72 Saatte Hazırlanan 50 Yıllık Maya

Capri Cafe Bistro’nun en büyük farkı, pizza hamurunda kullanılan özel tekniklerde saklı. 72 saatlik özenli bir fermantasyon sürecinden geçirilen hamur, 50 yıllık geleneksel bir maya ile hazırlanıyor. Bu teknik sayesinde hamur, daha aromatik, sindirimi kolay ve lezzet açısından yoğun bir yapıya kavuşuyor. Şef Angelo’nun detaylı AR-GE süreciyle ortaya çıkan bu tarif, proteini ön planda olan güçlü yapısıyla damakta uzun süre iz bırakan bir lezzet deneyimi sunuyor.

“Hamurun Sihirbazı” Nişantaşı’nda

Pizza hamurunun hazırlanmasında kullanılan sudan una kadar her detayın analiz edildiği Capri Cafe Bistro’da, farklı un çeşitleriyle yapılan denemeler ve özel mayalanma teknikleriyle geliştirilen hamur, Şef Berardinelli’nin imzasını taşıyor. Her tabakta geleneksel tariflerin modern bir yorumla sunulduğu Capri, damak hafızasında yer edecek güçlü bir lezzet kimliği oluşturmayı hedefliyor.

Yerel Ürünlerle İtalyan Ruhu

Capri’nin mutfağında, tamamen Türkiye’de yetişen ve üretilen kaliteli yerel ürünler kullanılıyor. İtalyan reçeteleri bu coğrafyanın malzemeleriyle yeniden yorumlanıyor. Mutfak ekibi, bizzat Şef Angelo tarafından eğitilerek Capri’nin lezzet felsefesine sadık kalan güçlü bir kadrodan oluşuyor.

Gastronomi Dünyasının Güçlü İki İsmi Bir Arada

Fransız şarap üretiminde öncü isimlerden Murat Çetintürk ve yeme-içme sektörünün deneyimli ismi Mehmet Uzunöz, gastronomiye duydukları tutkuyu Capri Cafe Bistro çatısı altında buluşturdu. Bu vizyon ortaklığı, Nişantaşı’na sadece şık bir İtalyan restoranı değil; karakterli, özgün ve kalıcı bir gastronomi markası kazandırıyor. 

Capri: Lezzetle Kurulan Bir Bağ

Capri Cafe Bistro, misafirlerine sadece yemek değil, bir yaşam tarzı ve kültür sunuyor. İtalya sokaklarının sıcaklığını hissettiren atmosferi, her lokmada İtalyan mutfağının karakteristik dokusunu sunan menüsü ve samimi servis anlayışıyla Capri, Nişantaşı’nda unutulmaz bir lezzet yolculuğuna davet ediyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Capri Cafe Bistro

Eksim Holding’in Gıda Grubu bünyesinde faaliyet gösteren kafe-fırın zinciri Aslı, “Yeteri Kadar” sosyal sorumluk kampanyası kapsamında sürdürülebilirlik odaklı gıda kompost projesini devreye aldı. Türkiye’nin en büyük entegre gıda üretim tesislerinden birine sahip olan Aslı, gıda atıklarının geri dönüşümüne yönelik hayata geçirdiği bu projeyle atıkların azaltılmasını ve çevresel etkilerin minimuma indirgenmesini hedefliyor.

Ayda Ortalama 2 Ton Atık Dönüşüyor

Sürdürülebilir Yaşam ve Çevreyi Koruma Derneği (KORU) iş birliğinde yürütülen projede, Aslı’nın üretim tesislerinden çıkan gıda atıkları, KORU’nun geri dönüşüm tesisinde komposta dönüşüyor. Bu doğrultuda, aylık 1.200 ton gıda üretim kapasiteli Aslı Dudullu fabrikasından çıkan ve geri dönüşüme uygun aylık ortalama 2 ton gıda atığı, belirli aralıklarla KORU’nun Ümraniye’de faaliyet gösteren kompost üretim tesisine sevk ediliyor. Burada başlayan kompostlama süreci, sıcak kompost yöntemiyle yürütülüyor. Atıklar, öncelikle fiziksel olarak ayıklanarak plastik, cam ve metal gibi yabancı maddelerden arındırılıyor. Ardından parçalayıcıdan geçirilerek çürümeyi hızlandıracak forma getiriliyor.

Sebze, Meyve, Süs ve Tarla Bitkilerinin Yetiştirilmesinde Kullanılıyor

Yüksek sıcaklıkta çalışan mikroorganizmalar sayesinde 24–36 saat içinde tamamlanan bu süreç sonunda elde edilen kompost, zengin organik madde içeriğiyle özellikle sebze, meyve, süs ve tarla bitkilerinin yetiştirilmesinde kullanılıyor. Toprağın hava almasını kolaylaştıran, su tutma kapasitesini artıran ve bitkilerin besin alımını destekleyen bu doğal gübreler, KORU’nun iş birliği içinde olduğu yerel yönetimlerin Park ve Bahçeler Müdürlüklerine hibe edilerek yeşil alanlarının sürdürülebilirliğine katkı sağlıyor.

Sürdürülebilir Uygulamalar Şubelerde Devam Ediyor

Aslı fabrikasından çıkan atıklardan dönüşen kompostlar, Aslı’nın 34 şubesinde de misafirlerin kullanımına sunuluyor. Bununla beraber misafirlere yönelik sürdürülebilirlik odaklı farklı uygulamalar da dikkat çekiyor. Aslı, termosuyla gelen misafirlerine kahve alışverişlerinde yüzde 50 indirim sunarak çevre dostu bir yaklaşımı teşvik ediyor. Bu uygulama, tek kullanımlık ürün tüketimini azaltmayı ve sürdürülebilir tüketim alışkanlıklarını desteklemeyi hedefliyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Aslı

Hakan Bey, Bize Biraz Kendinizden Bahseder misiniz?

Merhaba Ben Hakan Kahyaoğlu, Bewley’s Black Beer & Bistro Cafe’nin kurucusuyum. İş hayatım, Belinay Gıda ve Vozzi ile başladı. Bu süreçler bana gıda sektöründe çok değerli deneyimler kazandırdı. Fakat içimdeki tutku beni bir adım daha ileriye taşımak istedi. Yeni bir alan, yeni bir konseptle, Bewley’s Black Beer & Bistro Cafe’yi kurdum. Bu süreçte öğrendiğim her şey, markamızı daha özgün kılmak ve farklı bir deneyim sunmak için bize ilham verdi.

Bewley’s Black Beer & Bistro Cafe’nin Kurulma Hikayesini Bizimle Paylaşır mısınız?

Bewley’s Black Beer, genç bir girişimci olarak cesur bir adım attığım bir projeydi. Belinay Gıda ve Vozzi’de kazandığım deneyimlerin ardından, sektörde farklı bir soluk getirmeyi hedefledim. Yaratıcı bir bira kültürü ve bistro tarzını harmanlayarak hem içeriği hem de atmosferiyle kendine has bir mekan yaratmayı istedim. Amacım sadece kafe ya da restoran açmak değil, misafirlerime hem lezzetli biralar hem de keyifli bir yaşam alanı sunmaktı. Farklı yaş gruplarına ve kültürlere hitap eden bir deneyim oluşturmak önceliğimizdi.

Bewley’s Black Beer & Bistro Cafe’yi Diğer Mekanlardan Ayıran Özellikler Nelerdir?

İlk olarak, işin içinde gerçekten bir tutku var. Bizim mekanımızda klasik menüler ya da tasarımlar yerine özgünlük ve yenilik öne çıkıyor. Her şeyi taze, yaratıcı ve dinamik bir şekilde tasarladık. Menüdeki içeceklerimizi özenle seçerken, bistro alanımızı da bir yaşam alanı gibi düşünerek oluşturduk. Misafirlerimize sadece yemek, kahve ve içki değil, aynı zamanda unutulmaz bir deneyim sunmayı hedefliyoruz.

Girişimcilik Yolculuğunuzda Ne Gibi Zorluklarla Karşılaştınız?

Girişimci olarak her zaman bazı zorluklarla karşılaştım. Genç yaşta bir marka yaratmak kolay değildi, ancak her engel, beni daha güçlü bir şekilde yol almaya itti. Başlangıçta zaman zaman finansal zorluklar, operasyonel sıkıntılar yaşadık, ancak bu süreçlerin sonunda çok değerli deneyimler kazandık. Bugün, Bewleys Black Beer & Bistro Cafe sektördeki sağlam konumuna taşımak için adımlar attık ve her zorluk bize bir fırsat sundu.

Geleceğe Yönelik Planlarınız ve Hedefleriniz Nelerdir?

Hedefim, Bewley’s Black Beer & Bistro Cafe konseptimizi sadece yerel pazarda değil, uluslararası alanda da tanınan bir marka haline getirmek. Yavaş yavaş, global pazarlara adım atmayı planlıyoruz. Ayrıca, franchise modelini devreye sokarak Bistro Cafemizi daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamayı hedefliyoruz. Gelecekte daha da büyük adımlar atmayı ve sektördeki yenilikçi ruhu her zaman korumayı planlıyorum.

Kaynak: HORECA TREND