Cargill, Dünya Sağlık Örgütü’nün Trans Yağ Kriterlerini Karşılayan İlk Küresel Yemeklik Yağ Tedarikçisi Oldu | HORECA TREND
Takip edin!

Gıda Üreticileri

Cargill, Dünya Sağlık Örgütü’nün Trans Yağ Kriterlerini Karşılayan İlk Küresel Yemeklik Yağ Tedarikçisi Oldu

Türkiye’de uzun yıllardır trans yağ standartlarına uygun üretim yapan Cargill, bu yaklaşımını dünyaya taşıdı. Şirket, 2021 taahhüdünü yerine getirerek; 2024 yılı itibarıyla yasal zorunluluğun olmadığı ülkeler de dahil olmak üzere iTFA’yı tüm yenilebilir yağ portföyünden çıkardı.

Yayınlandı

on

Cargill’in yenilebilir katı ve sıvı yağlar portföyünün tamamı, 1 Ocak 2024 itibarıyla Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) katı ve sıvı yağlarda endüstriyel olarak üretilen trans yağ asitleri (iTFA) için önerilen maksimum tolerans seviyesine uygun hale geldi. Cargill, DSÖ’nün önerdiği standart olan 100 gram katı/sıvı yağda maksimum iki gram endüstriyel trans yağ asidi (iTFA) oranını şu anda yasal zorunluluğun olmadığı ülkeler de dahil olmak üzere dünya çapındaki tüm yenilebilir yağ portföyünde uygulayan ilk küresel tedarikçi olarak bu dönüm noktasına ulaştı.

Cargill, Aralık 2021’de iTFA’ları katı ve sıvı yağ portföyünden çıkarma taahhüdünü duyururken, bu başarı onlarca yıllık çalışmanın yansımasıydı. Şirketin iTFA yolculuğu, erken inovasyon, sermaye giderleri ve kaynaklarına milyonlarca dolarlık yatırım ve binlerce Ar-Ge saati dahil olmak üzere çeyrek yüzyıldan fazla bir süreyi kapsıyor. Süreç boyunca Cargill, 400’den fazla müşterinin daha mutlu, daha sağlıklı yaşamlara katkıda bulunan besleyici ve lezzetli ürünler yaratmasına yardımcı oldu ve iTFA içeren 680 tondan fazla ürünü küresel gıda tedarikinden çıkardı.

PepsiCo’nun Baş Bilim Sorumlusu René Lammers, “Cargill’in tüm yağlarında endüstriyel olarak üretilen trans yağları azaltma taahhüdünün devam ettiğini ve son zamanlarda Dünya Sağlık Örgütü’nün önerilen standartlarına uyma hedeflerine ulaştığını görmekten memnuniyet duyuyoruz” dedi ve ekledi: “Bu hamle, PepsiCo’nun aynı standardı karşılamak için gıdalarımızdaki iTFA’ları başarılı bir şekilde azaltmasıyla uyumludur ve endüstri ortaklarımızı, yiyecek ve içecek portföyümüzü gezegen ve insanlar için daha iyi olacak şekilde geliştirmek adına bu önemli girişimde bize katılmaya teşvik ediyoruz.”

Sadece son iki yılda Cargill, yağ işleme sırasında üretilen trans yağ miktarını azaltmak için tesisleri iyileştirmek amacıyla 8,5 milyon dolar daha yatırım yaparken, yaklaşık 25 ülkede 100’den fazla müşteriyle yakın iş birliği içinde çalışarak onların ihtiyaçlarını karşılayan yeni ürün çözümlerini yeniden formüle etti.

iTFA’lar çoğunlukla bitkisel yağların (PHO’lar) kısmi hidrojenasyonu yoluyla oluşuyor, ancak aynı zamanda yemeklik yağ rafinasyonu sırasında yüksek ısıl işlemle de oluşturulabiliyor. 2018’de DSÖ, toplam enerji alımının yüzde 1’inden daha fazla trans yağ alımının koroner kalp hastalığı olayları ve ölümle ilişkili olduğunu belirterek, 2023 yılına kadar iTFA’ların küresel olarak ortadan kaldırılması çağrısında bulundu.

Cargill’in Yenilebilir Yağlar Başkan Yardımcısı ve Kuzey Amerika Genel Müdürü Natasha Orlova, “Taahhüdümüzü yerine getirdiğimiz ve amacımızı yerine getirmemize yardımcı olduğumuz için son derece gururluyuz — dünyayı güvenli, sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde besliyoruz” dedi ve ekledi: “Mevcut iTFA mevzuatı olmayan ülkelerde bile bu endüstri liderliği adımını atmak, Cargill’in inovasyon ve deneyimini daha küçük üreticilere sunarken, daha büyük gıda üreticileri için tedarik zincirlerinde tutarlılığı sağlamaya yardımcı oluyor.”

Reklam

Uyumluluğu sağlamak için Cargill, daha büyük gıda güvenliği ve kalite güvence programına iTFA’ları ekledi. Bu sistem tabanlı yaklaşım, birden fazla izleme, uyumluluk ve denetim katmanını içeriyor.

DSÖ, en son ilerleme raporunda, iTFA’ların kullanımını sınırlayan politikaların yalnızca dünya ülkelerinin 60 ‘ında uygulandığını ve küresel nüfusun yaklaşık %43’ ünü kapsadığını belirtti. Bu, dünyadaki tüketicilerin çoğunu sürekli iTFA tüketimi için risk altında bırakıyor. Rapor, büyük sıvı ve katı yağ tedarikçilerini “Cargill’in endüstriyel olarak üretilen TFA’yı küresel olarak gıda üreticilerine satılan ürünlerden çıkarmak için gösterdiği öncü çabalarını takip etmeye” çağırdı.1

Orlova, “Tüm küresel portföyümüz için DSÖ standartlarını tutarlı bir şekilde, her yönüyle taahhüt eden ve karşılayan ilk ve tek küresel yenilebilir yağ tedarikçisiyiz ve bu dönüm noktasıyla haklı bir gurur yaşasak da, DSÖ raporu çok fazla çalışmanın devam ettiğini vurguluyor” dedi. “Doymuş yağ seviyelerine dikkat ederken yalnızca iTFA tavsiyelerini karşılamakla kalmadık, aynı zamanda tüketicilerin en sevdiği yiyeceklerin tadını veya dokusunu ayırt edilebilir şekilde değiştirmeden de yapılabileceğini kanıtladık. Diğer sektör oyuncularını da liderliğimizi takip etmeye ve iTFA’ları tüm ürünlerinden çıkarmaya çağırıyoruz.”

Cargill ayrıca, özellikle şirketin taahhüdü sırasında iTFA düzenlemesine sahip olmayan ülkelerde, son iki yıl içinde endüstri çapında yeniden düzenlemeyi ilerletmeye yardımcı olmak için adımlar attı. Pakistan’daki eylemleri arasında Cargill, bir kamu bilinci kampanyası için Sustainable Development Policy Institute ile ortaklık kurdu. Malezya ve Meksika’da şirket, iTFA yeniden formülasyonunda deneyim ve uzmanlık paylaşırken, DSÖ en iyi uygulamaları hakkında farkındalık yaratmak için endüstri, akademik ve hükümet paydaşlarıyla etkileşime girdi.

Cargill Hakkında

Dünyayı güvenli, sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde beslemek için gıda, bileşen, tarımsal çözümler ve endüstriyel ürünler sağlamayı taahhüt ediyoruz. Tedarik zincirinin merkezinde yer alarak, yaşam için hayati önem taşıyan ürünleri tedarik etmek, üretmek ve sunmak için çiftçiler ve müşterilerle ortaklık kuruyoruz.

160.000 kişilik ekip üyemiz, işletmelerin büyüyebilmesi, toplulukların gelişmesi ve tüketicilerin iyi yaşaması amacıyla yaşamın temel ihtiyaçlarını sunmak için yenilikler yapıyor. Bir aile şirketi olarak 159 yıllık tecrübemizle, değerlerimize sadık kalıyor ve geleceğe bakıyoruz. İnsana öncelik veriyoruz. Daha yükseğe ulaşıyoruz. Bugün ve gelecek nesiller için doğru olanı yapıyoruz.

Reklam

Türkiye’de Cargill Hakkında

Türkiye’de faaliyetlerine 1960’lı yıllarda başlayan Cargil, gıda, biyoendüstriyel ve hayvan besleme sektörlerinde faaliyet gösteriyor. 1992 yılında İstanbul’da açılan Türkiye merkez ofisinin yanı sıra Adana ve Ankara’daki ofisleri ile Bursa, Balıkesir, Kocaeli ve Sakarya’da yer alan üretim tesislerinde 650’yi aşkın çalışanıyla hizmet veriyor. 2014’te Orta Doğu ve Kuzey Afrika, 2018’de ise Sahra Altı Afrika’nın eklenmesiyle Orta Doğu, Türkiye ve Afrika’yı (META) içine alan bölgenin yönetim merkezi Türkiye oldu. Dünyanın besin ihtiyacını güvenli ve sorumlu bir şekilde sağlamak amacıyla sürdürülebilirlik odağında çalışmalarını sürdüren Cargill Türkiye, dört fabrikasındaki inovatif yaklaşımlarla tüketici trendleri doğrultusunda yenilikler geliştiriyor, verimlilik yaratıyor.

Kaynak: HORECA Trend ve Cargill

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gıda Üreticileri

Türkiye’nin En Çok Tutulan Noodle’ı Indomie, Noodle Kategorisinde Standartları Belirliyor

Dünyanın ilk hazır noodle markalarından biri olan ve 106’dan fazla ülkede satışa sunulan Indomie, insana ve doğaya önem veren küresel bir gıda şirketi olarak lezzeti odağına aldığı çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Tekirdağ Çerkezköy’deki fabrikasında en iyi kalite standartlarında üretimlerini gerçekleştiren Indomie, Ar-Ge departmanında yaptığı araştırmalar sonucunda Türk damak tadına uyarladığı lezzetleriyle rakiplerinden ayrılıyor.

Yayınlandı

on

“Türkiye’nin en çok tutulan noodle’ı” mottosuyla tüketicilere hızlı, pratik ve doyurucu öğünler sunan Indomie, 2010 yılında girdiği Türkiye pazarına sunduğu Türk damak tadına uygun lezzetleri ile Türkiye’nin ilk hazır noodle’ı olarak tüketici ile buluştu. 2014 yılında Türkiye’de açtığı fabrikayla yüzlerce kişiye istihdam sağlayan Indomie, hammadde alımlarında da yerel üreticileri tercih ederek ülke ekonomisini desteklemeye devam ediyor.

İlhamı, Yerel Malzemelerden

Indomie, faaliyet gösterdiği ülkelerin mutfak kültürüne ve yerel tatlarına önem vererek, o ülkenin yerel ve sevilen malzemelerinden aldığı ilham ile Ar-Ge departmanında tarifler geliştiriyor. Lezzete ulaşmanın her insanın hakkı olduğuna inanan Indomie, 7 farklı çeşidi ve 40 ürünüyle Türkiye pazarında yerini alıyor.

Türkiye Fabrikası İlk 5’te

Tekirdağ Çerkezköy’deki fabrikasında 950 kişiye istihdam sağlayan Indomie, toplumsal cinsiyet eşitliğini de destekleyerek fabrikasındaki kadın çalışan oranının %60’larda olmasına dikkat ediyor. Dünya çapındaki 50 Indomie fabrikası arasında ilk 5’te yer alan Türkiye fabrikasıyla Indomie, lise ve üniversite öğrencilerine yönelik staj programlarıyla da gençlere kariyerlerinde farklı olanaklar sunuyor. Indomie ayrıca, tüm tüketicilerin Indomie kalitesini deneyimlemeleri için isteyen herkesi fabrikasında memnuniyetle ağırlıyor.

Kalite ve Sürdürülebilirlik Odaklı Üretim

Reklam

Sürdürülebilirlik ve kaliteyi odağına alan Indomie, birinci sınıf hammadde ile el değmeden üretilen ürünlerinde kalite standartlarını korumak adına kalite kontrol ekibini tüm sürece dahil ediyor. Üretim ve paketleme süreçlerinin büyük bir titizlikle yürütüldüğü Indomie Türkiye fabrikası ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi ve OIC/ SMIIC 1:2019 Helal Belgesi sertifikalarına sahip. Tüm bu belgelerin yanı sıra Indomie sürdürülebilirlik ve geri dönüşümü desteklemek adına, üretim sonrası oluşan yenilebilir atıkları hayvan yemi şirketlerine, atık yağları ise yeniden kullanılmak üzere yağ geri dönüşüm şirketlerine gönderiyor. Indomie aynı zamanda, doğal kaynak kullanımını azaltmak için yürüttüğü çalışmalarla %22’ye varan oranda su ve gaz tasarrufu ile doğaya katkı sağlıyor.

Indomie; Doyurucu, Pratik ve Lezzetli 

Tüketicilere içeriği itibariyle doyurucu, hazırlanışı açısından pratik ana öğünler sunan, üretimiyle kalite standartlarını belirleyen Indomie, en sevilen lezzetleriyle noodle kategorisinde çıtayı yükselten çalışmalarına devam ediyor.

Kaynak: HORECA TREND ve Indomie Türkiye

Devamını Oku

Gıda Üreticileri

Puratos, 2025 Yılının En Taze Ekmekçilik, Pastacılık ve Çikolata Trendlerini Açıkladı

Global ve yerel tüketim alışkanları, beklentiler ve değişen trendleri analiz eden Taste Tomorrow (Yarının Tatları) araştırması sonuçlarına göre Puratos tarafından her yıl açıklanan tüketici trendleri açıklandı. Araştırma, ekşi mayanın popülerliğini koruyarak küresel çapta büyüdüğünü ve tüketicilerin sürdürülebilir tarım uygulamaları ile üretilen sağlıklı, besleyici içeriklere sahip ürünlere olan ilgisinin arttığını ortaya koydu. Ayrıca, farklı mutfak kültürlerinden esinlenerek yaratılan lezzet ve dokulara sahip tatlıların tüketiciler tarafından giderek daha fazla tercih edildiğini gösterdi.

Yayınlandı

on

Ekmekçilik, pastacılık ve çikolata sektörlerine sunduğu kaliteli ürün ve çözümlerle kendi alanının küresel lideri olan Puratos, her yıl olduğu gibi bu yıl da gelecek senenin tüketici trend tahminlerini açıkladı. On yılı aşkın süredir sürdürülen Taste Tomorrow (Yarının Tatları) araştırması ile ekmek, pasta ve çikolata ürünleri hakkında yedi farklı dilde ve 50’den fazla pazarda yapılan aramaları ve çevrim içi konuşmaları takip eden şirket, bu verileri, 20.000’den fazla katılımcıyla yapılan sektörün en büyük global tüketici anketiyle birleştirilerek, gıda endüstrisinin bugünü ve geleceği hakkında kapsamlı sonuçlar elde ediyor ve bu sonuçları sektör ile paylaşıyor.

Sürekli güncellenen sosyal medya konuşmaları, arama motoru sorguları ve sistematik tüketici anketlerini birleştiren Taste Tomorrow verilerinin en son analizine göre, 2025 yılında en öne çıkacak üç trend şu şekilde:

Ekşi Maya – %40 artış

Ekşi maya kalıcı bir trend olmaya devam ediyor. Taste Tomorrow verileri, 2025 yılına kadar ekşi mayanın ekmekçilik sektöründeki en büyük ve en hızlı yükselen trend olarak kalacağını ve küresel çapta tüketici ilgisinde %40’lık bir artış öngörüldüğünü gösteriyor. Bu büyüme, bölgelere göre farklı faktörlerden kaynaklanıyor. Ekşi mayanın zaten yerel gıda kültürünün bir parçası olduğu birçok ülkede, popülerliği geleneksel ekmeklerin ötesine geçiyor. Bu bölgelerde ekşi maya, kruvasan, bagel, donut gibi farklı ürünlere de dahil edilerek tüketicilere yeni görsel ve duyusal deneyimler sunuyor. Bu trend, ekşi mayanın zanaatkarlık yönünün zaten iyi bilindiği Fransızca konuşulan ülkelerde özellikle dikkat çekiyor. Bu pazarlardaki derinlemesine bilgi, ekşi mayanın kendine has lezzet profilleri ve bağırsak sağlığına faydalarına verilen değeri içeriyor. Dünyanın diğer bölgelerinde ise ekşi maya, daha çok bir yenilik veya Batı mutfağıyla ilişkilendirilen bir unsur olarak öne çıkıyor. Bu yeni ilgi, popülerliğini artırarak hızla büyümesine katkı sağlıyor.

Farklı Mutfakların Buluşması – %10 Artış

Mutfak birleşimleri, farklı mutfaklardan gelen lezzet, doku ve formatların bir araya gelmesi, 2025 yılında pastacılık, kekler ve tatlılar alanında öne çıkan trendlerden biri olacak. Bu trend, farklı kültürlerden malzemeleri ve teknikleri birleştirerek tüketicilere heyecan verici, yenilikçi tatlar sunan hibrit tatlılar yaratmayı amaçlıyor. Öne çıkan örnekler arasında Crookie ve Dubai çikolatası gibi viral kreasyonlar bulunuyor.

Reklam

Teknoloji ve yapay zeka ilhamlı yeniliklere olan ilginin artmasıyla birlikte pastacılar, yeni lezzet kombinasyonları, tasarımlar ve formatlar oluşturmak için yapay zeka kullanıyor. Tüketiciler, bu teknoloji destekli yeniliklerin, geleneksel yöntemlerle geleceği birleştiren yönlerine büyük ilgi gösteriyor. Sosyal medya da bu mutfak birleşimlerinin geniş kitlelere ulaşmasında büyük rol oynayarak bu yaratıcı tatları viral hale getiriyor. Tatlı ve baharatlı, tatlı ve tuzlu gibi beklenmedik kombinasyonlar, ayrıca “ekşi dokunuş” olarak bilinen tatlı ve ekşi gibi yeni tatlar da tüketicileri cezbederek daha maceracı ve alışılmışın dışında lezzet deneyimlerine olan talebi artırıyor.

Bu trend sadece lezzetlerle sınırlı kalmıyor; dokular ve formatlar da birleşimlerin bir parçası. Farklı tatlıların çıtırlığını başka bir tatlının yumuşaklığıyla birleştiren veya farklı formatları tek bir yenilikçi tatlıda bir araya getiren hibrit kreasyonlar, tüketicilerin ilgisini çekiyor. Doğu ve Batı lezzetlerini birleştirmek, Latin Amerika etkilerini katmak veya doku zıtlıklarıyla oynamak, pastacılık dünyasında yaratıcılığı ve heyecanı körüklüyor. Bu trendin İngilizce ve Portekizce konuşulan ülkelerde istikrarlı bir şekilde büyümesi beklenirken, 2025 yılında Çin’de %13, İspanya’da %11 ve Almanca konuşulan bölgelerde %7 oranında artması bekleniyor.

Besin Dengesi – %30 Artış

Besin dengesi, çikolata endüstrisinde öne çıkan en büyük trendlerden biri olarak yükseliyor. Yeni bir kavram olmasa da, bu trendin ön plana çıkması, çikolatanın genellikle keyif odaklı bir ürün olarak görüldüğü bir sektörde önemli bir değişime işaret ediyor. Bu trendin gelecek yıl içinde %30 oranında büyük bir artış göstermesi bekleniyor. Taste Tomorrow araştırması, tüketicilerin giderek daha fazla zerdeçal, bitkisel özler, fındık, tohum ve protein gibi sağlık destekleyici içeriklere sahip çikolata ürünleri aradığını ortaya koyuyor. Bu çikolatalar, uykuyu iyileştirmek ve bağışıklığı güçlendirmek gibi işlevsel faydaları sayesinde tüketicilerin sağlık odaklı diyetlerinde giderek daha fazla yer buluyor. Aynı zamanda, çikolatayı daha çok keyif olarak gören tüketiciler de daha sağlıklı alternatifler arayarak bu trendin büyümesine katkıda bulunuyor. Şeker oranı düşük ve besleyici içeriklerle zenginleştirilmiş çikolatalar, hem lezzet deneyimini geliştiriyor hem de daha sağlıklı beslenme yönünde küçük adımlar atılmasını sağlıyor.

Puratos Global CMO’su Laurence Herbert, “On yılı aşkın bir süredir elde ettiğimiz verilerle Taste Tomorrow, ekmekçilik, pastacılık ve çikolata sektörleri için güvenilir bir bilgi kaynağı haline geldi. Bu trend tahminlerinden haberdar olmak, sektör profesyonelleri için rekabetçi kalmak ve yenilikçi olmak açısından büyük önem taşıyor. Puratos olarak, iş ortaklarımızın bu bilgileri kullanarak sürekli yenilikler yapmalarına ve tüketicilerin değişen taleplerini karşılamalarına yardımcı olmaya kararlıyız.” dedi.

Puratos Hakkında

Puratos, gıda sektöründe yenilikçi ürünler ve çözümler sunan Belçika merkezli global bir şirkettir. 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren Puratos, ekmekçilik, pastacılık ve çikolata sektörlerindeki müşterilerine uygulama uzmanlığı ve geniş ürün yelpazesi sunmaktadır. Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Puratos, yerel mirasa dayanan ürünleriyle sektöre öncülük etmektedir.

Reklam

Kaynak: HORECA TREND ve Puratos

Devamını Oku

Gıda Üreticileri

Geleceğin Gıdası The Good Wild Ödüllere Doymuyor!

İlhamını geleneksel inovasyon yöntemleri olan filizlendirme ve fermantasyon ile Anadolu’nun zengin kültüründen alan The Good Wild, uluslararası arenada iki önemli ödül daha kazanarak geleceğin gıdası olma yolunda hızla ilerliyor.

Yayınlandı

on

Gıda alanında yıllardır süren bir tutku ve azimle çalışan Dilara Koçak‘ın kurucu ortaklığını üstlendiği The Good Wild, yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde bitki bazlı protein ve filizlendirilmiş fermente baklagiller ile “upgraded food” kategorisine öncülük ediyor. Marka ilk yılını geride bırakırken toplamda 8 uluslararası ödül kazanmanın gururunu yaşıyor.

Gıdanın geleceği için beslenme kültüründe köklü bir değişim yaratma misyonuyla yola çıkan The Good Wild, dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor ve bu başarıyla ülkemizi global bir örnek haline getiriyor. Anadolu’nun kültürel zenginliklerinden ilham alarak kurulan marka, ilk olarak Londra’da düzenlenen Uluslararası Tipografi Ödülleri 2024 (ISTD)’te, Eda Gündüz tarafından tasarlanan kreatif çalışmaları “Mükemmellik Sertifikası”na layık görüldü. The Good Wild ikinci yılına girerken ise, İngiltere’deki saray sofrasında ödül alarak başarısını pekiştirmeye devam etti. Marka, Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen “3. Gıda İnovasyon Zirvesi”de ise “Filizlendirilmiş Çıtır Atıştırmalıkları” ile “2024’ün En Yenilikçi Diyet Ürünü” ödülünü aldı.

The Good Wild temmuz ayında, Almanya, İsviçre ve Türkiye’nin ilk etki yatırım fonu olan Founder One liderliğinde ilk tur yatırımını tamamladı. Şimdi, global oyuncu olma ve ihracata hazırlanma yolunda ilerleyen marka TÜBİTAK’ın EU destekli Türkiye Gıda İnovasyon Platformu (TUGİP) rol modeli olarak AR-GE çalışmalarına da devam ediyor.

Dünyada açlığa çare aramak için çıktığı yolda başarısını bu ödüller ile taçlandıran The Good Wild Kurucu Ortağı Dilara Koçak: “Cumhuriyetimizin 101. yaşını kutlamaya hazırlandığımız bu günlerde yerli bir marka olan The Good Wild’ın başarı haberlerini paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Bu ülkenin okullarında eğitim almış ve kültüründen çok şey öğrenmiş bir beslenme uzmanı olarak, hayalini kurduğum markayı gerçeğe dönüştürmek ve kısa sürede dünya ile buluşturmak, benim için büyük bir gurur kaynağı. Bir kadın olarak cumhuriyetimize ne çok şey borçlu olduğumu biliyorum ve borcumu çalışarak, üreterek ve paylaşarak ödemeye devam edeceğim’’ dedi.

Sadece üretmekle kalmayan, aynı zamanda global bir vizyonla pazarlama çalışmalarına da devam eden Dilara Koçak, The Good Wild’ı yakın gelecekte, başta Avrupa olmak üzere en önemli gurme marketlerin raflarına da taşımaya hazırlanıyor.

Kaynak: HORECA TREND ve The Good Wild

Reklam

Devamını Oku
Reklam
Reklam

Popüler Haberler

Copyright © 2024 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.