Hilton Dünyanın En İyi İşvereni Oldu | HORECA TREND
Takip edin!

Otel

Hilton Dünyanın En İyi İşvereni Oldu

Hilton, Dünyanın En İyi İşverenleri listesinde birinci sırada yer aldı. 2016 yılından bu yana listede yer alan Hilton, birinci sıraya yerleşen ilk konaklama şirketi oldu. 

Yayınlandı

on

Hilton, Fortune dergisi ve Great Place to Work tarafından hazırlanan Dünyanın En İyi İşverenleri listesinde ilk kez birinci sırada yer aldı. Hilton, “Dünyanın En İyi İşverenleri” listesinde üst üste sekiz yıldır yer alıyor. Bu büyük ödülle, bir konaklama şirketi ilk kez bu alanda birinci sıraya yerleşti.

Hilton, bu listede ilk kez 2016 yılında yer aldı. Güçlü kurumsal kültürünü sürdürmek için kesintisiz bir şekilde çalışan Hilton, dünya çapındaki 460.000 çalışanının her geçen gün daha fazla gelişmesine olanak sağlıyor. Şirket, kapsayıcı ve güçlü kariyer fırsatları sunan, amaç odaklı ve destekleyici bir iş yeri olma yolundaki kararlılığını sürdürüyor.

Bu başarı için Hilton Başkan Yardımcısı ve Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Başkanı Simon Vincent, “Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da 20’den fazla ülkede aldığımız ödüllerin ardından, dünyanın en iyi işvereni unvanını kazanmak bizim için büyük bir gurur. Bu ödül, her açıdan tebriği hak eden takım üyelerimizin özverisinin ve bir asırdan uzun süredir geliştirmeye devam ettiğimiz inovasyon ve kapsayıcılık kültürümüzün başarısını gösteriyor. Aynı zamanda Hilton bünyesindeki herkese, gelişim olanakları sağlayan olağanüstü bir iş yeri oluşturmak için çalışanlarımıza yaptığımız yatırımların gücünü gözler önüne seriyor” dedi.

Hilton, tüm takım üyelerinin hem kişisel hem de iş hayatındaki yolculuğunun her aşamasına destek oluyor. Ayrıca takım üyelerinin iş yerinde kendileri gibi olmalarını destekleyen kapsayıcı bir kültür oluşturmaya yönelik taahhüdünü devam ettiriyor.

Kapsamı genişletilmiş doğum izni, evlat edinme yardımı ve popüler Go Hilton takım üyesi seyahat programı ile heyecan verici seyahat avantajları sağlıyor. Bu ayrıcalıkları hem saat bazında ücret alan hem de kadrolu takım üyelerine sunarak sektördeki seçkin yan hakları bünyesinde barındırıyor.

Hilton ve Hilton Global Vakfı, konaklama sektöründe kariyer yapma tutkusu olan toplum üyelerine ve Hilton takım üyelerine 500.000 ABD Doları tutarında burs ve mali yardım sağlayacak Hilton Cares programını duyurdu. Program için başvurular 2024’ün ilk aylarında açılacak.

Tesislerinde ve kurumsal ofislerinde esnekliği artırmak için her zaman yeni yöntemler arayan şirket, takım üyelerine desteklendiklerini hissettirecek esnek bir iş ortamı sunmaya kendini adıyor.

En İyi İşveren Olmanın Dört Unsuru

İş yerinde tamamen insan odaklı bir deneyim sunmayı hedefleyen Hilton, bu deneyimi aşağıdaki dört temel üzerine inşa ediyor:

Kapsayıcılık: Hilton, hizmet verdiği misafirleri ve toplulukları yansıtan çok çeşitli kültürlerin ve bakış açılarının temsil edildiği, eşitlikçi ve kapsayıcı bir iş gücü sağlamak için çalışıyor. Şirketin Farklılıkta En İyi 50 Şirket listesinde 2021’de 1 numara olmasının ardından Fair360, Hilton’u 2022’de Onur Listesi’ne aldı.

Sağlıklı Yaşam: Thrive at Hilton platformu kapsamında Hilton, takım üyelerine yalnızca kendi sağlıklarını değil, aynı zamanda en yakınlarının sağlığını korumaları için destek oluyor. Takım üyelerinin zihinsel sağlık ve bakım ihtiyaçlarını desteklemek adına şirket, 2022 yılında faydalı araç ve kaynakların bulunduğu güçlü bir platform olan sektör lideri Care for All Zihinsel Sağlık Desteğine imza attı.

Gelişim: Hilton, takım üyelerinin sadece bir iş sahibi olmak için yola çıktığı ancak bu yolda kariyer hedeflerini gerçekleştirdiği bir ortam sunmaktan gurur duyuyor. Hilton’un sağladığı eğitim fırsatları arasında Hilton Üniversitesi aracılığıyla sunulan ücretsiz kurslar, insan kaynakları liderleri için beceri geliştirme, şirketin Guild ortaklığında sunduğu ücretsiz eğitim olanakları yer alıyor. Bunun yanı sıra Lead@Hilton liderlik ve gelişim programları da bulunuyor.

Amaç: Hilton’un takım üyeleri, Conrad Hilton’ın dünyayı misafirperverliğin sıcaklığıyla doldurma vizyonunu bir asırdan uzun süredir devam ettiriyor. Hilton ekibi, COVID-19 salgınının yarattığı zorluklara rağmen hedeflerinden ödün vermeden çalışıyor. Takım üyeleri, çeşitli becerilerini kullanarak olağanüstü bir misafir deneyimi sunarken aynı zamanda, toplumda olumlu bir etki yaratmayı ve seyahat deneyiminde neşe ile nezaketin buluşmasını sağlıyor.

Great Place to Work, her yıl Dünyanın En İyi İşverenlerini belirlemek için şirketleri ve çalışan deneyimini titizlikle ölçen, veri tabanlı bir değerlendirme yapıyor. Değerlendirme süreci kapsamında, anketler yapılarak çalışanlardan geri bildirim alınıyor, şirket kültürü, iş gücü ve sertifikasyon durumu hakkında bilgi toplanıyor. Bu aşamadan sonra, söz konusu şirketlerin 2022 veya 2023’ün başlarında Asya, Avrupa, Latin Amerika, Afrika, Kuzey Amerika veya Avustralya’daki en az beş Best Workplaces™ Listesinde yer alarak küresel düzeyde seçkin işverenler olarak kendilerini kanıtlaması gerekiyor.

Bu ödül, 124 ülke ve bölgede çalışan 460.000 kişilik devasa bir takımın üyelerinden doğrudan gelen olumlu geri bildirimleri kapsıyor. Hilton, Dünyanın En İyi İşvereni ödülünün yanı sıra, bu yılın başlarında ABD’de Kadınlar için En İyi İşveren ödülüne layık görüldü. Bunun yanı sıra 2023 yılı içerisinde Arjantin, Avusturya, Çin, Dominik Cumhuriyeti, Fransa, Hindistan, İtalya, Peru, Portekiz, İsviçre ve Uruguay’da birinci sırada En İyi İşveren olarak seçildi. Hilton, 2016 yılından bu yana toplamda 450’den fazla Great Place to Work listesinde yer aldı. Great Place to Work’ün Metodolojisi hakkında daha fazla bilgi için www.greatplacetowork.com.tr adresini ziyare edin.

Hilton’da takım üyelerine sunulan geniş kapsamlı avantajlar, ödüllü iş yeri kültürü ve mevcut iş olanakları hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için jobs.hilton.com adresini ziyaret edin.

Kaynak: HORECA Trend ve Hilton

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Cafe

Personel Eğitimi ve HORECA Sektöründe Önemi

HORECA sektörü muazzam bir güce sahiptir. Bu güç, çalışanları tarafından harekete geçirilir. Onlara yatırım yapmak, becerilerini geliştirmek ve sektörün sürekli gelişen zorluklarıyla yüzleşecek donanıma sahip olmalarını sağlamak yalnızca tavsiye edilen bir şey değil, aynı zamanda bir zorunluluktur. Ne demişler: “İyi eğitimli personel, başarılı bir işletmenin belkemiğidir.”

Yayınlandı

on

Oteller, Restoranlar, Cafe ve Catering hizmetlerini kapsayan HORECA sektörü, personel eğitimi konusunda oldukça dikkatli. İnkâr edilemez bir şekilde modern ekonomilerin temel taşlarından birini oluşturan HORECA sektörünün başarısının ayrılmaz bir parçası da her gün faaliyetlerini yürüten personeldir. Bu nedenle, personel eğitimi yalnızca bir prosedür olarak değil, işletmenin sürdürülebilirliğini, müşteri memnuniyetini ve genel büyümeyi sağlamada kritik bir bileşen olarak ortaya çıkmaktadır. HORECA sektöründe personel eğitiminin neden hayati önem taşıdığına dair detayları inceleyelim.

HORECA’nın Dinamik Doğası

Öncelikle, eğitimin önemini anlamak için HORECA endüstrisinin doğası gereği dinamik karakterini kabul etmek gerekir. Sürekli evrilen müşteri tercihleri, teknolojik gelişmeler ve değişen pazar dinamikleri nedeniyle işletmelerin daima tetikte olması gerekir. Bu çevikliğe ulaşmak için donanımlı ve uyumlu bir personel kritik önem taşır.

HORECA’nın bu engin manzarasında, işletmeler gastronomi, oda estetiği veya etkinlik formatları gibi trendlerin yükselişine de tanık olurlar. Bu trendleri kavramak, öngörmek ve uyum sağlamak üzere eğitilmiş proaktif bir işgücü gerektirir. Dahası, sektör teknolojiyle daha entegre hale geldikçe, personelin yalnızca geleneksel rollerde değil, aynı zamanda modern araç ve platformları kullanma konusunda da yetkin olmasını sağlamak gerekir.

Buna ek olarak, HORECA sektörünün küresel doğası, özellikle de turistlerin yoğun olduğu bölgelerde, her gün farklı müşterilere hizmet sunma anlamına gelir. Çeşitli beslenme gereksinimlerini anlamaktan hizmet görgü kurallarındaki kültürel nüansları tanımaya kadar, personelden talep edilenler çok yönlüdür ve sürekli değişmektedir. Dolayısıyla eğitim, bu dinamik zorluklar ile kaliteli hizmetin istikrarlı bir şekilde sunulması arasındaki köprü hâline gelir.

HORECA Sektörü ve Personel Eğitimi

Gelişmiş Müşteri Deneyimi: İyi eğitimli personel üstün ve tutarlı bir hizmet kalitesi sağlayabilir. İster bir oteldeki resepsiyon görevlisi ister bir restorandaki garson olsun, donanımlı çalışanlar müşteri deneyimini yükselterek tekrar iş yapılmasını ve olumlu yorumlar almanızı sağlayabilir.

Operasyonel Verimlilik: Eğitim, personeli görevleri daha etkili bir şekilde yerine getirmeleri için bilgi ve becerilerle donatır. Bu da operasyonel verimliliği artırır, hataları azaltır ve uzun vadede maliyetleri önemli ölçüde düşürebilir.

Çalışanları Elde Tutma ve Memnuniyet: İstikrarlı bir şekilde personel eğitimi alan çalışanlar kendilerini değerli hisseder ve başka bir yerde fırsat arama olasılıkları azalır. Bu durum yalnızca işe alma ve işe yerleştirme ile ilgili maliyetlerden tasarruf etmekle kalmaz, aynı zamanda pozitif bir çalışma kültürünü de teşvik eder.

Standartlara ve Yönetmeliklere Bağlılık: HORECA sektörü genellikle sıkı sağlık ve güvenlik yönetmeliklerine sahiptir. Düzenli eğitim, personelin her zaman standartlara uygun olmasını sağlayarak yasal komplikasyon riskini azaltır.

Anlık faydaların ötesinde personel eğitimi, farklı bir marka imajı oluşturmada çok önemli bir rol oynar. Sonuçta müşteriler, personel ile etkileşimlerini genellikle ziyaretlerinin diğer yönlerinden daha canlı bir şekilde hatırlar. Hem olumlu hem de olumsuz bu anılar, bir markaya ilişkin genel algılarının şekillenmesinde kritik bir rol oynar.

Ayrıca, anlık çevrimiçi incelemeler ve sosyal medya geri bildirimleri çağında, personelin performansı sürekli inceleme altındadır. Doğru eğitim, sahne ışıklarının lehte yanmasını sağlayarak her müşteri etkileşimini potansiyel bir olumlu referansa dönüştürür. Birbirine bağlı bu dijital çağda, tek bir istisnai hizmet deneyiminin dalgalanma etkileri iş büyümesi için önemli olabilir.

Personel eğitimi almış bir garson, tepsi ile içecekleri servis ediyor.

HORECA sektörü, personel eğitimi konusunda oldukça dikkatli.

HORECA Personel Eğitimi Spektrumu

HORECA sektöründe personel eğitimi herkese uyan tek bir çözüm tasarısı niteliğinde değildir. Farklı roller, çeşitli eğitim yaklaşımları gerektirir:

Teknik Eğitim: Bu, belirli bir mutfak cihazını çalıştırmak veya bir otel yönetim yazılımını kullanmak gibi belirli becerilerle ilgilidir.

Teknik personel eğitimi alanının ayrıntılarına indiğimizde, bunun yalnızca ekipman veya araçları anlamakla ilgili olmadığını görürüz. Bu eğitim aynı zamanda onların arkasındaki prensipleri bilmeyi de içerir. Örneğin, bir şef yalnızca fırın kullanmak için eğitilmez, aynı zamanda pişirme bilimini, lezzet kombinasyonlarının ardındaki kimyayı ve ısı fiziğini de anlar. Bu bilgi derinliği, aşina olmadıkları ekipmanlarla veya beklenmedik zorluklarla karşılaştıklarında bile uyum sağlayabilmelerini ve işlerini teslim edebilmelerini sağlar.

Dahası, teknoloji geliştikçe yeni alet ve makineler de HORECA’nın mekanlarına girer. İster en yeni kahve demleme aparatı ister sofistike bir otel rezervasyon sistemi olsun, sürekli teknik eğitim, personelin müşteri deneyimini geliştirmek için yeni araçların potansiyelini en üst düzeye çıkarmaya hazır bir şekilde beklentilerin ötesinde kalabilmesini sağlar.

Yumuşak Beceri Eğitimi: Müşterilerle doğrudan etkileşime giren roller için gereklidir. Buna iletişim becerileri, çatışma çözümü ve duygusal zekâ dahildir.

Teknik yeterlilik esas olmakla birlikte, ortalama bir HORECA kuruluşunu dikkate değer bir kuruluştan ayıran şey genellikle sosyal becerilerdir. İletişim ve çatışma çözümüne ek olarak, empatiye de vurgu yapılmaktadır. Kendini müşterinin yerine koyabilmek, onların ihtiyaçlarını, arzularını ve hatta dile getirilmeyen endişelerini anlayabilmek paha biçilmezdir. Bu kişisel dokunuş genellikle kalıcı müşteri ilişkilerine ve sadakate yol açar.

HORECA sektöründeki bir diğer kritik sosyal beceri de uyumluluktur. Hizmet sektörünün öngörülemezliği göz önüne alındığında – ani müşteri akınlarından elektrik kesintisi veya tedarik sıkıntısı gibi beklenmedik zorluklara kadar – personelin soğukkanlılığını korurken hızlı kararlar alarak ayakları üzerinde düşünmesi gerekir. Rol yapma veya durum analizi içeren eğitimler bu becerilerin geliştirilmesine yardımcı olarak çalışanları gerçek dünya senaryolarına hazırlar.

Sağlık ve Güvenlik Eğitimi: Gıda ve kamusal alanlarla yakın etkileşim göz önüne alındığında bu çok önemlidir. Gıda güvenliği, hijyen standartları ve acil durum prosedürlerini kapsar.

Bu eğitim, sağlık kurallarını ve güvenlik yönetmeliklerini anlamanın ötesinde, personele sorumluluk duygusu aşılar. Personel yalnızca kurallara uymakla kalmaz, aynı zamanda müşteri sağlığı ve güvenliğinin de koruyucusu olur. Düzenli el yıkama veya uygun gıda saklama teknikleri gibi alışkanlıkların öneminin yalnızca yönetmelikler olarak değil, ahlaki görevler olarak altının çizilmesi, bunların ciddiyetle ele alınmasını sağlayabilir.

Ayrıca, günümüz dünyasında ruh sağlığı ve emniyetine daha fazla odaklanılmaktadır. Özellikle HORECA sektöründeki gibi yüksek stresli işlerde, kişinin kendisinde veya iş arkadaşlarında tükenmişlik veya stres belirtilerini tanıması çok önemli hâle gelmektedir. Eğitim oturumları artık sıklıkla zihinsel esenlik unsurlarını içeriyor ve personelin gerektiğinde nasıl yardım isteyeceğini veya destek sunacağını bilmesini sağlıyor.

Kültürel Duyarlılık Eğitimi: HORECA işletmeleri genellikle uluslararası bir müşteri kitlesine hitap ettiğinden, farklı kültürleri anlamak ve saygı göstermek müşteri deneyimini önemli ölçüde geliştirebilir.

HORECA sektörünün küresel cazibesi, işletmelerin kendilerini genellikle bir kültür mozaiğine seslenirken bulmaları anlamına gelmektedir. Kültürel duyarlılık eğitimi artık temel yapılması ve yapılmaması gerekenleri anlamakla ilgili değildir. Kültürlerin daha derin nüanslarına inerek, personelin müşteri davranışlarını ve tercihlerini şekillendiren geçmişleri, gelenekleri ve değerleri anlamasına yardımcı olur.

Dahası, kapsayıcılık konusundaki farkındalığın küresel ölçekte artmasıyla birlikte, kültürel duyarlılık eğitimi farklı cinsiyet kimliklerini, engelleri ve hatta veganlık gibi ideolojiye dayanan beslenme tercihlerini anlamayı ve bunlara hitap etmeyi de kapsamaktadır. Böylesine geniş kapsamlı bir eğitim, geçmişleri veya tercihleri ne olursa olsun her müşterinin görüldüğünü, saygı duyulduğunu ve değer verildiğini hissetmesini sağlar.

Günümüz eğitimi aynı zamanda personelin ruhsal sağlığına da odaklanmaktadır. Birçok HORECA işinin yüksek stresli doğası göz önüne alındığında, stres yönetimi, esneklik ve hatta farkındalığa odaklanan kurslar giderek daha önemli hâle gelmektedir. Bu bütünsel yaklaşım, çalışanların olumlu bir tavır sergilerken işlerinin getirdiği baskılarla başa çıkabilecek donanıma sahip olmalarını sağlar.

Benzer şekilde, HORECA sektöründeki personel eğitimi artık çevresel sürdürülebilirlik konularını da içermektedir. Çevre dostu uygulamalar konusunda artan bilinçle birlikte, personel atık yönetimi, enerji tasarrufu ve sürdürülebilir kaynak kullanımı konularında rehberliğe ihtiyaç duymaktadır. Eğitimi küresel sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu hâle getirerek işletmeler yalnızca operasyonel verimliliklerini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda çevre bilincine sahip müşteriler nezdindeki marka imajlarını da güçlendiriyor.

Personel Eğitimi ve Karşılaşılan Zorluklar

Eğitimin faydaları yadsınamaz olsa da bazı zorlukları da vardır. Birçok işletme, özellikle de küçük işletmeler için bütçe kısıtlamaları önemli bir engel teşkil edebilir. Ayrıca, HORECA sektöründeki yüksek devir hızı bazen işverenleri eğitime büyük yatırım yapmaktan caydırmaktadır. Ancak eğitimi kısa vadeli bir maliyetten ziyade uzun vadeli bir yatırım olarak görmek önemlidir.

HORECA sektörünün gelişmesi için personel eğitimine daha fazla odaklanılması gerekiyor. Müşteri beklentileri arttıkça ve rekabet sertleştikçe, sürekli öğrenmeye ve çalışan gelişimine öncelik veren işletmeler şüphesiz öne çıkacaktır.

HORECA işletmeleri, düzenli geri bildirimleri entegre ederek, gelişmiş eğitim metodolojilerini benimseyerek ve sürekli öğrenme kültürünü teşvik ederek hizmet mükemmelliğinin zirvesinde kalmalarını sağlayabilir.

Geleceğe Uzanan Yol

Personelden gelen geri bildirimlerin eğitim modüllerine dahil edilmesi de yükselen bir diğer eğilimdir. Ne de olsa ön saflarda yer alan ve zorlukları ilk elden deneyimleyen kişiler onlardır. Onların gerçek dünya senaryolarına ilişkin görüşleri, daha ilgili ve etkili eğitim oturumlarının şekillendirilmesine yardımcı olabilir. Eğitime yönelik bu işbirlikçi yaklaşım yalnızca içerik kalitesini iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda geri bildirimlerinin değerli ve etkili olduğunu hissettikleri için çalışanların moralini de yükseltir.

Gelecekteki eğitimin bir diğer önemli yönü de ölçeklenebilirlik olacaktır. İşletmeler büyüdükçe, genişledikçe veya franchise verdikçe, eğitim modülleri büyük bir revizyon olmadan ölçeklendirilebilecek veya değiştirilebilecek şekilde tasarlanmalıdır. Bu, işletmenin büyüklüğü veya konumu ne olursa olsun, personel eğitiminin tutarlı ve markanın değerleri ve hedefleriyle uyumlu kalmasını sağlar.

Geniş bir alana yayılan ve ekonomiler üzerinde doğrudan etkisi olan HORECA sektörü muazzam bir güce sahiptir. Bu güç, çalışanları tarafından harekete geçirilir. Onlara yatırım yapmak, becerilerini geliştirmek ve sektörün sürekli gelişen zorluklarıyla yüzleşecek donanıma sahip olmalarını sağlamak yalnızca tavsiye edilen bir şey değil, aynı zamanda bir zorunluluktur. Ne demişler: “İyi eğitimli personel, başarılı bir işletmenin belkemiğidir.”

 

Kaynak: HORECA TREND

Devamını Oku

Otel

Swissôtel The Bosphorus’ta 23 Nisan Coşkusu

Swissôtel The Bosphorus, İstanbul, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Boğaz’ın büyüleyici manzarasında, çocuklara özel hazırladığı dopdolu bir etkinlikle kutluyor.

Yayınlandı

on

Boğaziçi’nin kalbinde yer alan Swissôtel The Bosphorus, renkli aktivitelerle süslenen ve eğlencenin gün boyu sürdüğü 23 Nisan Çocuk Şenliği ile hem miniklere hem de ailelerine unutulmaz bir bayram deneyimi vadediyor.

Swissôtel’in özenle hazırladığı bu özel günde, katılımcılar ister yalnızca etkinliğe katılabiliyor isterlerse de hem etkinlik hem de Swissôtel’in sevilen brunch’ıyla birlikte bu keyifli günü taçlandırabiliyor.

Eğlence Dolu Etkinlik Programı Şimdiden Hazır!

Oyun atölyeleri, interaktif sahne gösterileri, yaratıcı sanat etkinlikleri ve daha birçok sürprizle dolu programda çocuklar gönüllerince eğlenirken, ebeveynler de keyifli vakit geçirmenin tadını çıkaracak. Swissôtel The Bosphorus’un geniş bahçelerinde gerçekleşecek etkinlikler boyunca, tüm konuklar hem doğanın hem de İstanbul’un eşsiz siluetinin tadını çıkarma fırsatı bulacak.

Geleceğin mimarları çocuklara armağan edilen bu özel bayramı, onlara yaraşır bir şekilde kutlayan Swissôtel The Bosphorus, İstanbul; çocukların hayal gücünü besleyen, ailece eğlenceli anılar biriktirebileceğiniz bir ortam sunuyor.

Program Akışı

13:00 – 14:00         KidsBootcamp (3-9 yaş)

14:00 – 14:30         YogaŞala ile Çocuk yogası (5-9 yaş -Etkinlik kontenjanı 20 kişidir.)

14:30 – 15:00         Swissotel Şefler ile Enerji Topu Yapım Atölyesi (Her yaştan minik misafir)

15:00 – 15:30         Onur Şeyhoğlu ile Konser ve Kukla Gösterisi (3-7 yaş)

15:30-16:00            Rıfat Baltaoğlu ile Ata’ya Sergi Resim Worksop’ı (4-9 yaş)

16:00 – 16:15        Selin Karabacak ile Dans Atölyesi (Her yaştan minik misafir)

Detaylı programa göz atmak için https://www.swissotelthebosphorus.com/tr/23-nisan-cocuk-senligi/ adresini ziyaret edebilir, etkinlik biletine Biletix ve Bubilet’ten ulaşabilirsiniz.

Bu yıl 23 Nisan’ı Swissôtel The Bosphorus’ta kutlayın, çocuklarınızla birlikte bayramın gerçek ruhunu doyasıya yaşayın!

Kaynak: HORECA TREND ve Swissôtel The Bosphorus

Devamını Oku

Otel

Mandarin Oriental, Bodrum The Spa’da Ödüllü İyi Yaşam Deneyimleri

Cennet Koyu’nda lüksün en doğal ve ayrıcalıklı halini sunan The Spa at Mandarin Oriental, Bodrum, yeni sezonda Augustinus Bader ve Bastien Gonzalez gibi dünyaca ünlü güzellik ve bakım markalarını misafirleriyle buluşturuyor.

Yayınlandı

on

Bodrum Yarımadası’nın en büyüleyici noktalarından Cennet Koyu’nda konumlanan Mandarin Oriental, Bodrum; doğayla iç içe konumu, ayrıcalıklı hizmetleri ve benzersiz konforuyla 2025 sezonunda da misafirlerine lüksü yeniden tanımlayan bir yaz tatili deneyimi sunuyor. Geniş teraslı, yemyeşil bahçeli odaları, özel havuzlu süitleri, rezidans konforu sağlayan daireleri ve her detayı incelikle düşünülmüş villalarıyla doğanın kalbinde ayrıcalıklı bir konaklama vadeden resort’un kalbinde yer alan The Spa at Mandarin Oriental, Bodrum her yaz olduğu gibi bu sezonda da lüks ve huzuru bir arada sunuyor.

Türkiye’nin en iyi yaşam merkezlerinden biri olan The Spa at Mandarin Oriental, Bodrum, bu yaz özel bakımlarla zenginleştirdiği uygulamalarına ek olarak; dünyanın en iyi cilt bakım markalarından Augustinus Bader ve el-ayak bakımı uzmanı Bastien Gonzalez ile hayata geçirdiği iş birlikleriyle de unutulmaz bir sezon yaşatmaya hazırlanıyor. Nefes kesici deniz manzarası, doğayla uyumlu mimarisi ve uluslararası standartlardaki terapileriyle dikkat çeken, Antonio Citterio tarafından tasarlanan ve 2.700 m²’lik alana yayılan The Spa; iki katlı yapısı içinde doğal tonlarla bezenmiş terapi odaları, özel açık hava kabinleri, geleneksel Türk hamamları, kapalı havuzu ve ileri seviye fitness olanakları ile misafirlerine beden-zihin-ruh bütünlüğü vadeden bir iyilik hâli sunuyor.

Bu sezonda The Spa, dünyaca ünlü cilt bakım markası Augustinus Bader ile iş birliği yaparak, yalnızca Mandarin Oriental, Bodrum’da sunulan özel bakımlarla fark yaratıyor. Kök hücre biyolojisi alanında uzmanlaşmış, rejeneratif tıp uzmanı Augustinus Bader tarafından geliştirilen Alman marka, Bodrum Yarımadası’nda sadece The Spa at Mandarin Oriental, Bodrum’da bulunuyor. Alman birikiminden doğan ve cilt yenilenmesini hedefleyen ödüllü formülleriyle tanınan Augustinus Bader, The Spa’da üç özel bakım sunuyor. Alman birikiminden doğan ve cilt yenilenmesini hedefleyen ödüllü formülleriyle tanınan Augustinus Bader, The Spa’da üç özel bakım sunuyor. Cildin doğal ışıltısını ortaya çıkarmayı hedefleyen Augustinus Bader Glow Facial, üç aşamalı temizlikle başlıyor e yüz masajı, Hydrogel Face Mask ile devam ediyor. Bakım sonunda ise el-kol masajıyla maksimum rahatlık sağlanıyor. Augustinus Bader Jetlag Facial ise markanın ödüllü cilt bakımı ürünleriyle yorgun cildinize ışıltısını geri kazandırmayı hedefliyor. Üç aşamalı derinlemesine temizlikle başlayan ve patentli TFC8 hücre yenileyici teknoloji ile cildi canlandıran Augustinus Bader Longevity Facial ise cildin zamana meydan okuması için tasarlanmış.

Uluslararası Fransız podolog Bastien Gonzalez’in ödüllü el-ayak bakımları da 15 Mayıs-15 Eylül tarihleri arasında The Spa at Mandarin Oriental, Bodrum misafirleriyle buluşacak. Bakım ritüellerini tüm dünyada özel eğitilmiş ekip üyeleri aracılığıyla, “Savoir Faire” standardıyla sunan Bastien Gonzales, el ve ayak bakımında lüksün zirvesini sunuyor. Ayak ve bacaklara odaklanan “Refoundation” masajları, rahatlatıcı masajlar da içeren manikür-pedikür ve tırnak bakımlarına ek olarak Bastien Gonzales, The Spa’da cildi nemlendirip rahatlatan parafin bakımı ve manikür-pedikür sonrasında tercih edilebilecek Siyah Elmas Peeling Dokunuşu gibi özel dokunuşlar da sunuyor.

The Spa at Mandarin Oriental, Bodrum, 2025 sezonunda wellness programının kapsamını, her misafirin her ihtiyacına karşılık verecek şekilde genişletiyor. Bedeni ve zihni yeniden şarj etmeye yardımcı olan Vitality Boost Programı; vücut tarama, kişisel antrenmanlar, yoga, meditasyon, özel bakım ve masajlar ile iyilik halini yükseltmeye odaklanan kapsamlı bir yolculuk sunuyor. Zihin, beden ve ruh arasında uyum sağlamayı hedefleyen Inner Balance yoga programı ise farklı yoga ve bakımları, yaşam tarzı danışmanlığıyla birleştiriyor. Flourish Forever Programı’nda ise misafirler, uzman cilt bakımı, canlandırıcı yüz yogası, bilinçli meditasyon ve lüks spa ritüelleriyle bir araya geliyor.

Bu yaz The Spa’nın imza terapileri arasına eklenen Dur & Yeniden Başlat; hormon dengesizlikleriyle başa çıkmanıza destek olmak için tasarlandı. Orman Terapisi’nin esansiyel yağ karışımı ve özel masaj tekniklerinin kullanıldığı bu canlandırıcı bakımdan; perimenopoz, menopoz, premenstrüel sendrom yaşayan kadınlar kadar, bedeninin doğal ritminden uzaklaştığını hissedenler de faydalanabiliyor.

Mandarin Oriental’ın dünya çapında ödüllü spa konsepti, bu sezon da Zaman Ritüelleri, Dijital Yaşamdan Kaçış, Oriental QI gibi holistik imza terapilerle ve kadınlara, erkeklere ve ailelere özel wellness programlarıyla, Bodrum ruhunu yansıtan kişiselleştirilmiş otantik bakımlarla hayat buluyor. 2025 sezonu boyunca The Spa, yalnızca klasik spa ritüelleriyle değil, özel wellness inzivaları ve sezonluk bakım paketleriyle de fark yaratıyor. Her yıl olduğu gibi bu sezon da alanında uzman terapistler ve uluslararası üne sahip spa guruları eşliğinde hazırlanan programlar, misafirlerin tatil sonrası günlük hayatlarında da sürdürebilecekleri sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemelerini sağlıyor.

The Spa at Mandarin Oriental, Bodrum, 12 terapi odası, üç güzellik odası ve dört açık hava spa kabiniyle, kişiye özel tasarlanmış bir bakım deneyimi yaşatırken; 26 metrelik kapalı havuzu ve son teknoloji ile donatılmış 570 m²’lik fitness merkeziyle sağlıklı yaşam alanında da güçlü bir alternatif oluşturuyor. Kinesis duvarı, vücut analiz sistemleri, Pilates reformer’ları ve bire bir eğitim imkânları ile fitness deneyimi profesyonelce yönetiliyor. Ayrıca yoga, fonksiyonel antrenman ve meditasyon için ayrılmış özel stüdyolar, misafirlerin içsel denge yolculuğunu destekliyor.

The Spa at Mandarin Oriental, Bodrum; doğaya saygılı lüks yaklaşımı, bütünsel iyilik hâline olan inancı ve her sezon yenilenen hizmet anlayışıyla, Cennet Koyu’nun en büyüleyici noktası olmaya devam ediyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Mandarin Oriental, Bodrum

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2025 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.