Barilla ve BigChefs’ten Dünya Makarna Günü’ne Özel Birlikteliğin Tarifi! | HORECA TREND
Takip edin!

HORECA Tedarik

Barilla ve BigChefs’ten Dünya Makarna Günü’ne Özel Birlikteliğin Tarifi!

İtalya’da doğan ve farklı mutfak kültürlerinde kendine yer bularak en sevilen yiyeceklerden biri olan makarna, Türkiye’de de en çok tercih edilen yemeklerin başında geliyor. Kişi başına yıllık 8,5 kilograma ulaşan tüketimiyle makarnaya olan ilginin giderek arttığı Türkiye’de 25 Ekim Dünya Makarna Günü bu yıl Barilla Türkiye ve BigChefs’in lezzetli iş birliği ile kutlanıyor.

Published

on

1877’den bu yana, kalabalık ve keyifli İtalyan sofralarından aldığı ilhamla Barilla, yemeğin birleştirici gücünü lezzetli makarnalarıyla dünyanın dört bir yanında temsil ediyor. İyiliği odağına alarak ürettiği makarnalarıyla dünyanın ve Türkiye’nin en çok sevilen, lider markaları arasında bulunan Barilla, Dünya Makarna Günü’nü bu yıl Türkiye’nin tüm gün hizmet veren en yaygın zincir restoranı* BigChefs’le yaptığı iş birliğiyle kutluyor. Dünya Makarna Günü’nün içerisinde bulunduğu ekim ayı boyunca, Barilla’nın en özel makarna reçeteleri ve BigChefs’in mutfak ekibinin yaratıcılığı ile hazırlanan menü BigChefs şubelerinde misafirlere sunuluyor olacak.  

Dünya Makarna Günü için yaptıkları iş birliğini 8 Ekim’de Tarabya BigChefs’te düzenlenen özel bir davetle duyuran Barilla Türkiye ve BigChefs, sektörün önemli isimlerini de bu özel davette ağırladı. Barilla Group Executive Chef Andrea Tranchero ve BigChefs Mutfak Koordinatörü Murat Aslan’ın tecrübe ve yaratıcılıklarını ortaya koyarak, özenle hazırladığı makarnalar davetlilerden büyük beğeni aldı. Tüm davetliler makarnanın lezzetiyle aynı masada keyifle buluşmanın mutluluğunu yaşadı. 

Ekim ayı boyunca BigChefs’lerde makarnaseverlerin beğenisine sunulacak menüde her dönemin favorisi olan makarna çeşitlerine mevsimsel ve özel malzemeler eşlik ediyor. Kuşkonmazlı Barilla Tortiglioni Cacio e Pepe, Ispanak ve Porcini Mantarlı Barilla Linguine, Ağır Ateşte Pişirilmiş Dana Eti ve Ricotta Peynirli Barilla Lazanya, Somonlu & Mascarpone Peynirli Barilla Fusilli’den oluşan menü makarnadan vazgeçemeyenleri BigChefs şubelerinde bekliyor. 

Dünya Makarna Günü için yapılan iş birliğine reçetelere yaratıcı dokunuşları ile destek veren BigChefs Mutfak Koordinatörü Murat Aslan; “1154 yılında Sicilya’da doğan makarna; pratikliği, besleyiciliği ve lezzetiyle her mutfak kültüründe farklı şekillerde karşımıza çıkan bir yemek. Türkiye’de onlarca çeşidiyle mutfağımızın vazgeçilmezleri arasında yer alan makarnanın lezzetini kutlamak için BigChefs olarak oluşturduğumuz bu özel menüde, klasik tariflere kendi dokunuşlarımızı katarak bilinen reçeteleri daha lezzetli hale getirdik. Barilla’nın kalitesi ve  uzmanlığı ile BigChefs’in mutfak yaklaşımından doğan bu özel menü eminim ki tüm makarnaseverleri mutlu edecek.”  

Barilla Group Executive Chef Andrea Tranchero ise bu lezzetli iş birliği için şunları söyledi; “Yemek; herkesi birleştiren evrensel bir güç. Makarna da bu gücü pekiştiren en önemli yemeklerden bir tanesi. Dünyanın lider makarna markalarından Barilla olarak üstün kalite ve uzmanlıkla ürettiğimiz makarna çeşitlerimizle lezzetli reçeteler oluşturmak için çalışıyoruz. Herkes tarafından sevilen, birlikteliğin tarifi olarak adlandırdığımız makarnayı Türkiye’deki taptaze ve özenle seçilen malzemelerle buluşturduk. Dünya Makarna Günü’ne özel hazırladığımız enfes Barilla tariflerimizi denemek için herkese BigChefs’e uğramayı öneririm.”

*Deloitte tarafından hazırlanan “Türkiye Yemek Hizmeti Pazar Raporu”nun sonuçlarına göre; BigChefs, full servis restoran kategorisinde yurt içi ve yurt dışı şube sayısı açısından Türkiye’de lider konumdadır. 

Advertisement

Kaynak: HORECA TREND ve BigChefs, Barilla

Continue Reading
Advertisement
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

HORECA Tedarik

PanPan Un’dan Yeni Yıl Sofralarına Sağlıklı ve Lezzetli Bir Tarif ‘Focaccia’

PanPan Un, yeni yıl sofralarında da damaklarda tat bırakan tarifleriyle yerini alıyor. Kalabalık sofralarda keyif içinde yenen yemeklerin bu sene kahramanı ‘Focaccia’ oluyor. Beyaz Tam Buğday Unu ile hazırlanan ve yassı İtalyan ekmeği olarak bilinen ‘Focaccia’ besleyici içeriğiyle sağlıklı ve lezzetli bir alternatif oluşturuyor. Hem başlangıçların hem ana yemeklerin yanına yakışan Foccacia, zengin içeriğinin yanı sıra görselliğiyle de sofraları süslüyor.

Published

on

PanPan Un, “Sağlıklı Un” kategorisiyle tüketicilerin sağlıklı beslenmesine katkı sağlamayı amaçlıyor. PanPan, “Beyaz Tam Buğday Unu” ile beyaz unun vazgeçilmez lezzeti buğdayın sağlıklı ve besleyici içeriğiyle tamamlanıyor. Yerli ata tohumları ve özel tam tane teknolojisi ile buğday tanesinin %97 oranında öğütülmesi sonucu üretilen beyaz tam buğday unu, buğdayın tüm besleyiciliğini ve lezzetini muhafaza ediyor. İhtiyaca uygun, yüksek nitelikli ve lezzetli un seçenekleriyle mutfaklarda tüketim alışkanlıklarını değiştiren PanPan Un, Türkiye’de ilk defa beyaz unun lezzetiyle buğdayın sağlıklı ve besleyici içeriğini bir araya getirerek “Sağlıklı Un” kategorisiyle tüketicilerin bu alandaki gereksinimlerini karşılıyor. “Beyaz Tam Buğday Unu”, “Bol Lifli Çok Amaçlı Un” ve “Yüksek Proteinli Çok Amaçlı Un” olmak üzere üç farklı un çeşidinin yer aldığı “Sağlıklı Un” grubu ile hem sağlıklı hem de lezzetli tarifler hazırlamak çok kolay… 

Malzemeler

Hamur için: 

  • 3.5 su bardağı / 500 gr PanPan Beyaz Tam Buğday Unu
  • 2 su bardağı / 400 ml Su 
  • 2 tatlı kaşığı / 10 gr Kuru Maya
  • 1 tatlı kaşığı / 10 gr Tuz

Üzeri için: 

  • 2 dal / Taze Biberiye 
  • 6-7 adet / Cherry Domates (ikiye bölünmüş)
  • 3 yemek kaşığı / 45 ml Sızma Zeytinyağı
  • Yaprak Deniz Tuzu (opsiyonel)

Yapılışı

Hamur için PanPan Beyaz Tam Buğday Unu, su ve mayayı bir kâsede karıştırarak hamuru elde edin. Elde edilen hamuru oda sıcaklığında 1 saat dinlendirin. Dinlenen hamuru pişirme kâğıdı serili bir fırın tepsisine alın ve hafif yayın. Hamurun üzerine zeytinyağını yayın ve parmaklarla girintiler oluşturun. Hamurun üzerine domates ve biberiyeyi eşit şekilde dağıtın. Yaprak deniz tuzunu serpin ve tepsiyi fırına yerleştirin. Önceden 190° C’de sınmış fırında focaccia tamamen kızarana kadar yaklaşık 30 dakika pişirin. PanPan Beyaz Tam Buğday Unu ile yapılan focaccia’yı sıcak servis edin.

Kaynak: HORECA TREND ve PanPan Un

Advertisement
Continue Reading

HORECA Tedarik

Tağşiş ve Taklit Ürünü Tüketiciler Nasıl Anlar?

Kış mevsiminin gelmesiyle grip vakaları çoğaldı. Uzmanlar antimikrobiyal özellikleri nedeniyle özellikle kışın tüketimi artan sirkelere dair uyarılarda bulundu. Doğal sirke tüketmenin önemine değinen uzmanlar, doğal sirkeyi taklit ve tağşiş ürünlerden ayırmanın yollarını anlattı.

Published

on

Kemal Kükrer’in, Ajinomoto İstanbul Tedarik Zincirinden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi, Gıda Mühendisi Berna Portakal ile Kalite ve Ar-Ge Müdürü Gıda Mühendisi Engin Akçelenk’in sözcülüğünde düzenlediği basın toplantısında, sirkeye dair merak edilen birçok soruya yanıt arandı. Kemal Kükrer sirkelerinin doğal üretim süreçlerine değinilen buluşmada, sirkeyi tağşiş ürünlerden ayırma yolları konuşulurken, sirkenin hammadde seçiminden fermantasyon sürecine, gerçek ve kaliteli sirkeyi anlamanın yollarına, sirkenin sağlık yararlarını ve gıda koruma konusundaki katkılarına değinildi.

“Türkiye, Potansiyeli Olsa da Sirke İhracatında İlk 30’da Bile Yer Almıyor”

Taklit ve tağşiş konusunun gündemde yer etmesinin önemli olduğunu, bu konuda farkındalığın artırılması gerektiğini ifade eden Berna Portakal, “Taklit ve tağşiş konusunun boyutunu anlatmak için bazı verileri paylaşmak istiyorum. Dünya sirke ihracatı pazarı yaklaşık 1,5 milyar USD değerinde. Türkiye ise 30 milyon USD ihracat ile maalesef ilk 30’da bile yer alamıyor. Oysaki sirke konusunda büyük potansiyeli bulunuyor.  Bunun en büyük sebebi, ülkemizde tağşiş yapan şirketlerin Türkiye’nin sirke ihracatı potansiyelini aşağı çekmesidir. Biz Kemal Kükrer olarak yıllardır geleneksel üretimden vazgeçmeden, tüketici nezdinde kazandığımız takdir sayesinde kaliteli ve iyi sirkeyi üreterek mücadele etmeye devam ediyoruz. Maliyetleri düşürmek adına hiçbir zaman kaliteden ödün vermedik, veremeyiz” diye konuştu.

“En Önemli Hedefimiz Tüketicilerimizin Sağlığını Korumak”

Bu konuda bakanlık düzeyinde önemli çalışmaların yapıldığının da altını çizen Portakal, şöyle devam etti: “Biliyorsunuz Tarım ve Orman Bakanlığı tağşiş listesini düzenli olarak güncelliyor. Bu listeden arzu ettiğiniz bilgiye ulaşabilirsiniz. Fakat biz de bir yandan sektörü geliştirmek adına sektörümüzde yer alan markalarla Sirke Üreticileri Derneği’ni (SirkeDer) kurduk. Bu derneği kurarken bir amacımız da tüketicilere ve kamuoyuna doğru, güvenilir bir kaynaktan bilgi akışı sağlamaktı. Derneğimiz tağşiş ve taklit sirkeyle mücadele etmek için gerekli kurumlarla iş birliğine her zaman hazır. Derneğimiz bünyesinde kurduğumuz teknik komitemiz ile kaliteli ve sağlıklı sirke üretiminde gözetilmesi gereken adımları takip ediyoruz. Bu kapsamda süpermarketlerle bilgilendirme toplantıları gerçekleştirdik. Hedefimiz gerçek üreticileri haksız rekabetten korumak ama en önemlisi tüketicin sağlığını korumak.”

“Gerçek Sirke Ağızda Aromatik, Lezzetli Bir Tat Bırakıyor”

Advertisement

Sirkedeki en büyük iki problemin taklit ve tağşiş olduğunun altını çizen Kemal Kükrer Kalite ve Ar-Ge Müdürü Gıda Mühendisi Engin Akçelenk ise, “Gerçek meyve sirkesinin içine maliyeti daha uygun olan beyaz sirkenin karıştırılması ile yapılan hileye tağşiş, doğrudan doğruya sentetik asetik asitin sulandırılması ile elde edilen sahte ürüne ise taklit diyoruz. Profesyonel laboratuvarlarda uzman personel ve ekipman olmadan bunu kesin olarak ayırt edebilmek maalesef çok mümkün değildir. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, örneğin geleneksel fermantasyon yöntemiyle ürettiğimiz bir elma sirkesini yudumladığınızda sirkenin karakteristik doğal asidik tadında, elma suyunun lezzetini rahatlıkla hissedersiniz. Ancak taklit ya da tağşiş olan ürünlerde hem bu tat/aroma hissedilmez, hem de taklit ya da tağşişin boyutuna bağlı olarak boğazda kimyasal sentetik bir yakıcılık hissedilir. Aroma ilavesi ile maskelenmeye çalışılan bazı taklit ürünlerde ise yapay bir meyve tadı ve kokusu daha kapağı açar açmaz kendini hissettirir. Tüketicilerimizin taklit / tağşiş ürünü bu şekilde tat yoluyla bir nebze olsa da ayırt edebilmeleri mümkün.” diye konuştu.

“Evde Yapılan Sirke, Sirke Değil Meyve Şarabı Ya da Kokteyli Olabiliyor”

Geleneksel üretim tekniklerine bağlı kalmanın, sirkenin doğallığını koruması açısından hayati önem taşıdığını vurgulayan Engin Akçelenk, “100 yılı aşkın bir süredir geleneksel üretim tekniklerine bağlı şekilde aynı kalite ve doğallıkta üretim yapıyoruz. Yavaş ve doğal bir fermantasyon, sirkeye özgü tat ve aromaların derinleşmesine olanak tanırken aynı zamanda yüksek kalite ve tat sağlıyor. 30-40 günü bulan fermantasyon sürecimiz, sirkenin istenilen asitlik oranına ve lezzet profiline ulaşmasını sağlıyor. Sirkenin en doğal halini elde etmek için kontrollü geleneksel üretim süreci, kaliteden taviz vermemek adına çok önemli. Evde yapılan sirkeler ise profesyonel analizler olmadan bu kalitede üretilemiyor” dedi. Akçelenk şöyle devam etti, “Gerçek bir sirke için %0,5’ten az kalıntı alkol ve en az %4 asetik asit oranı gereklidir. Evde tüketicilerimizin yaptığı sirkelerde bu oranı yakalayabilmeleri çok mümkün değildir. Hatta bu oranı tutturamadıkları için yaptıkları sirke şeker de içerdiğinden risklidir çünkü küf oluşumuna ortam hazırlayarak toksik etkiye neden olabilir. Dolayısıyla evde yapılan sirkeler çoğu zaman sirke değil meyve şarabı ya da meyve kokteyli formundadır.”

Sirke, Gıda İsrafını Önlemede de Koruyucu Rol Üstleniyor

Dünyada her yıl 1,3 milyar, Türkiye’de ise ortalama 26 milyon ton gıda israf ediliyor. Atılan her bir gıdanın üretiminde harcanan su da düşünüldüğünde, israfın boyutu katlanıyor. Sirkenin sadece lezzet vermekle kalmadığını, aynı zamanda gıdaları mikrobiyolojik bozulmalardan koruyarak israfın önlenmesine katkıda bulunduğunu ifade eden Engin Akçelenk, “Kemal Kükrer olarak, ulusal ve global alanda tanınmış pek çok markanın üreticileriyle çalışıyoruz; ürettiğimiz sirkeler, konserveden turşuya, soslardan marine ürünlere ve hatta ıslak mendillere dek birçok üründe lezzetlendirici, koruyucu ve antimikrobiyal etkisi gibi nedenlerle ana ya da yardımcı bileşen olarak kullanılıyor. Bu anlamda, evde de doğal sirkeyi israfı önleyen bir koruyucu olarak kullanmak mümkün” dedi.

Bilimsel Araştırmalar Sirkenin Sağlık Üzerindeki Etkilerini Destekliyor

Toplantıda ele alınan konulardan biri de sirkenin sağlığa olan faydalarıydı. Son yıllarda elma sirkesi, üzüm sirkesi gibi çeşitli sirkelerin sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğuna dair araştırmaların arttığını ifade Berna Portakal; sirke tüketiminin, glisemik, anti-diyabetik, yağ metabolizması, ülseratif-kolit, kolesterol, karaciğer ve fonksiyonları, oksidatif stres, anti-kanserojen ve antimikrobiyal etkilerinin birçok araştırmada görülebildiğini ifade ederek şunları söyledi:   “COVID dönemiyle birlikte bağışıklık destekleyici doğal ürünlere ve sağlıklı yaşam trendine yönelik ilgi artarken, sirkenin antioksidan özellikleri ve sağlık açısından sunduğu katkılar öne çıktı. Bu dönemde Kemal Kükrer olarak geleneksel sirke kültürünü modern bir yaklaşımla birleştirdik ve Türkiye’de ilk kez kolay içimli ‘Yudumluk Sirkeler’i geliştirdik. Bu yenilikçi ürün ile, sirkenin tüketimini pratik hale getirerek kolay tüketilebilir hale gelmesini sağladık. Günde 3 çorba kaşığı sirke tüketimi, sağlıklı bir yaşama katkı sağlayan doğal bir destek olarak öne çıkıyor. Antimikrobiyal olan sirkeler iltihabı azaltmada önemli rol üstleniyor. Metabolizmayı hızlandırarak kilo vermeye ve bağışıklık sisteminin normal fonksiyonunda çalışmasına destek oluyor, içerdikleri vitamin ve minerallerle besleyici öğeler sağlıyor. Özellikle elma sirkesi, potasyum, kalsiyum ve B vitaminleri gibi önemli besin maddelerini içeriyor.”

Advertisement

Kaynak: HORECA TREND ve Kemal Kükrer, Ajinomoto

Continue Reading

Bitkisel Yağ

Orkide Brand Week İstanbul’da Yer Aldı

Published

on

Gıda atıklarının azaltılması ve geri dönüşümü ile doğal kaynakların doğru kullanımı ile sürdürülebilir geleceğe pozitif etkilerinin ele alındığı oturumda;

Gazeteci Yazar Cem Seymen, doğal kaynaklarımızın korunmasının tarımsal ekonomiye olan pozitif etkisini anlattı. Cem Seymen; tarımsal üretimde çevresel, sosyal ve ekonomik boyutları dengelemeyi hedefleyen bir yaklaşım olarak bahsettiği sürdürülebilir bir tarım için doğal kaynakların korunmasının zorunluluk olduğuna dikkat çekti. Doğal kaynak kullanımının yoğun olduğu tarım sektöründe bu kaynakların korunarak gelecek nesillere güvenli bir şekilde bırakılmasının, sürdürülebilir tarımın temel amacı olduğunu söyleyen Cem Seymen, konuşmasında başta su olmak üzere tüm doğal kaynakların korunmasında hepimize düşen sorumluluğa vurgu yaptı.

Orkide Pazarlama Müdürü Dilek Eker; bitkisel yağların üretimi ve tüketimi sürecinde oluşan bitkisel atık yağların ekotoksik etkilerini bertaraf etmek hedefiyle Orkide’nin çıktığı yolda, yeni bir yatırım projesi olarak hayata geçirilen grup şirketi Hakbay’da çevre dostu ve katma değeri yüksek yeni bir ürün geliştirme sürecini anlattı. Orkide’nin sıfır atık lisanslı üretim tesislerinde ham bitkisel yağın rafinasyonu sonucu oluşan bitkisel atık yağların, yine sıfır atık lisanslı grup şirketi Hakbay’da son teknoloji sistemle, en verimli şekilde işlenerek katma değerli hale getirilmesiyle üretilen “Q Oil Fatty Acid” ile hem çevresel sürdürülebilirliğe katkı, hem bioenerji tesislerinde enerji üretimine kaynak, hem de kimya, yem vb. sanayiye katma değerli bir ürün sunulduğuna dikkat çekti.

Gastronomi Araştırmacısı ve Geleneksel Türk Mutfağı Uzmanı Şefika Günyel ise konuşmasında, bitkisel yağların hanelerde ve profesyonel mutfaklarda doğru kullanımını anlatıp, oluşan bitkisel atık yağların bu noktalarda nasıl azaltılabileceğine yönelik önerilerini katılımcılar ile paylaştı.

Brand Week İstanbul’da deneyim alanında konumlanan Orkide Lezzet Mutfağında ise Şef Eyüp Kemal Sevinç’in ve Orkide’nin kızartma şefi Kenan Gün’ün Orkide ürünleri ile hazırladıkları lezzetler etkinlik boyunca katılımcılara sunuldu.

Kaynak: HORECA TREND ve Orkide

Advertisement

Continue Reading

Popüler Haberler

Copyright © 2024 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.