Connect with us

Sürdürülebilirlik

SÜT-D Temiz Enerjiyle İklim Değişikliğine Karşı Duralım Çağrısı Yaptı

Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği, Uluslararası Temiz Enerji Günü açıklamasında enerjiye erişim hakkına, temiz enerjinin yaşamdaki vazgeçilemez önemine dikkat çekerek yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı, enerji verimliliği uygulamaları ve mevcut en temiz enerji teknolojileri ile iklim değişikliğine karşı duralım çağrısı yaptı.

Yayınlandı

on

SÜT-D Temiz Enerjiyle İklim Değişikliğine Karşı Duralım Çağrısı Yaptı | HORECA TREND

İnsan ve gezegenin yararına temiz enerjiye adil ve kapsayıcı bir geçiş için farkındalığı artırma ve harekete geçme çağrısı günü olarak ilan edilen 26 Ocak Uluslararası Temiz Enerji Günü’nde herkesin enerjiye erişim hakkı ile temiz enerjinin yaşamdaki vazgeçilemez önemini vurgulayan İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu  yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı, enerji verimliliği uygulamaları ve mevcut en temiz enerji teknolojileri ile iklim değişikliğine karşı duralım çağrısı yaptı.

Uluslararası Temiz Enerji Günü

SÜT-D Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu “Birleşmiş Milletler(BM) Genel Kurulu 2023 kararı ile insan ve gezegenin yararına temiz enerjiye adil ve kapsayıcı bir geçiş için farkındalığı artırma ve harekete geçme çağrısı günü olarak ilan edilen 26 Ocak Uluslararası Temiz Enerji Günü için tarih seçiminde Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) kuruluş günü olan 26 Ocak 2009 esas alındı. Enerji sektörü için dönüm noktası olan IRENA Kuruluş Konferansı’nda 75 ülkenin tüzük imzasıyla küresel enerji gidişatını biyokütle, güneş, rüzgar, su kaynaklarının elektrik, ısı, soğuk, katı-sıvı-gaz yakıtların üretiminde kullanılması ile enerjiye erişim ve enerji güvenliği sağlanması, düşük karbonlu ekonomide büyüme ve refaha ulaşılması hedeflenerek bilgi, teknoloji, politika, strateji, finans için bağımsız, hükümetler arası mükemmeliyet merkezi göreve başladı.Ülkemiz merkezi Abu Dabi’de olan IRENA kurucu ve en etkin  üyelerinden biri olup halen Avrupa Birliği dahil 170 üye bulunmakta” bilgisini vererek Uluslararası Temiz Enerji Günü, temiz enerjinin yaygın bilinirliği için mühim vurgusu yaptı.

Herkes İçin Enerjiye Erişim 

BM 2030 Gündemi için 2015’te üç söz vererek  aşırı yoksulluğu sona erdirme; eşitsizlik ve adaletsizlik ile mücadele; iklim değişikliğini düzeltme için BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları(SKA) ile ilerliyoruz. SKA7’de “Herkes için karşılanabilir, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerjiye erişim sağlama” tanımlı. IRENA, Uluslararası Enerji Ajansı(IEA), BM İstatistik Bölümü (UNSD), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) işbirliğinde hazırlanan SKA7’yi Takip Etme:2024 Enerji İlerleme Raporu’nda 2021’de toplam nihai enerji tüketimindeki yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 18,7 olup; 2022 yılında 7,2 milyar insan elektrik şebekesine bağlıyken 685 milyon kişi elektriğe, 2,1 milyar kişi ise temiz pişirme yöntemlerine erişemedi. Temiz enerjiye destek amacıyla gelişmekte olan ülkelere yapılan uluslararası finansal akışların 2022’de 15,4 Milyar Dolar olduğunun belirtildiğine dikkat çeken Prof.Karaosmanoğlu herkes için enerjiye erişim hakkı, insan ve gezegen için temiz enerjiye erişim hakkının önemini ifade etti.

İklim Değişikliği, Karbonsuzlaşma ve Temiz Enerji

İnsan, insan için tüketip üretirken, günlük yaşamda ve iş dünyasında, doğrudan ve dolaylı etkilerle iklim değişikliğine sebep olan sera gazları emisyonu salınır, küresel sıcaklık artar ve iklim değişir. Statista küresel sera gazları 2023 sektörel yüzdesel dağılımında elektrik:26, ulaştırma:15, endüstri:11, tarım:11, yakıt üretimi:10, endüstriyel prosesler: 9,arazi kullanımı, arazi kullanım değişikliği ve ormancılık: 7, binalar 6, atık v.d.: 4 olup enerji kaynaklı emisyonların iklim krizine ciddi etkisi ortadadır.Elektrik üretiminin büyük kısmı kömürlü santral, ulaştırmada ise kara taşımacılığı kökenli. Dünya Meteoroloji Örgütü(WMO) hiç istenmeyen rekorlarla son on yılın  kayda geçen en sıcak on yıl  olduğunu, 2024’ün de sanayi öncesi dönemlere göre 1,55oC daha sıcak olduğunu açıkladı bilgilerini veren Dr. Karaosmanoğlu bu korkutucu sayılar bize enerjide karbonsuzlaşma yolunda temiz enerji ile ilerleme gereğinin tartışılamaz yerini gösteriyor dedi.

İklim Değişikliğine Karşı Duralım

Prof. Karaosmanoğlu “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verisine göre 2023 yılı elektrik üretimi kaynak bazında incelendiğinde, üretimin %36,2’si kömürden, %21,0’i doğal gazdan, %19,3’ü hidrolik enerjiden, %10,3’ü rüzgâr enerjisinden, %6,7’si güneş enerjisinden, %3,4’ü jeotermal enerjiden ve %3,2’si diğer kaynaklardan sağlandı. Kasım 2024 itibarıyla elektrik üretimimiz 318,0 TWh olarak gerçekleşmiş, bu üretimin %40’ı yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanarak Anadolu ve Rumeli’nin doğa sermayesi  güneş, rüzgar, su ve biyokütlesi yerli ve temiz enerjimiz oldu.Haziran 2024 Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarına göre ülkemizde 2022’de enerji:71,8, tarım:12,8,endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı:12,5, atık:2,9 yüzde oranlarında emisyona neden oldu. “2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi” için enerji kökenli emisyonlarımızı “2053 Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi” doğrultusunda azaltmalıyız. Çünkü hepimiz iklim değişikliğinden sorumluyuz diyen Dr. Karaosmanoğlu iklim değişikliği afetinin daha da kötüsüyle yüzleşmemek için temiz enerji için harekete geçip karbonsuzlaşarak yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı, enerji verimliliği uygulamaları ve mevcut en temiz enerji teknolojileri ile iklim değişikliğine karşı duralım çağrısı yaptı.

Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği(SÜT-D): SÜT-D, sürdürülebilir üretim ve tüketim konusunda toplumda güçlü etki yaratmak için faaliyetler yaparak, en iyi enerji, su, atık yönetimi ile kaynak verimli, mevcut en iyi teknolojilerin kullanılması; çevre kirliliği,iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybı ile mücadele edilmesi;  insan ve doğa dostu sürdürülebilir yaşam kültürü ile sürdürülebilir kalkınma farkındalığının artırılması için çalışarak bilgi ve kapasite oluşturmak hedefi ile 2013 yılında kamu, iş ve akademi temsilcilerince kuruldu. SÜT-D etkinliklerinde resmi erk, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve medya ile yakın işbirliğinde olma, “Sürdürülebilirlik Yönetimi”   sosyal ve teknik yönleriyle uğraş vermeyi öncelikli görmekte, bugün ve yarında insanoğlunun refah ve konforu için sivil toplum yeşil ve mavi gücünü sunmaktadır.

Kaynak: HORECA TREND ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D)

Tamamını Oku
Reklam
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

HORECA Tedarik

Besler, 8. Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayınladı

Dondurulmuş gıda ve yağ kategorilerinde lider markaları ile faaliyet gösteren gıda sektörünün öncü şirketlerinden Besler, 8. Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı.

Yayınlandı

on

Besler, 8. Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayınladı | HORECA TREND

Bağımsız güvence beyanı ile yayımlanan rapor ile Besler’in, “İsrafsız Şirket” iş modeli çerçevesinde 2024 yılında sürdürülebilirlik alanında attığı somut adımlar ve sürdürülebilirlik performansı kamuoyu ile paylaşıldı. Besler, raporunda, “Doğanın Geleceği İçin Çalışmak”, “Paydaşlarla Güçlenmek” ve “Geleceğe İlham Vermek” odaklarında yürüttüğü faaliyetlere kapsamlı bir şekilde yer verdi.

57 marka ve 1500’ü aşkın ürünle dondurulmuş gıda ve konserve kategorisinde SuperFresh, donuk fırıncılıkta DFU, yağ kategorisinde ise Bizim Yağ, Teremyağ, Luna, Yayla, Sabah, Halk markalarını tüketicilerle buluşturan Besler, 8. Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı.

TSRS uyumlu ilk sürdürülebilirlik raporu yayınlandı

Sürdürülebilirlik alanındaki stratejik çalışmalarının bir parçası olarak şirket bu yıl Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) uyumlu ilk sürdürülebilirlik raporunu da yayınladı. Raporda öncelikli iklim riskleri, bu risklerin finansal etkileri ve bu etkileri optimize etmek adına hedef ve performans göstergelerine yer veren Besler, finansal bakış açısını sürdürülebilirlik odağında optimize etti.

Paydaş ve etki odaklı sürdürülebilirlik stratejisi oluşturuldu

Besler, 2024’te sürdürülebilirlik vizyonunun temellerini sağlamlaştırmak ve paydaşlarının fikirlerini çevresel, sosyal ve finansal etki bakış açısıyla süreçlere entegre etmek amacıyla “çifte önemlilik analizi” gerçekleştirdi. Bu analiz sonucunda ortaya çıkan yüksek öncelikli konular etrafında sürdürülebilirlikle ilgili stratejik hedefler oluşturuldu. Besler, bu analiz sürecinde sürdürülebilirlik ve iklim odaklı risk ve fırsatlarını da ele alarak değer zinciri boyunca dayanıklılığını artırdı.

Gıdanın sürdürülebilir geleceği için hasattan tüketime yenilikçi projeler hayata geçirildi

Gıda kaybı ve israfı, kaynakların verimli kullanımı, gıda güvenliği, sürdürülebilir ham madde tedariği gibi alanlara odaklanmaya devam eden şirket; gıdanın sürdürülebilir geleceği için yenilikçi projeleri hayata geçirmeyi sürdürdü. Dondurulmuş gıdanın lider markası SuperFresh’in entegre bir iş modeli olarak kurguladığı “Topraktan Tabağa Sıfır Gıda Kaybı” projesinde hasattan tüketime israfı önlemek amacıyla yürütülen çalışmalar hız kesmeden devam etti. Sürdürülebilir tarım uygulamaları kapsamında çiftçilere düzenli eğitimler ve danışmanlık verilirken sözleşmeli tarım desteğiyle yerli üretim desteklendi.

Tatlı mısır ekilen alanlarda damla sulama yönteminin yaygınlaştırılması için yürütülen teşvik çalışmalarıyla, çiftçiler 31 milyon TL’ye yakın verim artışı, yaklaşık 4,1 milyon ton su tasarrufu ve 2 milyon kWh enerji tasarrufu sağladı, 6 milyon TL’nin üzerinde finansal tasarruf elde etti.

SuperFresh’in Tarımın Kadın Yıldızları projesiyle 2024’te birlikte çalışılan kadın çiftçi oranı %30’a ulaştı. Kadın çiftçiler, finansal okuryazarlıktan ekolojik okuryazarlığa, girişimcilikten yapay zekâya kadar pek çok alanda aldıkları eğitimlerle daha donanımlı hale getirildi.

İklim değişikliği ile mücadele odağında tüm değer zinciri etkisini ölçümleyen Besler, 2024 yılında 9 milyon TL’nin üzerinde yatırım ile yıl içerisinde tamamlanan ve devam eden olmak üzere toplam 14 enerji verimliliği projesini hayata geçirdi.

Teknoloji ve inovasyon odaklı projeler tarımın dönüşümüne değer katıyor

Besler’in Avrupa Birliği ve TÜBİTAK’la yürüttüğü verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı vizyoner projesi SAFER’le (Smart Agriculture Fields in the Europe Region) en çok tüketilen tarım ürünlerinden patatesin üretim süreçlerinde iyileştirme gerçekleştirildi. Nesnelerin interneti ve yapay zekâ destekli erken uyarı sistemine sahip projeyle, deneme alanlarındaki patates tarlaları drone ve sensörlerle anlık takip edilerek su ve besin ihtiyaçlarını tespit ediliyor; erken uyarı sistemleri ile olası hastalık ve kayıpların önüne geçiliyor. Sistemin başarılı bir şekilde entegrasyonu ile, hedeflerin de üzerinde sonuçlar elde edildi. Ürün kalitesinde %25, ürün verimliliğinde %17 artış, kaynak kullanımında (insan gücü dahil) %40 oranında azalma sağlandı.

Mert Altınkılınç: “Sorumlu üretim anlayışıyla gıdanın geleceği için çalışıyoruz”

Sorumlu üretim anlayışıyla gıdanın geleceği için çalışmalarını kararlılıkla sürdürdüklerini belirten Besler CEO’su Mert Altınkılınç şunları kaydetti: “Tarladan sofraya değer zincirimizin her aşamasında gıda sistemlerinin dayanıklılığını artırmak için tüm paydaşlarımızla birlikte çalışıyoruz. Besler olarak çevresel sürdürülebilirliği ve doğal kaynakların korunmasını yalnızca bir öncelik olarak görmüyor, stratejimizin merkezinde konumlandırıyoruz. Bu anlayışla, enerji verimliliği, ambalaj optimizasyonu ve atık yönetimi gibi alanlarda çevreye olan negatif etkimizi her yıl sistematik olarak azaltırken çeşitlilik ve kapsayıcılığı kalıcı bir şirket kültürüne dönüştürerek toplumsal etkimizi güçlendiriyoruz. Gıda gibi hayati bir sektörde faaliyet göstermenin sorumluluğuyla, sürdürülebilirliği bütüncül bir yaklaşımla ele alıyor; hiçbir paydaşımızı geride bırakmadan birlikte dönüşmeyi hedefliyoruz.”

Kaynak: HORECA Trend ve Besler

 

Tamamını Oku

Sürdürülebilirlik

PepsiCo Türkiye, Gıda Atıklarını Enerjiye Dönüştürdü

PepsiCo, Manisa’daki biyometanizasyon tesisi sayesinde geçen yıl yaklaşık 14 bin ağacın temizlediği kadar karbon salımını engelledi.

Yayınlandı

on

PepsiCo Türkiye, Gıda Atıklarını Enerjiye Dönüştürdü | HORECA TREND

PepsiCo Türkiye, Manisa Fabrikası’ndaki biyometanizasyon tesisiyle organik atıklardan (çoğunlukla gıda atıkları) doğal gaz yerine kullanılabilen biyometan gazı üretiyor. Türkiye’de bir ilk olan bu proje sayesinde 2024’te yaklaşık 14 bin ağacın temizleyebileceği kadar karbon salımı önlendi. 2025’te ise projeye yenilik eklendi: Başka şirketlerin atıkları da kullanılarak biyometan üretimi artırıldı.

PepsiCo Türkiye, pep+ strateji doğrultusunda 2023 yılının son aylarında devreye aldığı Biyometanizasyon Tesisi projesinin ilk yıl çıktılarını paylaştı. Proje ile organik atıklardan, evlerde ve işyerlerinde kullanılan doğal gazın yerine geçebilecek biyometan gazı üretiliyor. 2024 yılında üretilen 7,5 milyon kWh biyometan, 1,370 ton karbondioksit salımını önledi; bu da her yıl 13,700 olgun ağacın karbon emme kapasitesine eşdeğer oluyor.

PepsiCo Türkiye, dünyadaki PepsiCo ekosisteminde ve Türkiye’de de bir ilk olarak Manisa Fabrikası’nda hayata geçirdiği Biyometanizasyon Tesisi ile organik atıklardan elde edilen biyometan gazıyla, PepsiCo Manisa Fabrikası’nın doğal gaz ihtiyacının karşılarken sera gazı emisyonlarını azaltmaya devam ediyor.

PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Ergün Günay, özel sektörün çevre için iş birliğinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: ‘Biyometanizasyon tesisimizde önce kendi atıklarımızı kullanarak başladık. 2024’te ürettiğimiz 7,5 milyon kWh biyometan sayesinde 1.370 ton CO₂ salımını önledik; bu, yaklaşık 14.000 ağacın yıllık karbon emme kapasitesine eşdeğer. 2025’te ise çevredeki fabrikaların atıklarını da kullanmaya başladık. Böylece hem çevreye hem döngüsel ekonomiye katkı sağlayan, sanayide öncü bir iş birliği modeli oluşturduk. Partnerlerimizden topladığımız atıklarla 1.000 tonun üzerinde karbon salımını engelliyoruz.

İleri teknoloji ve mühendislikle kullanıma hemen hazır, %99 saflıkta biyometan üretiliyor

Halihazırda Türkiye’deki fabrikalarında kojenerasyon tesisleriyle organik atıktan elektrik üreten PepsiCo Türkiye, yiyecek fabrikalarındaki Organik Atık İşleme Tesisleri aracılığıyla elektrik ihtiyacının yüzde 35’ini karşılıyor. Elektrik ihtiyacının geri kalan kısmını ise solar panellerden ve yenilenebilir elektrik tedariki sağlayan şirketlerden temin ediyor. Manisa fabrikasında ise elektrik enerjisi yerine doğalgaza eşit biyometan üreten ileri teknoloji ve mühendislik içeren bir sistem Türkiye’de ilk kez uygulanıyor. Biyometanizasyon Tesisi’nde patates, cips, nişasta, yağ, arıtma çamurları ve benzeri parçalanabilir organik atıklar 25-30 günlük bir süre içinde oksijensiz ortamda çürütülerek biyogaza dönüştürülüyor. İşlemin bu ayağına Anaerobik Çürütme metodu deniyor. Açığa çıkan biyogaz, sonrasında tesisin en önemli bileşeni olan Metajen Ünitesi’nde kullanıma hazır hale getirilmek için bir dizi saflaştırma işleminden geçiyor ve bunun sonucunda %99 saflıkta biyometana dönüştürülüyor. Bu işlem sayesinde üretilen biyometan üretim hatlarında doğal gazın yerine yakıt olarak kullanılabiliyor.

PepsiCo’nun Biyometanizasyon Tesisi, birçok alanda ilk ve örnek oldu. 

50 kişilik PepsiCo Türkiye ekibi, Almanya ve Portekiz’den uzmanlarla çalışarak en ileri teknolojileri kullandı. Endüstri 4.0 konseptine uygun tasarlanan Manisa Fabrikası’nda tesis, otomasyon sistemiyle tek merkezden yönetiliyor. Proje PepsiCo ekosisteminde de örnek oldu; Portekiz’de uygulanmaya başlandı ve yakında diğer ülkelerde de hayata geçirilmesi planlanıyor.

Tamamını Oku

Genel

PepsiCo’dan Suyun Geleceğine Güçlü Adımlar

Dünyanın önde gelen yiyecek ve içecek şirketlerinden PepsiCo, pep+ sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda Türkiye’de çalışmalarını kesintisiz sürdürüyor. Şirket bu strateji kapsamında Dünya Su Haftası vesilesiyle, suyun dünyanın geleceği için taşıdığı önemi bir kez daha hatırlatıp, uzun vadeli sürdürülebilirlik yolculuğunda, net su pozitif bir şirket olma vizyonunun altını bir kez daha çizdi.

Yayınlandı

on

PepsiCo’dan Suyun Geleceğine Güçlü Adımlar | HORECA TREND

Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden PepsiCo, PepsiCo Pozitif (pep+) iş stratejisi doğrultusunda, Pozitif Değer Zinciri, Pozitif Tarım ve Pozitif Seçenekler olmak üzere üç temel başlık altında sürdürülebilir bir gıda sistemi inşa etmek için çalışmaya devam ediyor. 

Su yönetimi, PepsiCo’nun sürdürülebilirlik stratejisinin en kritik önceliklerinden biri olarak öne çıkıyor. “Net Su Pozitif” vizyonuyla su kullanımını azaltmayı ve yüksek riskli bölgelerde kullanılan suyu doğaya geri kazandırmak için çalışan şirket, üretimde verimliliği artıran ve ekosistemleri koruyan yenilikçi projelerle topluma ve çevreye olumlu katkı sağlamayı sürdürüyor. Dünya Su Haftası’nda da bu çalışmaların önemini bir kez daha gündeme taşıyan PepsiCo, küresel ölçekte olduğu gibi Türkiye’de de kararlı adımlar atıyor.

Su kaynaklarının korunmasını öncelikli bir mesele olarak ele aldıklarını söyleyen PepsiCo Kurumsal İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Kıdemli Direktörü Esra İren, “Dünya uzun süredir su yoksulluğu riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Uluslararası araştırmalar, iklim krizi ve küresel ısınmanın etkisiyle bu riskin önem açısından en üst sıralarda yer aldığını gösteriyor. Bu nedenle suyu korumak için yenilikçi yöntemler geliştirmek, özellikle ekonomiyi şekillendiren şirketler için büyük bir sorumluluk taşıyor. Suyu verimli kullanmak, geri kazanım sağlamak ve mümkün olan alanlarda susuz üretim yöntemlerini hayata geçirmek kritik önem taşıyor” dedi.

PepsiCo Kurumsal İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Kıdemli Direktörü Esra İren: PepsiCo Pozitif (pep+) stratejimiz çerçevesinde sürdürülebilir bir gıda sistemi inşa etmek, dünyayı yenilemek ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için kapsamlı bir dönüşüm yürütüyoruz.

PepsiCo’nun bu sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini belirten İren,
“200’den fazla ülke ve bölgede faaliyet gösteren bir şirket olarak, ürünlerimiz dünya genelinde günde bir milyardan fazla tüketiliyor. Sadece bir yiyecek ve içecek üreticisi değil, aynı zamanda dünyanın en büyük tarım işletmelerinden biri olarak sürdürülebilir bir gıda sisteminin oluşmasına katkı sağlıyoruz. Bu anlayışla, PepsiCo Pozitif (pep+) stratejimiz çerçevesinde sürdürülebilir bir gıda sistemi inşa etmek, dünyayı yenilemek ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için kapsamlı bir dönüşüm yürütüyoruz. Bu dönüşüm, Pozitif Değer Zinciri, Pozitif Tarım ve Pozitif Seçenekler olmak üzere üç ana eksen üzerinden şekilleniyor. Pozitif Değer Zinciri kapsamında, Net Sıfır Emisyon ve Sürdürülebilir Ambalaj’ın yanı sıra, stratejimizin kritik bir ayağı olan ‘Net Su Pozitif’ yer alıyor,” dedi.

Esra İren: PepsiCo Türkiye olarak, “Net Su Pozitif” vizyonuna en güçlü katkıyı sağlayan ülkelerden biriyiz.

İren, “PepsiCo global olarak “Net Su Pozitif” vizyonu doğrultusunda mutlak su kullanımı azaltmanın yanı sıra yüksek riskli bölgelerde kullanılan suyun %100’ünden daha fazlasını doğaya geri kazandırmak için çalışıyor. Bunun yanı sıra dünyada suyu en verimli şekilde kullanan yiyecek içecek şirketlerinden biri olmayı amaçlıyor. PepsiCo bünyesinde Türkiye ekibi olarak “Net Su Pozitif”e en güçlü katkıyı sağlayan ülkelerden biriyiz. Suyun geleceğinin güvence altına alınmasına katkı sağlamak için; su kullanımını optimize etmekten ekosistemlerin rehabilitasyonuna kadar birçok çalışma yapıyoruz. Örneğin Manisa Fabrikamızın açıldığı 2018 yılından bu yana yaptığımız çok sayıda proje ile fabrikamızda kilogram başına tükettiğimiz suyu %52 oranında azaltmayı başardık” dedi.

İren: Bir Damla Bir Dünya projesi kapsamında 2024’te Manisa fabrikasında kullanılan suyun %100’ü, İzmir fabrikasında kullanılan suyun %94’ü ve Tarsus fabrikasında kullanılan suyun %58’i, doğaya geri kazandırdık.

İren, “Doğa Koruma Merkezi (DKM) iş birliğiyle 2023 yılında Tarsus, Berdan havzasında Bir Damla Bir Dünya projesini hayata geçirdik. Bu projeyle fabrikalarımızda kullandığımız operasyonel su miktarından daha fazlasını havzalara geri kazandırmak temel amacımız. Bununla birlikte aynı zamanda bu projeyle havzalardaki çiftçilerin geleneksel vahşi sulama yöntemlerinden daha verimli olan damla sulama yöntemlerine geçişini destekliyoruz. Bu konuda çiftçilerimize yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. 2024’te Manisa ve İzmir, 2025’te ise Adana fabrikalarımızın bulunduğu havzalarda devam eden projeyi Türkiye’deki tüm PepsiCo’ya ait fabrikaların bulunduğu havzalara yaymak için çalışıyoruz. Projeye bugüne kadar 1 milyon doların üzerinde yatırım yaptık. Proje kapsamında, 2024’te Manisa fabrikasında kullanılan suyun %100’ü, İzmir fabrikasında kullanılan suyun %94’ü ve Tarsus fabrikasında kullanılan suyun %58’i, doğaya geri kazandırdık” dedi.

Kaynak: HORECA Trend ve Pepsico

Tamamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2025 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.