı Duran, “35 Yaş Altı 3 Şef Yarışması, yalnızca bir yetenek yarışması değil; sürdürülebilirlik vizyonumuzu paylaşacak mutfak liderleri yetiştirmek için hayata geçirdiğimiz bir dönüşüm projesi. Yarışmada dereceye giren şeflerimizi yalnızca ödüllendirmekle kalmıyor, onları Metro Türkiye sürdürülebilirlik ekosistemine aktif birer elçi olarak dahil ediyoruz. Portekiz’deki bu kapsamlı eğitimle genç şeflerimizin yerel ürünleri tanıma, uluslararası deneyim kazanma ve sürdürülebilir mutfak yaklaşımını sahada uygulama becerilerini geliştirmelerini sağladık. Bu vizyonu paylaşan şeflerle birlikte sektörde pozitif bir dönüşüm yaratmaya devam edeceğiz” dedi.

Dude Table Kurucusu Funda Güzelmeriç İnansal ise yarışma ve eğitimin etkisine şu sözlerle dikkat çekerek: “Türkiye’nin tek gıda pazarlaması ve strateji ajansı olarak, mutfağımızın geleceğini genç şeflerimize emanet ediyor; onlara ilham veren, kariyerlerini ileriye taşıyan fırsatlar sunmaktan gurur duyuyoruz. 35 Yaş Altı 3 Şef Yarışması her yıl daha da büyüyerek, seçilen şeflerimiz için gerçek bir sıçrama noktası haline geliyor. Bu yıl Portekiz’de gerçekleşen eğitim programı da genç yeteneklerimizin ufkunu açan, onları uluslararası mutfaklarla buluşturan değerli bir adım oldu. 2026’da da genç şeflerimizi yepyeni deneyimlerle buluşturmayı heyecanla bekliyoruz.” dedi.

Kaynak: HORECA TREND ve Metro Türkiye, Dude Table Gastronomi Pazarlama Ajansı

Tamamını Oku

Fuar ve Etkinlikler

Le Cordon Bleu Mezunları, Gastronominin Yeni Trendlerini Belirledi

Gastronominin ustaları ve öncü fikirleri, Le Cordon Bleu İstanbul’un ev sahipliğinde Fransız Sarayı’nda buluştu; 130 yıllık gelenek, geleceğin trendleriyle yeniden yazıldı. Türkiye’nin gastronomi dünyasında yıllardır varlık gösteren, köklü geçmişe sahip aile işletmelerinin Le Cordon Bleu’de eğitim alan temsilcileri etkinlikteydi.

Yayınlandı

on

Dünyanın en köklü mutfak sanatları okulu Le Cordon Bleu 130 yıllık birikimini, çağdaş gastronomiyle harmanlayarak “Geleceğe Taşıyanlar” temasıyla anlamlı bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. Özyeğin Üniversitesi çatısı altında faaliyet gösteren Le Cordon Bleu İstanbul’un düzenlediği ve Fransa İstanbul Başkonsolosu Nadia Fanton’un da katıldığı etkinlik, 26 Haziran 2025 tarihinde Fransız Sarayı’nın büyüleyici atmosferinde gerçekleştirildi.

Gastronomi dünyasının vizyoner isimlerini bir araya getiren buluşma, geçmişin köklü mirasıyla geleceğin yaratıcı mutfak anlayışını buluşturdu. Alanında öncü mezun şeflerin ve sektör liderlerinin katılımıyla düzenlenen “Gastro Sohbetler” oturumu, 2025’in gastronomik eğilimlerini sadece yorumlamakla kalmadı, aynı zamanda geleceğe dair ufuk açıcı perspektifler sundu.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Özyeğin Üniversitesi Le Cordon Bleu Türkiye Direktörü Defne Ertan Tüysüzoğlu, “Bugün burada 2025’in gastronomi trendlerini paylaşmanın yanı sıra; mirasla geleceği, geleneği inovasyonla, bilgiyi ilhamla harmanlayan bir vizyonun inşasına tanıklık ediyoruz. Bu buluşma, geleceğin mutfağını şekillendirecek fikirlerin toplandığı entelektüel bir laboratuvar oluyor. Bugün 130. yaşını da kutladığımız Le Cordon Bleu artık uluslararası bir okul ve 20’den fazla ülkede, 30’dan fazla kampüste hizmet veriyor. Ve ne mutlu ki bu 130 yılda birçok köklü işletme bir sonraki neslini Le Cordon Bleu’nun ellerine emanet etti ve aldıkları bu eğitim işletmelerine aslında yeni bir can suyu oluyor. Bizler de onların başarılarına tanıklık ettikçe gururlanıyoruz” dedi.

Aile Geleneklerinden Uluslararası Mutfağa Uzanan Yolculuk

Türkiye’nin gastronomi dünyasında yıllardır varlık gösteren, köklü geçmişe sahip aile işletmeleri değişen trendleri takip etmek, lezzet miraslarını günümüzün dinamik mutfak anlayışıyla buluşturmak ve markalarını geleceğe taşımak amacıyla Le Cordon Bleu’yü tercih ediyor. Eğitimlerini burada tamamlayan temsilciler, işletmelerini hem yerel hem uluslararası düzeyde farklılaştıracak adımlar atıyor ve Türk gastronomisinde jenerasyonlar arası bir dönüşümün öncüsü oluyorlar.

Ülkenin dört bir yanında nesiller boyunca yönetilen bu markalar, mutfak sanatlarında sürdürülebilir kalite ve yenilikçi bakış açısını Le Cordon Bleu eğitimleriyle pekiştiriyor. Böylece, hem geleneksel tarifleri yaşatmayı hem de global gastronomi sahnesine entegre olmayı mümkün kılıyorlar.

Art Cafe Şefi ve Sahibi Şeyda Tomruk, “2015-2017 yılları arasında Le Cordon Bleu’de geçirdiğim öğrenim süreci, bu mesleği tutkuyla icra etme kararımın en önemli adımıydı. Mutfak sanatlarının temellerini böyle köklü bir kurumda öğrenmek, benim için eşsiz bir fırsattı. Zorlu ama bir o kadar da ilham verici bu eğitim, bugün attığım her adımda yanımda taşıdığım güçlü bir temel sağladı. Le Cordon Bleu programını bitirdiğim andan itibaren artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Annemin başlattığı bu serüvenin bayrağını ikinci kuşak olarak devraldım ve mimar kimliğim ile pastacılığın ne sadece tasarım ne de sadece lezzetten ibaret olmadığının bilincinde markayı daha ileriye götürmeyi hedefledim. Le Cordon Bleu’den aldığım eğitim, ailemin arkamdaki desteği ile işletmemizi çok daha iyi, çok daha ünlü bir hedefe götürmek için var gücümle çalışmaktayım” dedi.

Strada & Machi restoranlarının sahibi Doruk Turanlı, “Bugün gastronomi dünyasında sadece ne yediğimiz değil, neden ve nasıl yediğimiz de en az onun kadar önemli. Alışkanlıklar, beklentiler ve değerler hızla değişiyor; artık insanlar yalnızca yeni tatlar değil, bir fikir, bir duygu, bir hikaye deneyimlemek istiyor. Belki de gastronomideki en büyük dönüşüm, restoranların ne sunduğundan çok, nasıl hissettirdiğine dair beklentilerin artması oldu. ‘Geleceğe taşımak’ dediğimiz şey de tam olarak bu dönüşümü yakalayabilmek. Üç kuşaktır bu sektörde olan ailemin yıllar içinde oluşturduğu hüküm, Le Cordon Bleu’de aldığım eğitimle ve yeni dünyayı takip eden bakış açımla birleşti. Yalnızca lezzete değil, aynı zamanda anlatıya, kültüre ve duyguya odaklanmayı öğretti. Bugün elimdeki değerlere daha yakından bakabiliyor ve onları daha derin bir anlamla sunabiliyorsam, bunda Le Cordon Bleu’nün katkısı büyük” dedi.

Sevinç Pastanesi Üretim Müdürü Ladin Şekerci, “2020 yılında Özyeğin Üniversitesi Gastronomi ve Restoran İşletmeciliği bölümünden mezun oldum ve şu an Sevinç Pastanesi’nde üçüncü kuşak olarak üretimin başındayım. Günümüzde gastronomi, özellikle de pastacılık sektörü, hızlı ve sürekli bir dönüşüm içinde. Artık insanlar sadece lezzet aramıyor; yedikleri ürünlerin bir hikâyesi olmasını, duygulara dokunmasını, bir anlam taşımasını bekliyor. Le Cordon Bleu’den aldığım eğitim, bu dengeyi kurabilmem için bana eşsiz bir perspektif kazandırdı. Biz pastanemizde hem nostaljik ve geleneksel tatlarımıza sahip çıkıyor hem de değişime cesurca adım atıyoruz. Geçmişin köklü tatlarını korurken sürdürülebilirlik, yerli üreticiyle iş birliği ve malzemeye saygı gibi çağdaş değerleri mutfağımıza entegre ediyoruz. Bugün pastanemizde minimalist ama karakterli dokunuşlara, yenilikçi ama köklü tariflere yer veriyorsak bu vizyonun arkasında Le Cordon Bleu’nün katkısı büyük” dedi.

Orkide Pastanesi Pasta Şefi Zeynep Özgüler, “Uzun yıllardır süregelen bir aile mirasını taşıyan Orkide Pastanesi’nde, köklü tariflerimizi korurken aynı zamanda geleceğe de hazırlanmak bizim için hep öncelikli oldu. Ben Orkide Pastanesi’nin beşinci nesliyim ve özellikle Le Cordon Bleu’de aldığım eğitim, bu mirası çağın dinamikleriyle birleştirmemde belirleyici bir rol oynadı. Aldığım eğitimle daha metodsal, daha kimyasal, daha pratik yöntemlerle, global pastacılık trendlerini daha yakından takip ederek ürünlerimizi çeşitlendirmeye özen gösteriyorum. Gelenekten beslenen ama geleceğe dönük bir anlayışı kurumsal yapımıza entegre etmemizi sağlayan bu yaklaşımın temelinde Le Cordon Bleu’nun kattığı değerler yer alıyor” dedi.

Hünkar & Kruvasan & Lokanta Kru Şefi Ufuk Ügümü, “Le Cordon Bleu’de geçirdiğim eğitim süreci, mutfağa tekniğin yanı sıra düşünsel bir alan olarak da bakmamı sağladı. Öncelikle Madrid Le Cordon Bleu ile tanıştım ve ülkeme geldiğimde fark yaratabileceğimi düşündüğüm alanlara yöneldim. Le Cordon Bleu’de eğitim alırken kruvasan alanına yoğunlaşan çok sevdiğim bir hocam vardı. 10 yaşından beri su böreği açmayı bildiğim için okuldan sonra hocama yardım ederek kruvasan yapmaya başladım. Ailemden aldığım mirası kendi vizyonum ve eğitimimle birleştirdim. Bu yolculukta tariflerin ardındaki kültürü, disiplini ve yaratıcı yaklaşımı öğrenmek mesleki yolculuğumda önemli bir kırılma noktasıydı. Bugün Le Cordon Bleu’de kazandığım çok katmanlı bakış açısının bir sonucu olarak ülkeme taşıdığım kruvasanlarla bir tabakta hem geçmişin izlerini hem de geleceğin izleklerini aynı anda taşıyabildiğime inanıyorum” dedi.

Le Cordon Bleu’nun 130. kuruluş yılı onuruna düzenlenen etkinlik, her yıl vizyon, hafıza ve yenilik arasında kurulan entelektüel bir köprü işlevi görüyor. Çağdaş mutfak sanatlarının geleceğine yön verme potansiyeli taşıyan fikirlerin paylaşıldığı Trends’25, seçkin bir buluşma noktası olarak da öne çıkıyor.

Özyeğin Üniversitesi Hakkında

2007 yılında Hüsnü M. Özyeğin Vakfı tarafından kurulan Özyeğin Üniversitesi, küresel etki, öğrenci gelişimi ve akademik mükemmeliyet odaklı girişimci bir araştırma üniversitesidir. Üniversite yedi (7) fakülte ve üç (3) enstitüde yirmi beş (25) lisans, otuz altı (36) yüksek lisans ve on (10) doktora programı sunmaktadır. Özyeğin Üniversitesi, iddialı lisansüstü programları ve yenilikçi, disiplinler arası iş birliklerini teşvik eden dinamik akademik topluluğunun etkisiyle hızla büyüyen araştırma çıktılarıyla araştırma yetkinliklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Uluslararası alanda tanınan Özyeğin Üniversitesi, “THE Genç Üniversiteler Sıralaması”nda son 20 yıl içinde kurulmuş vakıf ve özel üniversiteler arasında ikinci sırada yer almaktadır. Özyeğin Üniversitesi “THE Etki Sıralamaları”nda Türkiye’nin vakıf üniversiteleri arasında altı (6) yıldır birinci sıradadır.

Özyeğin Üniversitesi Le Cordon Bleu İş Birliği

Le Cordon Bleu, 130 Yıllık bir geçmişe ve zengin bir mirasa sahip olan, gastronomi sanatları ile otel yönetimi alanlarında lider global bir okul ağıdır. Okul, 20’den fazla ülkede 35 okuluyla küresel varlığını sürdürmekte ve her yıl 100’den fazla farklı milliyetten 20.000’den fazla öğrenciye eğitim vermektedir.

Özyeğin Üniversitesi 2012 Temmuz ayında Gastronomi ve Mutfak Sanatları Lisans Programı’nı açarken, dünyanın en prestijli mutfak sanatları kurumu Le Cordon Bleu ile iş birliği anlaşmasını da imzalayarak Özyeğin öğrencilerini dünyanın en usta şefleriyle birlikte yetiştirmeyi hedeflemiştir.

Le Cordon Bleu ile açtığı sertifika programlarıyla bu alanda kendini geliştirmek ve ilerletmek isteyenlere de yeni bir geleceğin kapılarını aralamaktadır. Özyeğin Üniversitesi ve Le Cordon Bleu iş birliği kapsamında, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Lisans Programı ve Otel Yöneticiliği Lisans Programı’ndaki “Mutfak Sanatları” dersleri Le Cordon Bleu Eğitmen Şefleri tarafından verilmektedir. 20’den fazla ülkede olduğu gibi, üniversite öğrencisi olmasa da mutfak sanatları alanındaki yetkinliğini geliştirmek ve bunu uluslararası saygı gören bir sertifika ile taçlandırmak isteyen ya da kariyerini değiştirmeyi hedefleyen herkes için, Le Cordon Bleu Sertifika Programları, Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy Kampüsü’nde verilmeye devam etmektedir.

Kaynak: HORECA TREND ve Özyeğin Üniversitesi

Tamamını Oku

Fuar ve Etkinlikler

Türk Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü Çin Pazarında Vitrine Çıktı

Türk zeytincilik sektörü, günümüzde 30 bin ton zeytinyağı ithal eden, 5 yıllık vadede 100 bin zeytinyağı ithal etmesi beklenen Çin’e 10 bin ton zeytinyağı ihraç etmek için 12-14 Haziran 2024 tarihleri arasında Çin Guanghzou’da düzenlenen 18th International Edible Oil Expo 2025 Fuarı’nda yerini aldı.

Yayınlandı

on

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, Türkiye’nin son yıllarda artan zeytin ve zeytinyağı rekoltesini katma değere dönüştürmek için Ticaret Bakanlığı’nın “Uzak Ülkeler Stratejisi”yle uyumlu pazarlama faaliyetlerine ağırlık veriyor.

Son iki yıldır Brezilya, Avustralya, Amerika Birleşik Devletleri’ne yönelik sektörel ticaret heyeti organizasyonları yapan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, 12-14 Haziran 2024 tarihleri arasında Çin Halk Cumhuriyeti/Guanghzou’da düzenlenen 18th International Edible Oil Expo 2025 Fuarı’na katıldı. EZZİB’in bundan sonraki durağı Eylül ayında Kanada olacak.

Fuar sırasında, Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC) Tanıtım Bölümü’nün önceki Başkanı Sayın Ender Gündüz, Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı potansiyelini tanıtan kapsamlı bir sunum yaptı.

Çin’in 1,4 milyarlık nüfusuyla dünyanın en büyük pazaryeri olduğuna işaret eden Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Davut Er, Çin’deki nüfusun 500 milyonunun gelir seviyesinin yüksek, zeytin ve zeytinyağı tüketebilecek konumda olduğunu, Çin pazarında Türk zeytin ve zeytinyağının ihracat hacmini artırmak istediklerini dile getirdi.

Hedef Çin’e 10 Bin Ton Zeytinyağı İhraç Etmek 

Çin’de 5-10 Kasım 2025 tarihleri arasında düzenlenecek olan Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nın Türk zeytin ve zeytinyağı sektörü için büyük bir fırsat olduğunu dile getiren Er, “Türkiye son 25 yılda zeytincilik sektörüne büyük yatırım yaptı. 2000’li yılların başında 90 milyon olan zeytin ağacı varlığımız 205 milyona ulaştı. Rekoltemizin katma değere dönüşmesi için Çin ihracatımızı aritmetik artırabileceğimiz bir pazar. Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu Ege İhracatçı Birliklerimizin üstlendiği Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nda zeytin ve zeytinyağı tadım etkinlikleri yapacağız. Çin’de günümüzde 30 bin ton seviyesinde olan zeytinyağı tüketiminin 5 yıl sonra 100 bin tona çıkması bekleniyor. Türkiye olarak hedefimiz Çin pazarından 10 bin tonluk pay almak olacak” diye konuştu.

18th International Edible Oil Expo 2025 Fuarı’na EZZİB adına katılan Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC) Tanıtım Bölümü’nün önceki Başkanı Ender Gündüz fuar etkinlikleri etkinlik kapsamında ülkemiz ve sektörümüzü tanıtan kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi.

EZZİB Başkan Yardımcısı Davut Er, fuarın ikinci günü Çin Tahıl ve Yağ Standartları Komitesi (National Grain and Edible Oil Standardisation Committee) Başkanı Prof. Dr. Dong Ping ile bir toplantı yaptı. Buluşmada, Çin’deki bitkisel yağ tüketimi ve pazar dinamikleri üzerine kapsamlı bilgiler paylaşıldı.

Prof. Dr. Dong Ping, Çin’in yıllık yağ tüketiminin 40 milyon ton seviyesinde olduğunu, kişi başı ortalama tüketim miktarının ise 29,2 kg seviyesinde olduğunu vurguladı. Çin’in mevcut üretimin talebi karşılamakta yetersiz kaldığı bilgisini veren Ping, “Palm yağı tüketimi 10 milyon tonu buluyor. Sağlık bilincinin artmasıyla birlikte tüketiciler zeytinyağı gibi sağlıklı yağlara yöneliyor. Çin önümüzdeki 5 yıl içinde yıllık 100 bin ton zeytinyağı ithalatına ulaşacak” ifadelerini kullandı.

EZZİB Başkan Yardımcısı Davut Er ve Prof. Dr. Dong Ping, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ile Çin Tahıl ve Yağ Standartları Komitesi arasında kurumsal ilişki kurulması konusunda mutabakata vardılar.

EZZİB Başkan Yardımcısı Davut Er, Prof. Dr. Dong Ping ve beraberindeki zeytinyağı alıcılarından oluşan bir heyeti Türkiye’ye davet etti. Türkiye seyahatinde; Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK), Zeytincilik Araştırma Enstitüsü, Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi gibi sektörel paydaşların katılımıyla teknik temaslar yapılması, zeytinlik alanların yerinde görülmesi, üretim tesisleri ve liman ziyaretlerinin gerçekleştirilmesi ve ikili iş görüşmelerinin organize edilmesini önerdi.

Türkiye’nin Guangzhou Başkonsolosu Kaan Başkurt ve Guanghzou Ticaret Ataşesi Dilan Can 18th International Edible Oil Expo 2025 Fuarı süresince Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği standını ziyaret eden isimler arasında yer aldılar. Başkonsolos ve Ticaret Ateşi, Çin pazarı hakkında deneyimlerini, Çin pazarının büyüklüğü ve tüketici davranışları ilişkin güncel bilgiler paylaştılar. EZZİB Başkan Yardımcısı Davut Er ve beraberindekiler, fuarın kapanışı sonrasında, Çin’de bulunan büyük perakende zinciri olan “Ole” marketi ziyaret ederek zeytinyağı reyonları ve zeytinyağı markalarının fiyat, ambalaj tasarımı, menşe ülkeleri ve pazarlama stratejileri incelediler.

Zeytinyağı İhracatçılarının Bundan Sonraki Durağı Kanada Olacak

Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı ihracatçılarını çatısı altında buluşturan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, hedef pazarlarda Türkiye’nin ihracatını artırmak için yoğun mesai harcıyor.

3-8 Mart 2025 tarihlerinde Amerika Birleşik Devletleri’ne yönelik “Sektörel Ticaret Heyeti” gerçekleştiren EZZİB, 12-14 Haziran 2024 tarihlerindeki Çin seferi sonrasında Kanada’ya “Sektörel Ticaret Heyeti” düzenlemek için çalışmalarını sürdürüyor.

Kanada yıllık 30 bin ton sofralık zeytin ve 50 bin ton zeytinyağı ithalatıyla Türk ihracatçılarının radarına girdi. Türkiye’nin Kanada’ya zeytinyağı ihracatı son 4 yılda yüzde 577’lik artışla 2,2 milyon dolardan 15 milyon dolara ilerledi. Sofralık zeytin ihracatı ise yüzde 100’lük artışla 1 milyon dolardan 2 milyon dolara çıktı.

EZZİB, 8-13 Eylül 2025 tarihleri arasında düzenleyeceği “Kanada Sektörel Ticaret Heyeti”yle Kanada’nın sofralık zeytin ve zeytinyağı ithalatından yüzde 10 pay alma çabası içinde olacak.

Kaynak: HORECA TREND ve Ege İhracatçı Birlikleri

Tamamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2025 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.