Akıllı Tartı Sistemi ile Atıklar Kaynağında Azaltılıyor | HORECA TREND
Takip edin!

Otel

Akıllı Tartı Sistemi ile Atıklar Kaynağında Azaltılıyor

Turizm sektöründe uzun yıllardır edindiği tecrübe ile hizmet veren CVK Park Bosphorus Hotel Istanbul; Türkiye’nin ilk ve tek teknoloji tabanlı bütünsel atık yönetim şirketi olan Fazla ile şehir otelciliği sektöründe sürdürülebilirlik konusunda yeni bir projeye imza attı. Akıllı Tartı Sistemi ile Izaka Terrace restoranda gıda atıklarını takip edecek olan Fazla, atık oluşumunu önleyebilmek için aksiyon almaya başladı.

Yayınlandı

on

İsrafla ve israf kaynaklı karbon salınımıyla mücadele etmek için teknoloji tabanlı bütünsel atık yönetimi çözümleri geliştiren Fazla ve küresel bir marka olarak sürdürülebilir yaşam odaklı, yenilikçi ve lüks hizmet anlayışını benimseyen CVK Park Bosphorus Hotel Istanbul geliştirdikleri işbirliği ile şehir otelciliği sektöründe sürdürülebilirlik konusunda örnek teşkil edecek bir projeye imza attı. CVK Park Bosphorus Hotel’in Izaka Terrace restoranında başlatılan proje kapsamında Akıllı Tartı Sistemi ile üretim ve misafirlerden dönen gıda atıklarının ölçümü yapılıyor. Ölçümlerin düzenli takibi ile hem atıkların kaynağında azaltması hem de misafirlerin memnuniyetinin arttırılması hedefleniyor.

“Sürdürülebilirliği Sosyal Sorumluluktan Çok Kurumsal Bir Zorunluluk Olarak Görüyoruz.”

Gerçekleşen iş birliği hakkında bilgi veren CVK Park Bosphorus Hotel Genel Müdürü Murat Arslan; “CVK Park Bosphorus Hotel olarak “RESPECT” adını verdiğimiz sürdürülebilirlik programımız kapsamında ‘Future Starts Today’ mottosuyla hareket ediyor ve sürdürülebilirliği sosyal sorumluluktan çok kurumsal bir zorunluluk olarak görüyoruz. Sürdürülebilirlik hedeflerimiz doğrultusunda ana gündemimize aldığımız gıda atıklarının ölçümü ve takibi konusunda Fazla ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği kapsamında; Akıllı Tartı Sistemi’nin sunduğu dijital altyapı sayesinde Izaka Terrace restoranımızda gıda atıklarımızı kolaylıkla ölçümlüyor ve ölçüm raporlarına göre atık azaltıcı aksiyonlarımızı listeliyoruz. Aldığımız aksiyonlarla çevresel etkinin yanı sıra finansal fayda elde edebileceğimize ve misafirlerimizin tüketim alışkanlıklarını sayısal verilere bağlı olarak gözlemleyebileceğimize inanıyoruz.” dedi.

“Başlattığımız Ölçüm Çalışmaları Hem Şehir Otelciliği Hem de Restorancılık Sektörü İçin Bir Örnek Niteliğinde.”

Akıllı Tartı Sistemi’nin sunduğu raporlar ile işletmelerin satın alım maliyetlerini yüzde 8’e kadar düşürebileceğini belirten Fazla Pazarlama ve İş Geliştirme Lideri Koray Koçer ise “Şehir otelleri; kahvaltı büfesi, alacart ve banket gibi farklı aşamalarda gıdanın servis edildiği ve bu sebeple atığın oluşabileceği pek çok alana sahip. Tam da bu noktada, CVK Park Bosphorus Hotel’in Izaka Terrace restoranında başlattığımız ölçüm çalışmalarının hem şehir otelciliği hem de restorancılık sektörü için örnek niteliğinde olduğunu söyleyebilirim. Akıllı Tartı Sistemi; profesyonel mutfaklarda gıda atığının hangi aşamada ve ne miktarda oluştuğunu veriye dayalı bir şekilde sunan ve atığın izlenebilirliğini sağlayan teknolojik ürünümüz. Akıllı Tartı Sistemi’nin etkin bir şekilde kullanılması için mutfak ekibinin projeye aidiyetinin ne kadar önemli olduğunu biliyor, proje kapsamında başlangıç eğitimleri düzenliyoruz. CVK Park Bosphorus’da gerçekleştirdiğimiz eğitime olan yüksek katılım ve ilgi, bu lokasyonda yaratabileceğimiz faydanın ne kadar umut verici bir seviyede olduğunu gösteriyor. Otellerdeki satın alım maliyetlerinin de gün geçtikçe arttığı bu dönemde, farkındalığı yüksek bir mutfak ekibi ile Akıllı Tartı Sistemi’ni kullanarak başlattığımız çalışma sayesinde gizli maliyet oluşturan gıda atıklarının önüne geçeceğimize inanıyoruz.” dedi.

Kaynak: HORECA Trend ve CVK Park Bosphorus Hotel

Devamını Oku
Reklam
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Otel

Yangın Sonrası Tatilcilerin Tavrı Toplumsal Duyarlılığı Sorgulattı!

Kartalkaya’daki otel yangını enkazında hâlâ cesetler aranırken, çevredeki otellerde olup bitene kayıtsız bir şekilde piste çıkan tatilcilerin oluşturduğu tabloyu değerlendiren Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Aynı karede acı ve eğlenceyi buluşturan bu manzara, bugün empati ve toplumsal duyarlılık adına geldiğimiz noktayı sorgulamamız gerektiğini açıkça gözler önüne seriyor.” dedi.

Yayınlandı

on

“Eskiden tasada ve sevinçte ortak bir ‘millet olma’ bilinci vardı; bu da felaketler karşısında kenetlenmemizi, acıyı bölüşüp dayanışmayı mümkün kılıyordu.” diyen Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Özellikle ‘Bana bir şey olmadı, o hâlde şanslıyım’ düşüncesi, acıyı görmezden gelmek ve onu zihinsel olarak uzak tutmak için kullanılan bir savunma mekanizması olarak karşımıza çıkıyor.” diye konuştu.

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, Kartalkaya’daki oteldeki yangın enkazında hâlâ cesetler aranırken, çevredeki otellerde olup bitene kayıtsız bir şekilde piste çıkan tatilcilerin oluşturduğu tabloyu değerlendirdi.

Kayıtsız Bir Şekilde Piste Çıkan Tatilciler…

Prof. Dr. Barış Erdoğan, yangın sonrasına yaşananlara ilişkin, “Kartalkaya’daki oteldeki yangın enkazında hâlâ cesetler aranırken, çevredeki otellerde olup bitene kayıtsız bir şekilde piste çıkan tatilcilerin oluşturduğu tablo toplum olarak vicdanlarımızı bir kez daha derinden yaraladı. Aynı karede acı ve eğlenceyi buluşturan bu manzara, bugün empati ve toplumsal duyarlılık adına geldiğimiz noktayı sorgulamamız gerektiğini açıkça gözler önüne seriyor.” dedi.

Yas, Dayanışma ve Komşuluk Gibi Kavramların Büyük Ölçüde Aşındığına Tanık Oluyoruz

Toplumumuzun kültürel belleğinde yüzyıllardır derin kökleri olan yas, dayanışma ve komşuluk gibi kavramların büyük ölçüde aşındığına tanık olunduğunu dile getiren Prof. Dr. Barış Erdoğan, şöyle devam etti:

“Eskiden, yakın bir çevremizde cenaze olduğunda bırakın eğlenmeyi evde televizyon veya radyo açmaktan bile kaçınırdık. Yüksek sesle gülmeyi bile uygun bulmayan bu yaklaşım, Anadolu irfanının derin bir empati kültürüne nasıl ev sahipliği yaptığını gösteriyordu. Böyle bir tavır, sadece nezaket kuralı değil aynı zamanda kederli olanın acısını yüreğimizde hissetmenin bir yansımasıydı. Gelgelelim, günümüzde bu duyarlılığın giderek zayıfladığını görüyoruz. Orman yangınları ya da depremler gibi büyük felaketler söz konusu olduğunda, olaydan etkilenmeyen bazı kesimlerin hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmesi bunun en somut göstergesi. Oysaki eskiden tasada ve sevinçte ortak bir ‘millet olma’ bilinci vardı; bu da felaketler karşısında kenetlenmemizi, acıyı bölüşüp dayanışmayı mümkün kılıyordu. Bugün ise bu paylaşma duygusunun zayıfladığını gözlemlemek ne yazık ki zor değil.”

Hem Dayanışma Reflekslerimiz Köreliyor Hem de Empati Kültürümüz Erozyona Uğruyor!

Bu değişimin ardında çeşitli etkenlerin yattığını da kaydeden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Öncelikle, modern şehirleşme ve bireyselleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte, kendimizi kolektif bir yapının parçası gibi görmek yerine özel alanlarımıza çekilmeyi daha çok tercih eder hâle geldik. Kendi hayatlarımıza ve sorunlarımıza odaklanmak, toplumsal sorumluluk ve hassasiyeti ikinci plana itiyor. Böylece hem dayanışma reflekslerimiz köreliyor hem de empati kültürümüz erozyona uğruyor. Buna ek olarak, günümüzün popüler kültürü ‘anı yaşamak’ ve ‘hayattan keyif almak’ mottoları üzerine kurulu. Tüketim kültürü, bizi durmaksızın yeni deneyimler, alışveriş ve eğlencenin peşinde koşturmaya yönlendiriyor. Sürekli değişen, hızla akıp giden gündem içinde, toplumsal acılar ve kayıplar kısa sürede gündemden düşüyor.” şeklinde konuştu.

‘Bana Bir Şey Olmadı, O Hâlde Şanslıyım’ Düşüncesi Acıyı Görmezden Geliyor…

Öte yandan sosyal medyanın bu süreçteki etkisinin de yadsınamaz olduğunu belirten Prof. Dr. Barış Erdoğan, şöyle devam etti:

“Toplumsal acılar ve kayıplarla ilgili haberler çok hızlı biçimde dolaşıma giriyor fakat aynı hızla gündemden düşüyor. Bu durum bazen ‘duyarsızlaşmaya’ kapı aralıyor. Eskiden yerel ölçekte yaşanan acılar çevredekiler tarafından daha uzun süre hissedilir ve paylaşılırdı; oysa şimdi dünyanın her köşesinden felaket görüntüleriyle sürekli karşılaşan insanlar, olağan dışı durumlara bile hızla alışabiliyor. Özellikle ‘Bana bir şey olmadı, o hâlde şanslıyım’ düşüncesi, acıyı görmezden gelmek ve onu zihinsel olarak uzak tutmak için kullanılan bir savunma mekanizması olarak karşımıza çıkıyor.”

Yas Tutanlara ve Kayıplara Saygı Göstermek Toplumun Temel Değerlerinden Biri…

Tüm bu gelişmelere rağmen, unutulmaması gereken temel gerçeğe işaret eden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Acılar paylaşıldıkça hafifler. Yas tutmak ya da en azından yas tutanlara ve kayıplara saygı göstermek, yalnızca eski bir gelenek değildir; aynı zamanda bir toplumu toplum yapan temel değerlerden biridir. Eğer bu değerleri korumak istiyorsak, dayanışmayı yeniden canlı tutacak, empatiyi güçlendirecek adımlar atmamız gerekiyor. Toplumsal sorumluluk ve duyarlılık yalnızca acı anlarında değil, gündelik hayatın her alanında kolektif bilinci ve insanî değerleri diri tutabilmekle mümkün. Ortak geçmişimizde var olan dayanışma ruhunu geleceğe taşımak, hepimizin omuz omuza yürütmesi gereken bir görevdir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: HORECA TREND ve Üsküdar Üniversitesi, Prof. Dr. Barış Erdoğan

Devamını Oku

Otel

The Peninsula, Victoria & Albert Müzesi ile Yeni Ortaklığını Duyuruyor

The Peninsula ve Victoria & Albert Museum iş birliği, The Peninsula’nın ‘Art in Resonance’ programını, yükselen ve kariyerinin ortasındaki modern sanatçıları desteklemek üzere iki kurumu bir araya getiren yenilikçi bir ortaklıkla güçlendiriyor.

Yayınlandı

on

Dünyanın dört bir yanında bulunan otellerinde yıllardır sanata olan bağlılığını sürdüren The Peninsula, sanata olan bu uzun soluklu bağlılığında yeni bir sayfa açtığını duyurdu. The Peninsula, 2025 yılından itibaren Londra’nın ünlü Victoria ve Albert Müzesi (V&A) ile birlikte küratörlüğünü üstlendiği bir dizi modern sanat enstalasyonunu, Art Basel Hong Kong 2025’te  The Peninsula Hong Kong’da açılacak bir sergiyle hayata geçiriyor.

Ortak mirasları ve mükemmelliğe olan bağlılıklarıyla tanınan iki ikonik kurumu bir araya getiren bu yeni işbirliği, lüks otel alanında dünya standartlarında sanat deneyimleri konusunda çıtayı yükseltmeyi amaçlıyor.

The Hongkong and Shanghai Hotels, Limited‘in Genel Müdürü ve Operasyon Direktörü Gareth Roberts, “Yaratıcı sanatların dünyadaki en önde gelen kolektif öncüsü olan V&A ile çalışmaktan daha fazla heyecan duyamazdık” dedi. “Birçok açıdan bu ortaklık, konuklarımız ve genel olarak toplum için sınırları zorlayan sanat dallarını kucaklamaya çalıştığımız ‘Art in Resonance’ programı için atılan büyük bir adım gibi görünüyor.”

Çığır Açan Sanatın Erişim Alanını Genişletmek

The Peninsula ve V&A, yaptıkları kapsamlı anlaşmayla, yenilikçi modern sanat eserlerine halkın erişimini işbirliği içinde genişletmeyi amaçlıyor. V&A, küratöryel bilgisini otel grubunun beğenilen ‘Art in Resonance’ programına taşıyarak yeni bir perspektif ve bakış açısının yanı sıra, programdan doğrudan yararlanacak olan yükselen ve kariyerinin ortasındaki sanatçılara gerçek anlamda küresel bir erişim imkanı sağlıyor.

Bu işbirliği, V&A ve çeşitli The Peninsula lokasyonları için özel olarak yaratılmış eserler ortaya koyarak ‘Art in Resonance’ eserlerinin yeni kitlelere ulaşmasını hedefliyor.

Bu işbirliğinin ilk aşaması Mart 2025 sonunda The Peninsula Hong Kong’da yeni bir ‘Art in Resonance’ enstalasyonu ile hayata geçirilecek. Art Basel Hong Kong 2025 ile eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek olan bu sergi için The Peninsula ve V&A, V&A’nın Asya Bölgesi Küratörü Dr. Xiaoxin Li’nin küratörlüğünde yeni tasarlanan bir eseri otelin büyük lobisinde belirgin bir şekilde sergileyecek ve ‘Art in Resonance’ yaratıcıları tarafından tasarlanan diğer iki yeni eserle tamamlanarak otelin tarihi cephesini ve klasik iç mekanlarını göz kamaştırıcı yeni bir ışıkla konukların ve ziyaretçilerin doğrudan erişebileceği yeni bir sergide tanıtacak.

V&A Direktör Yardımcısı ve Operasyon Direktörü Tim Reeve, “Seçilen bu sanatçılar tarafından paylaşılan yaratıcı vizyon, yeni ortaklığımızın ruhunu mükemmel bir şekilde somutlaştırıyor.” dedi. “Bu eserlere daha geniş bir erişim sağlamak için The Peninsula ile birlikte çalışmak, V&A’nın tasarım ve yaratıcılığı tüm biçimleriyle destekleme, kültürel bilgiyi ilerletme ve her yerdeki üreticilere, yaratıcılara ve yenilikçilere ilham verme misyonunu yansıtıyor.”

Art in Resonance Hakkında

The Peninsula’nın oluşturduğu Art in Resonance programı, 2019’dan bu yana, kariyerinin başındaki ve ortasındaki önemli sanatçıların çalışmalarını öne çıkarıyor. Finansman, küratör desteği ve sergi alanı sağlayarak Art in Resonance, bu yaratıcıların önemli yeni kamusal sanat eserleri üretmelerine olanak tanırken, aynı zamanda Peninsula misafirlerine derinlemesine sürükleyici sanat deneyimleri sunuyor.

Victoria & Albert Müzesi Hakkında

V&A, Birleşik Krallık’ın dört bir yanında yer alan ve kendini yaratıcılığın gücüne adamış bir müzeler ailesi olup misyonu, tasarım ve yaratıcılığı tüm biçimleriyle savunmak, kültürel bilgiyi ilerletmek ve her yerdeki üreticilere, yaratıcılara ve yenilikçilere ilham vermektir. Sergiler, etkinlikler, eğitim programları, dijital deneyimler, koruma, araştırma ve her yaratıcı disiplini kapsayan 2,8 milyondan fazla nesneden oluşan ve sürekli gelişen ulusal koleksiyonu aracılığıyla yaratıcılığın 5.000 yıllık öyküsünü paylaşmaktadır.

The Hongkong and Shanghai Hotels, Limited (HSH) Hakkında

1866 yılında kurulan ve Hong Kong Menkul Kıymetler Borsası’nda (00045) işlem gören HSH, Asya, ABD ve Avrupa’nın önemli destinasyonlarında prestijli otel, ticari ve konut projelerinin mülkiyeti, geliştirilmesi ve yönetimi, ayrıca turizm ve eğlence, kulüp yönetimi ve diğer hizmetlerle faaliyette bulunan bir Grubun holding şirketidir. The Peninsula Hotels portföyünde The Peninsula Hong Kong, The Peninsula Shanghai, The Peninsula Beijing, The Peninsula Tokyo, The Peninsula New York, The Peninsula Chicago, The Peninsula Beverly Hills, The Peninsula Paris, The Peninsula Bangkok ve The Peninsula Manila, The Peninsula London ve The Peninsula Istanbul yer almaktadır. Grubun tesis portföyünde Hong Kong’da The Repulse Bay Complex, The Peak Tower ve St. John’s Building; Ho Chi Minh City, Vietnam’da The Landmark ve Paris, Fransa’da 21 avenue Kléber yer almaktadır. Grubun kulüp ve hizmet portföyünde ise Hong Kong’daki The Peak Tram; Bangkok, Tayland’da Thai Country Club; Carmel, California’da Quail Lodge & Golf Club; ayrıca yine Hong Kong’da Peninsula Kulüpleri ve Danışmanlık Hizmetleri, Peninsula Merchandising ve Tai Pan Laundry sayılabilir.

Kaynak: HORECA TREND ve Victoria & Albert Museum

Devamını Oku

Otel

Kartalkaya’da Otel Yangını: 76 Ölü

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yangında can kaybının 76’ya yükseldiğini, soruşturma kapsamında 9 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

Yayınlandı

on

Türkiye’nin önemli kayak merkezlerinden Bolu, Kartalkaya’da bir otelde çıkan yangında ölenlerin sayısı 76’ya yükseldi,  yaralıların tedavisi sürüyor.

İncelemelerin ardından açıklamada bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yangında hayatını kaybedenlerin sayısının 76’ya yükseldiğini bildirdi. Yangınla ilgili devam eden soruşturma kapsamında işletme sahibinin de aralarında olduğu 9 kişi gözaltına alındı.

Sömestir Tatili Nedeniyle Doluydu

Bölgeden edinilen bilgilere göre yangın, saat 03.30 sıralarında otelin restoran bölümünde çıktı. Alevler hızla diğer bölümlere yayıldı. 12 katlı ahşap kaplama otel binasını alevler kısa sürede sararken, Bolu ve Gerede’den gelen çok sayıda itfaiye ekibi yangına müdahale etti.

Sömestir tatili nedeniyle doluluk oranının %90 civarında oluğu belirtilen otelde, yaklaşık 250 kişinin bulunduğu belirtildi.

Zamana Karşı Mücadele

Yangının fark edilmesinin ardınan 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verilirken, otel personeli otelde konaklayanların tahliye edilmesi için yoğun çaba harcadı. Bazı otel odalarından aşağı inmek için çarşafların birbirine bağlanarak kullanıldığı görüldü.

112 Acil Çağrı Merkezi’ne gelen ihbar üzerine zamana karşı mücadele başladı. Bolu ve Gerede belediyelerinden çok sayıda itfaiye ekibi ile polis, jandarma, AFAD ve sağlık ekipleri bölgeye sevk edildi. Yaklaşık 40-45 dakika içerisinde olay yerine ulaşan ekipleri alevlere müdahale etti.

Bakanlar Olay Yerinde

Bakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre; Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ile İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın Bolu-Kartalkaya’daki yangının haberini alır almaz olay yerine intikal etti. Üç bakanın Ankara’dan Kartalkaya’ya gittikleri belirtildi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, olaya ilişkin sosyal medya hesabından da açıklamada bulundu. Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki bir otelde meydana gelen yangının herkesi derinden üzdüğünü belirten Ersoy, şunları kaydetti: “Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Olayın tüm yönleriyle aydınlatılması ve gereken önlemlerin alınması için çalışmalara hızla devam ediyoruz. Başımız sağ olsun.

6 Savcı Görevlendirildi

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bolu, Kartalkaya’daki yangın faciası ile ilgili 6 cumhuriyet başsavcısının görevlendirildiğini ve 5 kişilik bilirkişi heyetinin oluşturulduğunu duyurdu.

Bakan Tunç, sosyal medya hesabı X’te şu açıklamayı paylaştı: “Bolu Kartalkaya’daki bir otelde çıkan yangın hepimizi derinden üzmüştür. Yangınla ilgili Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma başlatılmış olup, 6 Cumhuriyet savcısı görevlendirilmiştir. Ayrıca 5 kişilik bilirkişi heyeti oluşturulmuştur. Soruşturma titizlikle sürdürülmektedir. Yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.

Milli Yas İlan Edildi

Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısının ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bolu yangını için 1 günlük milli yas ilan edildiğini açıkladı.

Kaynak: HORECA TREND

Devamını Oku

Popüler Haberler

Copyright © 2024 Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Ltd. Şti. Her hakkı saklıdır. Web sitemizdeki haber, makale ve içeriklerin her hakkı saklıdır.
İçeriklerimizin izinsiz kullanımı halinde yasal işlem başlatılacaktır.