Metro Türkiye, 2021 yılı Etki Raporu’nu Yayımladı | HORECA TREND
Takip edin!

Gıda Üreticileri

Metro Türkiye, 2021 yılı Etki Raporu’nu Yayımladı

Metro Türkiye sürdürülebilirlik yolculuğuna “Yarının Yanında, İşin Mutfağında’’ sloganı ile devam ediyor.

Yayınlandı

on

Metro Türkiye, sürdürülebilirlik performansını değerlendirdiği raporun 6’ncısını bu yıl da Etki Raporu olarak paylaştı. Faaliyetlerinin tüm etkilerini paylaşmak ve buna göre aksiyon almak üzere geçtiğimiz yıl Türkiye’de perakende sektöründe bir ilk olarak Etki Raporu formatında yayımladığı raporla Metro Türkiye, sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda 2021 dönemindeki performansını ve gelecek hedeflerini paylaşıyor.

Raporda, sürdürülebilirlik stratejisi, odak alanları ve bu alanlara yönelik performansın, geliştirilen proje ve uygulamaların detaylı bir özetini sunan Metro Türkiye,  sürdürülebilirlik yol haritasını, toplum, çevresel etki, tedarik zinciri, kurumsal müşteriler ve çalışanlar için ayrı ayrı kurgulayarak tek bir strateji altında topluyor. Sürdürülebilirlik stratejisini değişen koşullar ve öncelikleri ile uyum sağlayabilmesi adına gözden geçiren Metro Türkiye, hedeflerini güncellediği sürdürülebilirlik yolculuğuna “Yarının Yanında, İşin Mutfağında” sloganı ile devam ediyor.

29 Haziran 2022, İstanbul – 30 yılı aşkın süredir Türk mutfak kültürünü ve değerlerini koruma ve gelecek nesillere aktarma amacıyla çalışmalarına sürdürülebilirlik odağıyla devam eden Metro Türkiye, sürdürülebilirlik performansını değerlendirdiği raporun 6’ıncısını bu yıl da Etki Raporu olarak yayımladı. Tüm olumlu ve olumsuz etkilerini raporlamak ve buna göre aksiyon almak üzere geçtiğimiz yıl Türkiye’de perakende sektöründe bir ilk olarak yayımladığı ve Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative) tarafından yayımlanan GRI Standartları’nın “temel” seçeneğine uygun şekilde hazırlanan raporda, Metro Türkiye’nin sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda 2021 dönemindeki performansı ve gelecek hedefleri paylaşılıyor.

Etki Raporu’na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng, “Metro Türkiye olarak sürdürülebilir başarının ve sürdürülebilir kalkınmanın doğal kaynaklara ve insana saygılı, kapsayıcı ve gezegenin kaynaklarına uygun iş modelleri ile mümkün olduğuna inanıyoruz. Sürdürülebilirliği çok yönlü bir bakış açısı ile ele alıyor ve kurumsal bir vatandaş olarak üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle etki alanımızda bulunan herkes için artı değer yaratmaya çalışıyoruz. Sürdürülebilirlik stratejimizi ise toplum, çevresel etkimiz, tedarik zincirimiz, kurumsal müşterilerimiz ve çalışanlarımız için ayrı ayrı kurguluyor ve tüm bu farklı alanlardaki çalışmalarımızı tek bir strateji altında topluyoruz. Stratejimizi, değişen koşullar ve önceliklerimiz ile uyum sağlayabilmesi adına gözden geçiriyor ve dinamik tutmak adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2021 yılında yeniden değerlendirerek hedeflerimizi güncellediğimiz stratejimiz dahilinde sürdürülebilirlik yolculuğumuza, “Yarının Yanında, İşin Mutfağında” sloganı ile devam ediyoruz. Hazırladığımız Etki Raporu ile de faaliyetlerimizden doğan etkileri, bugüne kadar başardıklarımızı, performans sonuçlarımızı, yarına güç katmak için hayata geçirdiğimiz projeleri, gelecek hedeflerimizi ve taahhütlerimizi içeren adımların kapsamlı bir özetini sunuyoruz’’ dedi.

Gıda atıklarında %51 azalma

Birleşmiş Milletlerin gıda kaybı ve israfını 2030 yılına kadar %50 azaltma hedefine Metro Türkiye olarak 2021 yılı itibarıyla ulaşarak gıda atıklarını 2017 yılına kıyasla yüzde 51 oranında azalttı. Halen tüketilebilir durumda olan gıdaları, gıda bankaları aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştıran Metro Türkiye 2021 yılında 1.046 ton gıdayı kurtararak, ihtiyaç sahiplerine yaklaşık 2 milyon 5 yüz bin öğün yemek ulaşmasını sağladı ve 2.615 ton CO2 sera gazı emisyonunun oluşmasını önledi. Karbon ayak izini azaltmak için gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde ise geçen yıla kıyasla enerji yoğunluğu %9.3, sera gazı emisyonu yoğunluğu ise yaklaşık %10 azaltıldı.

Reklam

107 ton gıda atığının tekrar kullanılabilmesi sağlandı

Metro Türkiye, kullanılabilir ve tüketilebilir durumda olan ancak son tüketim tarihi yaklaştığı için reyonda satılamayan ya da ambalaj hasarı nedeniyle satıştan kaldırılan ürünleri Fazla Gıda aracılığıyla yeniden satışa sunuyor. 2021 yılında 200 tona yakın gıda yeniden satış ile atık olmaktan kurtarılırken mağazalarda oluşan gıda atıklarının da yeniden kullanılmasını sağlamak amacıyla hayvan yemi üreticilerine satışını gerçekleştirerek 107 ton gıda atığının tekrar kullanılabilmesini sağladı. Gıda atıklarıyla mücadelesine yeme içme müşterilerini de dâhil eden

Metro Türkiye, yalnızca 2021 yılında kendi çalışanları için 35.000 saat iç eğitim gerçekleştirdi. Öte yandan 2022 yılında ise Sürdürülebilir Restoran çalışmalarını hayata geçirerek restoran işletmelerinin sürdürülebilirlik dönüşümlerine destek olmaya devam ediyor.

Gıdaların izini sür, bilgiyle beslen!  

2020 yılında tüketicilere “Gıdaların izini sür, bilgiyle beslen” diyerek “Tabağında ne var?”  projesini başlatan Metro Türkiye, 2021 yılında da izlenebilirlik konusunu sürdürülebilirlik çalışmalarının odağına aldı. Mağaza et üretimlerinden meyve sebzeye, Metro markalı ballardan tüm karkas, vakum etlerde ve kültür balıklarında %100, deniz balıklarında ise %80’nden fazla izlenebilirlik sağladı. “Tabağında ne var?” hareketi ile 3. Altın Kaşık Gastronomi Ödül töreninde “Pandemi Dönemi En İyi Sürdürülebilirlik Projesi” ödülüne, Felis 2021’de ise “Sürdürülebilirlik İletişimi” kategorisinde Felis ödülüne değer bulundu.

Yumurtaların %63’ü kafessiz

Müşterilerine sağlıklı ve güvenli hayvansal gıdaları sunarken, doğaya ve hayvan haklarına saygılı bir şekilde hareket etmeyi ön planda tutan Metro Türkiye, hayvan çiftliklerinin tamamını denetleyerek tüm Metro markalı taze ve dondurulmuş et ürünlerinin %100 hayvan sağlığı ve refahı standartlarına uygun olarak üretilmesini sağladı. Geçen yıla oranla yaklaşık %25 artışla, Metro markalı yumurtaların %63’ü kafessiz sistemlerden tedarik edildi. Bu kapsamda Metro Türkiye 2023 yılı sonuna kadar tüm kendi markalı yumurtalarının, 2025 yılı itibarıyla ise raflarındaki tüm yumurtaların kafessiz olmasını taahhüt ediyor.

Reklam

HORECA müşterilerinin çözüm ortağı olmaya devam 

2021 yılında Metro Türkiye, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğiyle HORECA sektöründe gıda israfını azaltmada izlenebilecek uygulamaları ve önerileri içeren “Otel, Restoran ve Diğer Toplu Tüketim Yerlerinde Gıda İsrafı ile Mücadele Kılavuzu” isimli rehberi hazırlayarak sektörde  gıda atıklarına karşı hassasiyetin artırılması, şefler ve sektör profesyonelleri tarafından bu mücadelenin benimsenmesi ve uygulanması hedefiyle önemli bir hareket başlattı ve bu alanda öncü bir rol üstlendi. Kılavuzda;   gıda atıkları ile mücadele,  Dünyada ve Türkiye’de gıda israfı, gıda israf ölçüm çalışması, gıda israfı yönetim ekibi kurulması ve eğitimi, gıda israfını önleme, gıda atıklarını ayrıştırma ve ölçme, önlenemeyen gıda atığının yönetimi başlıkları ele alınıyor. Ayrıca Metro Türkiye, HORECA sektörünün ilk sürdürülebilirlik dijital platformu üzerinden sürdürülebilirlik, atıkla mücadele ve menü çözümlerini sunmaya devam ediyor..

500 ton deniz balığını kurtaracak

Çiftlik balıkçılığında besleyicilik ve sürdürülebilirliğin sağlanması amacıyla “denizlerdeki balıklar yarına da kalsın” mottosuyla 2021 yılında hayata geçirilen “Yediği Önünde, Yemediği Yarında” projesi ile Metro Türkiye, Türkiye’de endüstriyel boyutta ilk kez levrek ve çipurada yepyeni bir yem içeriğiyle üretim yapmaya başladı. Balık refahının artmasının amaçlandığı proje ile 2022 yılı sonuna kadar 400 ton levrek ve çipura yetiştirilmesi ve yaklaşık 500 ton deniz balığının kurtarılması planlanıyor. Sürdürülebilir balıkçılık çalışmaları kapsamında ise en çok satılan 12 balık türü içinde, Metro markalı ürünlerin %65’i, tedarikçi markalı ürünlerin ise %81’i sertifikalı kaynaklardan sağlandı.

Yerli tohumla üretilen ürüne %100 alım garantisi

Türk mutfak kültürünü ve değerlerini korumak, gelecek nesillere aktarmak amacıyla Metro Türkiye, bu doğrultuda atılması gereken en önemli adımlardan birinin yerelleşme olduğu inancıyla yerli tohumla üretilen ürüne yerel üreticilere ve ürünlere katkıda bulunmaya devam ediyor. Son bir yılda çalıştığı kooperatif sayısını artırarak 800’ün üzerinde üretici ve üretici örgütüyle, 40 kadın girişimci ve kooperatifle iş birliği yapıyor; onlara eğitim ve alım destekleri vererek sürdürülebilir üretim konusunda destek oluyor. Coğrafi İşaretli ürünler konusunda da faaliyet gösterdiği 10 ülkeye, son üç yılda 12.500 ton Coğrafi İşaretli ve yerel ürün ihraç eden Metro Türkiye, 2021 yılında mağazalarındaki Coğrafi İşaretli ürün satışlarında yaklaşık %25 artış  sağladı. Türk Patent ve Marka Kurumu ve YUciTA yöneticileri ile birlikte verdiği eğitimlerle Türkiye genelinde Yiyecek İçecek Hizmetleri Bölümünden 2.300 öğretmene eğitim verdi.

Organik etiketli ürünlerde 2 kat artış

Reklam

Pandemi döneminde yükselişe geçen sağlıklı beslenme trendi, tüketicilerin özellikle daha az tuz, yağ ve şeker içeren gıdalara olan ilgisini gözle görülür bir şekilde artırdı. Bunun yanı sıra, organik ürünlere olan talep de gün geçtikçe yükseldi. Bu eğilimi dikkate alarak 70’ten fazla Metro markalı ürünü daha az şeker, tuz ve yağ içerecek şekilde yeniden formüle eden Metro Türkiye, organik etiketli ürün sayısını iki kat artırdı. Vegan beslenenler için de alternatif protein içeren kendi markası altında 29 yeni ürün çıkaran Metro Türkiye’nin raflarındaki gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sayısı 300’e ulaştı.

Kaynak: HORECA Trend ve Metro Türkiye

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gıda Üreticileri

“Atalık Ahmet Buğdayı”nın 2 Bin Yıllık Mirası, Duru Bulgur’la Nesillere Aktarılıyor

Yayınlandı

on

Türkiye’de bulguru yeniden sofralara kazandırmayı ve dünya mutfaklarında yer edinmesini hedefleyen Duru Bulgur, 2018’de önemli bir iş birliğine imza attı. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’yle yürütülen ortak projeyle, Karaman merkeze bağlı Taşkale Köyü’ndeki tarihi tahıl ambarlarında saklanan “Ahmet Buğdayı” gün yüzüne çıkarıldı. Nesilden nesile aktarılan 2 bin yıllık “Ahmet Buğdayı”nın tohumu, onu özenle saklayan çiftçiden alınarak 2 yıllık çalışmayla ıslah edildi.

“Ahmet Buğdayı”nın yeniden üretilerek tarım sanayisine kazandırılması amacıyla Türkiye’de ilk kez uygulanan “hızlı ıslah” yöntemiyle elde edilen tohumlar, 3 yıllık arazi çalışmalarının ardından geçen yıl Karaman’da çiftçilerle paylaşılarak toprakla buluşturuldu. “Ahmet Buğdayı”nın yaklaşık 200 dekar alanda geçen seneki ilk ekiminden yaklaşık 800 kilogramlık verim elde edildi. Tohumlar, bu yılki ekim zamanında Karaman’daki çiftçilere ikinci kez dağıtılarak toprakla buluşturuldu.

“Verimde Asıl Artış 3-4 Yılda Sağlanacak”

Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı Emin Duru, 1935’ten bu yana sektörde faaliyet gösterdiklerini ve “Ahmet Buğdayı”nın üstün özelliklerini bildiklerini söyledi. Makarnalık dışında verimli bir bulgurluk buğdayı tarıma kazandırma hedefine ulaştıklarını belirten Duru, kıraç arazilere uygun ve susuzluğa dayanıklı özelliğiyle “Ahmet Buğdayı”nın büyük avantajlar sağladığını kaydetti. Duru, şunları kaydetti:

“Küresel ısınmayla hava sıcaklıkları arttı, Ahmet Buğdayı da kuraklığa dayanıklı bir tohum olması itibariyle bize avantaj sağlıyor. Sıcaklıkların artması sebebiyle bu tohumun ekimini Kasım ayına kaydırdık. Bu şekilde kısa sürede yetişen buğdayımızda daha yüksek verim alacağımızı düşünüyoruz. Geçen yıl 200 dekarda yaklaşık 800 kilogram ürün elde ettik. Tohumun toprağa adaptasyon süresini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu noktadan hareketle 3-4 yıl sonra buğdayın yapısına göre üretim miktarında önemli bir artış bekliyoruz. Daha fazla ürün verdiği için sertifikalı buğdaylara yönelen çiftçilerimizin, verim artışını gördükçe Ahmet Buğdayı’na daha fazla ilgi göstereceğine inanıyoruz. Lezzeti ve kalitesiyle üreticinin ilk tercihi olacağına inandığımız bu özel buğdayın Türk tarımında kalıcı olmasını sağlayarak geleceğe miras bırakmaya kararlıyız.”

“Üniversite-Sanayi İş Birliğini Çok Önemsiyoruz”

Reklam

Duru Bulgur’un “Ahmet Buğdayı”nı geliştirmek için iş birliği yaptığı Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi’nin Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Nevzat Aydın ise genetik kaliteyi korumak üzere başlattıkları projeyle, kaybolmaya yüz tutan son derece değerli bir ürünü Türk ekonomisine kazandırmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Aydın, “Atalık Ahmet Buğdayı”ndan üretilen bulgurun kalitesine ilişkin şunları anlattı:

“Buğdayımızın tarla testleri, çiftçilerimiz tarafından gerçekleştirdi. Bu süreçte Duru Bulgur, fabrikada ürünün testlerini yaptı. Yaklaşık 100 tonluk üründen bulgur ürettik. Bizi çok sevindiren tespitlerden biri tohumlarımızın bulgur aşamasında eşsiz bir koku yayıyor olması. Test ettirdiğimiz kullanıcılardan da çok olumlu geri dönüşler aldık. Kullanıcılarımız, bulgurun lezzetini, eşsiz kokusunu, pakette duruşunu, kalitesini çok beğendi. YÖK tarafından Bölgesel Kalkınma İhtisas Üniversitesi olarak görevlendirilen Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi olarak sanayiyle yaptığımız bu tür iş birliklerini çok önemsiyoruz. Siz katma değerli ürün geliştirdiğinizde ihracat miktarlarınız da artıyor. Hem yurt içinde hem yurt dışında katma değeri yüksek ürünleri pazarlamak ülkemiz için hayati öneme sahip.  2000 yıllık ata tohumu Ahmet Buğdayı’nın genetik mirasının gelecek nesillere aktarılmış olması, topraklarımızla tekrar buluşmuş olması büyük önem taşıyor.”

Kaynak: HORECA TREND ve Duru Bulgur

Devamını Oku

Gıda Üreticileri

Keskinoğlu VI. Yumurta Zirvesi’ne Destek Oldu

Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUM-BİR) tarafından, 21-24 Kasım tarihleri arasında KKTC’de Limak Deluxe Otel’de düzenlenen VI. Yumurta Zirvesi’nde konuşan Matlı Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Keskinoğlu Genel Müdürü Önder Matlı, hayvancılığın bitkisel üretimle çok entegre bir sektör olduğuna dikkat çekti ve “Son 20 yıla baktığımızda, Türkiye’de, hayvancılık ve yem sektörünün çok büyük gelişim gösterdiğini görüyoruz. 2000’li yılların başında, 6 milyon ton yem üretim rakamlarını konuşurken; bugün 27-28 milyon tonluk yem üretim rakamlarını konuşuyoruz. Bu rakamlarla yem üretiminde Avrupa’da 1. ülkeyiz, dünyada da üst sıralarda yer alıyoruz.” dedi.

Yayınlandı

on

Dünya genelinde 8 milyar insanın ortak tükettiği nadir gıda maddelerinden biri olan yumurta, en kolay ulaşılabilen, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu yüksek kalitede protein içeren, çok değerli bir besin kaynağı. Son dönem gerçekleştirilen trend analizlerine göre; dünyada toplam yumurta üretiminin 2030 yılında 102.5 milyar tonu aşması; aynı dönemde Türkiye’nin üretiminin ise 1.5 milyon tona yaklaşması bekleniyor. Türkiye, şu an dünyanın en büyük yumurta ihracatçısı ülkesinden birisi konumda ve yılda yaklaşık 20 milyar yumurta üretimi yapan sayılı ülkeler arasında yer alıyor. Türk yumurta üreticileri, başta Arap körfez ülkeleri olmak üzere, Uzak Doğu, Avrupa, Amerika, Afrika ve bazı Asya ülkelerine, düzenli olarak ihracat gerçekleştiriyor.

Kanatlı Sektörü VI. Yumurta Zirvesi’nde Bir Araya Geldi

Ülkemizin en büyük yumurta üreticileri, dünyada stratejik bir ürün olarak değeri her geçen gün artan yumurta sektörüne dair en son yenilikleri, sektörün potansiyelini ve geleceğini konuşmak üzere, YUM-BİR’in 21-24 Kasım tarihleri arasında, KKTC’de Limak Deluxe Otel’de “Yumurtanın Dünyası” temasıyla düzenlediği VI. Yumurta Zirvesi’nde bir araya geldi. Etkinliğe YUM-BİR Başkanı İbrahim Afyon, TOBB Tarım Meclisi Başkanı M. Ülkü Karakuş, TMO Genel Müdürü Ahmet Gürdal, Matlı Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Keskinoğlu Genel Müdürü Önder Matlı, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen gibi sektörü temsil eden önemli isimler katıldı. Bakan Yardımcısı Gümen Zirve kapsamında açılan Keskinoğlu standını ziyaret etti ve incelemelerde bulundu.

Gelecek Üretimimizi Organize Etmek İçin 2026 Yılını Bugünden Planlamak Zorundayız”

Keskinoğlu’nun sponsorları arasında olduğu VI. Yumurta Zirvesi kapsamında, Tarım Editörü İrfan Donat’ın moderatörlüğünde düzenlenen “Yumurta’nın Ekonomi Politiği” başlıklı panele, Matlı Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Keskinoğlu Genel Müdürü Önder Matlı ile Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, konuşmacı olarak katıldı. Panelde konuşan Önder Matlı, Türkiye’de tarım alanında en temel sorunun planlama olduğunu söyledi. Planlamanın özellikle kanatlı sektöründe belki de diğer sektörlere göre çok daha önem ifade ettiğine dikkat çeken Matlı, “Yumurtacı hayvanın ömrünün 80 hafta olduğunu düşünürsek, üretici yaklaşık 2 yıl öncesinden planlama yapmak zorunda. Kasım’ın son günlerindeyiz. Gelecek üretimimizi organize etmek için, 2026 yılını bugünden planlamak zorundayız” dedi.

“Sektör Olarak Büyüyerek Yolumuza Devam Edeceğiz.”

Reklam

 Covid salgının yaşandığı dönemde, Avrupa’da market raflarında yumurta bile bulunamadığını hatırlatan Önder Matlı, “Enflasyon dünyanın gündemi, Türkiye’de bu sorunla karşı karşıya.  Türkiye’de, üretim altyapımızın, gücümüzün sayesinde, böyle bir sorunla karşılaşmadık. Kanatlı sektörüne baktığımız zaman, ithalatımız da var ama, sofralık yumurta ve beyaz et ürünleri ile ihracat yapıyoruz. 85 milyon nüfusa sahip, turist ve göçmenlerle birlikte, 100 milyonluk nüfusu besleyen bir ülkeden bahsediyoruz. Dolayısıyla, en önemlisi bunları katma değere çevirebilen bir üretim altyapısının, aklın, müteşebbis ruhun olması çok önemli. Bu kişiler de burada. Büyüyerek yolumuza devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

Keskinoğlu, 2024 Yılının İlk 9 Ayında Ürünlerinin Yüzde 20’sini 26 Ülkeye İhraç etti

Matlı, kanatlı sektörünün beşeri sermayelerinin, bilgi birikimlerinin, tecrübelerinin ve ‘know-how’ların çok güçlü olduğunu, ifade eden Matlı, “Kanatlı sektörü olarak, güçlüyüz ve güçlenmeye devam edeceğiz.” dedi. Keskinoğlu 2024 yılının ilk 9 ayında, ürünlerinin yüzde 20’sini, 26 ülkeye ihraç ederek yaklaşık 1.2 milyar TL ciroya ulaştı. 2025 yılında ihracat oranını daha da artırmayı planlayan şirket, Japonya gibi Uzak Doğu pazarlarını genişletmeyi hedefliyor. Keskinoğlu markası, Balkanlar’dan Uzak Doğu’ya, Güney Amerika’dan Afrika’ya, Orta Doğu’dan Pasifik Adaları’na kadar, dünyada bir çok ülkeye hizmet veriyor.

Keskinoğlu VI. Yumurta Zirvesi’nin Sponsorlarından Biri Oldu

Gelecek nesilleri önemseyen sürdürülebilirlik anlayışıyla, 4 farklı tam entegre yumurta işleme tesisinde, günlük 5 milyon adedin üzerinde yumurta üretim kapasitesine sahip Keskinoğlu, yumurta sektörünün büyük buluşması olan VI. Yumurta Zirvesi’ne sponsor olarak destek verdi. Şirket, fuaye alanında açtığı standında, farklı gramaj ve çeşitlerde ürettiği yumurta ve pastörize yumurtanın yanı sıra viyol ürün çeşitlerini de sergiledi.

Günlük 5 Milyon Adedin Üzerinde Yumurta Üretim Kapasitesine Sahip

Türkiye’nin en büyük tam entegre tavukçuluk şirketlerinden biri olan Keskinoğlu, Avrupa Birliği standartlarındaki en modern üretim teknolojileriyle donatılmış 2 milyon 75 bin 375 m2 kapalı alana sahip tesislerinde, en güncel teknolojileri kullanıyor ve en yüksek hijyen standartlarını uygulayarak, üretim gerçekleştiriyor. Firma, Akhisar’daki BRC ve KASCERT Helal belgesine sahip 4 farklı tam entegre yumurta işleme tesisinde, günlük 5 milyon adedin üzerinde yumurta ve günlük 400 bin adet piliç eti işleme kapasitesine sahip konumda. Ayrıca ileri işlem tesislerinde yılda 30 bin ton üretim yaparken, yine yılda 95 milyon adet etlik piliç üretiyor ve 2.5 milyon adet de yarka yetiştiriyor.

Reklam

Kaynak: HORECA TREND ve Keskinoğlu 

Devamını Oku

Gıda Üreticileri

“Geleceğin Menüleri” Ödülleri Sahiplerini Buldu!

Ev dışı tüketim sektörünün öncü ve yenilikçi markası Unilever Food Solutions, bu yıl 6’ncısı düzenlenen İncili Gastronomi Rehberi Ödülleri’ne “Geleceğin Menüleri” kategorisi ile sponsor oldu. UFS’nin 2023 yılından itibaren şeflere ilham ve yeme içme sektörüne yön vermek amacıyla yayınladığı, dünyanın farklı kültürlerinden 1600’den fazla şefin ön görüleriyle oluşturulmuş “Geleceğin Menüleri Trend Raporu”nda yer alan trendlerin odağındaki ödüller, bu yıl ilk kez sahiplerini buldu.

Yayınlandı

on

Şeflerin mesleklerinde özgürce üretebilmesi için, “Bugün yanındayız, yarına hazırız” mottosuyla yola çıkan UFS Türkiye, yüksek kaliteli, profesyonel ve sürdürülebilir ürünleriyle, araştırmalarıyla, eğitimleriyle ve her zaman şeflerin yanında durarak gerçek bir çözüm ortağı olduğunu her alanda gösteriyor. 

Bu anlayış çerçevesinde, yayınlandığı günden bu yana yeme içme sektöründe büyük ses getiren “Geleceğin Menüleri Trend Raporu”na imza atan UFS Türkiye, Hürriyet Gazetesi, Karaca ve Jumbo iş birliği ile düzenlenen İncili Gastronomi Rehberi Ödülleri ile iş birliği yaparak, bu yıl ilk defa Türkiye için raporda belirlenen 5 trendi mutfak anlayışlarına ve menülerine en iyi şekilde yansıtan restoranları seçti. 

Fiziksel, ruhsal ve toplumsal olarak bütüncül bir iyilik halini temsil eden İyi Hissettiren Yiyecekler, sebzelerin artık tabakların odak noktası haline geldiği Karşı Konulmaz Sebzeler, geleneksel lezzetlerin şeflerin dokunuşu ile modern tabaklara dönüşebileceğini vurgulayan Gelenekten Geleceğe Lezzetler, mutfaklarda sıfır atık felsefesini savunan Düşük Atıklı Menüler, düşünülmemiş tat kombinasyonlarını aynı tabakta buluşturan Lezzet Şoku trendleri ışığında değerlendirilen restoranlar ödüllerini Unilever Food Solutions Türkiye, Orta Asya, Kafkasya Genel Müdürü Yılmaz Tokgöz’ün elinden aldı. 

İncili Gastronomi Rehberi Ödülleri “Geleceğin Menüleri” kategorisinin kazananları ise şöyle; BigChefs, Alaf Kuruçeşme, Muutto Anatolian Tapas Bar, Bi Nevi Deli, Octo ve Safranhan Brasserie-Divan Çukurhan. 

Raporda belirlenen trendler çerçevesinde hazırlanan tabakların bugün Türkiye ve dünyadaki sevilen restoranların menülerinde kalıcı olarak yerlerini almaya başladığının altını çizen Unilever Food Solutions Türkiye, Orta Asya, Kafkasya Genel Müdürü Yılmaz Tokgöz; “Ülke gastronomisinin gelişmesi açısından büyük önem taşıyan, yeme içme sektörümüz için değerli bir rehber olan İncili Gastronomi Rehberi Ödülleri’nde bu yıl Unilever Food Solutions olarak yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Unilever Food Solutions olarak biz “Şefler olsaydı nasıl düşünürdü?” değil, “Biz bir şef olarak nasıl düşünmeliyiz?” sorusuyla hareket eden, şeflerimizin sektörümüzün ihtiyaçlarını anlayarak, bu ihtiyaca yönelik çözümler üreten bir firmayız.  Şeflerimize ilham vermek, şeflerimizin geleceğe dair yaşadıkları kaygılarda bir rehber olması amacıyla oluşturduğumuz “Geleceğin Menüleri”, sosyal medya analizlerine, yüzlerce şefin uzmanlığına ve global verilere dayanıyor. UFS olarak birim fiyat odaklı ürün satışı yapan bir firma olmadığımızı, uzman ve bütüncül bir yaklaşımla hareket eden bir çözüm ortağı olduğumuzu iş ortaklarımıza göstermek istiyoruz.” dedi.

Kaynak: HORECA TREND ve Unilever Food Solutions

Reklam

Devamını Oku
Reklam
Reklam

Popüler Haberler

Copyright © 2024 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.