Connect with us

HORECA Tedarik

PanPan Un’dan Yeni Yıl Sofralarına Sağlıklı ve Lezzetli Bir Tarif ‘Focaccia’

PanPan Un, yeni yıl sofralarında da damaklarda tat bırakan tarifleriyle yerini alıyor. Kalabalık sofralarda keyif içinde yenen yemeklerin bu sene kahramanı ‘Focaccia’ oluyor. Beyaz Tam Buğday Unu ile hazırlanan ve yassı İtalyan ekmeği olarak bilinen ‘Focaccia’ besleyici içeriğiyle sağlıklı ve lezzetli bir alternatif oluşturuyor. Hem başlangıçların hem ana yemeklerin yanına yakışan Foccacia, zengin içeriğinin yanı sıra görselliğiyle de sofraları süslüyor.

Yayınlandı

on

PanPan Un, “Sağlıklı Un” kategorisiyle tüketicilerin sağlıklı beslenmesine katkı sağlamayı amaçlıyor. PanPan, “Beyaz Tam Buğday Unu” ile beyaz unun vazgeçilmez lezzeti buğdayın sağlıklı ve besleyici içeriğiyle tamamlanıyor. Yerli ata tohumları ve özel tam tane teknolojisi ile buğday tanesinin %97 oranında öğütülmesi sonucu üretilen beyaz tam buğday unu, buğdayın tüm besleyiciliğini ve lezzetini muhafaza ediyor. İhtiyaca uygun, yüksek nitelikli ve lezzetli un seçenekleriyle mutfaklarda tüketim alışkanlıklarını değiştiren PanPan Un, Türkiye’de ilk defa beyaz unun lezzetiyle buğdayın sağlıklı ve besleyici içeriğini bir araya getirerek “Sağlıklı Un” kategorisiyle tüketicilerin bu alandaki gereksinimlerini karşılıyor. “Beyaz Tam Buğday Unu”, “Bol Lifli Çok Amaçlı Un” ve “Yüksek Proteinli Çok Amaçlı Un” olmak üzere üç farklı un çeşidinin yer aldığı “Sağlıklı Un” grubu ile hem sağlıklı hem de lezzetli tarifler hazırlamak çok kolay… 

Malzemeler

Hamur için: 

  • 3.5 su bardağı / 500 gr PanPan Beyaz Tam Buğday Unu
  • 2 su bardağı / 400 ml Su 
  • 2 tatlı kaşığı / 10 gr Kuru Maya
  • 1 tatlı kaşığı / 10 gr Tuz

Üzeri için: 

  • 2 dal / Taze Biberiye 
  • 6-7 adet / Cherry Domates (ikiye bölünmüş)
  • 3 yemek kaşığı / 45 ml Sızma Zeytinyağı
  • Yaprak Deniz Tuzu (opsiyonel)

Yapılışı

Hamur için PanPan Beyaz Tam Buğday Unu, su ve mayayı bir kâsede karıştırarak hamuru elde edin. Elde edilen hamuru oda sıcaklığında 1 saat dinlendirin. Dinlenen hamuru pişirme kâğıdı serili bir fırın tepsisine alın ve hafif yayın. Hamurun üzerine zeytinyağını yayın ve parmaklarla girintiler oluşturun. Hamurun üzerine domates ve biberiyeyi eşit şekilde dağıtın. Yaprak deniz tuzunu serpin ve tepsiyi fırına yerleştirin. Önceden 190° C’de sınmış fırında focaccia tamamen kızarana kadar yaklaşık 30 dakika pişirin. PanPan Beyaz Tam Buğday Unu ile yapılan focaccia’yı sıcak servis edin.

Kaynak: HORECA TREND ve PanPan Un

Tamamını Oku
Reklam
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dondurulmuş Sebze & Meyve

Dondurulmuş Gıdalar Pestisit Tehlikesine Karşı Güvenli mi?

Gıda güvenliği günümüz tüketicisinin en büyük hassasiyetlerinden biri haline gelirken, pestisit kalıntıları ve izlenebilirlik eksikliği sofralarda endişe yaratıyor. Bu noktada, Feast Gıda gibi teknolojiyle donatılmış üretim altyapısına sahip markalar, dondurulmuş gıdaları hem güvenli hem de sürdürülebilir bir seçenek olarak öne çıkarıyor.

Yayınlandı

on

Pestisit Nedir ve Neden Endişe Konusudur?

Pestisitler; tarım ürünlerini zararlı böceklerden, mantarlardan ve yabancı otlardan korumak için kullanılan kimyasal maddelerdir. Gıda üretiminde verimi artırmak ve ürün kayıplarını önlemek amacıyla sıklıkla başvurulan bu maddeler, bilinçsiz ya da yoğun kullanıldığında insan sağlığı üzerinde ciddi riskler oluşturabilir. Kalıntı olarak meyve ve sebzelerin üzerinde kalabilen pestisitler; bağışıklık sistemi sorunları, hormonal bozukluklar ve uzun vadede kansere kadar uzanan sağlık problemleriyle ilişkilendirilmektedir. Bu nedenle pestisit denetimleri, gıda güvenliği açısından kritik öneme sahiptir. Tüketiciler de artık sadece ürünün tazeliğine değil, güvenilirlik ve kontrol süreçlerine de dikkat ediyor.

Pestisit Endişesi Tüketiciyi Dondurulmuş Gıdaya Yöneltiyor

Feast Gıda, ürünlerinde pestisit riskini en aza indirmek için kontrollü tarım uygulamaktadır. Tarladan itibaren otoritelerin belirlediği gübre ve ilaç kullanım oranlarına uygun hareket edilir. Hasat öncesi hammadde pestisit kalıntısı için akredite laboratuvarlarda analiz edilir. Uygun olması halinde hasat edilerek, vakit kaybetmeden fabrikaya ulaştırılır, paketleme sonrasında ise aralıklarla pestisit kalıntı testleri tekrarlanır. Yalnızca uygunluk sağlayan ürünler paketlenerek satışa sunulur.

Şeffaflık ve İzlenebilirlik Artık Vazgeçilmez

Tüketici artık sadece ürünün lezzetine değil, nereden geldiğine, nasıl üretildiğine ve hangi denetimlerden geçtiğine de odaklanıyor. Feast Gıda, üretimin her aşamasında izlenebilirliği sağlayan dijital sistemler ve sertifikasyon süreçleriyle dondurulmuş gıdaya duyulan güveni artırıyor. Hasattan paketlemeye kadar her adım kayıt altına alınıyor ve bu veriler kalite denetimleriyle eş zamanlı olarak izleniyor.

Feast Gıda: Sadece Lezzet Değil, Güven de Sunuyor

Teknolojiye yaptığı yatırımlarla sadece lezzet değil; aynı zamanda şeffaflık, izlenebilirlik ve pestisit kontrolü gibi alanlarda da öncülük eden Feast Gıda, sofralara sağlıkla ulaşan ürünleriyle sektörde fark yaratıyor. Dondurulmuş gıdanın geleceği, şeffaf ve denetlenebilir sistemlerle inşa ediliyor. Feast Gıda, bu geleceğin güvenilir temsilcilerinden biri olarak konumlanıyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Feast Gıda

Tamamını Oku

Gıda Üreticileri

Ülker ve Sabancı Üniversitesi Buğday İçin Ele Ele Verdi 

Yayınlandı

on

Sürdürülebilir tarım konusunda buğday, fındık, kakao özelinde projeler geliştiren Ülker, Sabancı Üniversitesi’yle önemli bir iş birliğine imza attı. Bu iş birliğinde, tarlada çinko ve selenyum bakımından zenginleştirilen buğday, önce una sonra ürüne dönüştürüldü.  

İki yıldır sahada yürütülen Biyofortifikasyon Projesi’yle buğday tanesinde ve ondan elde edilen unda çinko ve selenyum miktarlarında önemli artışlar sağlandı. Örneğin, Ülker’in üretim tesislerinde, zenginleştirilmiş buğdaylardan elde edilen tam buğday ununda,  uygulama yapılmayan una kıyasla çinko miktarının %46 oranında arttığı belirlendi. Ülkemizde yetiştirilen buğdaylarda çok düşük seviyelerde bulunan selenyum ise 18 kat artış göstererek arzu edilen düzeylere ulaştırıldı. Yapılan laboratuvar analizleri, tarlada buğday tanesinde sağlanan mineral zenginliğinin una ve ardından nihai ürünlere etkili bir şekilde aktarılabildiğini ve korunduğunu gösterdi.

Ülker’in tarlada yapılan uygulamayla mineralce zenginleştirilmiş buğdaylardan elde edilen unla ürettiği sınırlı sayıdaki Saklıköy Tarlada Zenginleştirilmiş Tahıllı, Sütlü Çikolatalı, Pirinç Patlaklı, Portakallı ve Hindistan Cevizli bisküvisi tüketicinin beğenisine sunuldu.

Ülker CEO’su Özgür Kölükfakı, kullandıkları ham maddeler arasında %39’luk oranla ilk sırada bulunan buğdayın sürdürülebilirliğinin Ülker için büyük önem taşıdığını belirtti. Buğdayda kapsayıcı bir yaklaşım benimsediklerini dile getiren Kölükfakı sözlerine şöyle devam etti: 

“Bisküvilik buğday ıslahından toprağın sağlığının iyileştirilmesine yönelik onarıcı tarıma kadar çeşitli konulara odaklanıyoruz. Projeleri geliştirirken de konunun uzmanlarıyla iş birlikleri yapmayı, topluma, paydaşlarımıza katkı sağlamayı çok önemsiyoruz. Biyofortifikasyon Projesi de Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye Beslenme Rehberi’nde faydalarına da yer verdiği, ülkemizde eksikliği görülen çinko ve selenyum minerallerine dikkat çekmek ve toplumsal fayda sağlamak için değerli bir fırsattı. İki yıl süren proje kapsamında buğdayın çinko ve selenyum içeriği tarlada zenginleştirildi. Bu buğday fabrikamızda un haline getirildi. Hemen sonrasında sınırlı sayıda Saklıköy Tarlada Zenginleştirilmiş Tahıllı bisküviyi tüketicilerimizle buluşturarak projeyi tarladan rafa tüm süreçleriyle somutlaştırmış olduk.”

Daha önce Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nı birlikte gerçekleştirdiğimiz Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile yeni buğday türleri üzerinde çalışmaya devam ettiklerini belirten Kölükfakı, ayrıca 2023 yılında 13 bin yıllık geçmişi ile Türkiye’nin en değerli atalık buğday türlerinden Kavılca ile ilgili farkındalığı artırmak amacıyla Saklıköy Kavılca Buğdaylı Çikolata Kremalı bisküviyi ürettiklerini de hatırlattı. 

Toprağın sağlığının korunmasının Ülker için önemine dikkat çeken Kölükfakı sözlerine şöyle devam etti: “Buğday üretiminde uyguladığımız onarıcı tarımla yerli tarım, yerel kalkınma ve çiftçi refahını merkeze koyuyoruz. 2030’a kadar 10 bin dekar alanda onarıcı tarım uygulamasını hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamdaki çalışmalarımıza 2025 itibarıyla 101 çiftçimizle devam ediyoruz.” 

Prof.Dr. İsmail Çakmak: “Saklıköy’ün Hikayesi, Farklı Ürünlere Uyarlanabilecek Bir Örnektir”

Biyofortifikasyon Projesi’nin Yürütücüsü ve Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. İsmail Çakmak ise her yıl yapılan bitkisel üretimle, topraklardan tonlarca mikro besin elementinin uzaklaştırıldığını kaydetti. Tarımda yüksek verimli çeşitlerin kullanılmasıyla bu sorunun giderek daha da şiddetlendiğine işaret eden Çakmak, topraklarda baş gösteren bu mineral kayıplarının tükettiğimiz gıdalarda da ortaya çıktığını ve bunun da bugün insanlarda (özellikle çocuklarda) çok yaygın olan gizli açlığın ortaya çıkışında belirleyici bir rol oynadığını ifade etti.

Çakmak şöyle devam etti: “Toprak, mineraller bakımından fakirse, gıda da fakirdir, insan da… Bu noktadan hareketle Ülker’le geliştirilen bu iş birliğiyle bu mineral eksikliği soruna hızlı ve etkili bir çözüm bulmaya çalıştık. Buğday, henüz tarladayken yapraklarına uygulanan çinko ve selenyumla beslendi ve sonra bünyesine aldığı bu değerli mineralleri tanesine taşıdı. Böylece buğday, yıllardır azar azar kaybettiği mineral zenginliğine yeniden kavuştu. Yani, ona dışarıdan farklı bir şey eklenmedi; sadece zamanla kaybettiği mineraller yeniden kazandırıldı.

Zenginleştirilmiş bu buğdayın unuyla üretilen Saklıköy bisküvisi, ‘tarladan sofraya’ anlayışının güzel bir örneği olacak. Üstelik, Saklıköy’ün hikayesi, ekmekten makarnaya, sütten çaya birçok temel gıdaya da uyarlanabilecek bir örnek teşkil edecek. Bu sayede hem çiftçilerimize yeni kazanç fırsatları sunulacak hem de insanlarımız için daha besleyici gıdaların yolu açılacak.” Çakmak ayrıca, Ülker ile yürütülen bu zenginleştirme çalışmasının, Sabancı Üniversitesi liderliğinde 15 ülkede 12 yıl boyunca yürütülmüş olan uluslararası bir projeden elde edilen bilgiler ve deneyimler ışığında gerçekleştirildiğini belirtti. 

Gizli Açlık Nedir?

Gizli açlık, FAO’ya göre gizli açlık, insanların tükettikleri gıdaların besin kalitesinin yetersiz olması nedeniyle büyüme ve gelişme için gerekli temel vitamin ve mineralleri yeterli miktarda alamamaları durumudur. https://www.fao.org/about/meetings/icn2/news-archive/news-detail/en/c/265240/

Not: Saklıköy Tarlada Zenginleştirilmiş Tahıllı Bisküvi sadece Migros’ta

Kaynak: HORECA TREND ve Ülker

Tamamını Oku

HORECA Tedarik

Metro Chef ile Dondurma Mevsimi Açıldı!

Dövme usulüyle hazırlanmış, damla sakızlısından Belçika çikolatalısına 10 farklı tat seçeneği sunan Metro Chef dondurma çeşitlerinin yanı sıra Metro Chef taze ve dondurulmuş meyvelerden süt, krema ve vanilyaya yaza serinlik katmak için ihtiyacınız olan her şey Metro mağazalarında sizleri bekliyor!

Yayınlandı

on

Yaz sıcağına serin bir lezzet molası vermenin en tatlı yolu olan dondurmayı kendiniz yapmak mı istersiniz yoksa en özel çeşitlere hazır olarak ulaşmak mı? Tercihiniz ne olursa olsun Metro’da hem kendi dondurmanızı hazırlamanız için gereken tüm malzemeler hem de koruyucu ve tatlandırıcı içermeyen dondurma seçenekleri sizi bekliyor! Dövme usulüyle hazırlanmış, damla sakızlısından Belçika çikolatalısına 10 farklı tat seçeneği sunan Metro Chef dondurma çeşitlerinin yanı sıra Metro Chef taze ve dondurulmuş meyvelerden süt, krema ve vanilyaya yaza serinlik katmak için ihtiyacınız olan her şey Metro mağazalarında sizleri bekliyor!

Sıcak havalarda ferahlık arayanlar, tatlı menüsünü dondurma çeşitleriyle zenginleştirmek isteyen işletmeler ve kendi evinin mutfağında yaratıcı lezzetler denemek isteyenler için Metro Türkiye, tam mevsimine uygun çözümler sunuyor. 35 yıllık tecrübesiyle Metro Türkiye, dondurma severler için yazı iki harika alternatifle karşılıyor: Metro Chef markasıyla yaz aylarının vazgeçilmez lezzeti dondurmayı 10 farklı çeşidiyle hem profesyonel mutfaklara hem de ev kullanıcılarına ulaştırıyor. Serinleten bir yaz klasiği olan dondurmaya kendine özel dokunuşlarla farklı bir yorum katmak isteyenler içinse taze ve dondurulmuş meyvelerden krema ve vanilyaya tüm temel malzemeleri raflarına taşıyor.

Metro Chef Güvencesiyle 10 Farklı Dondurma Çeşidi

Koruyucu ve tatlandırıcı içermeyen, geleneksel dövme metodu ile hazırlanan Metro Chef dondurmalar, kalite ve lezzeti bir arada sunuyor. Antep fıstıklı, sade, kakaolu, Belçika çikolatalı, damla sakızlı, tuzlu karamelli, kestaneli, limonlu, frambuazlı ve karadutlu olmak üzere toplam 10 farklı çeşidiyle mutfaklarda tatlı sunumlarını bambaşka bir boyuta taşıyor. Üstelik %43-65 arasında değişen süt oranıyla dikkat çeken bu özel lezzetleri, 500 gramlık ve 1,7 kilogramlık farklı ambalaj seçenekleriyle Metro Türkiye mağazalarında bulabilirsiniz.

Kendi Dondurmasını Yapmak İsteyenler İçin de Gereken Tüm Malzemeler Metro’da

Yaratıcılığınızı ortaya koyacak dondurmaları kaliteli malzemelerle kolayca hazırlamanın yolu da Metro’dan geçiyor. Kendi dondurmasını yapmak isteyen şefler için taze ve dondurulmuş frambuaz, böğürtlen, çilek, vişne, nar, kiraz, yaban mersini, küp mango ve Frenk üzümüne kadar pek çok lezzetli meyve Metro Chef güvencesiyle sunuluyor. Bunun yanında, süt, krema ve vanilya gibi dondurma yaparaken ihtiyaç duyulacak temel malzemeler de Metro Türkiye raflarında yer alıyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Metro Chef

Tamamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2025 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.