Connect with us

Gıda Üreticileri

Yerli Taze Makarna Markası Global Pazara Açılıyor

Çeşitliliği ve çok sayıda sosla lezzetlendirme imkanı bulunan makarna, dünyanın hemen her yerinde sevilen bir yiyecek olarak tüketiliyor. Uluslararası bir araştırma, makarna yemenin mutlu verdiğini gösteriyor. Geniş ürün yelpazesi ve yenilikçi ürünleriyle dikkat çeken yerli taze makarna markası, global pazara açılışını kutlamak ve yeni kurumsal kimliğini tanıtmak için bir lansman düzenledi.

Yayınlandı

on

Çeşitliliği ve çok sayıda sosla lezzetlendirme imkanı bulunan makarna, dünyanın hemen her yerinde sevilen bir yiyecek olarak tüketiliyor. Uluslararası bir araştırma, makarna yemenin mutlu verdiğini gösteriyor. Geniş ürün yelpazesi ve yenilikçi ürünleriyle dikkat çeken yerli taze makarna markası, global pazara açılışını kutlamak ve yeni kurumsal kimliğini tanıtmak için bir lansman düzenledi.

Sonsuz çeşitliliği ve lezzetiyle herkes tarafından sevilen makarna, yenilikçi üretimlerle farklı damak zevklerine hitap ediyor. Uluslararası Makarna Örgütü’nün paylaştığı, Milano IULM Üniversitesi tarafından vücut fonksiyonlarının değerlendirildiği çalışmada, kişilerin makarna yerken mutlu oldukları kaydedildi. 2022de Korhan Şen tarafından kurulan ve kısa sürede büyüyerek 10 şubeye ulaşan taze makarna markası Yummy Cheese Pasta, global pazara açılma süreçlerini taçlandırmak amacıyla Sapancada bir lansman gerçekleştirdi. Lansmanda markanın gelecek planları anlatılırken, kurumsal kimliği ve yeni logosu tanıtıldı.

Kuruldukları günden itibaren markanın temel değerleri arasında kalite, lezzet ve müşteri memnuniyetini ön planda tutmayı amaçladıklarını dile getiren Yummy Cheese Pasta Kurucusu Korhan Şen, Lansmanımızda tanıtımını yaptığımız yeni logomuz, modern ve şık tasarımıyla markamızın vizyonunu yansıtıyor. Düzenlediğimiz lansman markamızın gelişim sürecini ve gelecekteki hedeflerini paylaşmak için de önemli bir platform oldu. Ulusal pazarda sergilediğimiz iddialı duruşumuzu global pazarda da hedefliyoruzdedi.

Makarna Severler İçin Yenilikçi Ürünler: Kornet Pizza ve Fettuccini Makarna

Katılımcılarımızı Sapancanın eşsiz doğasıyla buluşturarak inanılmaz bir deneyim sundukdiyen Korhan Şen, Etkinliğin en heyecan verici anlarından biri ise yeni ürünümüz kornet pizza ve ana ürünümüz olan fettuccini makarna ve soslarının tanıtımı oldu. Kornet pizza, geleneksel pizza lezzetini farklı bir sunumla birleştirerek, pizzaseverlere yepyeni bir deneyim sunuyor. Fettuccini makarna ve sosları ise özenle hazırlanan ambalajlarıyla raflarda yerini alıyor. Bu yeni ürünler, Yummy Cheese Pasta’nın lezzet yolculuğunda önemli bir dönüm noktası olacakifadelerini kullandı.

Lezzetimizi Dünyanın Dört Bir Yanına Taşıyacağız

Türkiyedeki büyüme stratejisi kapsamında yeni şubelerinin Ankara, Erzincan, Sivas ve Tokat’ta açılacağını duyuran Yummy Cheese Pasta Kurucusu Korhan Şen, Açılacak yeni şubelerle, markamızın lezzetini daha geniş kitlelere ulaştırmayı amaçlıyoruz. Ayrıca, yurt dışına açılma planlarımız doğrultusunda Irak, İran ve ABD’de master franchise anlaşmaları imzaladık. Global pazarda da yerimizi alarak lezzetimizi dünyanın dört bir yanına taşımayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Müşterilerimize Her Zaman En İyi Ürünleri Sunmayı Hedefliyoruz

Korhan Şen sözlerini şu şekilde tamamladı: Müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutarak lezzetli ve yenilikçi ürünler sunmaya devam edeceğiz. Yeni logo ve kurumsal kimliğimizle hem yerel hem de global pazarda büyümeye ve markamızı daha geniş kitlelere ulaştırmaya kararlıyız. Gelecek dönemde, Ar-Ge çalışmalarımıza hız vererek, müşterilerimize her zaman en iyi ürünleri sunmayı hedefliyoruz. Markamızın başarı hikayesi, yenilikçi vizyonu ve güçlü değerleriyle devam edecek. Etkinliğimize katılan tüm misafirlerimize ve destek veren herkese teşekkür ederiz. Bu özel günümüzde yanımızda olan tüm dostlarımıza ve iş ortaklarımıza minnettarız.

Kaynak: HORECA Trend ve Yummy Cheese Pasta

Tamamını Oku
Reklam
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gıda Üreticileri

Ülker ve Sabancı Üniversitesi Buğday İçin Ele Ele Verdi 

Yayınlandı

on

Sürdürülebilir tarım konusunda buğday, fındık, kakao özelinde projeler geliştiren Ülker, Sabancı Üniversitesi’yle önemli bir iş birliğine imza attı. Bu iş birliğinde, tarlada çinko ve selenyum bakımından zenginleştirilen buğday, önce una sonra ürüne dönüştürüldü.  

İki yıldır sahada yürütülen Biyofortifikasyon Projesi’yle buğday tanesinde ve ondan elde edilen unda çinko ve selenyum miktarlarında önemli artışlar sağlandı. Örneğin, Ülker’in üretim tesislerinde, zenginleştirilmiş buğdaylardan elde edilen tam buğday ununda,  uygulama yapılmayan una kıyasla çinko miktarının %46 oranında arttığı belirlendi. Ülkemizde yetiştirilen buğdaylarda çok düşük seviyelerde bulunan selenyum ise 18 kat artış göstererek arzu edilen düzeylere ulaştırıldı. Yapılan laboratuvar analizleri, tarlada buğday tanesinde sağlanan mineral zenginliğinin una ve ardından nihai ürünlere etkili bir şekilde aktarılabildiğini ve korunduğunu gösterdi.

Ülker’in tarlada yapılan uygulamayla mineralce zenginleştirilmiş buğdaylardan elde edilen unla ürettiği sınırlı sayıdaki Saklıköy Tarlada Zenginleştirilmiş Tahıllı, Sütlü Çikolatalı, Pirinç Patlaklı, Portakallı ve Hindistan Cevizli bisküvisi tüketicinin beğenisine sunuldu.

Ülker CEO’su Özgür Kölükfakı, kullandıkları ham maddeler arasında %39’luk oranla ilk sırada bulunan buğdayın sürdürülebilirliğinin Ülker için büyük önem taşıdığını belirtti. Buğdayda kapsayıcı bir yaklaşım benimsediklerini dile getiren Kölükfakı sözlerine şöyle devam etti: 

“Bisküvilik buğday ıslahından toprağın sağlığının iyileştirilmesine yönelik onarıcı tarıma kadar çeşitli konulara odaklanıyoruz. Projeleri geliştirirken de konunun uzmanlarıyla iş birlikleri yapmayı, topluma, paydaşlarımıza katkı sağlamayı çok önemsiyoruz. Biyofortifikasyon Projesi de Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye Beslenme Rehberi’nde faydalarına da yer verdiği, ülkemizde eksikliği görülen çinko ve selenyum minerallerine dikkat çekmek ve toplumsal fayda sağlamak için değerli bir fırsattı. İki yıl süren proje kapsamında buğdayın çinko ve selenyum içeriği tarlada zenginleştirildi. Bu buğday fabrikamızda un haline getirildi. Hemen sonrasında sınırlı sayıda Saklıköy Tarlada Zenginleştirilmiş Tahıllı bisküviyi tüketicilerimizle buluşturarak projeyi tarladan rafa tüm süreçleriyle somutlaştırmış olduk.”

Daha önce Aliağa Bisküvilik Buğdayı’nı birlikte gerçekleştirdiğimiz Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile yeni buğday türleri üzerinde çalışmaya devam ettiklerini belirten Kölükfakı, ayrıca 2023 yılında 13 bin yıllık geçmişi ile Türkiye’nin en değerli atalık buğday türlerinden Kavılca ile ilgili farkındalığı artırmak amacıyla Saklıköy Kavılca Buğdaylı Çikolata Kremalı bisküviyi ürettiklerini de hatırlattı. 

Toprağın sağlığının korunmasının Ülker için önemine dikkat çeken Kölükfakı sözlerine şöyle devam etti: “Buğday üretiminde uyguladığımız onarıcı tarımla yerli tarım, yerel kalkınma ve çiftçi refahını merkeze koyuyoruz. 2030’a kadar 10 bin dekar alanda onarıcı tarım uygulamasını hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamdaki çalışmalarımıza 2025 itibarıyla 101 çiftçimizle devam ediyoruz.” 

Prof.Dr. İsmail Çakmak: “Saklıköy’ün Hikayesi, Farklı Ürünlere Uyarlanabilecek Bir Örnektir”

Biyofortifikasyon Projesi’nin Yürütücüsü ve Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. İsmail Çakmak ise her yıl yapılan bitkisel üretimle, topraklardan tonlarca mikro besin elementinin uzaklaştırıldığını kaydetti. Tarımda yüksek verimli çeşitlerin kullanılmasıyla bu sorunun giderek daha da şiddetlendiğine işaret eden Çakmak, topraklarda baş gösteren bu mineral kayıplarının tükettiğimiz gıdalarda da ortaya çıktığını ve bunun da bugün insanlarda (özellikle çocuklarda) çok yaygın olan gizli açlığın ortaya çıkışında belirleyici bir rol oynadığını ifade etti.

Çakmak şöyle devam etti: “Toprak, mineraller bakımından fakirse, gıda da fakirdir, insan da… Bu noktadan hareketle Ülker’le geliştirilen bu iş birliğiyle bu mineral eksikliği soruna hızlı ve etkili bir çözüm bulmaya çalıştık. Buğday, henüz tarladayken yapraklarına uygulanan çinko ve selenyumla beslendi ve sonra bünyesine aldığı bu değerli mineralleri tanesine taşıdı. Böylece buğday, yıllardır azar azar kaybettiği mineral zenginliğine yeniden kavuştu. Yani, ona dışarıdan farklı bir şey eklenmedi; sadece zamanla kaybettiği mineraller yeniden kazandırıldı.

Zenginleştirilmiş bu buğdayın unuyla üretilen Saklıköy bisküvisi, ‘tarladan sofraya’ anlayışının güzel bir örneği olacak. Üstelik, Saklıköy’ün hikayesi, ekmekten makarnaya, sütten çaya birçok temel gıdaya da uyarlanabilecek bir örnek teşkil edecek. Bu sayede hem çiftçilerimize yeni kazanç fırsatları sunulacak hem de insanlarımız için daha besleyici gıdaların yolu açılacak.” Çakmak ayrıca, Ülker ile yürütülen bu zenginleştirme çalışmasının, Sabancı Üniversitesi liderliğinde 15 ülkede 12 yıl boyunca yürütülmüş olan uluslararası bir projeden elde edilen bilgiler ve deneyimler ışığında gerçekleştirildiğini belirtti. 

Gizli Açlık Nedir?

Gizli açlık, FAO’ya göre gizli açlık, insanların tükettikleri gıdaların besin kalitesinin yetersiz olması nedeniyle büyüme ve gelişme için gerekli temel vitamin ve mineralleri yeterli miktarda alamamaları durumudur. https://www.fao.org/about/meetings/icn2/news-archive/news-detail/en/c/265240/

Not: Saklıköy Tarlada Zenginleştirilmiş Tahıllı Bisküvi sadece Migros’ta

Kaynak: HORECA TREND ve Ülker

Tamamını Oku

Gıda Üreticileri

Eksun Gıda RES Projesi Teşvik Belgesi Aldı

Türkiye’nin önde gelen un üreticilerinden Eksun Gıda, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda kurmaya hazırlandığı EKSUN-3 Rüzgar Enerji Santrali (RES) için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Yatırım Teşvik Belgesi aldı. Şirket tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamaya göre 7.000 kW güce sahip projenin Yatırım Teşvik Belgesi’ne ilişkin toplam sabit yatırım tutarı 234.561.950 TL olacak. 

Yayınlandı

on

Türkiye’nin önde gelen un üreticilerinden Eksun Gıda, yeşil enerji yatırımlarına hız verdi. Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapan şirket, EKSUN-3 RES için aldığı Yatırım Teşvik Belgesi’ni KAP’a bildirdi. 7.000 kW gücündeki santralin teşvik onayı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü tarafından verildi.

“Sürdürülebilir Üretim İçin Yenilenebilir Enerji”

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Eksun Gıda Grubu Başkanı ve Eksun Gıda CEO’su Hasan Abdullah Özkan, “Halka arz sürecinden bu yana gıdanın sürdürülebilirliği ve kesintisiz üretim politikalarımız doğrultusunda yatırımlarımıza devam ediyoruz. Yenilenebilir enerjiyi, iklim kriziyle mücadelede karbon nötr hedeflerine katkı sağlaması açısından önemli görüyoruz. Aynı zamanda sürdürülebilir üretim modellerine geçişte örnek teşkil ettiğine inanıyoruz. EKSUN-3 RES projemiz için aldığımız teşvik belgesiyle birlikte, üretim süreçlerimizi düşük karbonlu enerjiyle besleme hedefimize bir adım daha yaklaştık. İzin süreçlerini tamamladığımız diğer yenilenebilir enerji projelerimizi de en kısa zamanda hayata geçirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

Eksun Gıda, sadece üretim gücüyle değil, çevresel sorumluluk anlayışıyla da sektöründe fark yaratıyor. Şirket, enerji yatırımlarını sürdürülebilirlik odağında şekillendirerek üretim süreçlerinde yeşil dönüşümü önceliklendiriyor. EKSUN-3 RES projesi de bu yaklaşımın somut bir göstergesi olarak hayata geçiyor. Eksun Gıda, yenilenebilir enerji yatırımlarıyla hem çevre dostu üretim modeline geçişi hızlandırıyor hem de sektöre örnek olabilecek bir dönüşüm sürecini kararlılıkla sürdürüyor. Eksun Gıda ayrıca, 11.900 kW güce sahip EKSUN-2 Rüzgar Enerji Santrali Projesi için de yatırım çalışmalarına devam ediyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Eksun Gıda

Tamamını Oku

Gıda Üreticileri

Pastavilla, İki Yıl Üst Üste “En Kaliteli Makarna Üreticisi” Seçildi!

Türkiye’nin üst segment makarna markası PASTAVILLA, dünyanın önde gelen araştırma şirketlerinden ICERTIAS’ın gerçekleştirdiği QUDAL – Quality Medal sertifika programı kapsamında, üst üste ikinci kez “En Kaliteli Makarna Üreticisi” seçildi. Tüketici oylarıyla belirlenen bu prestijli ödül, PASTAVILLA’nın kalite ve güven konusundaki istikrarını bir kez daha tescilledi.

Yayınlandı

on

Türkiye’nin premium segment makarna lideri PASTAVILLA, geçtiğimiz yıl kazandığı QUDAL (Quality Medal) ödülünü bu yıl da alarak istikrarını ve tüketici nezdindeki güvenini bir kez daha kanıtladı. Türkiye pazarında 2014 yılından bu yana müşteri memnuniyeti ve tüketici davranışları üzerine araştırmalar yapan dünyaca ünlü araştırma şirketi ICERTIAS’ın QUDAL Sertifika Programı çerçevesinde tüketicilere doğrudan yöneltilen ‘’Türkiye pazarında en kaliteli ürünü sunan makarna üreticisi ya da tedarikçisinin adını belirtin” sorusunun yanıtı yine açık ara PASTAVILLA oldu.

Pastavilla Genel Müdürü Dilara Arslan, “Aynı ödülü iki yıl üst üste kazanmak bizim için yalnızca bir takdir değil, aynı zamanda tüketiciye verdiğimiz kalite sözünün teyidi niteliğinde. Markamıza duyulan bu güven, inovasyona ve kaliteye olan bağlılığımızın en büyük çıktısıdır” açıklamasında bulundu.

Pastavilla’nın sektördeki bu güçlü duruşu sadece ödüllerle sınırlı kalmıyor, teknolojik altyapısını ve üretim kapasitesini sürekli güçlendirmeye yönelik adımlar atarak başarısını sürdürülebilir kılıyor.

“Saatte 6 Ton Makarna Üretebilen Yeni Üretim Hattımızla Dünyanın En Büyüğü Olduk!”

Yıllık 300 bin ton üretim kapasitesine sahip, 350 dönüm üzerine kurulu ve dünya standartlarında teknolojilerle donatılmış tesislerinde üretim gerçekleştiren Pastavilla, Türkiye’nin ilk devlet onaylı AR-GE laboratuvarına sahip. İnovatif ürünleriyle sektöründe yenilikçi, öncü ve çağı yakalayan Pastavilla, bugün 100’e yakın ülkeye ihracat yapıyor. Özellikle Kanada, ABD ve Avrupa gibi gelişmiş pazarlarda markanın görünürlüğü her geçen yıl artıyor.

Pastavilla’yı rakiplerinden ayıran en önemli özelliğin Ar-Ge’ye verilen önem olduğunu vurgulayan Arslan, “Türkiye’nin en fazla sertifikaya sahip makarna üreticisiyiz ve yine Türkiye’nin ilk devlet onaylı Ar-Ge laboratuvarına sahibiz. Bu da tüketicilerin beklentilerine en iyi şekilde karşılık verecek, fark yaratan ürünler geliştirmemize olanak tanıyor” dedi. Arslan sözlerine şöyle devam etti:

“Buradan aldığımız güçle makarna üretiminde inovasyonun öncüsü olmayı sürdüreceğiz. 2025 yılı için ise en büyük yatırımımız, saatte 6 ton makarna üretebilen ve şu anda dünyanın en büyüğü olan yeni üretim hattımız oldu. Bu yatırımla üretim kapasitemizi yüzde 40 artırmayı hedefliyoruz.”

İnovasyonla Tüketici İhtiyaçlarına Yön Veren Marka: Veggipasta, Serie Special ve Daha Nicesi

Pastavilla, son yıllarda geleneksel makarna kategorisinde olduğu kadar özel beslenme ihtiyaçlarına yönelik inovatif ürün gamında da büyüme gösteriyor. “Serie Speciale” çatısı altında sunulan, yüzde yüz sarı bezelyeden üretilen Veggipasta®, sos tutma özelliği yüksek bronz kalıplarda üretilmiş özel makarnalar, çocuklara yönelik Junior serisi, porsiyon kontrollü paketler gibi 20 klasik ve 13 özel çeşidiyle hem lezzet hem de sağlık odaklı çözümler arayan tüketiciler için fark yaratıyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Pastavilla

Tamamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2025 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.