Özler Tarım, Tomra Food Teknolojisi ile Global Pazarda Rekabet Gücünü Arttırıyor | HORECA TREND
Takip edin!

Gıda Üreticileri

Özler Tarım, Tomra Food Teknolojisi ile Global Pazarda Rekabet Gücünü Arttırıyor

Türkiye narenciye ihracatının liderlerinden Özler Tarım, TOMRA Food’un sunduğu teknolojilerin de katkısıyla sadece yerel değil dünya pazarı ile rekabet ediyor. 

Yayınlandı

on

Yaş meyve ve sebze sektöründe narenciye alanının liderlerinden olan Özler Tarım, dikey entegre üretim süreçleriyle ön plana çıkıyor. Özler Tarım, bahçede üretimden, işlemeye ve paketlemeye kadar tüm süreçleri bünyesinde yürütmesiyle Türkiye narenciye sektöründe ve uluslararası pazarda nadir firmalar arasında yer alıyor. İhracat hacmini her geçen yıl arttıran Özler Tarım, altyapısını geliştirmek üzere Spectrim C2IR optik görüntüleme platformu ve Inspectra2 şeker ölçüm modülüne sahip 8 hatlı TOMRA 5S boylama makinesi ile rekabet gücünü daha da arttırıyor.

Türkiye’de narenciyenin merkezi olan Adana’da faaliyetlerine devam eden Özler Tarım, ilk olarak 2021 yılında 8 hatlı bir TOMRA 5S boylama makinesi alımını ve kurulumunu tamamladı. Çok kısa süre sonra ikinci bir makinenin alım kararını verdiklerini belirten Özler Tarım Genel Müdürü Özbek Özler, açıklamasında; “Otomasyon kararı aldığımızda detaylı bir araştırma yaptık ancak tam o sırada pandemi dönemi başladı ve kısıtlı seyahat olanakları söz konusuydu. Bu nedenle yurt dışındaki partnerlerimizden ve iş ortaklarımızdan referans alarak, gerekli araştırmaları da tamamlayarak TOMRA Food’un teknolojilerine yatırım yapmaya karar verdik. Ancak önümüzü görebilmek adına toplam yatırımlarımızın sadece birinci ayağını gerçekleştirdik. Alacağımız sonuçlara göre iki, üç yıl içinde ikinci makinemize yatırım yapabileceğimizi ön görmüştük. Çok kısa bir zaman içinde hem TOMRA’nın teknolojilerinden hem de çözüm ortaklığından o kadar iyi sonuçlara ulaştık ki henüz üç ay geçmişken ikinci makinemizi sipariş ettik ve yakın zamanda da kurulumunu gerçekleştirdik. Bu yatırımlarımız sayesinde 35 yıllık geçmişe sahip Özler Tarım’ın kapasitesini bir senede iki katına çıkartmayı başardık” dedi.

Türkiye’nin Narenciye İhracatında Alışılmış Pazarların Dışına Çıkarak Fark Yaratıyoruz

Türkiye narenciye ihracatının yüzde 70’i, Rusya, Ukrayna ve Ortadoğu pazarlarını kapsıyor. Özler Tarım’ın bu bölgelere ihracat oranının, şirketin ihracat tablosunun sadece yüzde biri olduğuna değinen Özbek Özler; “Özler Tarım olarak Türkiye’deki narenciye sektörünün yöneldiği genel pazarların dışında bir yönde pazarlamamızı yapıyoruz. Daha zorlu pazarlara yönelerek ülkemizin narenciye ihracat çizgisini de farklılaştırıyoruz. Özler Tarım ihracatının yüzde 50’si Avrupa, yüzde 30’u Japonya’ya gerçekleştirilirken yüzde 10’u Amerika, Kanada ve yüzde 10’u da diğer ülkeleri kapsıyor. Bu bölgelerin zorlu beklentilerini teknoloji altyapımızı güçlendirerek en ideal şekilde karşılıyoruz. TOMRA gibi global arenada alanında lider bir çözüm ortağımız olduğu için çok memnunuz. Ürünlerimizin sadece dış kalitesi değil, iç kalitesine de odaklanabiliyoruz” şeklinde açıkladı.

Özler Tarım Olarak Mottomuz, Bir Kutu Portakaldan Çok Daha Fazlası

Dikey entegrasyonda dünyanın sayılı firmaları arasında yer alan Özler Tarım, portakal, limon, mandalina, greyfurt gibi narenciye ürünlerini kendi bahçelerinde yetiştiriyor. Özler Tarım, toplamda 10 bin dönüm, narenciyede ise 5.500 dönüm üzerinde bir alanda gerçekleştirilen üretimlerinin gelişmesine rağmen artan ihracat potansiyeli nedeniyle yine süreçlerini takip edebildikleri 10 ayrı büyük yetiştiriciden de ürün temin ediyor.  Özbek Özler, konuyla ilgili olarak; “Ürünlerimizin arkasında bahçede ürün yetiştiriciliğinden başlayan bir süreç takip ediliyor. Arka planda izlenebilirlik, gıda güvenliğimiz, sertifikasyonlarımız, teknoloji yatırımlarımız gibi özenli çalışmalar yer alıyor. Bu anlamda TOMRA’nın teknolojileri, operasyonel verimliliğimizin geliştirmesi ve güvenli gıda tedariki sağlamamıza destek oluyor” diyor.

TOMRA Fresh Food Global Narenciye Kategori Direktörü Clinton Jeffries ise açıklamasında; “Türkiye temsilcimiz SARDAS ve periferik makine ve ekipman üreticisi ortağımız ICOEL ile birlikte, Özler Tarım’ın devam eden büyüme ve yatırım stratejilerinin bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Operasyonları için Özbek Özler ve Özler Tarım ekibi ile en iyi çözümleri hassasiyetle değerlendirmek üzere dünya çapında birlikte çalışmak, geçtiğimiz 18 ayda keyif aldığımız bir ayrıcalık oldu. Özler Tarım’ın gelecekteki gelişimini ve Türkiye genelinde kesintisiz olarak büyüyen narenciye sektörünü desteklemeye devam edeceğimiz için çok heyecanlıyız” diye belirtti.

Özler Tarım, TOMRA Teknolojileri ile Yeni Pazarlara Açılıyor

Özbek Özler; “Son beş senedir mevcut müşterilerimiz ile olan ihracatımızı yüzde 50 oranında artırırken aynı zamanda birçok yeni pazara giriş yaparak pazar payımızı süratle arttırıyoruz. 2021 yılında 65 bin ton narenciye ihracatı gerçekleştirilirken bunun 20 bin tonunu kendimiz ürettik. Bu gelişmeler, yüksek kapasitede dahi stabil olabilecek üstün kalite hedeflerimiz doğrultusunda bizi otomasyon yatırımına yönlendirdi. TOMRA görüntüleme, tasnif ve paketleme teknolojileri ile ürün kriterlerimizi istediğimiz şekilde seçerek tüm vardiyalarda işçilikten bağımsız olarak tutarlı yüksek ürün kalitesinde paketleme yapabilmeyi başardık. Yeni makine yatırımlarımız doğrultusunda önümüzdeki üç yıl içerisinde ortalama yüzde 50’lik bir büyüme ile toplam ihracatımızı 100 bin tonun, toplam üretimimizi de 35 bin tonun üzerine çıkartmayı hedefliyoruz” şeklinde açıkladı.

Uluslararası Arenada Rekabet Ediyoruz

Özler Tarım, Türkiye’deki yerel firmalarla fiyat rekabeti yapmak yerine global pazarda uluslararası tedarikçilerle kalite ve hizmette rekabet ederek çalışmalarını sürdürüyor. Özbek Özler, bu konuyu şu şekilde değerlendiriyor; “Avrupa’nın en büyük süper market zincirlerine ve dünyada talepleri en zorlu pazarlardan biri olan Japonya’ya ürün tedarik ediyoruz. Dünyadaki trend, daha kolay soyulan, daha az çekirdeği olan ve tadı daha iyi olan narenciye ürünlerine yöneliyor. Bu nedenle Özler Tarım olarak dünyadaki son gelişmeleri ve teknolojileri, ülkemizde uyguluyoruz. Uyguladığımız yeni teknolojiler sayesinde ürünlerimize olan taleplerin arttığını görüyoruz.”

SARDAS Genel Müdürü Mustafa Sakarya ise; “TOMRA’nın tasnif ve paketleme alanında sunduğu en üst seviyedeki teknolojik platformların Özler Tarım’ın tercihlerini yönlendirmekteki katkısından çok memnunuz. Uluslararası gıda tedarikinin en önemli kaynaklarından biri olan Türkiye’de, Özler Tarım gibi değerli bir firmanın teknolojiyi ön planda tutan bir anlayışla yaptığı bu yatırımlarla uluslararası rekabet de fark yaratan bir teknolojik konuma taşınmış olmasından gurur duyuyoruz. Özler Tarım’ın TOMRA teknolojileri ile sağladığı güçlü altyapının yüksek kar marjlı ihracat pazarlarından pay almayı hedefleyen diğer ihracatçılarımıza da çok iyi bir referans olacağına şüphemiz yok” açıklamasında bulundu.

Ürünlerin İç Kalitesine Odaklanan Ender Firmalardanız

Yaş meyve ve sebzelerin dış görünüm kalitesi haricinde ürünlerin iç kalitesini arttırmaya yönelik talepler artıyor. Özler Tarım, yeni yetiştirme tekniklerinden başlayarak fabrikada özel teknolojilere sahip makinelere kadar geliştirdiği süreçler sayesinde ihracat pazarlarının yüksek kalite taleplerini karşılıyor. Spectrim optik görüntüleme platformu ve Inspectra2 şeker ölçüm modülüne sahip TOMRA 5S boylama makinesi sayesinde narenciye ürünlerinin hem dış hem iç özelliklerinde yüksek kalite sağlandığı gibi pazarların talep ettiği şeker seviyelerine göre dahi ürünlerin tasnifi yapılabiliyor.

Özler Tarım, TOMRA ile Narenciye Alanında Türkiye’deki İlk Teknolojik Yatırıma İmza Attı

Türkiye, narenciye alanında dünyanın en büyük üreticilerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Konu ile ilgili açıklamada bulunan Özbek Özler; “Türkiye’nin ileri üretim tekniklere adaptasyonu, ihracatçılarımızın girişimciliği, yeni pazarlara açılım desteği, iklimimizin elverişliliği, dünyadaki rakiplerimizin iklim değişikliği, artan maliyetler gibi farklı sebeplerle sıkıntı yaşaması nedeniyle Türkiye’nin yaş meyve-sebze alanında önü oldukça açık. Özler Tarım olarak 2021’de TOMRA makinelerine yatırım yapmadan önce kalite seçimi manuel işçilikle, boylama süreçleri ise mekanik sistemle yönetiliyordu ancak bu yöntemler, kapasitede bizleri sınırlıyordu. Şimdi ise hem kalite hem boylama hem de tat ayrımını tamamıyla ekranlarımızdan otomatik olarak yaparak verimliliğimizi arttırıyoruz. Böylece dünyadaki en büyük üreticiler ile rekabet ediyoruz” dedi.

Son olarak ürün kusurlarına dikkat çeken Özler; “TOMRA makinelerimizin bulunduğu fabrikamızda günde tek vardiyada ürün çeşidine göre 400 ton ürünün paketlemesini yapıyoruz. İki vardiya yapıldığında bu rakam, 800 tona çıkıyor. Makinelerimiz bahçe kaynaklı haşere, ilaç kalıntıları gibi sorunlar ile hasat sırasında meydana gelebilecek ürün kusurlarını en ideal şekilde ayıklayabiliyor. Bu sayede müşterilerimizden ürün problemleri ile ilgili bir geri dönüş almıyoruz. Bu tarz ürün reklemasyonları binde bir seviyelerine geriledi” şeklinde açıkladı.

Kaynak: HORECA Trend ve Özler Tarım

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gıda Üreticileri

Nestlé Sweetened Condensed Milk Şimdi Türkiye’de!

Ev dışı tüketim sektörünün öncü iş birimi Nestlé Professional Türkiye, yaratıcı ve yenilikçi ürünleriyle yeme içme sektörünün profesyonellerine ihtiyaç duydukları çözümleri sunmaya devam ediyor. Şef ve işletmecilerin özellikle global reçetelerde rastladığı Condensed Milk şimdi Nestlé kalitesi ile Türkiye’de.

Yayınlandı

on

Ev dışı tüketim sektöründe oluşturduğu inovatif ve lezzetli çözümleriyle sektör profesyonellerine hizmet veren Nestlé Professional Türkiye, bir ilke daha imza atarak, tatlı ve içecek reçetelerinde sıklıkla kullanılan Nestlé Sweetened Condensed Milk’i şef ve işletmecilerle buluşturuyor.

Yoğunlaştırılmış süt, sütün uzun süre kısık ateşte kaynatılması ile elde ediliyor. Nestlé Sweetened Condensed Milk, içeriğindeki yüksek süt oranı ve yoğun kıvamı ile tatlı ve içecek reçetelerine süt lezzeti katıyor. Nestlé Professional’in ev dışı tüketime uygun 1 litrelik teneke ambalajda piyasaya sürdüğü ürün, kolay kullanımı ile reçetelerde fark yaratma imkanı sağlıyor.

Cheesecake gibi geleneksel tatlılar ve son dönemin trendi Banoffee Pie, Magnolia gibi farklı tatlı reçetelerinde kullanılabilen Nestlé Sweetened Condensed Milk, yoğun süt lezzetiyle fark yaratmak isteyen şeflerin tercihi olmayı hedefliyor. Baristaların ve miksologların da vazgeçilmezi olmaya aday Nestlé Sweetened Condensed Milk, yoğun süt lezzeti ve ideal kıvamı ile içecek trendlerinde öne çıkan Spanish Latte, Matcha Latte ve Chai Tea Latte gibi lezzetlerle içecek menülerinde yer alıyor. Son dönemin popüler içeceklerinden Brezilya limonatasının orijinal reçetesinde de yoğunlaştırılmış süt bulunuyor.

Nestlé Professional Genel Müdürü Lorenzo Viganò, yeni ürünleri hakkında; “Nestlé Sweetened Condensed Milk, Türkiye’de uzun zamandır beklenen bir üründü. Nestlé Professional Türkiye olarak, son dönemlerde global pazarda ve sosyal medyada trend olan tatlı ve içeceklerin içeriğinde bulunan yoğunlaştırılmış sütü, Türkiye pazarında sektör profesyonellerine sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Şeflerimiz ve işletmecilerimizin, Nestlé Sweetened Condensed Milk ile misafirlerine reçetelerini hazırlarken, sunumlarında farklılaşmalarına destek olmayı amaçlıyoruz. Ev dışı tüketim sektörünün ihtiyaçlarına yönelik farklı, lezzetli ve yaratıcı çözümler üreterek, çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz” dedi.

Kaynak: HORECA TREND ve Nestlé Professional Türkiye

Devamını Oku

Gıda Üreticileri

Alapala 2024’te Anahtar Teslim Projeleriyle Küresel Başarılara Ulaştı

Tahıl, yem ve makarna proses teknolojileri alanında dünya liderlerinden biri olan Alapala, sektördeki güçlü konumunu perçinledi.  Alapala, 2024 yılında 23 anahtar teslimi projeyi başarıyla teslim etti. 5 kıtada 14 ülkede tamamladığı projelerle birlikte 129 milyon dolar değerinde 38 projeyi sürdüren şirket, küresel müşterilerinin bugünkü ihtiyaçlarını geleceğin teknolojisiyle sunma vizyonuyla faaliyetlerini sürdürüyor.

Yayınlandı

on

Tahıl, yem ve makarna proses teknolojileri alanında küresel liderlerden biri olan Alapala sektördeki güçlü konumunu perçinledi. Alapala, 2024 yılında 23 anahtar teslimi projeyi başarıyla teslim etti.  

İnovatif Çözümlerle Sürdürülebilir Miras

1954 yılından bu yana yeni nesil teknolojileri kullanarak müşterilerinin çözüm ortağı olan Alapala, 70.yılında da gıda proses teknolojileri sektörüne başarılı ilklere imza attı. Alapala CEO’su Görkem Alapala, “2024 yılı itibarıyla 5 kıtada tamamlanan 23 anahtar teslim proje, müşterilerimizin Alapala’ya duyduğu güvenin en somut kanıtıdır. Devam eden projelerimizle birlikte yalnızca yeni nesil teknolojiler sunmakla kalmıyor, aynı zamanda proje ihtiyaçlarına en uygun, verimli ve sürdürülebilir çözümler geliştiriyoruz. Şu anda toplam değeri 129 milyon doları bulan global projelerimiz, Alapala’nın uzmanlığına duyulan güvenin güçlü bir göstergesidir,” dedi.

Sektörde Bir İlk: Anahtar Teslim Projelerde 3 Yıl Garanti

Anahtar teslim projelerinde 3 yıl garanti sunan Alapala, bu girişimiyle gıda proses teknolojileri sektöründe bir ilki gerçekleştirdi. Sunulan bu garanti Alapala’nın anahtar teslim projelerindeki mühendislik, otomasyon tecrübesinin yanı sıra sunduğu hizmet kalitesinin de bir göstergesi. Müşterilere onların yükünü hafifletecek hizmet modeli sunduğunu anlatan Görkem Alapala “Sektörde bir ilke imza attığımız 3 yıl garanti ile müşterilerimizin yatırımlarına değer katmakla birlikte onların bu yolculuğunda yardımcı olacak hizmet modeli de sunuyoruz. Alapala olarak anahtar teslim projelerini başarıyla tamamlamakla kalmıyor, müşterilerimize ihtiyaç duydukları kesintisiz desteği inovatif çözümlerle sunuyoruz” dedi.

Tahıl, makarna ve yem proses teknolojilerinin küresel liderlerinden biri olan Alapala, 2025 yılında yeni projelere imza atmaya hazırlanıyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Alapala

Devamını Oku

Gıda Üreticileri

Ülker İkinci Kez Dünya Birinciliğine Yükseldi 

Türkiye’nin lider gıda şirketi Ülker; uluslararası finansal analiz ve raporlama kuruluşu LSEG’in (London Stock Exchange Group) çevresel, sosyal ve yönetişim performansı değerlendirmesinde ikinci kez kendi kategorisinde birinciliğe yükseldi.  

Yayınlandı

on

Uluslararası finansal analiz ve raporlama kuruluşu LSEG’in (London Stock Exchange Group) halka açık şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG- Environmental, Social & Governance) performansına ilişkin değerlendirmesi açıklandı.

İsrafsız şirket kültürüyle uzun yıllardır sürdürülebilirlik çalışmalarına devam eden Ülker, Ocak 2024’ten sonra, Ocak 2025* itibarıyla da kendi kategorisinde değerlendirilen 484 şirket arasında en yüksek puanı alarak ikinci kez dünya birinciliğine yükseldi.  Ülker ayrıca, Borsa İstanbul’da tüm sektörlerden şirketler arasındaki liderliğini devam ettirdi.

LSEG değerlendirmesinde, şirketlerin enerji, su, emisyonlar, atık yönetimi, insan hakları, iş gücü, kurumsal sosyal sorumluluk, tedarik zinciri, sorumlu üretim gibi başlıklarında 100’ü aşkın performans kriterini göz önünde bulunduruyor.

“ESG Başarımız Uluslararası Platformda Yeniden Tescil Edildi”

Ülker CEO’su Mete Buyurgan, çevresel, sosyal ve yönetişim alanındaki sürdürülebilirlik performanslarıyla ulusal ve uluslararası platformlarda lider konumda olduklarını belirtti. Buyurgan şöyle devam etti: “Ülker’de dirençli bir küresel gıda sistemi oluşturma hedefine ulaşmak için güçlü yönetişim yapımızı geliştirmeye ve sürdürülebilirlik riskleri karşısında dayanıklılığımızı artırmaya odaklandık. Çevresel, sosyal ve yönetişim başlıklarının tümünde, bizi dönüştürdüğüne inandığımız sürdürülebilirliği merkeze aldık. Bunları yaparken kendi içimizdeki uygulamalarla, sektör ve topluma örnek teşkil eden projelerle hem çevresel sürdürülebilirlik hem toplumsal fayda sağladık. ESG kapsamında kriterleri yerine getirme konusundaki hassasiyetimizin LSEG’in performans değerlendirmesiyle, uluslararası platformlarda bir kez daha tescil edilmesinden mutluluk duyduk. Borsa İstanbul’da sektör ayrımı olmaksızın tüm şirketler arasında yine 1. sırada yer almak bizleri ayrıca sevindirdi. 2024’te gerçekleştirdiğimiz 7 yıl vadeli 550 milyon ABD doları değerindeki sürdürülebilirlik bağlantılı yurt dışı tahvil ihracımız, uluslararası yatırımcıların bize güvenini göstermiş, bizleri motive etmişti. Bundan sonra da finansal performansı güçlü tutarken, çevik yönetim anlayışımızla üretim, tedarik ve lojistik alt yapımızı sürekli geliştirmeye, yaşanabilir bir dünya için AR-GE, inovasyon ve dijitalleşmeyle sürdürülebilirlik alanında yatırımlarımızı artırmaya devam edeceğiz.”

Kaynak: HORECA TREND ve Ülker

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2024 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.