Diyetisyen Betül Serttaş’tan Metabolizmayı Hızlandıran Öneriler | HORECA TREND
Takip edin!

Meyveler

Diyetisyen Betül Serttaş’tan Metabolizmayı Hızlandıran Öneriler

Diyetisyen Betül Serttaş konu hakkında önemli bilgiler verdi.

Yayınlandı

on

Diyetisyen Betül Serttaş, metabolizmayı hızlandırarak enerji harcamasını artırabilecek ve genel sağlığı destekleyebilecek besinler hakkında önemli bilgiler paylaştı. Bu besinler arasında kahve, beyaz çay, kefir, yulaf ve chia tohumları bulunmaktadır. Bu süper besinler, vücut işlevlerini optimize ederek kilo yönetimine ve sağlık hedeflerine ulaşmanıza yardımcı olabilir.

Kahve: Metabolizmayı Hızlandıran Bir Uyarıcı

Kahve, içerdiği kafein sayesinde metabolizmayı geçici olarak hızlandırabilir. Kafein, termojenik etkisiyle vücut sıcaklığını artırabilir ve bu sayede enerji harcamasını yükseltebilir. Kafein, depolanmış yağ asitlerinin kana salınmasına ve enerji olarak kullanılmasına yardımcı olabilir. Bu da yağ oksidasyonunu artırarak, egzersiz sırasında daha fazla kalori yakılmasına ve metabolizmanın hızlanmasına destek olur. Ancak, aşırı kafein alımı bazı insanlarda uykusuzluk, kalp çarpıntısı gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, kafein tüketiminde dikkatli olunmalıdır.

Beyaz Çay: Antioksidan ve Metabolizma Dostu

Beyaz çay, diğer tüm çaylar gibi kafein içerir ve bu sayede metabolizmayı bir süre hızlandırabilir. Beyaz çayın antioksidan içeriği de oldukça yüksektir. Antioksidanlar, hücre hasarını önleyerek genel sağlığı destekler. Metabolizmanın düzgün çalışabilmesi için hücrelerin sağlıklı olması gereklidir. Beyaz çay ayrıca L-theanine adındaki amino asidi içerir. Bu amino asit, kafeinin uyarıcı etkilerini düzenleyebilir ve sakinleştirici bir etki yaratabilir. Bu sayede stres hormonlarının düşmesine ve metabolizmanın etkin çalışmasına katkıda bulunabilir.

Kefir: Bağırsak Sağlığını Destekleyen Probiyotik

Kefir, probiyotik bakteriler ve mayalar içermesiyle bağırsak mikrobiyotasını destekler. Bağırsak sağlığının iyi olması, sindirim sisteminin daha iyi çalışmasına ve metabolizmanın düzenlenmesine yardımcı olur. Bazı çalışmalar, düzenli kefir tüketiminin insülin duyarlılığını artırabileceğini ve enerji metabolizmasını olumlu yönde etkileyebileceğini göstermektedir. İnsülin, vücutta şekerin hücrelere alınmasını düzenleyen bir hormondur. Kefir, düşük kalorili bir protein ve besin maddesi kaynağı olarak doygunluk hissini artırabilir. Ayrıca, protein ve kalsiyum içeriğiyle metabolizmayı hızlandırabilir. Kefirin antiinflamatuar özellikleri, inflamasyonun metabolizma üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabilir.

Yulaf: Enerji Dolu ve Tok Tutan Besin

Yulaf ezmesi, kompleks karbonhidratlar ve beta-glukan adı verilen çözünebilir lifler içerir. Bu lifler, sindirimi yavaşlatarak daha uzun süre tokluk hissi sağlar. Ayrıca, kan şekerini dengeleyebilir ve insülin duyarlılığını artırabilir. Bu durum, enerji kullanımını dengeler ve metabolizmayı olumlu yönde etkiler. Yulaf ezmesinde bulunan demir, magnezyum ve B vitaminleri, enerji üretimine ve metabolik süreçlere destek olur.

Chia Tohumu: Omega-3 ve Lif Zengini

Chia tohumları, çözünebilir ve çözünmez lifler ile protein açısından zengindir. Bu özellikleri sayesinde sindirimi yavaşlatarak daha uzun süre tok kalmamıza yardımcı olurlar. Ayrıca, bağırsak hareketlerini düzenlemeye de katkı sağlarlar. Chia tohumları, omega-3 yağ asitlerinden alfa-linolenik asit (ALA) bakımından zengindir ve bu yağ asitleri metabolizmayı destekler. Omega-3 yağ asitlerinin anti-inflamatuar özellikleri, vücutta iltihaplanmayı azaltarak metabolizmanın sağlıklı kalmasına yardımcı olabilir. Chia tohumları, sıvıyla buluştuğunda şişerek midede doluluk sağlar ve doygunluk hissini artırır. İçerdikleri kalsiyum, magnezyum, fosfor ve manganez gibi mineraller, metabolik süreçler için gerekli olan enerji üretimine destek olur.

Reklam

Kahve ve Metabolizma

Kahve, dünya genelinde en popüler içeceklerden biridir ve birçok kişi için sabah rutininin vazgeçilmez bir parçasıdır. Ancak, kahvenin metabolizma üzerindeki etkileri, bu içeceğin popülerliğini daha da artırmaktadır. Kafein, merkezi sinir sistemini uyararak uyanıklığı artırır ve yorgunluğu azaltır. Ayrıca, termojenik etkisi sayesinde vücut sıcaklığını artırarak metabolizmayı hızlandırır. Kafein, yağ dokusundaki yağ asitlerinin serbest bırakılmasını teşvik eder ve bu yağların enerji olarak kullanılmasını sağlar. Bu süreç, yağ oksidasyonu olarak bilinir ve egzersiz sırasında daha fazla kalori yakılmasına yardımcı olur. Ancak, aşırı kafein tüketimi bazı kişilerde olumsuz etkilere yol açabilir. Bu nedenle, kahve tüketiminde dengeli olmak önemlidir.

Beyaz Çayın Antioksidan Gücü

Beyaz çay, yeşil çay ve siyah çay gibi diğer çay türleri ile aynı bitkiden elde edilir. Ancak, beyaz çay en az işlenmiş olanıdır ve bu nedenle antioksidan içeriği daha yüksektir. Antioksidanlar, serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarını önler ve genel sağlığı destekler. Beyaz çayın içerdiği L-theanine amino asidi, kafeinin uyarıcı etkilerini dengeleyerek rahatlatıcı bir etki yaratır. Bu, stres hormonlarının seviyesini azaltabilir ve metabolizmanın daha etkin çalışmasına katkıda bulunabilir. Beyaz çay, ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve kronik hastalıklara karşı koruyucu etkiler sağlayabilir.

Kefir ve Bağırsak Sağlığı

Kefir, fermente bir süt ürünüdür ve probiyotik bakteriler ile mayalar içerir. Bu mikroorganizmalar, bağırsak mikrobiyotasını dengeleyerek sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasını sağlar. Bağırsak sağlığı, genel sağlık ve metabolizma üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Kefir, bağırsak sağlığını iyileştirerek metabolizmayı düzenleyebilir ve enerji kullanımını optimize edebilir. Ayrıca, kefirin içerdiği protein ve kalsiyum, kas kütlesini korumaya ve yağ yakımını artırmaya yardımcı olabilir. Düzenli kefir tüketimi, insülin duyarlılığını artırabilir ve bu da kan şekerinin daha iyi kontrol edilmesini sağlar. Bu özellikler, kefirin kilo yönetimine ve genel sağlığa olan katkılarını vurgular.

Yulaf ve Enerji Yönetimi

Yulaf, besleyici ve enerji verici bir besindir. Kompleks karbonhidratlar ve beta-glukan lifleri içerir, bu da sindirimi yavaşlatarak daha uzun süre tokluk hissi sağlar. Yulaf, kan şekerini dengeleyerek enerji seviyelerinin stabil kalmasına yardımcı olur. Ayrıca, yulaf ezmesinde bulunan demir, magnezyum ve B vitaminleri, enerji üretimi ve metabolik süreçler için gereklidir. Yulaf, düşük glisemik indeksli bir besin olup, enerji dalgalanmalarını önler ve uzun süreli tokluk hissi sağlar. Bu özellikleri, yulafın sağlıklı bir diyetin vazgeçilmez bir parçası olmasını sağlar.

Chia Tohumu ve Sağlık

Chia tohumları, son yıllarda sağlıklı beslenme dünyasında popülerlik kazanmıştır. Omega-3 yağ asitleri, lif ve protein bakımından zengin olan chia tohumları, metabolizmayı destekler ve anti-inflamatuar özelliklere sahiptir. Chia tohumları, sıvıyla birleştiğinde jel kıvamına gelerek midede doluluk hissi yaratır ve tokluk sağlar. Ayrıca, bağırsak hareketlerini düzenleyerek sindirim sağlığını destekler. Chia tohumlarının içerdiği kalsiyum, magnezyum, fosfor ve manganez gibi mineraller, metabolik süreçler için gerekli olan enerji üretimine katkıda bulunur. Bu besin, sağlıklı bir diyetin önemli bir parçası olabilir ve genel sağlığı destekleyebilir.

Sonuç

Kahve, beyaz çay, kefir, yulaf ve chia tohumları gibi besinler, metabolizmayı hızlandırarak enerji harcamasını artırabilir ve genel sağlığı destekleyebilir. Bu besinler, vücut işlevlerini optimize ederek kilo yönetimine ve sağlık hedeflerine ulaşmanıza yardımcı olabilir. Ancak, bu besinleri dengeli ve ölçülü tüketmek önemlidir. Aşırı tüketim, bazı kişilerde olumsuz etkilere yol açabilir. Bu nedenle, beslenme uzmanları ve diyetisyenlerin önerilerini dikkate almak ve kişisel ihtiyaçlara uygun bir beslenme planı oluşturmak önemlidir.

Sıkça Sorulan Sorular

Kahve metabolizmayı nasıl etkiler?
Kahve, içerdiği kafein sayesinde merkezi sinir sistemini uyarır ve termojenik etkisiyle vücut sıcaklığını artırarak metabolizmayı hızlandırır.

Reklam

Beyaz çayın sağlık faydaları nelerdir?
Beyaz çay, yüksek antioksidan içeriği ve L-theanine amino asidi sayesinde hücre sağlığını korur, stres hormonlarını azaltır ve metabolizmayı destekler.

Kefir neden bağırsak sağlığı için önemlidir?
Kefir, probiyotik bakteriler ve mayalar içermesiyle bağırsak mikrobiyotasını dengeler, sindirimi iyileştirir ve metabolizmayı düzenler.

Yulaf neden enerji verir?
Yulaf, kompleks karbonhidratlar ve beta-glukan lifleri içerir, kan şekerini dengeler ve uzun süre tokluk sağlar, enerji üretimine katkıda bulunur.

Chia tohumlarının metabolizmaya etkisi nedir?
Chia tohumları, omega-3 yağ asitleri, lif ve protein içerir, sindirimi yavaşlatarak tokluk sağlar ve anti-inflamatuar özellikleriyle metabolizmayı destekler.

Bu besinler nasıl tüketilmelidir?
Bu besinler dengeli ve ölçülü şekilde tüketilmelidir. Aşırı tüketim olumsuz etkilere yol açabilir. Beslenme uzmanlarının önerilerine göre tüketmek en doğrusudur.

Dış Bağlantı Önerileri

Bu besinleri diyetinize dahil ederek, metabolizmanızı hızlandırabilir ve genel sağlığınızı destekleyebilirsiniz. Ancak, her zaman dengeli bir diyet ve sağlıklı yaşam tarzını benimsemek önemlidir.

Reklam

Kaynak: HORECA TREND, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı

Not: Sağlıklı Beslenme kategorisinde daha fazla içeriğe ulaşmak için HORECA TREND’in “Sağlıklı Beslenme” kategorisini inceleyebilirsiniz.

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Meyveler

D Vitamini Hangi Gıdalarda Bulunur? Canan Karatay Açıkladı…

Prof. Dr. Canan Karatay, “Karatay Sözü” ismini verdiği YouTube kanalı üzerinden “KANDA D VİTAMİNİ DEĞERİ NE OLMALI? başlıklı bir video yayınladı. Karatay, D vitaminin bulunduğu meyve ve sebzeleri açıkladı…

Yayınlandı

on

Yazar:

Prof. Dr. Canan Karatay, D Vitamini hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

D vitamini toksitesi diye bir şeyin hiçbir çalışmada görülmediğini açıklayan Prof. Dr. Canan Karatay, “D vitamini toksitesi diye bir şey görülmemiştir. Hiçbir çalışmada da gösterilmemiştir. Gün ışığından aldığımız gibi yiyecekler de çok önemli. Yiyecekler efendim. Hayvansal yağlar, iç organlarda da çok fazladır. Balıkta çok fazladır. Bunlar çok önemlidir. D vitamini aynı zamanda yağlarda da vardır. D vitamini yağda eriyen bir vitamindir. Yağsız yediğimiz zaman vitamini alsak bile hiçbir faydası yoktur. Onun için hakikaten sağlıklı tereyağı, köy tereyağı. Sağlıklı zeytinyağı ve omega3 mutlaka almamız lazım. Hakikaten yağı vücudumuza sokmamız lazım. Yalnız şunu da belirtmek istiyorum. Bilhassa yağ fazla olan kişilerde D vitamini yağı da eridiği için gidiyor. Yağ hücresine oturuyor. Yağ hücresinde oturduğu sürece de kanda dolaşım olmadığı için kesinlikle yükselmiyor. Ne kadar alırsanız alın, kilolu kişilerde yükselmiyor.” dedi

D Vitaminini Yükseltmek İçin İnsülin Direnci Kırılmalı

Kilolu kişilerde insülin direnci olduğunu dile getiren Prof. Dr. Canan Karatay, “Leptin direnci olan kişilerdir. İnsülin direncini de kırmak için düşük glisemik indeksli yiyecekler tüketeceğiz. Düşük glisemik indeksli dediğimiz yiyecekler. Bir şey yediğimiz zaman ağzımıza koyduğumuz zaman pankreasımızdan insülin salgılatmayan veya insülini az salgılatan yiyeceklere düşük indeksli yiyecekler diyoruz. Bunun başında proteinler geliyor. Sağlıklı doğal proteinler geliyor. Kırmızı et. Yağ sıfır glisemik indeksi, yumurta çok önemli. Yoğurt, tereyağı. Bütün bunlar sıfır. Tabii kompleks karbonhidratlardan da fasulye. Kuru fasulye çok önemli. Fındık, fıstık çok önemli. Ceviz çok önemli. Bütün bunların hakikaten glisemik indeksi düşük olduğu için insülin direncini kırar. İnsülin direnci kırılınca da vitamin değeri yavaş yavaş yükselmeye başlar. Yani bu bir bütün görüyorsunuz ki insülin direnci, leptin direnci, D vitamini azlığı, büyüme hormonu azlığı. Bütün bunlar hepsi interaktif şekilde birbiriyle alakalı, ilgili. Başta insülin direncini kırmamız lazım. Insülin direncini kırmamız için de yürümek çok önemli dans etmek çok önemli ve düşük glisemik indeksli yiyecekler yiyerek tok olarak dolaşmak çok önemli.” diye konuştu.

D Vitaminini Yüksek Tutmak İçin Spor Yapılmalı

Spor yapmanın vücuttaki d vitaminini yüksek tuttuğunu hatırlatan Prof. Dr. Canan Karatay şunları söyledi, “Yürümek çok önemli ama deli danalar gibi koşmak değil. Çünkü kilolu kişilerde veya zayıf kişilerde, devamlı koştuğumuz zaman bilin ki ileri yaşlarda dizlerde ağrı gelişiyor. Devamlı koştuğumuz zaman veya deli danalar gibi koştuğumuz zaman ağrılar oluyor, diz ağrıları oluyor. Adale ağrıları oluyor. Yaptığımız her sporda mikro yırtılmalar meydana gelir adalelerde. Bu adaleler ağrı yapar. Bu adalelerin tekrar yapılanması için vitamine ve kolesterole ihtiyaç vardır. Bunlardan korkmayacağız. En başta hepsini içeren kolajen. Kelle paça işe yarar. Çünkü kelle paçada hem mineraller, hem kolajen, hem de doğal yağı vardır. Vücudun yapılanması için gereken her türlü faktör onda bulunmaktadır. Kolesterolün yükselecek diye korkmayın. Kolesterol olmadan vücut toparlayamaz.”

Reklam

 

Kaynak: HORECA TREND, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı

Devamını Oku

Meyveler

Mucizevi Doğal Hazine: Glutatyon Nedir?

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Salim Balin glutatyon hakkında bilgiler sundu.

Yayınlandı

on

Yazar:

İnsan vücudunda birçok hücre tarafından sentezlenen mucizevi bir doğal hazine olan glutatyon, son yıllarda adını sıkça duyuruyor. Glutatyonun sebep olduklarına bakıldığında vücudun temizlik görevlisi gibidir. Güçlü bir anti-oksidan kaynağı olan glutatyon, bir yandan bağışıklık sistemini güçlendirirken bir yandan da bedende biriken ağır metallerin, toksinlerin vücuttan atılmasını sağlıyor ve iltihaplanmanın önüne geçiyor.

Kontrol edilmediği takdirde glutatyon; oksidatif stres, diyabet, oto immun hastalıklar (Haşimato Hastalığı vs.), kanser, kardiyovasküler hastalık, Alzheimer, böbrek hastalığı ve daha fazlası dâhil olmak üzere çok sayıda sağlık sorununa ve kronik hastalığa sebep olabilmekte. Oksidatif stres ile aklınıza gelebilecek hemen hemen her hastalık arasında bir bağlantı mevcut. Düzenli yemek yapılan bir mutfakta temizlik ne kadar önemliyse hücrelerin temizliği için glutatyon o kadar önemlidir.

Yaşlandıkça vücudunuzun glutatyon üretme yeteneği azalır ve çeşitli hastalıklara ve sağlık sorunlarına karşı daha savunmasız bırakır. Alkol tüketimi, fast-food, junk-food beslenme alışkanlıkları glutatyon seviyelerini hızlıca düşürüyor.

Glutatyon: Mucizevi Doğal Hazine

Glutatyon Seviyesini Doğal Yollarla Artırmak Mümkün Mü?

Kükürt molekülleri içeren glutatyon, kükürt oranı yüksek yiyecekler yoluyla vücuttaki doğal üretimini artırmaya yardımcı olabilir.

Lahana, karnabahar, turp, sarımsak, soğan, yumurta, kuşkonmaz, avokado, ıspanak, bamya, karnabahar, domates, havuç, brüksel lahanası, pırasa, kabak, maydanoz, kırmızı pancar, zerdeçal, tarçın, kakule, keten tohumu, deniz yosunu ve kimyon gibi besinlerin bir kısmı üretimini desteklerken bir kısmı da glutatyon kaynağı açısından zengindir. Bu besin çeşitliliğini sofralarınızdan eksik etmemeni gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Salim Balin, “Yetersiz uyku glutatyon seviyelerini olumsuz etkiler. Düzenli olarak yeterince dinlenmek seviyelerin artmasına yardımcı olabilir. Ayrıca yapılan çalışmalarda orta yoğunlukta (günlük 30 dakika tempolu yürüyüşler) egzersizlerin de glutatyon seviyelerine olumlu katkı sağladığı görülmüştür.” tavsiyelerinde bulundu.

Damar Yolundan Glutatyon Tedavisi

Reklam

Özellikle bazı hastalıklarda süreci keskin bir şekilde yönetmek ve tersine çevirmek için damardan glutatyon desteği alınabileceğini belirten Op. Dr. Balin, “Bu hastalıkların başında şeker hastalığı, parkinson ve alzheimer hastalıkları, Haşimato hastalığı, karaciğer yağlanması gibi durumlarda iv (damardan) alınabilir.” şeklinde konuştu.

Mucizevi Doğal Hazine

Glutatyon artışı için en etkili yöntemin, damar yoluyla tedavisini almak olduğunu dile getiren Balin, “Çünkü ağız yoluyla alınan takviyeler, yeterince işe yaramıyor. Damar yolu takviyesi alırken mutlaka güvenilir merkezlerden almanızı ve Eczacı odaları vasıtasıyla getirtilen glutatyonların kullanıldığına emin olmalısınız. Merdiven altı tabir edilen yerlerde kaynağı belli olmayan ilaçlar kullanılıyor. Bunlardan kesinlikle uzak durulmalı ve uzman bir hekim kontrolünde damardan tedavisi alınmalı.” ifadelerine yer verdi.

 

Kaynak: HORECA TREND, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı

Devamını Oku

Meyveler

Kilo Vermeye Yardımcı 8 Gıda

Kilo vermeye yardımcı gıdaları Youtube videosunda derleyen Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, 8 gıda önerisi sundu.

Yayınlandı

on

Yazar:

Kilo vermeye yardımcı gıdaları Youtube videosunda derleyen Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, 8 gıda önerisi sundu.

Genetik ve metobolizmanın yalnızca %10 etkilediği kilo vermede, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları çok büyük önem taşır. Hareketli olmanın yanı sıra önemli olan sadece tüketilen miktar değil, besinlerin niteliğidir. Önerilen 8 gıdanın 6’sını kalori değerleri düşük, midenin boşalmasını geciktiren ve tokluk hissi sağlayan lifli gıdalar oluşturmaktadır.

Sebzelerin Kralı Brokoli

Zengin vitamin, mineral ve antioksidan içeriğine sahip olan brokoli, yüksek miktarda proteine sahiptir. Aynı zamanda yüksek oranda lif içerir ve bu lifler sayesinde sindirim sistemini düzenleme,kabızlığı önleme ve bağırsak sağlığını iyileştirme gibi faydalı reaksiyonlar sağlar. Brokoli, birçok kanser türüne karşı koruyucu özelliğe de sahip olmakla birlikte kalp sağlığını da destekler.

Kilo Vermeye Yardımcı 8 Gıda

“Haftada En Az 2-3 Kez Bir Öğün Sadece Salatadan Oluşmalı.”

2. sırada sağlıklı bir beslenme planının önemli bir parçasını oluşturan salatalar ve yeşillikler bulunur. Salata ve yeşillikler vitamin, mineral, antioksidan ve lif bakımından zengindir. Her türlü salata beslenmemizin ana unsuru olmalıdır ve haftada en az 2-3 kez bir öğün sadece salatadan oluşmalıdır.

Türk Mutfağının Vazgeçilmezlerinden Baklagiller

Reklam

Baklagiller; yani fasulye, nohut ve mercimek de bu listede yer alan önemli bir besin çeşididir. Türk mutfağının vazgeçilmez gıdalarından biri olan baklagiller, yüksek oranda protein, kompleks karbonhidratlar ve lif içerir. Haftada en az 2 gün bu baklagillerden biri sofranızda yer almalıdır. Baklagilleri her zaman yemek olarak tüketmeye gerek yok. Çoğu zaman fasulyeyi bir püre şeklinde veya mercimeği haşlanmış salatalara ekleyebilir veya başka yemeklerin garnitürü olarak kullanabilirsiniz. Ne kadar çok tüketirseniz o kadar fayda sağlar.

Kilo Vermeye Yardımcı 8 Gıda

Lifler Yönünden Çok Zengin Yulaf Ezmesi

Amerika ve Avrupa’da yıllardır önemli bir kahvaltı yiyeceği olarak tüketilen yulaf ezmesi, Türk mutfağında yeni yeni yer almaktadır. Yulaf ezmesinin en önemli özelliği, eriyen ve erimeyen lifler açısından zengin olmasıdır. Özellikle hem midede hem bağırsaklarda jel kıvamında bir kitle oluşturur. Bu jel, bağırsaklarda yağları bir sünger gibi çeker ve emilimlerini azaltır. Bu yolla kanda kolesterol ve yağ oranlarını düşürür, hem de tok tutar.

Erimeyen lifler oldukça faydalı probiyotik bakterilere örnek bir gıdadır. Haftada birkaç gün mutlaka yulaf ezmesi yenilmesini tavsiye eden Prof. Dr. Yörükoğlu; şeker hastası, kalp hastası veya obezite nedeniyle gelen birçok hastaya yulaf ezmesi önerdiğinin de altını çizdi.

Yörükoğlu yanlış tüketilen yulaf ezmesine bir son vermek adına tarif önerisi de sundu: “Bir bardak yulaf ezmesi, bir bardak su, 2-3 parmak süt ve birazcık da hindistan cevizi yağı veya tereyağı bir tencereye eklenerek yulaf ezmesi bir lapa olana kadar 5-6 dakika pişirip bir tabağa koyabilirsiniz. Üzerine yarım muz dilimleyin, lezzetlendirmek için üzerine bir çorba kaşığı kadar pekmez gezdirin ve afiyetle yiyin. Bunun ardından 5-6 saat hiçbir şey yemeyeceksiniz, bunu garanti ederim.”

Kilo Vermeye Yardımcı 8 Gıda

Son Yılların Parlayan Yıldızı Keten Tohumu

Keten tohumu, hem bitkisel omega-3 alfa-linolenik asitten çok zengin hem liflerden hem de kaliteli proteinlerden ve antioksidanlardan çok zengin bir gıdadır. Keten tohumunun günlük 30 gram kadar taze çekilmiş halde gıdalara katılmasının olağanüstü faydalarını gösteren araştırmalar yapılmıştır. Yörükoğlu, “Günde bir çorba kaşığı kadar taze çekilmiş keten tohumunu yoğurda katabilirsiniz, salatalara serpiştirebilirsiniz, çorbaya veya diğer yemeklere serpiştirerek bu süper gıdadan siz de nasibinizi alabilirsiniz.” şeklinde tüketim önerisi de sundu.

“Günde 1 elma doktoru uzak tutar.”

“Eski bir Amerikan atasözü der ki ‘An apple a day keeps the doctor away’ yani tercümesi ‘Günde 1 elma doktoru uzak tutar.’” diyerek başlayan Yörükoğlu, “Elma, bütün meyveler gibi vitamin, mineral ve antioksidanlardan çok zengin ve çok faydalıdır. Ancak elmayı diğerlerinden farklı kılan çok önemli bir özelliği vardır. Elmanın içinde eriyebilen liflerden pektin çok yüksek miktarda bulunur ve bu pektin mide ve bağırsaklarda midenin boşalmasını geciktirir, tokluk hissi verir, yağları bağlar ve probiyotik bakterilerimizin de önemli bir gıdasını oluşturur. Günde bir tane elma yemeyi adet haline getirin.” şeklinde konuştu.

Reklam
Kilo Vermeye Yardımcı 8 Gıda

Yağ Yakıcı Özelliğe Sahip Yeşil Çay

Yeşil çay, siyah çaya göre fermente edilmemesi gereğiyle antioksidan yüzdesi çok daha yüksek bir içecektir. Yeşil çay, metabolizmayı hızlandıran ve yağ yakıcı özelliği olan EG-CG olarak kısaltılan çok önemli bir antioksidan içerir. Günde içilen 3-5 çaydan biri mutlaka yeşil olmalı.

İştahınızı Bastırmak İçin Acı Biber

Tüm biberlerin çok yüksek oranda vitamin, mineral ve antioksidan içerdiği yıllardır biliniyor. Acı biberin ekstra bir etkisi olduğu son yıllarda daha iyi anlaşılmaktadır. Karotenoid grubundan bir antioksidan olan capsaicin, diğer antioksidanlardan farklı olarak 3 tane önemli özelliği vardır: Metabolizmayı hızlandırır, yağ yakılmasını tetikler ve iştahı baskılar. Acı biberi taze olarak, toz veya pul biber şeklinde uygun olan tüm gıdalara az da olsa serpiştirmek çok büyük fayda sağlar.

 

Kaynak: HORECA TREND, Bilim ve Sağlık Haber Ajansı

Reklam
Devamını Oku
Reklam
Reklam

Popüler Haberler

Copyright © 2024 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.